ÇEVRE - 12 Ağustos 2018 Pazar 14:36

Sakarya’da 9 yılda 600 milyonluk içmesuyu yatırımı

A
A
A
Sakarya’da 9 yılda 600 milyonluk içmesuyu yatırımı

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, şehirde gerçekleştirilen içmesuyu yatırımlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, şehirde gerçekleştirilen içmesuyu yatırımlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.


Göreve geldikleri 2009 yılında musluklarından doğrudan su içilebilen bir Sakarya hedefiyle projelerine başladıklarını söyleyen Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, “Hamdolsun çıktığımız hizmet yolunda bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda çok büyük mesafeler kat ettiğimizi görüyoruz. Altyapı noktasında çıtayı hep en yüksekte tutarak şehrimiz için en iyisi ne ise onu gerçekleştirmek için çalıştık. Standart altyapı hizmetlerinin üzerine çıkarak özgün projeler ürettik. İçmesuyu bakımından ise en iddialı şehirlerin başını çekiyoruz” dedi.


Sakarya’nın en önemli gerçeğinin deprem olduğunun altını çizen Başkan Toçoğlu, “Bu gerçeği kabullenmek ve şehirleşme yolunda dikkatli adımlar atmak gerekiyor. Bizler de şehrin altyapısını inşa ederken planlarımızı bu doğrultuda hazırladık. Şiddetli depremlere dayanabilecek kaliteli malzemeleri tercih ettik ve ediyoruz. Suya tam olarak hâkim olmak, suyun kontrolünü sağlamak için en son teknoloji neyi gerektiriyorsa onu şehrimize kazandırıyoruz. Başta Sapanca Gölü olmak üzere su kaynaklarımızı korumak ve çeşitlendirmek için büyük adımlar atıyoruz. Yasal düzenlemelerin ardından 2014 yılı itibariyle Büyükşehir hizmetlerinin kalitesini tüm şehrimize yaymış durumdayız. Bunun en önemli ayaklarından birisini altyapı hizmetlerimiz oluşturuyor. Dev içmesuyu yatırımları ile şehrimizin tamamına bol ve kaliteli su ulaştırıyoruz” diye konuştu.


İçmesuyu arıtma tesislerinde kullanılan teknoloji ile suyu en iyi şekilde arıttıklarını söyleyen Başkan Toçoğlu, “İçmesuyu noktasında bir iddia ortaya koyduk. Bunu gerçekleştirmek için 16 ilçemizde projeler hayata geçirdik. Adapazarı’nda Yenikent İçmesuyu İsale Hattı’nı, Akyazı’da Kuzuluk ve Keremali İçmesuyu Projelerini, Arifiye’de Kemaliye Grubu İçmesuyu Projesi’ni, Hendek’te Yeşilyurt İçmesuyu Projesi ve Uludere İçmesuyu Projesi’nin ilk etabını, Sapanca’da Üst Mahalleler İçmesuyu Projesi’ni tamamladık. Pamukova’yı yeni içmesuyu altyapısıyla buluşturduk. Kaynarca’ya Sapanca Gölü suyunu ulaştırdık. Karasu-Kocaali İçmesuyu Projesi, Sapanca İçmesuyu İsale Hattı ve Geyve-Taraklı İçmesuyu Projesi’nde çalışmalarımız devam ediyor. Karapürçek-Akyazı Küçücek İçmesuyu Projesi, Karasu Kurudere-Yeşilköy İçmesuyu Projesi, Serdivan İçmesuyu Projesi ve Erenler İçmesuyu Projesi’nde son aşamaya geldik. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ülke genelinde 193 arıtma tesisinde yapılan analizlerle de bu kanıtlandı. Hızırilyas Su Yönetim Merkezimiz revizyon ihtiyacı duyulmayan 3 tesisten birisi oldu. Yine şehir genelinde içmesuyu arıtma tesisleri inşa etmeye devam ediyoruz. Şu anda 11 tesisimizle suları dünya standartlarında arıtarak vatandaşlarımızın musluklarına birinci sınıf içmesuyunu ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Şehir genelinde 2009 yılından günümüze kadar yaklaşık 600 milyon liralık içmesuyu yatırımını hayata geçirdik. 6 bin 500 kilometreye varan içmesuyu hattı inşa ettik. Önümüzdeki süreçte de içmesuyu anlamında dev yatırımlarımıza devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.