GENEL - 13 Ocak 2018 Cumartesi 10:30

12 milyon değerindeki tekneler çürümeye terk edildi

A
A
A
12 milyon değerindeki tekneler çürümeye terk edildi

Muğla’nın Bodrum ilçesinde, göçmen kaçakçılığında kullanılırken yakalanan 218 adet tekne ve yat çürümeye terk edildi.

Muğla’nın Bodrum ilçesinde, göçmen kaçakçılığında kullanılırken yakalanan 218 adet tekne ve yat çürümeye terk edildi. Araç otoparkını dolduran tekne ve lüks yatların ihaleye çıkarılarak satışı durumunda devletin kasasına 12 milyon lira gireceği öne sürüldü.


Yasa dışı yollardan Bodrum’dan Yunanistan’ın İstanköy Adas’ına göçmen taşıyan organizatörlerin kullandıkları tekne ve lüks yatlar, yakalanmalarının ardından yediemin olarak kullanılan Yalıkavak Mahallesi’ndeki trafik otoparkına teslim edildi. Kara taşıtından çok deniz aracının bulunduğu otoparkta, ihaleye çıkarılıp satılacakları günü bekleyen tekne ve yatlar adeta mezarlık görüntüsü oluşturdu. Yaklaşık 1 yıldır ihalesi yapılmayan tekneler çürümeye terk edildi. 1 yıldır yedi eminde tutulan teknelerin satılması halinde hazineye ise 12 milyon Türk lirasından fazla para gireceği öğrenildi.


Yasal olarak tekne ve yatların satışında herhangi bir engel bulunmadığını öne süren otopark sahibi Burkay Karadağ, 5 ila 28 metre uzunluğundaki 218 adet ahşap gulet, sürat teknesi ve lüks yatın aylık muhafaza maliyetinin kendisini mağdur ettiğini söyledi. Bodrum Milli Emlak Müdürlüğünden satış sürecini hızlandırmasını isteyen Karadağ, "Bunlar göçmen kaçakçılığında yakalanan tekneler ve çoğu sahipsiz. Şimdi sahibi belli olsa da kovuşturması devam eden teknelerin normal şartlarda Milli Emlak Müdürlüğü tarafından 1 ay içerisinde satışa çıkarması lazım. KHK 690, 6. Madde çok açık. Kovuşturma ve soruşturma sonuçları beklenmeksizin 1 ay içerisinde bütün teknelerin satışının, tasfiyesinin gerçekleştirilmesini yazıyor ve KHK emrediyor. Biz bununla ilgili hemen bu karar çıktıktan bir ay sonra 5’inci ayda Milli Emlak Müdürlüğüne, Bodrum Milli Emlak Müdürlüğüne gerekli başvurularımı yaptık, dilekçelerimizi verdik, satış taleplerimizi ilettik. Kendileri bize, şuan böyle bir ödeneklerinin olmadığını söyledi. Bilirkişi ve kıymet takdiri raporlarının hazırlanması için devletin bir ödeneğe ihtiyacı olduğunu dolayısıyla şuanda satışın gerçekleşmeyeceğini belirtti. Biz de bu tür ödemelerin tarafımızca karşılanmasını taahhüt ederek bilirkişi ile anlaştık, kıymet takdir raporlarını bilirkişi tarafında 2 ay boyunca çalışması sonucunda ortaya çıkardı. Biz evraklarımızı 6’ncı ayda teslim ettik müdürlüğe sunduk. Buna rağmen halen satışlar gerçekleşmedi. Bunun üzerine bizde BİMER’e yazı yazdık, durumu izah ettik. Kendileri BİMER’i yanıltıcı bir şekilde bilirkişi raporlarının hazırlanmadığını ve kovuşturmaların, soruşturmaların devam ettiğini belirterek devleti kandırma yoluna gittiler" dedi.



"Devletin kasasına 12 milyon girecek"


Teknelerin zamanında elden çıkarılmaması nedeniyle mağdur olduğunu ifade eden Karadağ, "Şuan 218 tane tekne mevcut. 5 metre ile 28 metre arasında olan tekneler var. İşte ufak teknelerin en az bana maliyeti burada, taşıma ve muhafaza giderleri 2 bin lira civarında ortalama. Büyük olan tekneler var, karayolu ile buraya taşıyamadığımız, tersanelerle anlaşıp tersanelerde kışlama yaptırdığımız tekneler, onların aylık bana gideri 6 ila 7 bin lira arasında değişiyor. Bu paralar benim cebimden çıkıyor ve ben bunları tahsil edemiyorum. Biz istiyoruz ki bu tekneler satılsın devletimizin kasasına para girsin. Bunlar satıldığı zaman en az 10 ila 12 milyon lira civarında devletin kasasına para girecek. Bir taraftan bakıyoruz Milli Emlak ödeneğimiz yok diyor ve bilirkişi raporunun cüzi bir miktarını ödemekten kaçınıyor. Öteki taraftan baktığımızda 10 milyon burada yatıyor. Bu benim gözümde görev ihmalidir" ifadelerini kaydetti.


Öte yandan, Bodrum Milli Emlak Müdürlüğü yetkilileri, yakalanan teknelerle ilgili soruşturma ve kovuşturmalardan devam edenlerin olduğunu, bazı teknelerin ise Liman Başkanlığına kayıtlı olmaları gerekçesiyle satılamayacağını bildirdi.



30 gün içinde teminat verilmezse satışı gerekiyor


690 sayılı KHK’nın göçmen kaçakçılığı suçunda kullanılan araca el koyma işlemiyle ilgili olarak yer alan 6. maddesinde "Göçmen kaçakçılığı suçunun işlenmesinde kullanılan araçlara 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 128. maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre el konulur. Birinci fıkraya göre el konulan aracın; soruşturma ve kovuşturma devam ederken aynı suçun işlenmesinde tekrar kullanılması, Türkiye’de sicile kayıtlı olmaması, toplam yolcu sayısına göre önemli sayıda göçmen taşınırken ele geçirilmesi suçun işlenmesini kolaylaştıracak özel tertibatının bulunması hallerinden birinin varlığı durumunda, el konulan araç sahibine iade edilmez. Bu durumda sahibinin, aracın değeri kadar teminatı el koyma tarihinden itibaren 30 gün içinde Maliye Bakanlığına teslim etmesi halinde araç sahibine iade edilir. Aksi takdirde, Maliye Bakanlığı tarafından soruşturma ve kovuşturma sonucu beklenmeksizin derhal tasfiye olunur. Tasfiyenin satış suretiyle gerçekleşmesi halinde, satıştan elde edilen gelirden aracın muhafaza edilmesi ve satışı için gerekli olan bütün masraflar karşılandıktan sonra kalan miktar, kovuşturma sonucuna göre işlem yapılmak üzere emanet hesabına alınır" ifadesi yer alıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.