EKONOMİ - 10 Kasım 2017 Cuma 13:10

(Özel Haber) Diyarbakır yerli otomobil fabrikasına talip

A
A
A
(Özel Haber) Diyarbakır yerli otomobil fabrikasına talip

Türkiye’nin mega projelerinden yerli otomobilde firmaların iş birliği protokolünü imzalamasının ardından gözler otomobilin üretileceği şehre çevrildi.

Türkiye’nin mega projelerinden yerli otomobilde firmaların iş birliği protokolünü imzalamasının ardından gözler otomobilin üretileceği şehre çevrildi. İş dünyası ve kent sakinleri yerli otomobil fabrikasının Diyarbakır’da kurulmasını istediklerini ifade ederek, fabrikanın bölgede işsizlik başta olmak üzere ekonomik birçok soruna çözüm olacağını belirtti.


Diyarbakırlı vatandaşlar ve iş çevresi yerli otomobil fabrikasına talip olduklarını ve kentte kurulmasının ekonomik anlamda bölgenin birçok sorununa çözüm olabileceğini ifade etti.



"Diyarbakır’da yapılmasını talep ediyoruz"


Yerli otomobil projesinin yıllardır her dönemde Türkiye’nin gündemine geldiğini ifade eden Doğu Güneydoğu Sanayici İşadamları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Özkılıç, yerli otomobil hasretinin şimdi atılan adımlarla hayata geçeceğini belirtti. Özkılıç, "Ülke olarak bunu hep istiyorduk ve istiyoruz ama şimdi ciddi adımlar atıldı. Bir konsorsiyum kuruldu. Tabi bu aracın üretimi söz konusu Türkiye’nin hangi ilinde üretilecek tartışmaları var şuan gündemde. Biz de Diyarbakır iş dünyası olarak Diyarbakır’da yapılmasını öneriyoruz ve talep ediyoruz. Ev sahipliğini yapmak istiyoruz. Burada belki aracın tamamı üretilemeyebilir ama en azından aracın bazı aksamlarının burada üretilmesine talibiz. Milli ve yerli araç projesi dediğimiz için belki aracın Türkiye’nin 7 bölgesinde iller tespit edilerek bazı aksamları o illerde yapılarak hem de Türkiye’nin her tarafından bu araca sahiplenme ve yatırım açısından da önemli bir ivme kazandırır. Bu anlamda bunun için Diyarbakır’ın altyapısı uygun. Organize Sanayi Bölgesinde yapılabilir. Biz buna talibiz Diyarbakırlılar ve Diyarbakır iş dünyası olarak. Mutlaka aracın bazı aksamlarının Diyarbakır’da yapılması istihdama katkı sunacaktır. Bu aracın bölgemize, ülkemize gerçekten hayırlı olacağını ve hayırlara vesile olacağını düşünüyorum" dedi.



"Cumhurbaşkanımızdan bu desteği bekliyoruz"


İşsizlik oranının en yüksek bölgelerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri olduğunu anımsatan Diyarbakır Ticaret Borsası (DTB) Başkanı Engin Yeşil ise, bu bağlamda yerli otomobil fabrikasının en azından bir bölümünün Diyarbakır’da kurulmasını istediklerini vurguladı. Yeşil, şunları kaydetti:


"Biz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı İrfan Hisarcıklıoğlu’na daha önce sunduğumuz dosyada yerli otomobil fabrikasının Diyarbakır’da kurulmasını talep etmiştik. Biz bu talebimizi yineliyoruz. Cumhurbaşkanımız bazen sürprizler yapıyor. İnşallah yine bir sürpriz yaparak yerli otomobil fabrikasını Diyarbakır’a kurma kararı alır. Cumhurbaşkanımızdan bu desteği bekliyoruz."



"Ekonomik anlamda gelişecektir"


Vatandaşlardan Aziz Deşürekli, Diyarbakır’a yerli otomobil fabrikası kurulmasının Diyarbakır için gelişim anlamına geldiğini belirtti. Deşürekli, "Hem bir sürü personel ve iş sayısı hem de ekonomik anlamda insanları geliştirecektir. Sanayici ve iş adamlarımıza büyük iş düşmektedir. Herkes farklı farklı fabrikalar kurarsa buradaki işsizliği ve benzeri olayları da engelleyecektir" ifadelerini kullandı.


Bir Diyarbakırlı, bir Güneydoğulu olarak bölgenin geri kalmışlığından dolayı en isabetli kararın yerli otomobilin Diyarbakır’da kurulması gerektiğini ifade eden Hasan Pekerli, "En başta düşünülmesi gereken yerdir Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri. Burada yapılırsa insanlar ekonomik olarak bir seviyeye geldikleri zaman bu terörün de ortadan kalkacağını düşünüyorum. Belki tamamen çözülmez ama en büyük etkendir. Bölgeye en büyük fayda olur. Bence en önemlisi burada kurulmasıdır" diye konuştu.


Diyarbakır’da yerli otomobil fabrikasının kurulmasını istediklerini belirten Tahir Akaydın, "Hem istihdam artar hem de insanlar çalıştığı için suça yönelim azalır. Buranın çehresi de değişir" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Geleceğin turizm profesyonelleri Hattuşa’yı OKA ile keşfetti Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı(OKA), her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan Turizm Haftası’nda Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Turizm Fakültesi öğrencilerine yönelik Hattuşa Mesleki Gelişim Gezisi düzenledi. OKA, Kültür ve Doğa Turizmi Ekseninde Şehirlerin Markalaşması Sonuç Odaklı Programı çerçevesinde TR83 Bölgesi’ni oluşturan Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerinde turizm sektörünün gelişimini ve yerel ekonomiye katkısının arttırılmasını destekliyor. Bu çerçevede Ajans, 2024 yılı çalışma programında yer alan Sosyal Medya İçerik Oluşturma Atölyesi ve Eğitim Programı kapsamında OMÜ Turizm Fakültesi öğrencilerine yönelik günübirlik “Hattuşa Mesleki Gelişim Gezisi” düzenledi. Turizm Fakültesi öğrencileri Orta Karadeniz Bölgesi’nin doğal ve kültürel değerlerini dijital platformlarda tanıttı 2023 yılına OKA ve OMÜ Turizm Fakültesi ile arasında bölgenin doğal ve kültürel değerlerinin Wikipedia ve Google Maps gibi dijital platformlarda tanıtımı amacıyla yapılan iş birliği doğrultusunda, Turizm Fakültesi öğrencileri içerik üreterek ilgili platformlara ekledi. İçerik üreten öğrenciler, mesleki gelişim süreçlerini desteklemek üzere 17 Nisan’da gerçekleştirilen Hattuşa Mesleki Gelişim Gezisi’ne katıldı. Geleceğin turizm profesyonelleri olarak iş hayatına atılmaya hazırlanan öğrenciler, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan, bölgenin önemli tarihi değerlerinden Hattuşa ile Alacahöyük Ören Yerlerini yerinde inceleyerek ören yerlerinin tanıtımına yönelik yeni içerikler üretme fırsatı yakaladı. Bölgesel tanıtım için yerel iş birlikleri geliştiriliyor Hattuşa Mesleki Gelişim Gezisi programına, Boğazkale Kaymakamlığı, Boğazkale Belediyesi, Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Boğazkale Müze Müdürlüğü, Puduhepa Girişimi Kadın Kooperatifi, Kavak Yerel Eylem Grubu ayrıca Gezsen Amasya, Gezsen Çorum, Gezsen Samsun ve Gezsen Tokat sosyal medya hesaplarının yöneticileri dâhil oldu. Paydaşlar, organizasyon ve saha desteği sağlamanın yanı sıra bilgi ve deneyim paylaşımında bulundu. Öğrenciler, yerelde bir kadın kooperatifi tarafından el emeği ile üretilen ürünleri, özel kostüm tasarımlarını inceleme ve turizm sektöründeki yansımalarını görme şansı buldu. OKA, yerel ve ulusal kalkınmada önemli rolü olan ve kültürlerin birbirini tanımasında vesile olan turizm sektörünün Orta Karadeniz Bölgesinde tüm yönleriyle gelişimi için faaliyetlerine devam edecek.
Tokat Doç. Dr. Mehtap Aras: "Tokat’ta 6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz" Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Afet ve Acil Durum Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü ve Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehtap Aras, Tokat’ta beklenen depreme yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Aras, “6 ila 7,2 arasında bir deprem muhakkak başımıza gelecek, bundan kaçış yok” dedi. Sulusaray ilçesinde yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin bir öncü sinyal olmadığını belirten Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Afet ve Acil Durum Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü ve Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehtap Aras, ancak bu tür sarsıntıların ciddiye alınması gerektiğini ifade etti. Aras, geçmişte yaşanan depremlerde olduğu gibi, beklenmedik şekilde art arda sarsıntılar yaşanabileceğini ve depremin şiddetinin önceden tahmin edilemediğini dile getirdi. Bu nedenle, her zaman hazırlıklı olunması ve gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. “Depremin şiddetini bilmek ve buna göre tavır almak doğru değil” Depremin şiddetine göre hareket etmenin yanlış olduğunu belirten Aras, “Şimdi depremin şiddetine göre tavır sergilemememiz gerekiyor. Yani ’4,7 çok düşük bir şiddette aslında dışarı çıkmamız gerekmiyor, 6’nın üzerinde olursa anca dışarı çıkarız’ gibi bir tavır, bir tutum çok yanlış. Sonuçta bu bir deprem ve binalarımıza elbette güveniyoruz ve araştırmasını yaptık ama tedbir amaçlı bizim bulunduğumuz yeri terk etmemiz gerekiyor. Ta ki yetkili kurum ve kuruluşların, valilik bağlı olarak il AFAD veya AFAD Başkanlığının bir problem yok. Evlerinize geçebilirsiniz. Güvendesiniz uyarısı ya da bilgilendirmesiyle tekrar evlerimize dönebiliriz ama depremin şiddetini küçümsemek ve buna göre tavır almak doğru değil. Depremin şiddetini biliyoruz ama derinliğini bilmiyoruz. Yüzeye yakın şiddette olan depremler, örneğin beş şiddetindeki bir deprem ve çok yüzeye yakın. Onun etkisiyle çok derinde olan 5 şiddetindeki bir depremin etkisi aynı olmayacaktır. Dolayısıyla biz bunu o anda o bilgiye sahip değiliz. Yani hemen hepimiz telefonlarımıza sarılıp AFAD verisine bakamıyoruz. Dolayısıyla sarsıntı geçince tedbir amaçlı mutlaka bulunduğumuz binaları terk etmemiz gerekiyor” dedi. “6 ila 7,2 arasında bir deprem muhakkak başımıza gelecek” Doç. Dr. Aras, Tokat’ta yaşayanların deprem gerçeğiyle yüzleşmeleri gerektiğini ve bu felakete karşı her zaman tetikte olmaları gerektiğinin altını çizen Aras, “Tokat’ta beklenen bir deprem var. 6 yada 7,2 arasında Tokat’ın üzerinde bulunan fayın bir deprem bekleniyor. Böyle bir elbette senaryo var. Fakat bunun tarihini ve zamanını ön görmemiz, söylememizin ihtimali yok. Şu an hemen burada da olabilir. Beş sene sonra da olabilir, üç gün sonra da olabilir. Ayrıca bunun saatini de bilmiyoruz. Yani genelde gece olduğu için geceye alışkınız fakat gündüz de olabilir, okulda olabiliriz, yolda olabiliriz, herhangi bir kamu kurum kuruluşunda bir işlem yaptırıyorken olabiliriz. Dolayısıyla her türlü senaryoya hazır olmamız gerekiyor. AFAD-RED diye bir simülasyon programı var. Burada Tokat’ın üreteceği örneğin 7 şiddetinde bir deprem veya 6 şiddetinde bir depremde alacağı hasar öngörülebiliyor. Elbette Tokat için de böyle bir senaryo var. 6 şiddetindeki depremdeki senaryoyla 7,2 şiddetindeki senaryo farklı. Dolayısıyla bizim burada vatandaşlar olarak Tokat’ta yaşayan insanlar olarak yapacağımız en önemli şey tedbir almak. Yani olası riskleri azaltmak ve buna hazırlıklı her an olacakmış gibi tetikte olmamız gerekiyor. Yani bugün de olabilir. Beş dakika sonra da olabilir. Bir sene sonra da olabilir. Ama bu bizim başımıza gelecek. Bunu bekliyoruz. Yani bundan kaçış yok. Bu deprem üretilecek. Dolayısıyla bizim buna hazırlıklı olmamız gerekiyor ve önlemleri almamız gerekiyor” diye konuştu.
Muğla Marmaris’te derelerde kapsamlı temizlik Marmaris Belediyesi Temizlik İşleri ekibi Ketenci Deresi’nde meydana gelen çamurları ve atılan çöpleri temizlendi. Muğla Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle dereler başta olmak üzere ilçenin birçok noktasında kapsamlı temizlik çalışmasına başlandı. Marmaris Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri yaz sezonu öncesinde Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı MUSKİ ekipleriyle birlikte derelerde temizlik çalışması başlattı. Çalışmaların ilk adresi Marmaris kent merkezinde yer alan Ketenci Deresi oldu. Sabahın erken saatlerinde başlatılan çalışma kapsamında vinç yardımıyla dere içine araç indirildi. Özel ekipmanlı bir kepçe ve bir traktör, merkezden geçen dere yatağının içinde yağışların azalmasıyla birlikte biriken yosun ve balçık gibi oluşumları temizledi. Akıntıyla gelen miller de araçlarla belli noktalara toplanarak kepçe yardımıyla bertaraf edildi. Temizlik İşleri Müdürü Tugay Tutugan, özellikle dere temizliği çalışmalarında MUSKİ ekipleriyle koordinasyon içinde hareket edildiğini belirterek temizliğe ilişkin şunları söyledi: “Sezon öncesi çalışmalarımıza hız verdik. Yat limanı bölgesinden başlayarak tüm dere yatakları, yürüyüş yolları, plajlar ve bisiklet yollarında kapsamlı bir çalışma başlattık. Bugün de MUSKİ’yle birlikte Ketenci Deresi’ni temizliyoruz. Böylece koku, kötü görüntü ve sivrisinek oluşumunun önüne geçiyoruz.”