YEREL HABERLER - 10 Kasım 2013 Pazar 09:54

Engelli Dostu Milli Park Küre Dağları Projesi Başladı

A
A
A
Engelli Dostu Milli Park Küre Dağları Projesi Başladı

Toplantı, Proje Kordinatörü Bülent Avcılar’ın proje sunumuyla başladı. Avcılar, bu projenin Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edildiğini belirterek şöyle konuştu: " hibe programı tarafından desteklenmektedir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Azdavay Kaymakamlığı, Azdavay Belediye Başkanlığı, Çankaya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Türkiye Özürlüler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (ÖZEV) ve Küre Dağları Ekoturizm Derneği (KED) işbirliğiyle yürütülmektedir. Proje kapsamında Azdavay İlçesi Karakuşlu köyünde bulunan ilkokul binasında engellilerinde yararlanabileceği ziyaretçi merkezi oluşturulması, bin 200 metre uzunluğa sahip Çatak Kanyonu yürüyüş yolu ve seyir noktasının tüm engelli gruplarının kullanımına uygun hale getirilmesi ve bölgedeki kamu ve sivil toplum kuruluşlarına çeşitli eğitim verilmesi amaçlanıyor. Proje tamamlandığında Türkiye’de ilk kez bir milli parkta ve doğada engellilerin erişebileceği altyapı kurulmuş olacak.”
Toplantıda bir konuşma yapan Orman ve Su İşleri Bakanlığı 10. Bölge Müdürü Oğuz Beyazıt projeden duyduğu memnuniyeti dile getirerek projeye fiziki olarak yapabilecekleri faaliyetlerle destek verebileceklerini belirtti. Azdavay Kaymakamı Osman Doğramacı da Azdavay Kaymakamlığı ve Azdavay Belediyesi olarak projeye ellerinden gelen desteği sağlayacaklarını Kastamonu Valisi Erdoğan Bektaş’ın da destek sözü verdiğini belirterek “Bizim için önemli projelerden birisi teras projemizdir bu projede İl Özel İdaresinin gündemindedir” dedi.
Kastamonu Valisi Erdoğan Bektaş ise Küre Dağları Milli Parkı'nın Türkiye’deki ilk, Avrupa’da ise PAN Parks sertifikalı 13. korunan alan olduğunu belirterek “İnşallah el birliği ile projeyi en yakın zamanda hayata geçiririz. Projeye katkıda bulunan herkese teşekkür ederim” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.