POLİTİKA - 17 Mayıs 2018 Perşembe 15:44

Bakan Özlü: “Bizim yaptırdığımız anketlerde milletimiz ‘benim partim kimi aday gösterirse ben partime oy veririm’ diyor”

A
A
A
Bakan Özlü: “Bizim yaptırdığımız anketlerde milletimiz ‘benim partim kimi aday gösterirse ben partime oy veririm’ diyor”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “24 Haziran’da yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanına oy verin ama AK Parti’ye oy vermeyin” söylemlerinin sandıkta bir karşılık bulmayacağını, yaptırılan anketlerde seçmenlerin büyük bir çoğunluğunun partiye oy verdiğini söyledi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “24 Haziran’da yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanına oy verin ama AK Parti’ye oy vermeyin” söylemlerinin sandıkta bir karşılık bulmayacağını, yaptırılan anketlerde seçmenlerin büyük bir çoğunluğunun partiye oy verdiğini söyledi.


Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, TGRT Haber’de İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın ‘Gündem Özel’ programına katıldı. ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ile ilgili konuşan Özlü, “Orada bir insanlık dramı yaşanıyor. 60’tan fazla şehit, 2 binden fazla yaralının olduğu bir hadise söz konusu. Ölenler, yaralananlar Müslüman değil de bir başka dinden de olsa bu haksızlığa karşı çıkmamız gerekir. Türkiye, dünyanın neresinde bir haksızlık varsa sesini yükselten, buna karşı duran, dosdoğru olan bir ülke. Türkiye küresel bir güç olma yolunda bir oyuncu. Dünyanın sessiz kalması çok hayret verici, sadece İslam ülkeleri değil, dünyanın sessiz kaldığı bir durum. BM Genel Sekreteri, dünyanın güvenlikle ilgili teşkilatları ortada hiç yok. Bunlar şu anda ortada olmayacaklarsa ne zaman ortada olacaklar. Dünyada huzur ve güvenin sağlanması noktasında mevcut teşkilatların yetersiz olduğunun bu hadise bir ispatıdır. Hem BM’nin hem de diğer güvenlik örgütlerinin yeniden yapılandırılması gerekiyor. Biz her zaman mazlumun, ezilenin yanındayız. Bu tavrımızı sürdüreceğiz, her zaman doğruların yanında olacağız” ifadelerini kullandı.



“32 ay çok yanlış”


New York’ta tutuklu olarak yargılanan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın 32 ay hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Özlü, “Ortada bir suç yok. 32 ayda çok yanlış. Bunlar oluşturulmuş belgeler, dokümanlar. Bunun arkasında Türkiye’yi mahkum etmek isteyen, Türkiye’yi uluslararası ortamda zor durumda bırakmak isteyen FETÖ yapılanması var. Hakan Atilla davasının arkasında FETÖ yapılanmasının gayretleri vardır. Ben amaçlarına ulaşamadıkları kanaatindeyim. Onların amaçları daha büyük bir ceza verdirtmek ve akabinde Halk Bankası ve Türkiye’yi mahkum etmek vardı” diye konuştu.



“Uçakların verilmemesi çok yanlış olur”


ABD’nin F-35’leri teslim etmeyeceği iddialarının gündeme gelmesi hakkındaki soruya Özlü, “Çok büyük bir program. 4 uçak, eğitimlerinin de tamamlanması lazım. İlk parti Türkiye’ye verilecek olan. 9 ülke var, içinde Türkiye’de var. Başından beri programın içindeyiz. Uçakların verilmemesi çok yanlış olur. Uçakların verilmemesi gibi bir söylemi ciddiye almıyorum. Her konuda yurt dışında bulunan FETÖ mensuplarının Türkiye aleyhine faaliyetleri var. Sadece F-35 uçaklarında değil, diğer bütün programlarda ulaşabildikleri her şeyde Türkiye’ye karşılar” cevabını verdi.



“Bu söylemler sandıkta karşılığını bulmayacaktır”


“24 Haziran’da yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanına oy verin ama AK Parti’ye oy vermeyin” söylemlerinin ortaya atılmasına yönelik Özlü şunları söyledi:


“Böyle bir söylem var. AK Parti demek Recep Tayyip Erdoğan demektir, Recep Tayyip Erdoğan demek AK Parti demektir. Bu ikisini birbirinden ayıramayız. Ne AK Parti’siz Cumhurbaşkanımızı düşünebiliriz, ne de AK Parti’yi Recep Tayyip Erdoğan’sız düşünebiliriz. Bu o kadar iç içe bir durum ki. Bu söylemin sandıkta bir karşılık bulmayacağı kanaatindeyim. Bizim yaptırdığımız anketlerde milletimiz diyor ki; ‘benim partim kimi aday gösterirse ben partime oy veririm.’ Büyük bir çoğunluk partiye oy verdiğini ifade ediyor. AK parti’de 2002’den beri oluşan bir siyasal kültür var. AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan’ın lideri olduğu bir partidir, AK Parti’lilerin tek lideri vardır o da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Seçimden umudunu kesmiş olan, seçimlerde bir ikbal, başarı görmeyen partilerin söylemleri, AK Parti’yi içerden çökertebilir miyiz acaba diye düşünüyorlar ama AK Parti sapasağlam ve liderinin peşinden giden bir partidir AK Parti. Bunun sandıkta karşılığı olacağını düşünmüyorum.”



“Muharrem Bey dersine iyi çalışmıyor”


CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin dün katıldığı bir televizyon programında “Özal nasıl gittiyse Erdoğan da öyle gidecek” sözünün sorulması üzerine Özlü, “Ne maksatla söylediğini bilmiyorum. Kasıtlı ve maksatlı söylediyse büyük bir skandal ama her iktidarın bir sonu vardır, AK Parti’nin de mutlaka bir sonu olacaktır gibi bir maksatla söylediyse de çok yanlış. Muharrem Bey’in çok iyi çalışmadığı kanaatindeyim. Muharrem Bey dersine çok iyi çalışmıyor, yüzeysel konuşuyor. Geçenlerde, ‘İktidara gelirsem veterinerden TÜBİTAK Başkanı yapmayacağım’ dedi. 63’te kuruldu TÜBİTAK ve o günden beri hiçbir TÜBİTAK Başkanı veteriner hekim değil. Kaldı ki iyi bir akademisyense bir veteriner hekim de TÜBİTAK Başkanı olabilir. Hiçbir TÜBİTAK Başkanı veteriner hekim değil, ikincisi ise veterinerlere hakaret ediyor. Veterinerden niye TÜBİTAK Başkanı olmasın. ‘Sonu Özal gibi olacak’ söylemleri çok yanlış, yakışıksız söylemler” dedi.


Bakan Özlü, CHP’den 15 milletvekilinin istifa ettirilip İYİ Parti’ye geçirilmesi ve CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin ittifakına ilişkin ise şunları söyledi:


“Bunlar ilkesiz davranışlar. 15 vekilin istifa ettirilip, paketlenip gönderilmesi ve tekrar partiye alınması. İkincisi; 4 partinin hangi değerler üzerine birleştiğini bilmiyoruz. CHP ve SP’yi yan yana koyduğunuzda ne kadar birbirine benziyor. Tamamen farklı dünyaların insanları. CHP düşüncesi ile SP düşüncesi tamamen birbirine zıt. Tek ortak yanları, Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı. Tayyip Erdoğan olmasında ne olursa olsun, ülke batsın, ülke yıkılsın. Üzerinde mutabık kaldıkları bir değerler zemini yok. İlkesiz hareketler bunlar.”


Doların 4.50 seviyelerini görerek rekor kırdığının hatırlatılması üzerine Özlü, bunun geçici bir durum olduğunu belirterek, “Seçim ortamındayız, Orta Doğu’da bazı gelişmeler var, hem dışarıdaki gelişmeler hem de seçim ortamından dolayı spekülatif dalgalanmalar. Seçimden sonra Türkiye’nin istikrarlı bir sürece gireceğini, önümüzdeki 5 yıl seçim olmayacağı için bu süreçte kurun dengeleneceği kanaatindeyim. Merkez Bankası piyasaları gözlemliyor. Ekonomi Koordinasyon Kurulu var, ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcımız var. Bunlar anlık, günlük gözlemlenen hadiseler” dedi.



Sanayi üretim rakamları


TÜİK’in açıkladığı verilere göre, sanayi üretiminin bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 9,8 artmasını değerlendiren Özlü, “Çarklar çok iyi dönüyor. 9,8 demek aslında yüzde 10 demek. Yani 2018 yılı ilk çeyrekte Türk sanayisi yüzde 10 büyüyor. Bu bir rekordur. Eskiden bu tip büyümeleri Çin’de duyardık. Türkiye’nin ortalama büyümesi her zaman sanayi büyümesinden bir puan altta olur. Geçen 3 çeyrek 9,8 ise sanayi büyümesi ortalaması, bu ilk çeyrekteki büyümenin 7’nin üzerinde bir büyüme olacaktır diye düşünüyorum. Sanayide yüksek teknolojiye geçiş programı yürütüyoruz ve 9 sektörle bunu beraber çalışıyoruz. Geçen ilk çeyrekte imalat sanayi içerisinde yer alan yüksek teknolojili ürünlerin üretimindeki artış ilk çeyrekte yüzde 17’dir. Bu oran Mart ayında yüzde 21,3 oldu. Dolayısıyla sanayide yüksek teknolojiye geçiş süreci hızlandırdı” ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin 2018 yılında odak sektörlere yoğunlaşacağını ve Türkiye’nin sanayi devrimini başlatacaklarına dikkat çeken Özlü, “Bunun yol haritası hazır. Önümüzdeki günlerde Türkiye’nin kendi sanayi devrimi programını başlatacağız ve 2018 sanayimiz için bir atılım döneminin başlangıcı olacak” açıklamasını yaptı.



“Seçimden sonra Türkiye’nin Sanayi Devrimi programını açıklayacağız”


İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın “Almanya Sanayi 4.0, Japonya ise 5.0 diyor. Biz ne diyeceğiz?” sorusunu yanıtlayan Özlü, “Burada bir tartışma var. Alman endüstrisi diyor ki; birinci sanayi devrimi, ikinci, üçüncü ve bu dördüncüdür diyor. Bundan dolayı Endüstri 4.0 diyor, yani sanayiyi esas alıyor. Japonya ise toplumların dönüşümünü esas alıyor. Avcı toplum, tarım toplumu, sanayi toplumu gibi Toplum 5.0 diyor. Biz ne 4.0 diyeceğiz ne de 5.0 diyeceğiz. Bizim programımızın adı Türkiye’nin sanayi devrimi. Biz kendi özgün teknolojilerimizi oluşturacağız. Kendi sanayimizin dijital dönüşümlerini kendi şartlarımız içinde gerçekleştireceğiz ve bunu da yaparken küresel pazara entegre olacağız. Bizim isimlendirmemiz Türkiye’nin sanayi devrimidir. Programımız hazır. Seçimden hemen sonra bunu açıklayacağız. Birbiriyle konuşan makineler geliyor, sıfır stokla üretim yapacak fabrikalar geliyor, karanlık fabrikalar geliyor, robotlarla üretim geliyor, yapay zeka geliyor. Dolayısıyla bütün bu teknolojilerin ele alındığı, bu teknolojilerde Türkiye’nin atılım yapacağı bir program hazırladık ve 6 bileşenden oluşuyor. İlk bileşen insan. Dijital dönüşüm merkezleri kuracağız. Seçimden hemen sonra Türkiye’nin sanayi Devrimi programını açıklayacağız” cevabını verdi.



“Gelecek hafta başından itibaren CEO’yu açıklamaya hazırız”


Yerli otomobilde CEO’nun gelecek hafta başından itibaren açıklanabileceğini vurgulayan Özlü, konuya ilişkin olarak şunları dedi:


“Teknik ve mali analiz sonucu bir takım rakamları konuşuyoruz. Mesela diyoruz ki; toplam yapacağımız yatırım 3.2 milyar euro olacak, bunu 15 yılda yapacağız, 15 yılda ulaşacağımız üretim kapasitesi 175 bin araç, 5 modelde üreteceğiz gibi bir takım sonuçlara ulaştık. Şirketimizin olması gerekiyor. Bu şirket 5 ortaklı bir şirket. Buna TOBB’da küçük bir hisseyle katıldı ve şu anda 6 ortaklı bir şirket. Yapacağımız şey şuydu: Şirket ana sözleşmesini imzalayalım ve seçtiğimiz CEO’yu açıklayalım. Şirketin ortak avukatları; bizim süreye ihtiyacımız var, anlaşmaları bitiremedik dediler. Salı gününe kadar süre verdik, dün itibariyle bitti, bu hafta sonuna kadar şirketler arasındaki ortaklık sözleşmesini bitiriyoruz. Gelecek hafta başından itibaren bunu açıklamaya hazırız. Sadece avukatların süreye ihtiyacı vardı. 2021 yılında yerli otomobil piyasaya çıkacak ve elektrikli olacak.



“2019’da Antartika’ya bilim üssünü kurmuş olacağız”


Antartika’ya "Türkiye Bilimsel Araştırma Üssü" kurulması ile ilgili çalışmaların sürdüğünü ve 2019 yılında Antartika’da bilim üssünün kurulmuş olacağını belirten Özlü, “Antartika’dan bilim heyeti geldi. Şu anda bir fizibilite raporu hazırlıyorlar. Nereye üs kuracağımızın projesini yapacağız bu ay. 2019’da yapacağımız 3. seferin hazırlıklarını yapacağız ve 2019’da gittiğimizde Antartika’ya bilim üssünü kurmuş olacağız. Yani orada bir binamız, yerleşkemiz olacak. Türkiye’nin Antartika üzerinde söz sahibi ülkeler statüsüne geçmesi için başvurumuzu yapacağız ve Türkiye 29 danışman ülkeden birisi olacak” diye konuştu.



“19.6 milyar dolarlık bir yerlileştirme programı yürütüyoruz”


Yerlileştirme Yüksük Kurulu ile ilgili de bilgi veren Özlü, “Son derece önemli ve kritik. Çok ciddi bir cari açık veriyoruz ve bunu kapatmanın tek yolu yerlileştirmeden geçiyor. Küresel pazara entegre, yerlileştirme yapacağız. 43 ürün grubu belirledik. Yaklaşık 19.6 milyar dolarlık bir yerlileştirme programı yürütüyoruz. 3 ile 5 yıl arasında 19.6 milyar dolarlık ürünü yerlileştirmiş olacağız” açıklamasını yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Bakan Bak, "Sınırlarımızda ve sınır ötesinde nöbet bekleyen kahramanlar yalnız bugünün değil bir yandan istikbalin de derdindedir" Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü nedeniyle 57’nci Alay Vefa Yürüyüşü anma programı çerçevesinde Conkbayırın’daki Atatürk Anıtı’nda 57’nci Alay Sancağı temsili devir teslim töreni gerçekleştirildi. Tören, Atatürk Anıtı’na çelenk sunma töreniyle başladı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, anıta çelenk koydu. Saygı duruşunda bulunulması ve saygı atışı yapılmasının ardından İstiklal Marşı okundu. Ardından Kur’an-ı Kerim okundu ve şehitler için dua edildi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Evlattan ecdada uzanan köprüyü birlikte inşa etmek amacıyla tertip ettiğimiz 57. Alay Vefa Yürüyüşü’nde sizlerle bir arada bulunmanın gururunu yaşıyorum. Süngüsüyle yol açanların izini takip etmek, bu ruhu yaşamak, hissetmek için Türkiye’nin dört bir yanından koşup buraya geldiniz. 57. Alay vefa Yürüyüşü bir etkinlikten çok daha fazlası. Türkiye’nin gençlerinin her yıl burada toplanmasının derin ve önemli bir anlamı var. 57. Alay kanlarının son damlasına kadar mücadele etmiş ve Arıburnu mevkiinde şehit düşmüş bir alayın fedakarlık, dirayet ve cesaret öyküsüdür. İstiklal şairimizin "Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz" dediği 57. alaydır. Onlar süngüsüyle yol açmış, can vermiş, kan akıtmış ama Türk milletin haysiyetini, birliğini müdafaa etmekten geri durmamıştır. Vatanla, toprağına, hürriyetine ezelden ebede her daim sadakatle bağlı olan bu milletin evlatları binlerce yıldan beri şehit düşer, bedel öder lakin toprak vermez. Çünkü toprak dediğimiz kara parçasından ibaret değildir. Toprak mazidir, hatıradır, köktür, bugündür ve yarındır. İşte 57. Alay canını siper ederek topraklarını korurken yalnız o gün için değil, bugün burada huzurla yaşayabilelim diye o onurlu mücadeleyi vermiştir. Sarıkamış’ın kahramanları bugün bir sür ve başı dik bir hayat sürelim diye Allah-u Ekber dağlarından geri dönmemişlerdir. 15 Temmuz’da hainlere geçit vermeyen yiğitler sınırlarımızda ve sınır ötesinde nöbet bekleyen kahramanlar da yalnız bugünün değil bir yandan istikbalinde derdindedir. Türk milleti tarih sahnesinde çıktığından beri dünden bugüne cesaretli duruşuyla dünyaya meydan okuyan cümle kahramanlara çok şey borçluyuz. Bu borcun edasını çalışarak, kıymet bilerek, kıymet vererek gerçekleştirebiliriz. Sorumluluklarımızın farkındayız. Bizim dünyanın herhangi bir yerinde başka bir motivasyon alamaya cesaret veren yeni öyküler keşfetmeye ihtiyacımız yok sevgili gençler. Aradığımız ilham, öğreneceğimiz ders işte burada, buradaki ruhta saklıdır." ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Ege Üniversitesi öğrencisi Orhan Özcan Arıkan 57’nci Alay Sancağı’nı Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesine teslim edildi. Anma programına Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Vali Vekili Hakkı Uzun, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, 2’nci Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, gaziler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Denizli Muğla BİLSEM ülke genelinde en çok proje hazırlayan 2. okul oldu Muğla Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM), bilimsel çalışmalar kapsamında Türkiye genelinde en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Bu yıl 18.’si düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri yarışması Ege Bölge finali Denizli’de başladı. Ege bölgesinden yapılan 887 projeden 100 tanesi jüriler tarafından sergilenmeye değer görülerek bölge finaline davet edildi. Bölge finalinde başarılı olan projeler ise Türkiye finalinde yarışmaya hak kazanacak. Yarışmaya damga vuran Muğla Bilim ve Sanat Merkezi ise hazırladığı yetmiş proje ile Türkiye geneli en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Davet edilen on üç proje ile de Türkiye geneli en başarılı dördüncü okul oldu. Ege bölgesi özelinde ise bölgeye davet edilen yüz projeden on üçüne sahip olarak Ege Bölgesinin zirvesine yerleşti. Ege Bölge finalinin yapıldığı Denizli EGS Kongre ve Kültür Merkezi’nde görüştüğümüz Muğla Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Bekir Cevizci, ”Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bilimsel üretkenliklerini en üst seviyeye çıkararak bu yıl Türkiye’ye damgasını vurdu. Muğla’dan bir devlet okulunun bütün istatistikleri alt üst ederek bilimsel başarılarıyla Türkiye gündemine oturması bizleri çok mutlu etti. Bu başarının mimarı sevgili öğrencilerimizi ve fedakâr öğretmenlerimizi tebrik ederim. Burada 13 ekibimizde toplam 36 kişilik dev bir kadro bulunmaktayız. Buradan güzel başarılar alarak Muğla’ya dönmeyi planlıyoruz. Ayrıca tek faaliyetimiz bilimsel projeler değil, bilimsel yayınlar ve bilimsel öğrenci bildirilerinde de Türkiye gündemine oturmaya hazırız. Haziran ayına kadar bu hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizi gözlemleyeceksiniz” dedi.
Hatay Paris’e tatile giden profesörün paraları, yabancı uyruklu şahsın ayakkabısından çıktı Hatay’da yaşayan Profesör Dr. Mustafa Zortuk, tatil amaçlı gitmek istediği Paris yolculuğu öncesinde hırsızlık şoku yaşadı. Prof. Dr. Zortuk’un çalınan bin 500 eurosu ve 4 bin TL’si kabin memurunun dikkati sayesinde yabancı uyruklu bir şahsın ayakkabısının içerisinden ele geçirildi. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde görevli Öğretim Üyesi Profesör Dr. Mustafa Zortuk, Ramazan Bayramı tatilini ailesiyle birlikte Paris’te geçirmek istedi. Ailesiyle birlikte Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan uçağa binmek üzere servisle götürülen profesör, uçağa bineceği esnada çantasının yanında olmadığını fark etti ve durumu görevlilerle paylaştı. Profesör Zortuk, kaybolan çantasını uçakta yaptığı aramada bulsa da tatil parası olan bin 500 euronun ve 4 bin TL’nin içinde olmadığını fark etti. Zortuk’un yardımına yetişen uçakta görevli kabin memurunun çantayı uçağa biniş esnasında başka bir şahsın elinde gördüğünü söylemesi üzerine polis ekipleri konuyla ilgili çalışma başlattı. Polis ekiplerinin yaptığı çalışma sonrası Zortuk’a ait 4 bin TL ve bin 500 euro, kabin memurunun bahsettiği yabancı uyruklu şahsın ayakkabısının üzerinden çıktı. Tatil parasına yeniden kavuşan Zortuk ailesi ve uçaktaki diğer yolcular 1 saat gecikmeli olarak Paris yolculuğuna başladı. “4 günlük Paris gezisi paramın çantanın içinde olmadığını görünce panikledim” 4 gün tatil parasının çantanın içinde olmadığını görmesi üzerine paniklediğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Zortuk, “Ailemle beraber Paris’e gidiyorduk. Servis aracından uçağa yaklaştığım zaman sırt çantamızı otobüste unuttuğumuzu fark ettik. O anda panik aldık, tüm paramız sırt çantası içerisindeydi. Uçağın altında çalışanlar sakin olmamızı söylediler. Servis aracını arayacaklarını söylediler. Servis aracında sırt çantamızın olmadığı ortaya çıktı ve bir kişinin çantamızı alarak iyi bir niyetle uçağa getirebileceği söylendi. Bin 500 euro ve 4 bin TL civarında paramız vardı. Ben uçağın ön tarafından arkaya doğru valiz alanlarına bakmaya başladım. Onuncu sırada çantamı buldum ve çok sevindim. Tekrar uçağın ön tarafına gelip, çantanın içerisinde parama bakmaya başlarken paramın olmadığını fark ettim. 4 günlük Paris gezisi paramın çantanın içinde olmadığını görünce panikledim” dedi. “Bütün paralar yabancı uyruklu şahsın ayakkabısının içerisinden çıktı” Uçakta görevli Rengin Koç isimli kabin memuru sayesinde çalınan parasının polis ekipleri tarafından bulunduğunu belirten Prof. Dr. Zortuk, “Rengin Koç isimli kabin memuruyla konuştum ve paramın çantada olmadığını söyledim. Kabin memuru da bana; uçağa binerken Fransızca konuşan bir kişinin sırt çantamın içerisini açtığını ve çıkarken paraları söyledi. O anda bende paraları birinin alıp, sırt çantasını içeriye koyduğunu anladım ve şikayetçiyim dedim. Yarım saat bekledik, polis ekipleri geldi. İlk önce uçak girişinde beni sorguya çektiler, detayları anlattım. Uçaktaki Fransızca konuşan şahsı alıp dışarıya çıkarttılar, bütün paralar bu şahsın ayakkabısının içerisinden çıktı. Böyle bir şey yaşayacağım aklıma gelmezdi. Yurt dışına çıkarken hırsızlık olayına karşı önlem alıyorsunuz ama Sabiha Gökçen Havalimanı’nda direkt paranızın tümünü kaybetmek biraz enteresan oldu. Uçak 1 saate yakın apronda bekledi” ifadelerini kullandı. “Özellikle kabin memurunun o merdivenden çıkarken ki dikkati çok önemliydi” Parasını çalan şahıstan davacı ve şikayetçi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Zortuk, Sabiha Gökçen’de görevli polis ekiplerine teşekkür ederek, “Davacı ve şikayetçiyim. Gereken evrakları imzaladım. Parayı bulduktan sonra inanılmaz derecede mutluyuz. Özellikle kabin memurunun o merdivenden çıkarkenki dikkati çok önemliydi. Sırt çantası içerisinde para sayan birini görmesi, bize çok büyük katkı sağladı. Paramız bulunduğu için çok çok mutluyuz. Havalimanında görevli bütün polis memurlarına çok çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.