YEREL HABERLER - 03 Kasım 2013 Pazar 18:05

21 İstişare Ve Değerlendirme Toplantısı

A
A
A
21 İstişare Ve Değerlendirme Toplantısı

BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
"SURİYE'NİN HER KÖŞESİNDE HER AN ADETA MİNİ BİR KERBELA YAŞANIYOR. ŞAM'DAKİ YEZİD KENDİ HALKINA, KENDİ VATANDAŞINA YERDEN VE GÖKTEN HER GÜN ÖLÜM GÖNDERİYOR"
"ŞİMDİ BİRİLERİ ÇIKMIŞ BİZE 'SUSUN' DİYOR. ALLAH AŞKINA SUSARSAK, ORADAKİ ACIYI YÜREĞİMİZDE HİSSETMEZSEK YARIN BİZ HZ. HÜSEYİN'İN YÜZÜNE NASIL BAKARIZ"
"BİZ, TARİHİMİZ BOYUNCA HİÇBİR ZAMAN YEZİD'İN TARAFINDA OLMADIK, BUNDAN SONRA YEZİD'LERİN YANINDA OLMAYACAK, HZ. HÜSEYİN'İN SAFINDA YER ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
ENİSE YAPAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'nin her köşesinde her an adeta mini bir Kerbela yaşanıyor. Şam'daki Yezid kendi halkına, kendi vatandaşına yerden ve gökten her gün ölüm gönderiyor. Şimdi birileri çıkmış bize 'susun' diyor. Allah aşkına susarsak, oradaki acıyı yüreğimizde hissetmezsek yarın biz Hz. Hüseyin'in yüzüne nasıl bakarız. Biz, tarihimiz boyunca hiçbir zaman Yezid'lerin tarafında olmadık, bundan sonra Yezid'lerin yanında olmayacak, Hz. Hüseyin'in safında yer almaya devam edeceğiz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Asya Termal Otel'de 21. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında yaptığı konuşmada, dün gerçekleştirilen toplantıda yerel seçim süreci ile ilgili bir sunumun gerçekleştirildiğini belirterek, bu sunumların ardından katılımcıların sorularını yönelttiğini ifade etti. Program çerçevesinde yaklaşık 4,5 saat süren bir genel görüşmenin gerçekleştirildiğini anlatan Erdoğan, "Milletvekili arkadaşlarımızdan 29'u sorularını yönelttiler ve bu soruları cevapladık. Ayrıca istişare toplantımıza katılan arkadaşlarımızın görüş ve önerilerini değerlendirdik. Toplantımız son derece samimi bir ortamda ve ailelerin eşleri ve çocuklarının da bulunduğu bir muhabbet ikliminde tamamlandı. 12 yıllık bir partiyiz. 21. istişare toplantımızı gerçekleştiriyoruz. Yılda iki kez böyle bir buluşmayı sağlıyoruz. Partimizin, ülkemizin, demokrasimizin, insanlığın meselelerini ele alıyoruz. Tek istişare mekanizmamız da bu değil, mevcut grup toplantılarımızdan kongrelerimize kadar her durumda istişare yapıyoruz. İstişare etmeyi kendimize prensip etmiş bir partiyiz" dedi.
İstişareleri sadece kendi aralarında yapmakla yetinmediklerine dikkati çeken Erdoğan, söyleyecek sözü olanlarla bir araya geldiklerini de dile getirdi. "Farklı kesimlere bu kadar kulak veren, gönlünü de bu kadar faklı kesimlere açan bir hükümet olmamıştır" diyen Erdoğan, "Her eleştiri bizim için eşi bulunmaz bir değerdir. Herkesin aynı şeyi düşündüğü bir dünya takdir ederseniz ki sıkıcı ve tekdüze bir dünya olurdu. Bizim belli ilkelerimiz, politikalarımız, sınırlarımız ve çizgilerimiz var ama bu başkalarını dinlemeye engel değil. Politikalarımızı daha da zenginleştirmek, toplumun tüm kesimlerini çok daha samimi bir şekilde kucaklamak, bize oy verenlerin olduğu kadar oy vermeyenlerin de hukukunu savunmak için kendi aramızda ve toplumun tüm kesimleriyle istişarelerimizi, diyaloğumuzu devam ettireceğiz" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, "Yarın ülkemiz ve İslam coğrafyası için son derece önemli bir günü idrak edecek, Muharrem ayının 1'i olması hasebiyle hicri yılbaşını kutlayacağız. Hicri 1435 yılına girerken bu yeni yılın ülkemiz, milletimiz, tüm İslam coğrafyası için hayırlara vesile olmasını, özellikle mazlumlar için kurtuluşun, necatın, refah ve huzura hicretin kapılarını aralanmasını Allah'tan niyaz ediyorum. Muharrem ayı ile birlikte önemli bir yıldönümüne daha erişecek ve o yıl dönümünün de ellerinizi semalara açmak suretiyle hayırlara vesile olmasını dileyeceğiz. Miladi 680 yılında, Hicri 10 Muharrem 61 yılında Hz. Hüseyin ve Ehli Beyd Kerbela'da önce susuzluğa mahkum edilmiş, ardından tarihin en acı katliamı gerçekleşmiş, o mübarek insan Hz. Peygamberin (s.a.v) arşın küpelerinden diri olarak vasıflandırdığı Efendimiz Hz. Hüseyin ve ailesi şehit edilmişti. Allah'ın selmırahmeti ve bereketi Hz. Hüseyin efendimizin, onun ailesinin ve Ehli Beyt’in üzerine olsun. Bu arada Alevi vatandaşlarımızın tutacakları Muharrem orucunun kabulünü niyaz ediyor, bu Sünni kardeşlerim Muharrem orucu tutmaz' diye bir şey yok. Sünni kardeşlerim için de aynı şey geçerli, tüm oruçları kabul eylesin. Rabbim sofralardaki bereketi ve milletçe aramızdaki muhabbeti artırsın" ifadelerini kullandı. Hz. Hüseyin'in Hz. Peygamber efendimizin torunu olarak, Ehli Beyt’in bir mensubu olarak herkes için örnek bir şahsiyet olduğunu belirten Erdoğan, "Hayatı, yaşam tarzı, sözleri, öğütleri hepimiz için bugün de rehberlik yapıyor, bugün de yolumuzu aydınlatıyor. Ancak Hz. Hüseyin'in yaşamı kadar şahadeti de bizler için çok önemli, hem de hiç unutulmayacak dersler verdi. Kerbela faciasının üzerinden 1374 yıl geçmiş, Kerbela'nın tam olarak anlaşılmadığını, Hz. Hüseyin'in şahadeti tercih ederek vermek istediği mesajın hala tam alınmadığını görüyor ve bu eksikliğin acısını tüm coğrafyamızda yaşıyoruz. Hz. Hüseyin bize haksızlık karşısında eğilmenin zillet olduğunu öğretti. Hz. Hüseyin bize haksızlık karşısında susmanın dişsiz şeytan olduğunu öğretti. Hz. Hüseyin, onurlu bir ölümün, yani şahadetin onursuz bir duruştan, onursuz bir teslimiyetten ve boyun eğişten çok daha değerli olduğunu öğretti. Hz. Hüseyin Kerbela’da inandığı dava uğruna başını verirken, bize kardeş kavgasının ne kadar derin bir yara olduğunu da öğretti. Hz. Hüseyin'in şahadetinden, Kerbela faciasından intikam, öfke, nefret, husumet, ayrışma çıkaranlar, kardeş katlinin caiz olduğu sonucunu çıkaranlar açık açık söylüyorum Hz. Hüseyin'i anlamamıştır. Kerbela'yı, Ehli Beyt’i anlamamıştır. Hz. Hüseyin, kahramanca ruhunu teslim ederken arkasında bir tefrika bırakmayı değil arkasında kanla yazılmış bir ders bırakmayı temenni ediyordu. Bugün başta Irak ve Suriye olmak üzere kardeşine kasteden herkes en başta Hz. Hüseyin'in aziz hatırasını çiğnemiştir" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"İster Sünnilerin, ister Şiilerin olsun herhangi bir camide ibadet eden masum Müslümanlara, hatta çocuklara kasteden herkes, Hz. Hüseyin'nin değil Yezid'in yanında yer almıştır. Sadece canilere değil, başka dinlerin ibadet yerlerine, sadece Müslümanlara değil, başka dinlerin mensuplarına, yani insana kasteden Hz. Hüseyin'in, Ehli Beyt’in ve Hz. Peygamber'in mesajlarını ayaklar altına almıştır. Kalbinde hardal tanesi kadar inanç olan birisi için Kerbela'da ortaya çıkan dersin yeterli olması gerekir. Kalbinde susam tanesi kadar insaniyet olan birisi için Kerbela'da yaşanmış facia ibret olarak yeterlidir. 1374 yıl önce yaşanan Kerbela faciasının ardından bugün geniş coğrafyamızda yaşanan yeni Kerbelalar içimizi acıtmakta ve yüreğimizi sızlatmaktadır. Suriye'de 2 yıldır devam eden çatışmalarda 130 binden fazla insan hayatını kaybetti. Suriye'de 7 milyondan fazla insan evini terk etmek zorunda kaldı. Şu anda 600 binin aşkın insan ülkemizde sığınmacı olarak yaşıyor. Suriye'nin her köşesinde adeta her an adeta mini bir Kerbela yaşanıyor. Şam'daki Yezid kendi halkına kendi vatandaşına yerden ve gökten her gün ölüm gönderiyor. Şimdi birileri çıkmış bize 'susun' diyor. Görmeyin, duymayın, hissetmeyin diyor. Allah aşkına susarsak, oradaki acıyı yüreğimizde hissetmezsek yarın biz Hz. Hüseyin'in yüzüne nasıl bakarız. Biz, tarihimiz boyunca hiçbir zaman Yezidler’in tarafında olmadık, bundan sonra Yezid'lerin olmayacak, Hz. Hüseyin'in safında yer almaya devam edeceğiz."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir