TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, kuraklığa bağlı olarak 2018’de tarım ürünlerinde önemli ölçüde verim kaybı olacağını ve kuraklıktan en çok Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin etkileneceğini söyledi.
Türkiye genelinde, son 44 yılın en kurak dönemi yaşanıyor. Sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışlar gelmezken, Ocak ayına rağmen birçok bölgede kar yağmadı. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, kuraklık tehlikesini gündeme getirirken ilerleyen dönemler için de alarm verilmeye başlandı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Göngör, dünyayı bekleyen 3 büyük tehlike olduğunu dile getirdi.
"En çok Güney ve Güneydoğu Anadolu’da etkili olacak"
Eskişehir’de ziyaretleri sırasında İHA’ya açıklamalarda bulunan Başkan Güngör, iklim değişikliğine dikkat çekti. Özden Güngör, "Bunu biz Ziraat Mühendisleri Odası olarak sürekli söylüyoruz. Çünkü dünyada bir iklim değişikliği var. Tabi bunun yansımaları Türkiye’de de olacak. Nitekim 2015 Paris Anlaşmasının Türkiye ile ilgili raporda, ülkemizde son 5 yıldan sonra yani bu süreç içerisinde kuraklık tehlikesinin baş göstereceği söyleniyor. En fazla göstereceği alanlar Adana, Antalya, Şanlıurfa, Hatay yani Güney ve Güneydoğu Anadolu ağırlıklı. Tabi bu Ege Bölgesinde de kendisini kısmi olarak gösterecek. Çok büyük çaplı değil ama orada da kendini gösterecek. İklim değişikliğinden hiç etkilenmeyecek olan bölge ise Karadeniz. Orada da yağışlar meydana geleceği raporlarda belirtiliyor" dedi.
"Üretimde düşüklük, gıda fiyatlarının artması demek"
Kuraklığa bağlı olarak üretimde de azalmalar meydana geleceğini vurgulayan Güngör, "Eğer su olmazsa üretimde düşüklük olur. Bu, bu şekilde devam ettiği takdirde 2018’de üretimde özellikle tarla ürünlerinde yüzde 10 ile 50 arasında bir verim kaybı söz konusu olur. Kuraklık böyle devam ederse şayet. Bu da üretim düşüklüğü demek, gıda fiyatlarının artması demek. Dolayısıyla bizim ithalatımızın da artması demek. İklim değişikliği sadece Türkiye’de değil başka ülkelerde de var. Aynı durum o ülkeler için de söz konusu. Dolayısıyla dünyada gıda üretiminde, tarımsal üretimde bir azalma olabilir. Onun için 2018’in ortalarında veya sonlarına doğru ben gıda fiyatlarının artacağını tahmin ediyorum. Eğer iklim böyle giderse" ifadelerini kullandı.
"Suyumuzu çok dikkatli kullanmalıyız"
Bu konuda bazı önerilerde de bulunan Güngör, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Suyumuzu çok dikkatli kullanmamız lazım. Çünkü biz su zengini bir ülke değiliz. Basınçlı sulama sistemlerine önem vermemiz lazım. Mevcut olan suyumuzu tarlalara çok harcamamamız lazım. Daha bilinçli sulama, üretimimizde ürün desenlerini kuraklık yaşayacak bölgelerde ona göre seçimlerimizi yapmamız lazım. Tabi kuraklıktaki tehlikeler bunlar. Bunun dışında da bitkisel zararlar ve hastalıklar yönünden de değişimler olabilir. Mevcut olan hastalıklar ve zararlar değişir. Kuraklık ortamında farklı veya Türkiye’de olmayan hastalıklar ve zararlar ortaya çıkabilir. İnsan sağlığı bakımından büyük bir risk oluşturur. Farklı hastalıklarla karşı karşıya kalınabilir. Devletlerin bu tarz konularda planları olması lazım. Bununla ilgili projeler geliştirmesi lazım."
