GENEL - 03 Ocak 2018 Çarşamba 20:09

Mersin’deki darbe girişimi davasının üçüncü duruşması başladı

A
A
A
Mersin’deki darbe girişimi davasının üçüncü duruşması başladı

Mersin’deki darbe girişi davasında tanık olarak dinlenen, eski Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan’ın askeri okuldan devre arkadaşı B.

Mersin’deki darbe girişi davasında tanık olarak dinlenen, eski Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan’ın askeri okuldan devre arkadaşı B.K., Demirhan’ın, 25 yıl önce ABD’de Fethullah Gülen’in toplantılarına katıldığını, bu toplantılara İstanbul’da da devam ettiğini iddia etti.


Mersin’de Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin, aralarında eski Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ile eski 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri Dağdelen’in de bulunduğu, 21’i tutuklu, ikisi firari, 32 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması başladı. Duruşmaya, tutuklu 21 sanık, tutuksuz 8 sanık, avukatlar ve sanık yakınları katıldı.


Üç duruşmada üç kez mahkeme başkanı değişen davanın bugünkü oturumunda, dosyaları birleştirilen üç sanık ile aralarında 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Mersin İl Jandarma Komutan Vekili olarak görev yapan Albay Mustafa Bakçepınar, İl Emniyet Müdür Vekili olarak görevli Yakup Usta ve Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı’nda görevli Albay Komodor Ahmet Habil Uğurluel ile etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olanların da bulunduğu 12 tanık dinlendi.


“Demirhan ve Cengiz, 1991 veya 1992’de San Jose’de beni Fethullah Gülen’in toplantısına götürdü”


Tanıklardan, eski amiral Demirhan’ın devre arkadaşı B.K., SEGBİS ile verdiği ifadesinde, Demirhan’ın Gülen ile bağlantısına yönelik iddialarda bulundu. Emekli deniz subayı K., Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Demirhan ve Cengiz Ekin ile birlikte eğitim için 1990-1992 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) gönderildiğini söyledi. 1991 veya 1992’de sınıf arkadaşları Demirhan ve Ekin’in, bir Türk eğitim heyetinin San Jose’ye geldiğini söyleyerek, kendisini oraya götürdüklerini anlatan K., “Biz üç kişi beraber gittik. Şehir dışında bir villaydı. Kapının dışında çok sayıda ayakkabı vardı. İçeriye girdiğimizde bir kişinin kanepede, çok sayıda gencin de yerde diz çökerek oturduğunu gördüm. Kanepede oturan kişinin Fethullah Gülen olduğunu daha sonraları öğrendim. Bu sırada Demirhan ve Cengiz ortadan kayboldu. Ben de kanepeye Gülen’in yanına oturdum. Gülen’e, hangi görevle hangi bakanlıktan geldiklerini sordum. Bana, ‘Bu özel bir gruptur’ dedi. Niyetiniz nedir diye sordum. Ben sorular sorunca Atilla ve Cengiz geldi, ‘Yanlış bir gruba gelmişiz’ dediler ve çıktık. Ertesi gün Fethullah Gülen’in yazdığı bir şiir kitabı getirdiler bana ve ‘Senden çok hoşlanmış, irtibatta kalmak istiyormuş’ dediler” diye konuştu.


“Onları rapor ettiğim için o dönemde bana kumpas kurdular”


İstanbul’da okulun son sınıfındayken Demirhan ve Ekin ile birlikte bir kez daha Altunizade’de bir yere gittiğini ifade eden K., “1996 veya 1998 yılıydı. Sırf ne kadar genişlediklerini merak ettiğim için gittim. Okul ya da dershane gibi bir yerdi. Arka kapıdan girdik ve yine orada Fethullah Gülen vardı. Geliştirme çabası içinde olduklarını anladım. Ben bunları komutanlarıma da anlattım. 2002 veya 2003 yılında, 6 kişiyi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı’na rapor ettim. Demirhan da bunların içindeydi. Bu rapordan sonra raporlar, tutanaklar ve CD’ler ortaya attılar. Bunlar kumpastı. Bir kumpasla görevden alınmama neden oldular. Daha sonra göreve döndüm ama 2007 yılında, kendi isteğimle meslekten ayrılmak zorunda kaldım. Zamanında raporlarımız, ifadelerimiz dikkate alınsaydı, 15 Temmuz’a gelinmezdi. Beni dikkate almayan o zamanki komutanlarımızın çoğu daha sonra Ergenekon ve Balyoz’dan 2-3 yıl hapis yattı” dedi.


Tanıklardan Mustafa Bakçepınar, Yakup Usta ve Ahmet Habil Uğurluel ise 15 Temmuz gecesi Demirhan’ın kendisini Mersin sıkıyönetim komutanı ilan ettiğini ve çeşitli emirler verdiğini belirterek, bu emirlerin hiçbirine uymadıklarını ifade ettiler.


Mahkeme Başkanı, 12 tanığın dinlenmesinin ardından oturuma yarın sabah devam edilmesine karar vererek duruşmayı sonlandırdı.


Mersin Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ömer Faruk Güngör tarafından hazırlanan ve Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 462 sayfalık iddianame kapsamında, sanıklar, 4’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 78’er yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.