SAĞLIK - 07 Aralık 2017 Perşembe 11:17

Gülüş tasarımında diş eti ve kemik seviyesine dikkat

A
A
A
Gülüş tasarımında diş eti ve kemik seviyesine dikkat

Diş Hekimi Zafer Kazak, gülüş tasarımında diş eti ve kemik seviyesine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Diş Hekimi Zafer Kazak, gülüş tasarımında diş eti ve kemik seviyesine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.


Medicadent Diş Hekimliği Klinikleri Kurucusu ve Global Diş Hekimleri Derneği Başkanı Diş Hekimi Zafer Kazak, "Gülüş tasarımı yapılırken dişlerin oluşturduğu bölgenin estetiği (beyaz estetik) ve diş etlerinin oluşturduğu bölgenin estetiği (pembe estetik) değerlendirilir. Bu amaçla öncelikle fotoğraf üzerinde diş etlerinin hangi seviyede olması gerektiği, hangi dişlerin tasarıma dahil edileceği değerlendirilir. Sonrasında dişlerin diş-diş eti-kemik seviyeleri klinik ve radyografik olarak incelenir. Daha sonra tedavi planı netleştirilir" dedi.


Estetik uygulamalarda amacın kişiye yakışanı bulmak olduğunu belirten Kazak, "Gülerken en az dişlerin görüntüsü kadar diş etlerinin seviyeleri ve simetrik görünmeleri de önemlidir. İşte bu noktada tercihen lazer ile diş etlerine müdahale etmek gerekir. Eğer sadece diş etlerine müdahale yeterli ise diyot lazer ile işlem yapılabilir. Ama daha ileri seviye bir düzenleme gerekli ise sert doku veya kombine lazer cihazı gereklidir. Sert doku lazerleri işlem sonrası konfor için de daha çok tercih edilmektedir. Mevcut durumuna göre yapılacak tedavilere göre seans sayısı değişebilir. Tedavi bazen tek seansta bazen de birkaç haftada tamamlanabilir" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.