GENEL - 17 Nisan 2018 Salı 11:20

Kapkaç mağduru engelli kız: "İnsanlık var zannediyordum ama ölmüş"

A
A
A
Kapkaç mağduru engelli kız: "İnsanlık var zannediyordum ama ölmüş"

Adana’da tekerlekli sandalyesiyle evine giderken arkasından yakalaşan bir kişinin cep telefonunu çalmasıyla şoka girerek ağlayan "cam kemik" hastası engelli genç kız, "Çok korkuyorum artık dışarı çıkamıyorum.

Adana’da tekerlekli sandalyesiyle evine giderken arkasından yakalaşan bir kişinin cep telefonunu çalmasıyla şoka girerek ağlayan "cam kemik" hastası engelli genç kız, "Çok korkuyorum artık dışarı çıkamıyorum. Ben insanlık var zannediyordum ama insanlık ölmüş" diye gözyaşı döktü.


Adana’da dün evine gitmek için Seyhan ilçesine bağlı Gazipaşa Mahallesi Şehit Komiser Mustafa Sarı alt geçidinden geçen "cam kemik" hastası engelli radyo programcısı Ayşe Cingöz’ün (39) tekerlekli sandalyesinde bulunan cep telefonunu kapkaççı tarafından çalınmış, genç kız ise gözyaşlarına boğulmuştu.


Emekli polis kızı olan Cingöz, yaşadığı olayın şokuyla artık dışarı tek başına çıkmaya korktuğunu söyledi. Cingöz, dün annesiyle hayatını kaybeden kuzenine taziyeye gittiklerini, dönüşte ise annesinin otomobille döndüğünü anlatarak, "Ben her zaman olduğu gibi tekerlekli sandalyemle tek başıma yola çıktım. Eve yaklaştığım sırada alt geçitte kaldırımda giderken arkamdan bir kişi gelerek çantamı almak istedi ancak ben bırakmayınca cep telefonumu alıp kaçtı. Arkamı döndüğümde kimseyi görmedim sanki kuş olup uçtu" dedi.



"Çok korktum artık tek başıma sokağa çıkamıyorum"


Cingöz, olaydan sonra şoka girdiğini ve çok korktuğunu, bu nedenle yardım çığlığı attığına dikkat çekerek şöyle devam etti:


"Telefonum alınınca kokup çığlık attım, hemen sesime bir polis geldi. Polis bana yardımcı olup sakinleştirdi. Ekipler de hırsızı yakalamak için çalışma başlattı. Ancak ben çok korktum. Artık tek başıma sokağa çıkamıyorum. Tek başıma çıktığım zaman sanki birisi arkamdan gelecekmiş hissi oluşuyor. Bu tür olaylar sadece engelli vatandaşların değil normal vatandaşların bile başına gelmemeli. Çok vicdansızca bir olay."



"Özgürlüğüm elimden gitti"


Radyo programı yaptığı için sürekli işe gidip geldiğini anlatan Cingöz, "Benim telefonum her şeyimmiş. Onu kaybedince bunu anladım ben. Telefonum benim özgürlüğümmüş. Benim özgürlüğüm gitti. Ben her 30 dakika da bir annemle görüşürdüm, hasta olduğum için beni merak edip ararlardı. Ben de telefon olduğu için rahat rahat dışarı çıkardım ama şimdi olmadığı için çıkamıyorum. Hırsız benim özgürlüğümü çaldı" diye konuştu.



"Ben ilk kez ağlıyorum"


Ağlamaktan sesinin kısıldığına vurgu yapan Cingöz, şunları söyledi:


"Ailem ağlamamamı, telefon alacaklarını söyledi. Ancak benim elimde değil çok korktum. Ben cam kemik hastasıyım beni sürüklese en ufak bir darbede benim bütün kemiklerim kırılırdı. Beni ailem bu zamana kadar hasta olduğum için hiç ağlatmadı. Ben neredeyse ilk kez ağlıyorum. Bu nedenle ailem de çok üzülüyor."



"İnsanlık ölmüş"


Cingöz, yaşadığı bu olaydan sonra insanlığı sorguladığını ifade ederek, "Engelli bir insanın bile telefonunu çalan insanlar varsa insanlık yok artık. Ben bu olay olmadan önce insanlık var zannediyordum ama insanlık ölmüş. Artık insanlık yok. Bu duruma çok üzülüyorum" diye konuştu.


Cingöz, artık sadece annesinin gözetiminde evinin sokağına çıkıp tekerlekli sandalyesiyle geziyor.


Polis ise olaydan sonra çevredeki güvenlik kameralarını incelemeye alarak zanlıyı yakalamak için geniş çaplı araştırma başlattı.


Polis dünden bu yana eşkale benzer çok sayıda kişiyi gözaltına alıp güvenlik kamerasından eşleştirme yapıp Cingöz’e gösterdi. Ancak alınan şahısların kapkaçı yapan zanlı olmadığı anlaşıldı. Polis zanlıyı yakalamak için şok baskınlar yapıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 101 kişinin hayatını kaybettiği Ankara Garı davasında mütalaa açıklandı Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti. Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici’nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti. Ekici’nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu. Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran’a erteledi.