YEREL HABERLER - 21 Kasım 2013 Perşembe 09:04

İstanbul’un En Eski Antik Limanı Bulundu

A
A
A
İstanbul’un En Eski Antik Limanı Bulundu

İstanbul Beylikdüzü Kavaklı Sahili’nde arkeolog çalışmaları sırasında erken Roma ve Bizans dönemine ait bazı yapı kalıntılarına rastlandı. Yapıların işlevini belirlemek amacıyla ilk bilimsel incelemeleri Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hakan Öniz ve Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Şengül Aydıngün su altı araştırmacılarının da katılımıyla detaylı olarak 2011 yılında ele almaya başladı. “İstanbul Tarih Öncesi Araştırmaları” projesi kapsamında yapılan araştırmada sahildeki kalıntıların Milattan Önce (M.Ö) 4. yüzyıl ile Milattan Sonra (M.S) 9. yüzyı dönemlerine ait olduğu ortaya çıktı. Aynı zamanda yapıların ucunda mendirek başlangıcı, denizin içinde de blok taş grubu ve sıraya paralel harçlı bir duvar kalıntısı bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından sit alanı olarak kabul edilen limanın denizde ve karada devam ettiği tespit edildi. Dönemin izlerine Ambarlı Limanı’nın yakınlarında rastlanması, antik limanın uzantısı olabileceği söylendi.
“LİMAN, ANITLAR YÜKSEK KURULU TARAFINDAN SİT ALANI İLAN EDİLDİ”
İstanbul’un en eski antik limanının bulunduğunu vurgulayan İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Gazioğlu, Beylikdüzü Belediyesi’nin 2007 yılında bölgede yat planı ve deniz otobüsü iskelesi olması yönünde düzenleme projesi olduğunu bunun doğrultusunda da çeşitli kalıntılara rastlandığını söyledi. Aynı zamanda bölgenin Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından sit alanı olarak ilan edildiğini belirten Gazioğlu, “Çalışmalarımızda sahil çizgilerinin 100 metre ileride derinlikleri de yaklaşık bir buçuk metre su seviyesinde mendirek yapılarına rastlandı. Bütün bunlar bize bir yapının olduğunu gösteriyordu. Dr. Hakan Öniz ve Yrd. Doç. Dr Şengül Aydıngün ve İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Hakan Kaya bazı arkeolojik araştırmaları da yaptı. Bunların neticesinde M.Ö. 4. yüzyılda başlayıp M. S. 9. yüzyıla kadar süren bir yapılaşmanın olduğu belirlendi. Buna paralel olarak bazı kalıntılar değerlendirildi ve analiz edildi. Değerlenme ve analiz sonucunda da Beylikdüzü Kavaklı Sahili’nde çok uzun yıllar boyunca bir liman veya bir 7 gözlü bir faaliyetin olduğu, bunların 2 tanesinin de ambar olduğu, 5 tanesinin de gemilerin ya da teknelerin inşasının yapıldığı bir yapılanmanın olduğu gözlendi” dedi.
“LİMAN DENETİM ALTINA ALINMALI”
“Limanın M.Ö.4. yüzyıla ait olması İstanbul’un en eski limanı olarak gösterir” diyen Cem Gazioğlu, Yenikapı Limanı M. S. 4. yüzyılda başlamıştır. Tarihlere baktığımızda iki liman arasında 900 sene bulunmaktadır. Burası bu yüzden çok önemli. Bunun için buranın bir an önce daha sıkı bir korunma altına alınması gerekiliyor. Buranın jeolojik yapısı olarak jeolojik unsurlara sahip değil. Çok gevşek sürekli bir akma var. Dalga aşındırması da çok yüksek. Deniz ile yapının korunması için hiçbir engel yok. Burası şiddetli lodos fırtınalarında çok ciddi bir şekilde hasara uğruyor” diye konuştu.
O zamanın işçiliğinin pahalı olduğunu söyleyen Gazioğlu, “Limanın bloklar halinde atılmış taşları gözle görülüyor. Ve zamanla bu taşlar 3 kere yenilenmiş. Böyle bir pahalı uğraş için bu kadar büyük emek sarf edildiğine göre burası önemli bir liman olmalı. Aynı zamanda buraya Haramidere bağlantısı var. Ondan önce Küçükçekmece, bir sonrasında ise Büyükçekmece var. Bunlar ciddi ağaç ve kereste kaynağı. Burada bir gemi yapım atölyesi varsa. Bunun ham maddesi de dere ya da lagünler vasıtasıyla sağlanıyordu” şeklinde konuştu.
Zamanla çöplük haline gelen limanın korunması ve tarihin gün yüzüne çıkarılması için Beylikdüzü Belediyesi, İstanbul Müze Müdürlüğü’nden kazı izni için onay bekleniyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa MASKİ içme suyu klor analizlerindeki başarısını sürdürüyor Manisa merkez ve ilçelerine daha sağlıklı içme suyu ulaştırmak için çalışmalarına aralıksız devam eden Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan içme ve kullanma suyu analizlerinde klorlama noktasındaki başarısını sürdürüyor. Yapılan ölçümlerde Manisa’da bakiye klor uygunluk oranının 2023 yılında yüzde 97, 2024 yılının ilk üç ayında ise yüzde 96 olduğu belirlendi. MASKİ Genel Müdürlüğü Manisa merkez ve ilçelerindeki vatandaşlara daha sağlıklı içme suyu ulaştırmak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda İçme Suyu Dairesi Başkanlığın bünyesinde 17 ilçede görev yapan 34 klorlama dezenfeksiyon ekibi 17 araç ile mesai mefhumu gözetmeksizin düzenli olarak içme suyu depolarına klor tedariki ve içme suyu şebekesinde bakiye klor ölçümü yapmaya devam ediyor. Ayrıca ekipler mikrobiyolojik ve bakiye klor uygunluğunun devamı için de günlük bakiye klor takibi yapıyor. Düzenli olarak kontrollerini sürdüren İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan bakiye klor ölçümlerinde ise 2023 yılında Manisa’da bakiye klor uygunluk oranının yüzde 97, 2024 yılının ilk üç ayında ise yüzde 96 olduğu belirlendi. Yüzde 100’e yakın olan başarının idare tarafından yapılan sürdürülebilir uygulamalar neticesinde sağlandığı bir kez daha ortaya çıktı. İçme Suyu Dairesi Başkanı Erman Aydınyer, “İdaremiz tarafından 17 Şubat 2005 tarih ve 25730 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak dezenfeksiyon çalışmalarımızı il genelinde düzenli olarak sürdürüyoruz. Yönetmelik hükümleri gereği ilk olarak içme suyu depolarına dezenfeksiyon üniteleri kurduk. Dijital dozaj pompası, kimyasal stok tankı, ölçüm cihazı, güneş paneli gibi tüm ekipmanlar eksiksiz tamamlanarak montajları gerçekleştirildi. Büyük kapasitelerdeki dezenfeksiyon stok tankları da sürekli işleyiş için sisteme entegre edildi. 17 adet özel ekipmanlı araç ve 34 personel ile 7 gün 24 saat çalışan bir sistem kurarak, tüm araçlarımızı arazi şartlarına uygun özel kaplama, depo ve pompa ekipmanları ile donattık. Ekiplerimiz ise klor takviyesi gereken en uzak kırsal mahalleye dahi ulaşarak içme suyunun daha sağlıklı olması için mesai harcıyor” dedi.
Ankara Pursaklar’ın dedeleri mutlu ve huzurlu Ankara Pursaklar Belediyesi, son 5 yılda 5 farklı Dede-Torun Evinde sağlıktan spora, müzik dinletilerinden el becerilerine, Kur’an-ı Kerim ziyafetinden İslami konulara kadar birçok farklı etkinlik düzenledi. Pursaklar’da ikamet eden yaşlı vatandaşlar, çay ve çorbanın ikram edildiği, 5 yıl boyunca hafta içi her gün birbirinden farklı etkinliklerin düzenlendiği Dede-Torun Evlerinde, hayatı dolu dolu yaşadı. ‘‘Dede-Torun Evlerimize gelen bir büyüğümüzün gönlünü hoş etmek için büyük çaba sarf ettik’’ Pursaklar’ın büyüklerini Dede-Torun Evlerinde en iyi şekilde ağırlamak için büyük gayret gösterdiklerini belirten Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin; ‘‘Geride kalan son 5 yıl içerisinde Dede Torun Evlerimize gelen ağabeylerimiz için her gün sporda sağlığa, kahramanlık türkülerinden tasavvuf musiki dinletisine ve kültür gezileri gibi birçok aktivite düzenledik. Dede-Torun Evlerimize gelen bir büyüğümüzün gönlünü hoş etmek için büyük çaba sarf ettik. Onları memnun edebildiysek ne mutlu bizlere. Geleceğimizin yol göstericileri için ne yapsak az kalır. Birbirinden farklı etkinliklerle zamanın su gibi akıp geçtiği Dede-Torun Evlerimize tüm büyüklerimizi bekliyoruz’’ dedi. Pursaklar Belediyesi tarafından hazırlanan etkinliklerde büyükler; Kur’an-ı Kerim tilaveti, dini sohbetler, sağlık, el becerileri, kahramanlık türküleri ve tasavvuf musikisi ile tadına doyulmaz günler geçirirken, Kültür Gezileri ile de doğasıyla, tarihiyle, kültürüyle ön plana çıkan şehirleri gezme fırsatı buldular.
Kırşehir Şehrin merkezindeki tarihi bölge otoparka döndü Kırşehir’de farklı efsanelere konu olan Kalehöyük, otomobiline park yeri bulamayanların adresi haline geldi. 2019 Yılı Mahalli İdareler Seçimleri’nde seçmene otopark alanları projeleri vaat eden Kırşehir Belediye Başkanı Selehattin Ekicioğlu’nun çalışmaları yetersiz kalınca tarihi bölge koruma altında olmasına rağmen açık otopark gibi kullanılmaya başlandı. Vatandaşlar, bölgenin tarihi dokusuna uymayan görüntü kirliliğinin ortadan kaldırılmasını istiyor. Kalehöyük çevresindeki esnaf, "Cami, tarih var ama bölge otopark olarak kullanılıyor. Biz bu duruma çok üzülüyoruz. Höyük ve çarşı olmasına rağmen otopark sorunu çözülemedi. İnsandan çok otomobil var" dedi. Kırşehir’in ortasında akan Kılıçözü Çayı’nın kenarında yer alan ve halkın kale olarak bildiği alanda 2012 ve 2013 yıllarında Kırşehir Müze Müdürlüğünün başkanlığında ve Ahi Evran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Işık Adak Adıbelli’nin bilimsel danışmanlığında yapılan kazı çalışmalarında Frig, Hitit ve diğer Tunç Çağ kültürlerine rastlanmıştı. Yaklaşık yüksekliği 35 metre olan ve şehrin her bölgesinde görülebilen Kalehöyük üzerinde Aleeddin Camii bulunuyor. Geçtiğimiz dönem Kırşehir Belediyesi tarafından başlatılan ve 5 bin yıllık tarihin ortaya çıkacağı ’arkeopark’ projesiyle Osmanlı, Selçuklu, Bizans, Roma ve Helenistik dönemlere ait açık hava müzesi planlanmıştı.