GENEL - 11 Ağustos 2018 Cumartesi 12:00

Türk yemek kültürünü Tayland’a taşıdı, siparişlere yetişemiyor

A
A
A
Türk yemek kültürünü Tayland’a taşıdı, siparişlere yetişemiyor

Tayland’a bir yıl önce tatil için giden Manisalı genç girişimci, Phuket Adasına açtığı Türk restoranında Taylandlılara ve adaya gelen turistlere Türk mutfağının lezzetlerini sunuyor.

Tayland’a bir yıl önce tatil için giden Manisalı genç girişimci, Phuket Adasına açtığı Türk restoranında Taylandlılara ve adaya gelen turistlere Türk mutfağının lezzetlerini sunuyor. Türk yemeklerinin tadına hayran kalan turistler her gün restoranı tıka basa dolduruyor.


Manisa’da aşırı kiloları sebebiyle seyahat etme özgürlüğü kısıtlı olan Tolga Özgürler (29), geçirdiği tüp mide ameliyatının ardından sağlığına kavuşarak 68 kiloya kadar düştü. Aşırı kiloları sebebiyle gerçekleştiremediği hayallerini bir bir hayata geçiren Özgürler, Brezilya, Fas, Yunanistan ve Singapur’un ardından son olarak Tayland’a giderek tatil yaptı. Denizi, güneşi ve doğal güzelliklerine kapıldığı Tayland’ın Phuket Adasında yaşamaya karar veren Özgürler, adada Türk restoranı açmaya karar verdi. Yaptığı araştırmalar sonucu adada bir Türk restoranı açan genç girişimci, beklemediği bir ilgiyle karşılaştı. Türk yemeklerine hayran kalan Taylandlılar ve adaya gelen yabancı turistler, restoranın kapısında kuyruk oluşturuyor. 6 masayla açtığı restoranında şu an günlük 7 bin yabancı turiste hizmet veren Özgürler, memleket hasretiyle pişirmeye başladığı yemekleri ile kısa sürede tüm Tayland’a ün saldı.


Manisalı genç girişimci Tolga Özgürler, Tayland’ın dünyaca ünlü turizm adası Phuket’e açtığı ’Phuket Turk Turkish Restaurant’ ile Türk mutfağını Taylandlı ve dünyanın dört bir tarafından gelen turistlere tanıtıyor.



Londra’da şube açmaya hazırlanıyor


Memleketinden uzakta dünyanın diğer ucunda yabancılara Türk yemeklerini sevdirmenin gururunu yaşadığını belirten Özgürler, başta Londra’da olmak üzere farklı ülkelerde de şube açma çalışmalarına başladığını söyledi. Taylandlıların Türk yemeklerini sevdiğini, gelen yabancı müşterilerine yemek hizmeti vermenin yanı sıra Türk kültürünü de öğretmeye çalıştığını kaydeden Özgürler, "Manisa İsmet İnönü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi aşçılık bölümü mezunuyum. Üniversiteyi dışarıdan halkla ilişkiler ve işletme üzerine okudum. 130 kilo olduğum için seyahat etmede zorlanıyordum. Geçtiğimiz sene tüp mide ameliyatı oldum. Spor desteğiyle de 68 kiloya kadar düştüm. Aşırı kilolarımdan dolayı daha önce gezemediğim için Brezilya, Fas, Yunanistan ve Singapur’a giderek tadını çıkarmaya başladım. Son olarak Tayland’a gittiğimde orada Türk lokantalarının yetersiz olduğunu gördüm. Hazır aşçılık bölümü mezunu da olduğumdan, burada bir restoran açmak istedim. Ailemin de desteğini aldım. İlk olarak 6-7 masayla başladım. İlgi arttıkça iş yerimi büyüttüm. Şuanda günlük 7 bin insana hizmet veriyorum. Allah’a şükürler olsun bunu bende beklemiyordum. Gelen turistlere Türk yemeklerinden ziyade Türk kültürünü de öğretmeye çalışıyorum. İşlerim çok iyi. Yakın zamanda Londra 3’üncü bölge de şube açma planım var. Bunun hazırlıkları içerisindeyim" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
Hatay Kızılay Başkanı Hatay’da depremzedelerle iftar sofrasında buluştu Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay Güzelburç’taki Kızılay Yaşam Merkezi’nde depremzedelerle iftar sofrasında bir araya geldi. Ramazan ayının yardımlaşma ruhunu öne çıkaran Yılmaz, son depremzede yuvasına kavuşana kadar desteklerinin süreceğini belirtti. Deprem bölgesinde ilk günden itibaren varlığını hissettiren Türk Kızılay’ı Ramazan ayında da afetzede vatandaşları unutmuyor. Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay’ın Güzelburç bölgesinde bulunan Kızılay Yaşam Merkezi konteyner kentinde vatandaşlarla iftar sofrasında bir araya geldi. "Hatay’da son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız" Ramazan ayının; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı olduğunu belirten Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, "Biz bugün burada zor günleri birlikte atlatmaya çalışıyoruz. Türk Kızılay’ı olarak her zaman söylediğimiz bir konu var; son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız. Ramazan ayındayız, Ramazan ayı; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı ama aynı zamanda Ramazan ayı sevdiklerimizle bir araya gelme ve bir sofranın etrafında buluşma ayı. O nedenle biz bugün burada Hatay’da kardeşlerimizle bir ekmeği bölüşeceğiz, beraber iftarımızı açacağız. Birbirimizi dinleyerek bu zor günleri atlatmak adına bir aşama daha ilerlemiş olacağız. Ben zor günlerin geçeceğine inanıyorum. Son 1 sene de gördüğümüz şu ki herkes tünelin ucundaki ışığı görmüş durumda bu da zor günlerin geçeceğine inancı pekiştiriyor. Bu günlerde biz halkımızla bir arada olmaya devam edeceğiz. Tekrar herkesin Ramazanı hayırlı olsun" şeklinde konuştu.