SAĞLIK - 11 Temmuz 2018 Çarşamba 10:01

Çocukları ev kazalarından koruyan 13 önlem

A
A
A
Çocukları ev kazalarından koruyan 13 önlem

Çocuklar zamanlarının büyük bir bölümünü ev ortamında geçiriyor ve eğer gerekli önlemler alınmazsa ortaya çıkabilecek ev kazaları ile karşı karşıya kalabiliyor.

Çocuklar zamanlarının büyük bir bölümünü ev ortamında geçiriyor ve eğer gerekli önlemler alınmazsa ortaya çıkabilecek ev kazaları ile karşı karşıya kalabiliyor. Çocukluk dönemindeki ölümler arasında 5’inci sırada yer alan ev kazaları; düşme, yanma ve sıcak suyla haşlanma, temizlik maddeleri ve ilaç içme, su ve yabancı cisim nedeniyle boğulma gibi riskleri beraberinde getiriyor. Memorial Kayseri Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Samet Özer, çocukları ev kazalarından korumak için alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.


Kazaların % 70-75’i evlerde meydana geliyor


Çevrelerine karşı aşırı ilgili olan küçük yaştaki çocuklar, ev kazalarına neden olmaktadır. Çevreyi tanıma dürtüsüyle hareket eden çocuklardaki öğrenme merakı, tehlikeyi değerlendirmelerine engel teşkil eder. Araştırmalara göre çocukların geçirdiği kazaların % 70-75’i ev ve yakın çevrede meydana gelmektedir. Türkiye’de son 5 yılda ev kazası sonucu 120 bin çocuk hastaneye kaldırılmış ve bunlardan 2 bini hayatını kaybetmiştir. Ayrıca acil yardıma yapılan ihbarların içerisinde çocukların geçirdiği kazalar her zaman ilk üç sırada yer almaktadır.


Mutfak tehlikesi!


Pencere ve balkon kapılarının açık tutulması evde meydana gelen ve ölümcül olarak nitelendirilebilen kazaların nedenlerindendir. Camın ve balkon kapılarını açık bırakılması, düşme ve travma riskine yol açabilmektedir. Kazaların en fazla görüldüğü alanlardan biri mutfaklardır. Ocak üstünde kaynayan kızgın yağ ve çaydanlıktaki su, yeni pişmiş sıcak yemek her zaman çocuklar için tehlike oluşturmaktadır.


Çocukların erişebileceği yerlere dikkat!


Devrilmesi kolay ve ergonomik olmayan yürüteçler, yerde ve halı üzerindeki oyuncaklar, korkuluğu olmayan yataklar, ev içindeki merdiven ve zeminden yüksek alanlar, deterjan ve kireç çözücü gibi kimyasalların çocukların erişebileceği yerlerde bulunması ev kazalarının diğer önemli nedenlerini oluşturmaktadır.


Yaşam kurtarıcı önlemler alabilirsiniz!


Yapılan araştırmalara göre ailelerin bilinçlenmesi ve çeşitli eğitim teknikleriyle ev kazalarının 2 ile 4 kat azaltılabileceği belirlenmiştir. Evdeki eşyaların büyüklere göre değil çocuklara göre dizayn edilmesi kazaların önüne geçecektir. Alınacak basit önlemler sayesinde ev kazaları oluşmadan engellenebilmektedir.


1. Çocukların ulaşabileceği yerlerde 3 santimetreden küçük cisimler bulundurulmamalıdır. Çünkü çocuklar merak dürtüsüyle bilmediklerin cisimlerin tadına bakabilir.


2. Çocuklara 3 yaşına kadar fındık, fıstık, çekirdek gibi kuruyemişlerin yanı sıra katı gıda verilmemelidir. Her yıl yüzlerce çocuk, nefes yollarını tıkayabilen kuruyemiş ve katı gıda nedeniyle boğulma tehlikesi atlatmaktadır. Küçük ya da parçalanabilir oyuncaklar, 3 yaşından küçük çocuklardan uzak tutulmalıdır.


3. Çocukların üzerinde çengelli ya da toplu iğne bulundurulmamalıdır. Bazen kıyafetleri birleştirmek için kullanılan çengel iğneler, vücudun çeşitli bölgelerinde yaralanmalara neden olabilir.


4. Elektrikli su ısıtıcılarının kabloları, çocukların ulaşamayacakları şekilde konumlandırılmalıdır.


5. Çocukların erişebileceği mesafedeki fırın kapakları, ikinci bir anahtarla açılamayacak konuma getirilmelidir.


6. Çakmak ve kibritler çocukların erişemeyeceği yerlerde bulunmalıdır.


7. Evde kolay devrilebilen dolap, televizyon ve koltuk gibi eşyalar sabitlenmelidir.


8. Çekmecelerin kolay açılmasını engelleyen ikinci bir anahtar kullanılmalıdır.


9. Masa örtüsü kullanılmamalıdır.


10. Keskin yüzeyli ev eşyaları çocukların yaşam alanlarından uzak tutulmalıdır.


11. Çocukların kolay erişebileceği duvar yüzeyindeki elektrik prizleri, kolay açılmayan kapaklarla kapatılmalıdır.


12. Çocuklar 5 yaşından önce ranzanın üst katında ve korumalığı olmayan yataklarda yatırılmamalıdır.


13. Merdiven başlarında ve pencere önlerinde korkuluk olmasına özen gösterilmelidir.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Okula gitmek için evden ayrıldı, bir daha da dönmedi: Acılı anne 15 yaşındaki kızını arıyor Kırıkkale’de okula gitmek için evden ayrılan 15 yaşındaki lise öğrencisi Gözde Nehir Akbulut’tan iki gündür haber alınamıyor. Acılı anne Nuray Akbulut, kayıp kızının bulunmasını istiyor. Edinilen bilgiye göre, Kırıkkale yaşayan Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencisi Gözde Nehir Akbulut, bir süredir kaldığı ablasının evinden dün sabah saatlerinde ayrıldı. Okula gitmediğini öğrenen Nuray-Şinasi Akbulut çiftçi, 15 yaşındaki kızlarından haber alamayınca durumu polise bildirdi. İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yapılan kayıp ihbarı sonrası Gözde’yi bulmak için arama çalışması başlattı. Polis, okul ve çarşı merkezindeki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Acılı anne Nuray Akbulut, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kızının bir süredir doğum yapan ablasının yanında kaldığını belirtti. Okula hiç gitmediğini ifade eden Akbulut, "Ablası doğum yaptığı için ablasında kalıyordu okulda yakındı. Okula gidiyor diye çıkıyor, okula gitmiyor. Gitmeyince de dönüş saatinde ’anne kaçta geliyordu" dedi. Bende ’4.5’ dedim. Baktık okula o gün hiç gitmemiş. Sonra ben geldim okul idaresine kimseyi bulamadım. Emniyete gittik haber verdik. Herkes ’şuarada görüldü’ diyor. Oraya gidiyoruz aslı yok hiçbir şey bulamıyoruz" dedi. Akbulut, "Arkadaşının bir tanesi ’dolmuş durağında saat 9.30 gibi gördüm gidiyordu’ dedi. Tek başına deniliyor, yanında bir kişi var denildi. Okuldan da kimse ’kızının geldi gitti’ diye arama olmadı. Aramaya ulaşmaya çabaladım. Görenlerin duyanların yardımını istiyorum" diye konuştu. (HA
Bursa Psikososyal gelişimin eğitimdeki önemi Bursa’da düzenlenen ’Türkiye yüzyılda öğretmen olmak’ konulu panelde konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe, “Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişim için programların yeniden düzenlenmesi ve daha fazla yer verilmesi önem arz ediyor” dedi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Orhangazi Salonunda gerçekleştirilen panelin sunuculuğunu Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe yaparken, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Tan ve Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, salonu dolduran akademisyen ve öğretmenlere bilgi birikimlerini aktardı. "Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişime önem verilmeli" Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe, “Dünyanın çok hızlı bir biçimde değiştiğini hepimiz biliyoruz. Bu hızlı gelişen dünyadaki bilgileri, becerileri, davranış kalıpları farklılaşıyor. Bu duruma etkili olarak hızlı cevap vermek için çocuklarımızı bu dünyaya hazır hale getirmemiz gerekiyor. Yeni dünyanın dijital dünya olduğunu iyi biliyoruz. Bir yandan çocuklarımıza dijital becerileri kazandırırken, öbür taraftan da onların psikososyal gelişimlerini de sağlayacak bir biçimde bir eğitim yapılanmasına ihtiyaç var. Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişim için programların yeniden düzenlenmesi ve fazla yer verilmesi önem arz ediyor. Eğitimde ve toplumsal refahı üst düzeyde olan milletlere bakıldığında onların eğitim sistemlerinde bu gelişime, akademik gelişimin dışında çok önem verildiğin görüyoruz. Japonya ve Güney Doğu Asya ülkelerinde de bunu görüyoruz. Bunun içinde üniversitelerden ve akademik dünyadan yardım alınması önem kazanıyor. Bugün burada üniversite ve il milli eğitim müdürlüğü işbirliğiyle Türkiye’de öğretmen olmak adı altında yaptığımız panelin faydalı olduğunu düşünüyorum” dedi. "Bursa Uludağ Üniversitesi olarak Türkiye’ye örnek iş birliği yapıyoruz" Panelde konuşma yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, “Uludağ Üniversitesi olarak gerçekten Türkiye’ye örnek olabileceğimiz iş birlikleri yapıyoruz. Sizlerin eğitim öğretim sürecinde problem olarak gördüğünüz her şeyi biz eğitim fakültesinde bir proje olarak kabul edip sizlerle birlikte projeleri yürütüyoruz. Bugün burada Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğünün kurmuş olduğu öğretmen akademisi ile güzel bir çalışma içindeyiz. Fakültemize yeni bir program geldiğinde o programdaki tüm becerileri, tüm kavramları bizler akademik olarak çalışıyoruz. Öğretmen akademisi çerçevesinde yürütülen çalışmaları da çok gecikmeden, geciktirmeden Bursa’daki öğretmenlere bu konuda kısa sürede farkındalık kazandırmış olacağız” diye konuştu. "Bu panellerin devamında da katkımız olacak" Arena Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Celal Arslan, “Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz panelle eğitime katkımız olsun istiyoruz. Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa İl Milli Eğitim müdürlüğünün birlikte yürüttüğü çalışmaya bizde destek olmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin, Bursa’nın kazanmasını istiyoruz. Öğretmen ve öğretmen adaylarımızın mesleki gelişimlerine destek olmak için bu panellerin devamını getirmeyi planlıyoruz. Ne kadar gelişirsek, öğrencilerimize o kadar katkı sunarız diye düşünüyorum. Korana virüs salgınında yaşadığımız sorunları ileride yaşamamak için çalışmalar yürütüyoruz. Öğrenmek için sınır yok. Öğrenmeye devam ediyoruz. Ben 20 yılı geride bıraktım. Biz öğrencilerimize ve velilerimize dokunmak istiyoruz. Şu anda da belli bir yol aldık. Ülkemize yani memleketimize olan borcumuzu ödüyoruz. Biz eğitim kurumumuzda Finlandiya ve Japonya ile işbirliği halindeyiz. Onların uyguladığı eğitim modelerlerinden faydalanıyoruz. Teknolojinin nereye varacağını bilemiyoruz. Ancak öğrenciye ne kadar dokuna bilirsek o kadar faydalı olacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.