GENEL - 15 Kasım 2017 Çarşamba 12:55

Milas Ovası’nda yaşanan su baskınları için işbirliği

A
A
A
Milas Ovası’nda yaşanan su baskınları için işbirliği

Milas Muhtarlar Derneği Başkanı Muhtarı Mehmet Çoban ve bazı mahalle muhtarları, Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı’yı ziyaret ederek, yıllardır Milas Ovası’nın bazı bölümlerinde meydana gelen su baskınları nedeniyle ay sonunda gerçekleştirilecek Ankara ziyaretinde ilgili makamlara ulaştırılmak üzere hazırlanacak bir rapor konusunda görüş alışverişinde bulundu.

Milas Muhtarlar Derneği Başkanı Muhtarı Mehmet Çoban ve bazı mahalle muhtarları, Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı’yı ziyaret ederek, yıllardır Milas Ovası’nın bazı bölümlerinde meydana gelen su baskınları nedeniyle ay sonunda gerçekleştirilecek Ankara ziyaretinde ilgili makamlara ulaştırılmak üzere hazırlanacak bir rapor konusunda görüş alışverişinde bulundu.


Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı’yı makamında ziyaret eden Muhtarlar Derneği Başkanı Mehmet Çoban ve beraberindeki mahalle muhtarları, ay sonunda dernek yönetimi olarak Ankara’ya gideceklerini ve ilçemizin sorunlarından oluşan bir dosyayı ilgili makamlara ulaştıracaklarını belirterek; “Özellikle kış aylarında her yıl Ovakışlacık, Köşk gibi bazı mahallelerdeki ekili araziler, su baskınları nedeniyle büyük zarar görüyor. Bu zararın önüne geçilebilmek için DSİ tarafından bölgedeki derelerin ıslah edilmesi, dere yatağının bulunmadığı noktalarda ise yeni dere yatağının açılması gerekiyor. Bu konuda hem DSİ, hem de Muğla Büyükşehir Belediyesi’ni ilgilendiriyor. Ziraat Odası olarak sizin de yıllardır gündeminizde olan bu konuyu bir rapor haline getirerek, taleplerimizi ilgili makamlara iletmek istiyoruz. Bu noktada sizlerden katkı bekliyoruz” dediler.


Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı da konuya tam anlamıyla hâkim olduğunu ve bu konuda benzer çalışmaları bugüne kadar bölge milletvekillerine ilettiğine vurgu yaparak; “Elbette bölgedeki çiftçiler için on derece önemli bir konu ve bir an önce bu soruna bir çözüm bulunması gerekiyor. Oda olarak geçmişte hazırlamış olduğumuz ve çözüm önerilerinin de yer aldığı raporlar elimizde mevcut. Bu raporları sizlerle paylaşabiliriz. Her şeyden önce bölgedeki vatandaşlarımızın da bu konuya duyarlılık göstermesi gerekiyor. Çünkü dere yatağının olmadığı noktalarda yeni dere yatağı açılabilmesi için vatandaşı izni ya da arazinin belli bir kısmının istimlak edilmesi gerekiyor. İşte bu noktada sürecin uzamaması için vatandaşın oluruna ihtiyaç var. Aksi takdirde yıllar sonra yine aynı konuyu konuşur dururuz” dedi.


Gerçekleşen ziyarette ilçenin, özellikle tarımsal faaliyetlerindeki sorunların bazıları da konuşularak, hazırlanacak rapor ile birlikte tüm sorunların ilgili makamlara ulaştırılması kararlaştırıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.