EKONOMİ - 07 Aralık 2017 Perşembe 12:10

Su arıtma cihazlarında büyük oyun

A
A
A
Su arıtma cihazlarında büyük oyun

Sağlıklı Su Derneği (SASUDER) Başkanı Orhan Korkusuz, her arıtma suyunun temiz olmadığına dikkat çekerek, "Türkiye’deki boşluktan istifade eden bazı markaların ürün içindeki küçük bir parçaya aldıkları NSF belgesini, ürünün tamamını kapsarmış gibi sattıklarını ve tüketiciyi yanılttıklarını görüyoruz" dedi.

Sağlıklı Su Derneği (SASUDER) Başkanı Orhan Korkusuz, her arıtma suyunun temiz olmadığına dikkat çekerek, "Türkiye’deki boşluktan istifade eden bazı markaların ürün içindeki küçük bir parçaya aldıkları NSF belgesini, ürünün tamamını kapsarmış gibi sattıklarını ve tüketiciyi yanılttıklarını görüyoruz" dedi.



Şebeke suyu yerine su ya da su arıtma cihazından geçen suyu tercih edenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Sağlıklı Su Derneği (SASUDER) Başkanı Orhan Korkusuz, “Doğru seçilmiş ve bakımları zamanında yapılmış bir su arıtma cihazı içilebilecek, kaliteli su sağlar. Ancak ürünün tamamını kapsayan garantileri ve NSF belgesi olmayan, bakımı yapılmamış ya da yanlış yapılmış bir su arıtma cihazı için aynı şeyi söyleyemeyiz. Son günlerde Türkiye’deki boşluktan istifade eden bazı markaların ürün içindeki küçük bir parçaya aldıkları NSF belgesini, ürünün tamamını kapsarmış gibi sattıklarını ve tüketiciyi yanılttıklarını görüyoruz.” dedi.



Bazen dışarıdan bakıldığında su gayet temiz göründüğünü, ancak bu sağlıklı, içilebilir olduğu anlamına asla gelmediğini vurgulayan SASUDER Başkanı Orhan Korkusuz, "İnsanlar evlerinde arıtma sistemleri kurarak çeşmelerinden akan suyu daha kaliteli içme suyuna çevirmeye tercih edebilir. Bu noktada internette kısa bir araştırma yapınca bile onlarca markaya ulaşmak mümkün. Ancak bunların birçoğu ne yazık ki uluslararası kalite standartlarına uygun değil. Uluslararası standartlar diyorum çünkü ne yazık ki Türkiye’de böyle bir standart oluşturulmuş değil. Yurtdışından bir ayakkabı getirmek isteseniz, eğer standartlara uygun değilse, malzemelerinde, mesela boyasında kanserojen bir madde varsa getiremezsiniz. Ancak maalesef, su gibi sağlığımızı direkt etkileyen bir konuda, yurtdışından getirilen su arıtma cihazlarının kendisi, parçası ya da filtresi için bir denetleme yapılmıyor.” dedi. Korkusuz “ Su arıtma cihazları için Türkiye’ye gidişte aranması gereken standart ya da testler yok. İsteyen istediği ürünü getirip ucuz pahalı demeden rahatça satabiliyor. Bunların hangi malzemeden yapıldığı bile belli değil. Bu durum su arıtma cihazı piyasasını oldukça kirli bir hale getiriyor. Aslında bu ürünlerin Türkiye’ye girerken denetlenmesi ve belirlenecek standartlara uygun olmayan ürünlerin getirilmesine izin verilmemesi gerekiyor. Bu noktada biz SASUDER olarak, bu kriterler oluşturuluncaya kadar, iyi ürünün özelliklerini vatandaşa anlatma konusunda kendimizi sorumlu hissediyoruz" şeklinde konuştu.



"Ürünün tamamı NSF belgeli olmalı"


Orhan Korkusuz, Türkiye’de standartlar oluşturuluncaya kadar, kabul edilen geçerli en büyük standart, Amerikan Hijyen Vakfının kabul ettiği NSF belgesi olduğunu belirterek, "Biz de su arıtma cihazlarında bu belgeye bakıyoruz. Sağlıklı su elde etmek için kullanılacak arıtma cihazının sadece bir ya da birkaç parçasının değil, tamamının NSF belgeli olması gerekir. Burada tüketiciyi yanıltmaya yönelik davranışlarla sıkça karşılaşıyoruz. Satılan su arıtma cihazları için bu belgenin ne kadar değerli olduğunu bilenler belgeyi kullanabilmek için ürünün birkaç küçük yerinde NSF belgeli parçalar kullanıyorlar. Ancak bu yeterli değil. Ürünün tamamının bu belgeyi almış olması çok önemli. Markaların kendi web siteleri yanıltıcı olabilir. Vatandaşlarımız bu belgeleri almış markaları öğrenmek için www.nsf.org adresine bakabilirler” derken cihazın servis ve bakım döneminde, yeni takılan parça ve filtrelerin NSF belgesine sahip olup olmadığına dikkat edilmesi gerektiğinin de altını çizdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Bandırma’da kapalı yöntemle prostat ameliyatı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesi kurulmasıyla birlikte üroloji kliniği güncel sağlık hizmetlerine devam ediyor. Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesinin kurulması ve hastanenin eğitim ve araştırma hastanesi statüsüne geçmesiyle birlikte üroloji kliniği, en güncel sağlık hizmetlerini sunmaya devam ediyor. Daha önce açık cerrahi ile Bandırma’da çeşitli ilklere imza atan üroloji kliniği, bölgede önemli bir üroloji merkezi haline gelmeye devam ediyor. Son olarak, laparoskopik (kapalı yöntem ile) prostat kanseri ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Aykut Başer, hastanenin Bandırma ve çevresine en güncel tedavi yöntemleriyle yüksek kalitede sağlık hizmeti sunduğunu belirterek laparoskopik cerrahi hakkında şunları söyledi: "Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri tedavisinde sıkça kullanılan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemde, cerrah küçük kesiler yaparak bir kamera ve cerrahi aletler aracılığıyla prostat bezini çıkarır. Laparoskopik cerrahi, geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha az invazif bir yöntemdir, bu da daha az kan kaybı, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci anlamına gelir. Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri olan erkekler için etkili bir tedavi seçeneği olabilir. Ancak, her hasta için uygun olmayabilir ve tedavi seçenekleri, hastanın bireysel durumuna ve kanserin evresine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, prostat kanseri teşhisi konmuş hastaların, hatta tüm ürolojik kanserlerinde dahil tedavi seçenekleri hakkında hastanemize başvurarak detaylı bir şekilde bilgi almaları önemlidir."