GENEL - 12 Haziran 2018 Salı 17:44

Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu ile Türk Patent Marka Kurumu arasında iş birliği protokolü

A
A
A
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu ile Türk Patent Marka Kurumu arasında iş birliği protokolü

Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İşyurtları Kurumu ile Türk Patent ve Marka Kurumu arasında iş birliği protokolü imzalandı.

Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İşyurtları Kurumu ile Türk Patent ve Marka Kurumu arasında iş birliği protokolü imzalandı.


Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İşyurtları Kurumu ile Türk Patent ve Marka Kurumu arasında patent, marka, tasarım ve diğer sınai mülkiyet hakları konusunda gerçekleştirilecek eğitimler ve farkındalık oluşturulmasına yönelik çalışmalarda iş birliğinin artırılması ve güçlendirilmesi konularını içeren protokol imzalandı. Protokol imza töreninde konuşma yapan Türk Patent ve Marka Kurumu Başkan Vekili Cemil Başpınar, "Pek çok coğrafi işaretimize baktığımızda bugünkü zirve seviyesine gelmesinin arka planında sayısız tekrarın olduğunu görüyoruz. Sanatçıların eliyle, üreticilerin eliyle, zanaatkarların eliyle sayısız tekrarın, sabrın, emeğin coğrafi işaretlerin gelişim sürecinin arkasında bulunduğunu biliyoruz. Bizim ülke olarak, millet olarak sahip olduğumuz bu güçlü mirası korumak, yaşatmak ve tanıtmak için coğrafi işaretleri bir araç olarak görmemiz gerekir diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.



"2017 yılı sonunda tescili olmayan ilimiz kalmamış oldu"


Coğrafi işaretin kalite ve güvenilirliğin sağlanması ve sürdürülmesi noktasında önemli bir işlev gördüğünü kaydeden Başpınar konuşmasına şöyle devam etti:


"Coğrafi işaretler kendine has özellikleriyle diğer haklardan biraz farklılaşıyor. Coğrafi işaretler belirli bir yöreye, bölgeye hitap ediyor. O nedenle coğrafi işaretlerin iyi kullanıldığı ve sistemin iyi işlediği bir ortamda bölgenin, yerel kalkınmanın sağlanması ve ekonomik gelişime katkı sağlamış oluyor. 2017 yılına baktığımızda coğrafi işaretler açısından bir atılım yılı diyebiliriz. 100 yeni tescil gerçekleştirdik. Bunların yanı sıra coğrafi işaret başvurusu olmayan, tescili olmayan illerimizde yoğun çalışmalar gerçekleştirerek, 2017 yılı sonunda tescili olmayan ilimiz kalmamış oldu. Tescil faaliyetlerine baktığımızda yağmış olduğumuz tüm çalışmalarla beraber en son aldığım bilgiye göre 349-350 civarında bir coğrafi işaret tesciline Türkiye kavuşmuş durumda. 400 civarında coğrafi işaretin işlem süreci de devam ediyor."



"8 ana faaliyet konusu 180 iş kolunda hüküm ve tutuklularımızın bir değer olarak kabul etmekteyiz"


Adalet Bakanlığı İş Yurtları Kurumu Daire Başkanı Murat Atan ise İş Yurtları Kurumunun uzun yıllardır birçok çalışmaya imza attığını belirterek, "Kurumumuzun marka değeri, kamusal kimlik çalışmaları ve bu anlamda ilerde yapılacak olan faaliyetlerde bütün kamu kurumları paydaşları ve özel paydaşların kurumumuza yaklaşımını artırmak için son günlerde ciddi çalışmalar yapmaktayız. İş Yurtları kurumu olarak şu an itibariyle 296 iş yurdu müdürlüğü bünyesinde faaliyet göstermekteyiz. 8 ana faaliyet konusu 180 iş kolunda hüküm ve tutuklularımızın bir değer olarak kabul etmekteyiz. Onların infazdan sonra topluma birer faydalı birey olmaları noktasında eğitimleri, mevcut mesleklerinin korunması ya da yeni meslek edinmeleri noktasında gayret gösteriyoruz" şeklinde konuştu.


Coğrafi işaretlerin yılların tarihsel boyutunda emek ve alın teriyle, sevgiyle yoğrulmuş ve bugünlere taşınmış eserlerden oluştuğunu vurgulayan Atan, ürünlerin bütün dünyaya tanıtımını ve tescilini sağlayacak önemli bir unsur oması sebebiyle tarihsel ürünlere sahip çıkma noktasında sorumluluk hissettiklerini kaydetti.


Başpınar ve Atan’ın himayelerinde iş biriliği protokolü imzalanmasının ardından teşekkür belgelerini takdim törenine gerçekleşti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Yıllık işletme cetvellerinde son tarih 30 Nisan Samsun Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy, sanayi işletmelerinin ‘yıllık işletme cetvelleri’ni 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlatarak, verilmemesi durumunda işletmelere 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağının altını çizdi. Müdür Selahattin Altunsoy, sanayi sicil belgesi sahibi işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlattı. Altunsoy, “Sanayi sicil belgesi alan işletmeler aynı kanunun 5. maddesine göre her yıl vermek zorunda oldukları bir yıllık faaliyetlerini gösteren yıllık işletme cetvellerini takvim yılı sonundan itibaren en geç dört ay içinde (30 Nisan tarihine kadar) bağlı bulundukları İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüklerine bildirmek zorundadırlar. Bu çerçevede sanayi siciline kayıt olan işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan SGM 2014/11 no’lu Tebliğin 11’nci maddesi uyarınca e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden (http://sanayisicil.sanayi.gov.tr) elektronik ortamda vermeleri gerekmektedir. Yoğunluk yaşanmaması için girişler son güne bırakılmamalıdır. Sistem 7 gün 24 saat açık olduğundan mesai saatleri dışında ve hafta sonları da girişler yapılabilir. Söz konusu zorunluluğu yerine getirmeyen işletmelere aynı kanunun ilgili maddeleri uyarınca 2024 yılı için belirlenen 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağından, ilgililerin cezai müeyyideye maruz kalmamaları açısından 30 Nisan 2024 tarihine kadar 2023 yılı yıllık işletme cetvellerini sistem üzerinden vermeleri önem arz etmektedir. Sanayi işletmeleri tereddüt edilen hususlarda bizzat İl Müdürlüğümüz Sanayi Sicil Birimine müracaat edebileceği gibi kurum telefondan da bilgi ve yardım alabileceklerdir” dedi.
Ordu Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL Ordu’da, aldıkları hibe desteği ile 6 dönümlük serada topraksız tarım uygulaması ile çilek üretimine başlayan çift, yıllık yaklaşık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. Fatsa ilçesinde yaşayan Özge Arslan ve eşi Uğur Arslan, topraksız tarım ile çilek üretimi yapmaya karar verdi. 2021 yılında aldıkları hibe desteği ile seralarını kuran çift, yaklaşık 10 dönümlük arsa üzerine 6 dönüm çilek serası kurdu. Burada 110 bin fideden yıllık 80-100 ton arası üretim yapan çift, yıllık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. “Öğretmenliğe hiç başlamadan çilek üreticisi oldum, 6 dönüm alanda 30 dönümlük üretim yapıyoruz” Üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olan yaşındaki Özge Arslan, topraksız tarım uygulaması ile verimin 5 katı arttığını belirterek, “Öğretmenliğe hiç başlamadan ticarete başladım, öncesinde farklı sektörlerde de çalıştık, şuanda çilek üretimi yapıyoruz. Topraksız tarım olduğu için herkes su kültürüyle üretim yaptığımızı zannediyor ancak Hindistan cevizi kabuğu içerisinde yetiştiriyoruz. Toprakta olmayan bütün değerlerin tamamını biz veriyoruz ancak kesinlikle hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yok. Toprağa göre daha hijyenik ve verim olarak 3-5 kat arası daha verimli. Burası 6 dönümlük sera ancak 30 dönüm toprak üretimine tekabül ediyor” diye konuştu. “2 yılda kendini amorti etti, yıllık 5 milyon TL getirisi bekliyoruz” Serada bulunan 110 bin fidede yıllık 80-100 ton ürün ile yıllık 5 milyon TL getiri beklediklerini söyleyen Özge Arslan, “Getirisinden memnunuz, 2 yıl önce 7 milyon liraya kuruldu, şu an maliyetler arttı ancak bu süre zarfından kendini amorti etti. Zaten kırsal kalkınma projesinden de destek almıştık. İl Tarım ve Orman Müdürümüz Kemal Yılmaz’ın da bizlere çok desteği oldu. İlk yıl 3 milyon TL gibi bir getirisi oldu, bu yıl 5 milyon kadar bir gelir bekliyoruz. Sektör açık, bu kalitede çilek Antalya’da ihracata gidiyor, biz burada iç piyasada satıyoruz. İlerleyen günlerden Karadeniz Bölgesi’nin tamamına yaymayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Uğur Arslan ise eşinin fikri ile topraksız tarım sistemiyle çilek üretimi yapmaya başladıklarını ve başarılı olduklarını dile getirerek, bu tür hibe desteklerinin insanları teşvik ettiğini ve üretime katkı sağladığını söyledi.