EĞİTİM - 17 Nisan 2018 Salı 12:15

Eski Bakan Emiroğlu’ndan mesleki eğitim vurgusu

A
A
A
Eski Bakan Emiroğlu’ndan mesleki eğitim vurgusu

Eski Milli Eğitim Bakanı Metin Emiroğlu, çıraklık ve mesleki eğitim okullarının önemine dikkat çekerek, "Eğer temel eğitimden sonra çocuklarımızı mesleki eğitime yönlendiremez isek üniversitelerin önünde yığılma oluyor.

Eski Milli Eğitim Bakanı Metin Emiroğlu, çıraklık ve mesleki eğitim okullarının önemine dikkat çekerek, "Eğer temel eğitimden sonra çocuklarımızı mesleki eğitime yönlendiremez isek üniversitelerin önünde yığılma oluyor. Hatta üniversiteyi bitirenler de iş imkanına kavuşamıyor. Daha çok üretim yapmak için bu okullarımıza önem vermeliyiz” dedi.


Eski Milli Eğitim Bakanı ve 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Metin Emiroğlu, Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi (ESKKK) Başkanı Ali Evren’i ziyaret etti. Ziyarette konuşan Emiroğlu, ülkenin kalkınmasında en önemli şeyin eğitim ve teknik eğitim olduğunu ifade ederek, "Genç yaşta çocuklarımızın üretici yapılması, bir meslek edinmesi için eğitim sisteminin yönlendirilmesi gerekir. Her ülke kendi şartlarına göre bu sistemi organize etmektedir. Bizim ülkemizde de köye giden, köyde yetişen bir çocuk ilkokulu bitirecek ondan sonra ortaokul olmayınca bir yere gidemeyecektir. O zaman bu çocuğun eğitilmesi ancak yaygın eğitim sistemleriyle mümkün olabilir. Yani çıraklık eğitim sistemleriyle mümkün olabilir. Bunun için de devletin himayesi çok önemlidir. Esasen buradaki en ince nokta eğitimde fırsat eşitliği hadisesidir. Yani sosyal devlet okuyan çocuğumuzun önünü açıyor, üniversiteye kadar götürüyor ama okuyamayan çocuklarımızın da mesleki eğitim yönüyle teşvik edilerek eğitimde fırsat eşitliği kanalıyla onları da meslek sahibi ve istihdam imkanlarına kavuşmasını önünü açmak gerekiyor. Bu çok önemli, eğer temel eğitimden sonra çocuklarımızı mesleki eğitime yönlendiremez isek üniversitelerin önünde yığılma oluyor. Hatta üniversiteyi bitirenler de iş imkanına kavuşamıyor. Çünkü üretimi esas almak lazım, üretim yüksek katma değer meydana getirir, dışa bağımlılığı azaltır, ithalat-ihracat dengesini organize eder. Bu bakımdan çıraklık eğitimi ve çıraklık eğitim merkezlerinin kurulması son derece önemlidir. Aslında bunları Organize Sanayi Bölgeleri içerisinde yapmamız esastır yani burada devletin kaynağına da ihtiyaç yoktur. Organize Sanayi Bölgeleri içerisinde oradaki esnaf ve sanatkarlar bir okul yapacak onu bağışlayacak. Okulun altına da bir aşhane kuracak. Çocuklar orada yemek yiyecek ücretsiz olarak. Bunun masrafları da Organize Sanayi Bölgesi içerisindeki esnaf ve sanatkarlar tarafından karşılanacak. Bu hem dini hem de manevi bakımdan biri zekattır. O yüzden bizim esnafımız memnuniyetle bu yardımı"yapar” şeklinde konuştu.



"Türkiye böyle bir sistemi sadece 15 sene uygulasın Güney Kore’yi geçer gider"


Bu istemin altyapısını rahmetli Turgut Özal döneminde kurduklarını aktaran Emiroğlu, "Bununla ilgili mevzuat oluşturduk. Devletimizin, hükümetimizin burada yapacağı şey bu getirilen kanunları ve mevzuatı uygulamada dikkatle takip etmesidir ve bunun icabında teşviklerini ortaya koymasıdır. Bunu yapan iş adamına da sanayicimize de devletimiz sigorta yönünden, vergi önünden, ham madde yönünden, enerji yönünden bir takım teşvikler verebilir. Türkiye böyle bir sistemi sadece 15 sene uygulasın Güney Kore’yi geçer gider” ifadelerini kullandı.


Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren ESKKK Başkanı Ali Evren ise "Esnaf ve sanatkarlar olarak bakanımıza kapımız her zaman açıktır. Kendisinin bakanlık döneminde büyük eserleri vardır. Malatyamıza 25’e yakın ortaokul ve lise yaptırmıştır. Daha sonra da bizim mesleki, teknik ve çıraklık okulumuzu yapmıştır. O kanun 1987’de ilk olarak çıkar çıkmaz ilk olarak okulu Malatya’ya getirmiştir. Bundan dolayı kendisine teşekkür ediyorum. Mesleki teknik ve çıraklık meslek okullarının önünün açılması lazım. Biz esnaf ve sanatkarlar olarak çırak bulmakta zorlanıyoruz. Bu konuda bize yardım edilmesi lazım, bu okullara sınavla öğrenci alınması işimizi bir hayli zorluyor. Biz okula gitmeyen çocukların burada yetiştirilip iş hayatına kazandırılmasını istiyoruz" diye konuştu.


Konuşmaların arından ESKKK Başkanı Evren, Metin Emiroğlu’na kayısı hediye etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’de yapay zeka lisesi kurulma yolunda ilk adım atıldı İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Teknopark İstanbul iş birliğiyle “Yapay Zeka Lisesi kurulum ve içerik geliştirme çalıştayı” gerçekleştirdi. Teknopark İstanbul’da Türkiye’nin geleceğine yön verecek önemli bir adım olan ilk “yapay zeka lisesinin oluşum sürecini şekillendireceği ifade edilen “Yapay Zekâ Lisesi Kurulum ve İçerik Geliştirme Çalıştayı” gerçekleştirildi. Programda konuşan İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin aydın, yapay zekâ, çağın en hızlı gelişen ve dönüşen alanlarından biri olarak, eğitim ve genç nesiller için kritik bir öneme sahip, bu bağlamda, Yapay Zekâ Lisesi kurma hedefimiz, genç beyinlerin bu alanda nitelikli bir eğitim almasını sağlayarak, Türkiye’nin küresel arenada rekabet gücünü artırmayı amaçladıklarını belirtti. Teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda, yapay zeka bilgi ve becerisi, sadece bireylerin değil, aynı zamanda ulusların ve toplumların geleceğini şekillendirdiğini ifade eden Aydın, Yapay Zeka Lisesi, genç yeteneklere bu alanda eğitim sağlayarak, onları geleceğin liderleri, yenilikçileri ve girişimcileri olarak yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Çalıştayda yapay zeka eğitim ve öğretim konularında uzman isimler bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunacağı ve stratejik adımların belirleneceği bir ortam oluşturmayı hedeflediklerini ifade etti. Teknopark İstanbul’da düzenlenen programa, İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin Aydın, Teknopark İstanbul yönetim kurulu üyesi Mehmet Akif Özyurt, akademisyenler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. “Yapay Zeka Lisesi ile geleceğin bilimsel ve teknolojik gelişmelerine gençlerimizi şimdiden hazırlıyoruz” İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin Aydın, “Günlük hayatımızın birçok alanında kullanılmaya başlanan yapay zekanın etki alanının her geçen gün arttığına şahit oluyoruz. Bilişimden medyaya, sanayi ve ticaretten eğitime kadar çeşitli alanlarda kullanılmaya başlanan yapay zekanın geleceğin en önemli alanlarından biri olduğunun farkındayız. Yapay Zeka Lisesi ile geleceğin bilimsel ve teknolojik gelişmelerine şimdiden hazırladığımız gençlerimiz için bu alanda nitelikli ve eğitim temelli adım atmayı sağlayarak ülkemizin küresel ölçekte diğer ülkelerle teknoloji ve bilimsel rekabette güçlü bir konuma gelmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın, ilan ettiği Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Dönüşüm vizyonuyla, bakanlığımız eğitim, bilim ve teknolojiyi ulusal hedeflerimize entegre ederek Türkiye’nin eğitimdeki dönüşümüne öncülük etmektir. Bu iki yaklaşım; yani geleneksel değerlerle yenilikçi teknolojilerin benimsenmesi ülkemizin eğitimde kapsamlı bir dönüşüm yaşamasını sağlayacak stratejik bir birlikteliği temsil etmektedir.” dedi. (AZ-
Aydın Aydın inciri için zorlu mesai başladı Dünyanın en kaliteli incirinin yetiştiği ve fiyatı altınla yarışan Aydın’ın sarılop incirinin üretimi için çiftçilerin zorlu mesaisi başladı. Küresel iklim krizi nedeniyle toprağın tavının kaçmaması için adeta zamanla yarışan Aydınlı çiftçileri, aydın dağlarını ilmek ilmek işliyor. Traktör işlemediği için atlarla sürülen arazilerde eli kolu tutan herkes toprağı en iyi şekilde işlemek için çalışıyor. Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip illerin başında gelen Aydın’ın incir üretimi yapılan sarp arazilerinde motorlu taşıtlar iş görmediği için halen toprak karasabanla işleniyor. Her türlü teknolojik imkana ve ekonomik güce sahip olmasına rağmen köylüler yamaç olan arazilerini sadece atlarla sürüp işleyebilirken, bir çift at ile çalışanlar aylık 75 bin TL ile 90 bin TL arasında kazanıyor. Çalışan herkese adeta mühendis maaşından fazla ücret ödenen Aydın dağlarında çalışan da çalıştıran da durumdan memnun iken çiftçilerin en büyük sorunu dolgun ücrete rağmen çalışacak kişi bulunmaması. Büyük Menderes Nehri’nin Kuzey ve Güney yamacında bulundan verimli Aydın dağlarında motorlu araçların iş görmemesi nedeniyle halen atlarla toprağı işlemek zorunda olduklarını belirten çiftçi Hayati Kuruş, bu işe hevesli olan kardeşi ile mesai yaptıklarını belirtti. Küresel iklim krizi nedeniyle son yıllarda mevsimlerin değişerek iklim şartlarının kıştan direk yaz mevsimine döndüğü için toprağı işleme süresinin azaldığını belirterek adeta zamanla yarıştıklarını söyledi. Boyundan büyük sabanla toprağı işliyor Son yıllarda incir ve zeytinyağı fiyatlarının adeta altınla yarışması nedeniyle tarım sektöründe çalışmanın daha cazip hale geldiğini belirten ve küçük yaşına rağmen mahareti ile görenleri şaşırtan 14 yaşındaki Tunahan Kuruş, boyundan büyük işi başarıyor. Çocukluğundan beri tarla bahçe işlerinin içinde olduğunu belirten Küçük Tunahan, babasının kendisine hediye ettiği atlarla boyundan büyük sabanı atlara koşup çift sürüyor. Aylık 75-90 Bin TL arasında para kazandığını ve halinden memnun olduğunu belirten Tunahan, görenlerin şaşırdığını söyledi. Kendisinin çift süreceğine inanmadığı için çalışırken izlemeye gelenlerin bile olduğunu belirten Tunahan Kuruş, çalışıp kazanmanın mutluluk verici olduğunu söyledi. Kardeşi ile birlikte dağlarda çift süren 24 yaşındaki Hayati Kuruş ise, mesleği babasından öğrendiğini çok meraklı ve istekli olduğu için kardeşine de öğrettiğini belirterek “Aydın dağlarında üretim yapmak arazi yapısı nedeniyle zor. Yamaç olduğu için traktörün işlemediği bu incir bahçelerini atlarla sürüyoruz. Kardeşim Tunahan, bu işe çok meraklı ve oldukça da becerikli. Israrla kendisine at alınmasını istedi. Bizler gibi O da atlarla çift sürüyor” diye konuştu. (İK-
Ankara RTÜK Başkanı Şahin: “Şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir” Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, gündüz kuşağında yer alan programları işaret ederek, “Kadına yönelik şiddet, toplumsal şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir. Kusura bakmasınlar bu programlar veya bu şekilde devam edenler, üzülerek söylemek istiyorum ki hiç sevmediğimiz müeyyide konuları gündeme gelecektir” dedi. RTÜK tarafından ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde “Etik İlkeler Rehberi Tanıtım Toplantısı” düzenlendi. Toplantıda, RTÜK tarafından onaylann ve radyo, televizyon, internet ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinde dikkat edilmesi gereken “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye İlişkin Etik İlkeler” de paylaşıldı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, yaptığı konuşmada medyanın sorunları ve karşılaşılan güçlüklerle nasıl baş edilmesi gerektiği üzerinde çalışıldığını ifade etti. “Şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir” Kadına yönelik şiddete ilişkin gündüz kuşağında yer alan programların etik kurallara uyması gerektiğini belirten Şahin, “Kadına yönelik şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir. Bu hassasiyetlerimizin dile getirildiği, her fırsatta konuşulduğu artık aşikardır. Kusura bakmasınlar bu programlar veya bu şekilde devam edenler, üzülerek söylemek istiyorum ki hiç sevmediğimiz müeyyide konuları gündeme gelecektir” diye konuştu. RTÜK’ün karar kıldığı etik ilkeleri de paylaşan Şahin, şöyle konuştu: “Etik ilkelerimizden bahsetmemiz gerekirse; ‘mağduru değil, faili göster’, ‘şiddeti meşrulaştırma’, ‘saygın değil, suçlu o’, ‘cezayı yayınla adaleti göster’, ‘mücadeleyi destekle çocuklara örnek ol’, ‘güçlü kadını anlat, kadını güçlü anlat’ şeklinde etik ilkelerimiz bunlar. “Kadın istismarı medyamızın gündeminden çıkmalıdır” Medyada kadına yönelik şiddet ile mücadeleye ilişkin etik ilkelere uyulup uyulmayacağını takip edeceklerini aktaran Şahin, şu ifadelere yer verdi: “Bu kararların uygulanmasında üst kurul uzmanlarımız 7/24 mesai yapacaktır. Bu konuda kararlıyız. Kadına yönelik şiddet görüntüleri ve kadın istismarı medyamızın gündeminden çıkmalıdır. Medyamız bu sorunun çözümüne katkı sağlamalı diye düşünmekteyiz. Kadına yönelik şiddetle topyekün mücadele etmek şarttır. Yaptığınız ve yapacağımız katkılar için şimdiden siz değerli medya mensuplarına teşekkür ediyorum.” Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise yaptığı konuşmada, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önlenmesi noktasında çok ciddi ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’de kadına yönelik şiddete karşı sürekli çalışmalar yürütüldüğünü belirten Bakan Ersoy, “Bunca ilerlemeye, katedilen mesafeye rağmen maalesef bugün halen bu sorunun devam ettiğini görüyoruz. Yargı alanında düzenlemeler yapıldı. Devlet olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi en temel politikalarımızdan biri haline getirdik. Bu çerçevede kurumlarımız tarafından birçok yasal düzenleme hayata geçirildi” ifadesini kullandı. Bürokrasi, yerel yönetimler, iş dünyası, spor kamuoyu, dernekler ve vakıfların kadına karşı şiddette önemli farkındalık oluşturacak kampanyalar düzenlediğine dikkati çeken Ersoy, “Meselenin psikolojik, sosyolojik, kültürel yanına dikkat çeken çalışmalar yapıldı. Ama hepimizi derinden yaralayan olumsuz haberlerin geldiğini görmeye üzülerek devam ediyoruz” dedi. Kadınların bireysel özgürlüklerinin yanı sıra siyasi ve sosyal alandaki etkilerinin artmış olmasına rağmen karşılaşılan tablonun ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıya kalındığını gösterdiğini ifade eden Ersoy, “Sorun ne kadar büyük olursa olsun, bu sorunu çözmek ne kadar karmaşık gibi görünse de biz kadına yönelik şiddetin son bulması için elimizden gelen gayretin daha fazlasını yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. "En büyük tehlike normalleştirmektir" Kadına şiddet sorununun altını çizen Ersoy, şunları kaydetti: “Kadına yönelik şiddeti asla normalleştirmeyeceğiz. Televizyon ekranlarında bu sorunla ilgili bir haberle karşılaştığımızda bunu sıradan bir olay olarak görmeyeceğiz. Unutulmamalıdır ki toplumsal yaşamı, insan onurunu, iyi bir yaşamı tehdit eden bir sorun karşısında en büyük tehlike onu normalleştirmektir. Bu soruna alışmaktır. İşte biz bu bakış açısını reddediyoruz. Kadına şiddeti asla normalleştirmeyeceğiz ve buna alışmayacağız. Bu açıdan belki de en büyük rol siz değerli medya yöneticilerimize düşmektedir.” Programa RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, RTÜK Üyesi Deniz Güçer, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürü Süreyya Erkan, Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Şube Müdürü Sibel Özdemir ile davetliler katıldı.
Antalya Muratpaşa’da DJ’lik kursuna yoğun ilgi Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, son yıllarda eğlence sektöründe giderek popülerleşen disc jockey (DJ) mesleğinin meraklılarına Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde ücretsiz bir kurs başlattı. Muratpaşa Belediyesi, hobi ya da bir iş kolu olarak DJ’likle ilgilenmek isteyenlere Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde ücretsiz kurs düzenlemeye başladı. DJ Daraske ismini kullanan Murat Aydın’ın eğitimini verdiği kursta, kursiyerlere başlangıç seviyesinde DJ’lik bilgileri verildi. Eğitmen Aydın, bundan 2 yıl önce Muratpaşa Belediyesi’nin katkılarıyla bir kez daha ücretsiz kurs açtıklarını söyledi. Aydın, sertifikalarını alan 35 öğrenciden 25’inin aktif olarak DJ’liğe devam ettiğini belirtti. Kursta; armoni, elektronik dans müziklerinin bölümleri gibi temel düzeyde bilmeleri gereken bilgileri verdiklerini aktaran Aydın, kursun devamında pratik üzerine yoğunlaşacaklarını ifade etti. İki arkadaşıyla Antalya Ritim Grubu’nda müzik yaptıklarını söyleyen Hatice Şahin Eşkiler arkadaşlarıyla hobi olarak eğitime katıldıklarını belirtti. Heykeltıraş Seyhan Erdem ise müzik öğrenmek için katıldığını belirttiği kurs için şunları söyledi: “Geçmiş yıllarda manuel müzik çalardık. Aradan 20 yıl geçti, her şey dijitalleşti. Hevesimizi tekrar devam ettirelim dedik. Teorik olarak hemen hemen her şeyi hallettik. Ses uyumu, notaların uyumu, armoni uyumu, yapacağımız işin genel tanımına hakim olduk. Bundan sonra pratiklere geçeceğiz. Onu bekliyoruz heyecanla.”