ÇEVRE - 25 Ekim 2017 Çarşamba 13:27

Bolu’da ileri biyolojik arıtmaya 41 milyon liralık yatırım

A
A
A
Bolu’da ileri biyolojik arıtmaya 41 milyon liralık yatırım

Bolu Belediyesi tarafından 41 milyon TL’lik yatırımla başlatılan ‘İleri Biyolojik Atık Su Arıtma’ sistemi ile, nüfusun iki katına çıktığında da atık suyun temizlenmesi konusunda yeterli kapasiteye sahip olunması hedefleniyor.

Bolu Belediyesi tarafından 41 milyon TL’lik yatırımla başlatılan ‘İleri Biyolojik Atık Su Arıtma’ sistemi ile, nüfusun iki katına çıktığında da atık suyun temizlenmesi konusunda yeterli kapasiteye sahip olunması hedefleniyor.


Bolu’da, 41 milyon liraya mal olacak ve 2018 yılında faaliyete geçecek olan ‘İleri Biyolojik Atık Su Arıtma’ tesisi ile çevre kirliği en aza indirilip, gelecek nesillere daha temiz bir il bırakılacak. Bolu’nun 50 yılını planladıklarını ve büyük hedefleri olduğunu belirten Başkan Alaaddin Yılmaz, ’İleri Biyolojik Atık Su Arıtma’ sistemi ile nüfus 300 bine dahi çıksa, bu rakamı kaldırabilecek bir atıksu arıtma kapasitesine sahip olacaklarını söyledi.


Yılmaz, “Bir ucu Abant ve Bolu Dağı’na diğer ucu Mudurnu Yolu’ndaki Tepe Karakolu’na uzanan bölgedeki 39 köy ve 9 endüstriyel kuruluşun tüm atıkları, Kolektör Hattı ile toplanarak, Bolu Merkez Atık Su Arıtma Tesisi’nde arıtılacak. Mevcut sistem, atık suların yüzde 75’ini arıtabilirken, İleri Biyolojik Atık Su Arıtma sistemi sayesinde tüm su, çevreye zarar vermeyecek bir şekilde yeniden doğaya aktarılacak. Ayrıca, mevcut tesisin kapasitesi 26 bin m3/gün iken yeni yapılacak tesiste kapasite 77 bin m3/gün olacak. ‘Koku Giderim Ünitesi’nin de bulunacağı yeni sistemde, 100 m3/saat kapasiteli ultraviyole dezenfeksiyon sistemi ile yeşil alanların sulaması da gerçekleştirilebilecek” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.