GENEL - 18 Mayıs 2018 Cuma 09:40

Paylaşılamayan lokomotifler kurtuluş trenleri mi?

A
A
A
Paylaşılamayan lokomotifler kurtuluş trenleri mi?

Amasya’da müzelerin paylaşamadığı Alman yapımı iki antika lokomotifin 1.

Amasya’da müzelerin paylaşamadığı Alman yapımı iki antika lokomotifin 1. Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul ile Anadolu arasında kömür ve silah sevkiyatında kullanıldıkları tahmin ediliyor.


İstanbul’un elektriksiz kalmaması için kömür nakleden, Kurtuluş Savaşı sırasında da Karadeniz’e ve oradan da Anadolu’ya silah taşıyan trenler arasında Amasya’daki 1895 ve 1910 model iki buharlı lokomotifin de olabileceğini düşündüklerini belirten Amasya Valisi Dr. Osman Varol, Osmanlı Devleti topraklarına ilk geldikleri dönemde kanıtlarıyla birlikte hangi amaçla nerelerde kullanıldığının tespiti için komisyon oluşturacaklarını anlatarak “Özellikle kurtuluş mücadelesine çok büyük katkı sağladıklarını somut bir şekilde ortaya koyup daha sonra kent müzesinde sergileyerek bunu dünyaya duyuracağız” dedi.


Amasya’nın Suluova ilçesindeki Amasya İl Özel İdaresine bağlı Eski Çeltek Kömür İşletmesinde uzun yılar madenden kömür naklinde kullanılan lokomotiflerden 1895 tarihli olanının İstanbul’un enerji ihtiyacının karşılanması için inşa edilen bir demiryolu hattı üzerinde çalıştığıyla ilgili bilgiler edindiklerini anlatan Vali Varol, “O dönemde 1. Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’un elektrik ihtiyacını karşılayan elektrik santralinin kömürü Zonguldak’tan denizyolu ile getirilmekteydi. Fakat savaş sırasında Rusya’nın denizyolu üzerinde oluşturduğu baskı sonucu o hat kullanılmaz hale gelince İstanbul’da ciddi bir elektrik sorunu baş göstermeye başlıyor. Buna çözüm düşünülünce Ağaçlı köyü bölgesindeki linyit rezervlerinden istifade edilmek isteniyor. Bunun için hızlıca bir demiryolu hattı inşa edilmek isteniyor. Lokomotiflerden bir tanesi bu hatta düzenli olarak Ağaçlı bölgesindeki linyit rezervlerinden İstanbul yakınlarındaki o elektrik santraline kömür taşıyarak savaşın o zor günlerinde devletin başkentinin elektriksiz kalmasını engelliyor. Aynı lokomotifin 1. Dünya Savaşı sonrasında da İstanbul’dan Anadolu’nun belirli bölgelerine gizlice silah taşıyan o dönemki Kuva-i Milliye güçlerinin hizmetinde de kullanıldığı konusunda bilgiler var. Ayrıca ispatlı olmamakla beraber bu lokomotiflerimizden bir tanesinin özellikle İtalyan işgal bölgesinden Anadolu’nun içlerine milli mücadele için temin edilen silahları, kaçırılan veya bir şekilde elde edilen silahları gizli bir şekilde taşımak için kullanıldığı konusunda ciddi iddialar var” diye konuştu.


1987 ve 1988’de Alman Lokomotif Kulübünün satın almak istediği lokomotiflere aynı zamanda Rahmi Koç Sanayi Müzesinin de talip olduğu lokomotiflerine değinen Varol, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 22 Haziran 1919’da Amasya Tamimi’ni yayınladığı şehirde inşa etmeyi planladıkları kent müzesinde söz konusu lokomotifleri sergilemeyi düşündüklerini vurgulayarak, “Araştırmaların daha bilimsel bir temele oturabilmesi, bu lokomotiflerin tarihiyle ilgili daha somut bilgilerin ortaya çıkarılması adına da daha derin bir araştırma yaptıracağız. Tarih konusunda bilgili kişilerden komisyon oluşturup bu lokomotiflerin somut olarak kanıtlarıyla birlikte bildiklerimiz dışında hangi amaçla nerelerde kullanıldığı ve özellikle kurtuluş mücadelesine çok büyük katkı sağladığını somut bir şekilde ortaya koyup daha sonra kent müzesinde sergileyerek bunu dünyaya duyuracağız” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hutbede yapılan duaya tepki gösteren genç, Atatürk’e hakaretten 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı Gayrettepe’de cuma namazı sırasında Atatürk’e dua edilmesine tepki gösterip Atatürk’e ve imama hakaret eden şahıs, 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı. Gayrettepe’de bulunan bir camide 10 Kasım 2023 günü Mustafa Kemal Atatürk’e ve Atatürk için dua eden imama hakaret eden A.B.’nin yargılanmasına devam edildi. Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. "Puşt kelimesini güvenilmez manasında kullandım" Duruşmada esasa ilişkin savunma yapması için söz verilen A.B., “Attığım bir kaç tweet ekran görüntüsü alınmış ama bunların atıldığına dair bir kanıt yok. Hakkımda atmadığım bir çok tweet var. ’Sinkaf ederim’ tweeti atmadığımı belirtmek istiyorum. Puşt kelimesini hakaret etmek amacıyla değil, güvenilmez manasında kullanmıştım. Ceza alacağım bir husus görmüyorum. Video çektim. İslamiyet’e göre inançsız ölen bir kişinin arkasından dua edilmemesi gerekir. Beraatımı talep ediyorum” dedi. “Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum” Son sözü sorulan şahıs, “2 ay cezaevinde tek başıma kaldım. Bu eylemim için yeterince ceza aldığımı düşünmekteyim. Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum. Beratımı talep ediyorum” dedi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, A.B.’yi "Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı.
Ankara Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kamuya personel alımlarında mülakat yapılmasına ilişkin, “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” dedi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kaldırılacağı açıklanan ancak uygulanmaya devam edilen sözlü sınavların (mülakat) devlet memuru olacaklar ile mevcut kamu görevlilerinin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında can yakmaya, emekleri zayi etmeye devam ettiğini söyledi. Yazgan, bir an önce mülakatların kaldırılarak, adayların girdikleri yazılı sınav sonucuna göre atamalarının yapılması gerektiğini dile getirdi. Mülakatın emeklerin zayi olmasına ve idareye karşı güvenin azalmasına sebep olduğunu ifade eden Yazgan, “Ülkemizin kritik bir süreçten geçerken ihtiyaç duyduğu, süreç sonrası uygulamadan kaldırılacağı açıklanarak uygulamaya konulan mülakat sisteminin halen kaldırılmamasının yol açtığı hak kayıpları ve huzursuzluk her geçen gün daha da artıyor. Kamuya atama bekleyen memur adayları ile mevcut kamu görevlileri, bir an önce mülakat sisteminden vazgeçilmesini ve insanların bilgiye dayalı sınavlarda aldıkları puana göre değerlendirmelerin yapılmasını istiyor” ifadelerini kullandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan görevde yükselme sınavından örnek veren Yazgan, 62 kişinin yazılı sınavda 85 ve üzeri puan almasına karşın mülakatta düşük puan alarak atanamadığını belirtti. Yusuf Yazgan, “Yazılı sınavda 98.72 puan alan adaylar, mülakatta 64, 65, 55 puan verilerek eleniyor ve atanması gerçekleşmiyor. İki sınav arasında bu kadar farkın olması, liyakat beklentisi içindeki insanlarda hayal kırıklığına yol açıyor. Demek ki bu iki sınavdan birisinde sorun var. Bu sorunu, bu şaibeyi kaldırmak için yapılması gereken tek şey mülakatı kaldırmak, bilgiye dayalı yazılı sınav sonucuna göre atamaları gerçekleştirmek” şeklinde konuştu.