SAĞLIK - 14 Haziran 2018 Perşembe 11:19

Op. Dr. Akıllıoğlu, "Yeni doğan bebeklerde doğumsal anomali sıklığının yüzde 1 ile 2 arasında"

A
A
A
Op. Dr. Akıllıoğlu, "Yeni doğan bebeklerde doğumsal anomali sıklığının yüzde 1 ile 2 arasında"

Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op.

Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İsak Akıllıoğlu, yeni doğan bebeklerde doğumsal anomali sıklığının yüzde 1 ile 2 arasında olduğunu belirterek, "Bu geniş yelpazede küçük bir müdahale ile giderilebilecek kadar hafif anomalilerden başlayan ve yüzde 50’den fazla hayati tehlike arz eden tiplerine kadar çok çeşitli hastalık bulunur. En sık rastlananlar ise sindirim ve solunum sistemi sorunlarıdır" dedi.


Medicana Konya Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İsak Akıllıoğlu, yeni doğan bebeklerde görülen gelişim kusurları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Yeni doğan bebeklerde doğumsal aykırılık sıklığının kabaca yüzde 1-2 arasında olduğunu ifade eden Op. Dr. Akıllıoğlu, "Bu geniş yelpazede küçük bir müdahale ile giderilebilecek kadar hafif aykırılıklardan başlayan ve yüzde 50’den fazla hayati tehlike arz eden tiplerine kadar çok çeşitli hastalık bulunur. En sık rastlananlar ise sindirim ve solunum sistemi sorunlarıdır. Bu sorunla, doğum öncesi ultrasonla bağırsakların karın dışında bulunması ve bağırsakların gene karın dışında bir kese içinde olması tespit edilirken geri kalanların bir kısmı da ultrason yapılmamış ya da yapılsa da görülememiş ve hemen doğum sonrası kısa dönemde teşhis edilen hastalıklardır" dedi.



Evde bakımı devam eden bebeklerde uyarıcı işaretlere dikkat


İlk iki grup bebeğin hastanede olmasından dolayı teşhis konulma da genellikle sorun olmadığını söyleyen Op. Dr. Akıllıoğlu, "Asıl gözden kaçabilen ve bu nedenle hem tanı hem tedavide gecikmeye neden olan 3. grup hastalar ise genellikle ya evde hekim kontrolü olmadan doğum yapmış ya da hastanede doğmuş ve taburcu edilmiş hastalardır. Hastalıkların günler veya haftalar içinde bulgu verenleri bu gruptandır" şeklinde konuştu.


Op. Dr. Akıllıoğlu, evde bakımı devam eden son grup bebeklerde ebeveynlerin şüphesini çekmesi gereken bazı uyarıcı işaretleri şu şekilde sıraladı:


"İdrar yapmama; Doğum sonrası ilk 24 saatte hiç idrar yapılmaması ciddi böbrek ve mesane hastalıklarına işaret edebilir. Hazır bezlerin çok iyi emmesi ve büyük abdestiyle aynı zamanda idrar yapması yanıltıcı olabilir.


Büyük abdest yapmama: Makatının açık olduğundan emin olunan bir bebeğin ilk 48 saatte abdest çıkışı olmaması kalın barsak hastalıkları habercisi olabilir.


Hızlı solunum: Dakikada 60’dan fazla solunum yapılması, cilt ve ağız çevresinin mor renkte olması akciğerin kendi hastalıkları veya diyafram hernisi denilen ve bağırsakların göğüs kafesi boşluğuna yerleşmesi ile karakterize bir anomaliye bağlı olabilir.


Karın şişliği: Beslenmeden bağımsız olarak giderek artan karın şişliği ve eşlik eden safralı ya da safrasız kusmalar aksi teyit edilene kadar bağırsak tıkanıklığı kabul edilmelidir.


Öksürük: Her beslenme sonrası öksürük, öksürükle beraber gıdanın kusulması ve morarma şeklinde ataklar, gıdanın akciğere kaçtığına işaret edebilir, cerrahi nedenler arasında ise en sık yemek borusu yokluğu denilen ve yemek borusunun tam gelişmemesi halidir.


Kusma: Bebeklerde beslenmeden kısa süre sonra az miktarda kusma ile karakterize reflü hastalığı genellikle aylar içinde kendiliğinden geçen ve bebeğin büyüme gelişmesini etkilemeyen bir durum iken, ısrarlı ve şiddetli kusmalar, ister süt ister safralı (sarı, yeşil) renkte kusmalar mutlaka hekime başvurmayı gerektiren hallerdir. Kusmaya karın şişliği ve büyük abdest çıkaramamanın eşlik etmesi cerrahi sorunları akla getirir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.