YEREL HABERLER - 21 Kasım 2013 Perşembe 14:30

Gümrük Ve Ticaret Bakanı Yazıcı "biber Tatlısı" Yedi

A
A
A
Gümrük Ve Ticaret Bakanı Yazıcı "biber Tatlısı" Yedi

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Türkiye’de üretilen sebze meyvenin yüzde 5’inin ihraç edildiğini belirterek, "46 milyon ton ürünün yüzde 5'ini ihraç ediyoruz. Yüzde 25'i sevkiyattaki düzensizlik, ambalajlama bilgisizliğinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle 25 milyon tonu telef oluyor" dedi. Fuar açılışında biber tatlısının tadına bakan Yazıcı ayrıca, "Kapıları modernize edeceğiz. Kapılarda bekleme olmayacak, tempo, hız olacak kapılarda" diye konuştu.
Antalya’nın Kumluca ilçesinde düzenlenen Domatexpo 2. Domates Yetiştiriciliği ve Teknolojileri Fuarı, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın katılımıyla açıldı. Açılışa AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Menderes Türel, Antalya Valisi Sebahattin Öztürk, Kumluca Kaymakamı Canan Hançer Baştürk, Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya, AK Parti İl Başkanı Mustafa Köse, kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda üretici katıldı. Fuar açılış programı Kumluca Mehteran Takımı'nın konseri ile başladı. Fuarda konuşan Bakan Yazıcı, ihtisas fuarlarının önemli olduğunun altını çizerek, Kumluca domatesinin markalaşma konusunda hızlı bir yol katettiğini söyledi. 2023 hedefleri olduğunu vurgulayan Bakan Yazıcı, "Türkiye'nin 2023 de dünya ölçeğinde en az 10 markaya ulaşmasını sağlamak istiyoruz. Bu ürünlerden biri çay olabilir. Kumluca domatesi, o 10 markadan biri olabilir. Onu 15'e, 20'ye de taşıyabiliriz. Dünyayı küresel olarak niteliyoruz. Mesafeler uzak olsa da, her tarafı izleme, gözetleme ve bilgilere erişim imkanına sahibiz. Ticarette böyle bir ortamda en iyi ürün nerede nasıl üretiliyor, fiyatı, kalitesi ne, nasıl pazarlanıyor? Bunları takip edilmek suretiyle ticaret gelişiyor. Bu ortamda en iyiyi, en güzeli, en yararlı üretim, onun hedef kitlesi tüketiciye ulaştırma yarışı içindeyiz" diye konuştu.
“BİR EKONOMİNİN EN BÜYÜK SORUNU, HORMONLU TARAFI KAYIT DIŞILIKTIR”
"Bir ekonominin en büyük sorunu, hormonlu tarafı tabiri caizse kayıt dışılıktır" diyen Bakan Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kayıt dışılık yüksekse kayıtlı olanında yükü o oranda artar. Hem bu amaca hem de üreticiden tüketiciye, tarladan sofraya hedefini öngören, kısaca Hal Kanunu denen 5957 sayı Kanun’u TBMM 2005 yılında çıkartmış, bunun yürürlüğü ötelenmiş, ötelenmiş. Nihayet 2012 yılında bu kanun yürürlüğe girmiştir. O zaman sordum arkadaşlarıma. Nedir, bunu yürürlüğe koyuyoruz da yürüyebilecek miyiz? 'Yürürüz' dediler. Burada bir durumu paylaşmak istiyorum. 2012 yılında ve 2013 yılında Hal Kanunu uygulanması süreciyle alakalı yazılım, donanım ve elbette ki o kesimin alışkanlıkları, bilgilendirilmeleri, teknolojileri kullanmalarına yatkınlıklarını dikkate aldığımızda beklediğimiz seviyede olmadığımızı gördü. Ama kararlıyız. Dün sordum, bugün yine sordum. Test uygulaması devam ediyor. Yazılımda, donanımda, o hizmetleri yapacakların icra ettikleri çalışmalar dolayısıyla bürokratik süreçten kaynaklanan sorunlar oldu. Onlar da aşıldı. Bana öyle söylendi. Çok yakın zamanda brifing alacağım, Hal Kanunu uygulamasında neredeyiz. 1 Ocak 2014'ten itibaren tamamen uygulamaya geçmiş olacağız. Söz senettir. Bu geçişi sağlayamazsak, ama normal performans değerlendirmesi itibariyle bunu gerçekleştiremezsek orada biraz farklı davranışım olacak. Hal Kanunu yürürlük sürecinin tam anlamıyla işlemesiyle Türkiye'de çok önemli değer ifade eden sebze meyve kayıtlı hale gelecek. Bu kayıtlı hale gelmesi dolayısıyla herkesin yararlandığı bir değere dönüşecek. Üretici, tüketici, ticareti yapan yararlanacak. Ürün kimliği ortaya çıkartacağız. Domatesi tüketmek üzere manava, dükkana vardığında bunun yer aldığı kasa üzerinde nerede, ne zaman üretildiğini görebilecek. Bu da tüketici haklarının korunması açısından önemlidir."
“SEBZE MEYVE ÜRETİMİNİN YÜZDE 25’İ TELEF OLUYOR”
TÜİK'in meyve sebze üretimi oranlarını da paylaşan Bakan Yazıcı, "Türkiye'nin 26-27 milyon ton sebze üretimi, 17-18 milyon ton meyve üretimi var. Toplandığı zaman 45-46 milyon ton Türkiye'nin meyve sebze üretimi. Bunun parasal değeri 75 milyar lira. Bu kadar büyük maliyeti üreten üretici var. Üreticinin çalışan işçisi, pazarlandığı imkanlar var, manavlar var, alanlar var, aracılık yapanlar var, tüketiciye erişimi var, tüketicinin ihtiyacını karşılayacak alanlar var. Bu kadar üretimin sadece yüzde 5'e yakınını ihraç ediyoruz. Bu miktar ürünün, 46 milyon ton ürünün yüzde 5'ini ihraç ediyoruz. Yüzde 25'i sevkiyattaki düzensizlik, ambalajlama bilgisizliğinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle 25 milyon tonu telef oluyor. Bunun parasal değeri 20 milyar lira. Geriye kalanı yüzde 70 kayıt dışıdır. Onun da parasal değeri 30 milyar lira. Telef olanla kayıt dışını topladığın zaman 50 milyar lirası yok" dedi.
“GÜMRÜK KAPILARINDA HIZ VE TEMPO OLACAK”
Geçen haftaki Kars ve Ardahan ziyaretinden izlenimlerini aktaran Bakan Yazıcı, "Çıldır- Aktaş Gümrük kapısının temelini attık. Niye kapı temeli atıyoruz? Hedefimiz 500 milyar dolar ihracat yapabilmektir. Kapıları modernize edeceğiz. Kapılarda bekleme olmayacak. Tempo, hız olacak kapılarda. Ama o da yetmez, elbette giriş çıkışlar, mutlaka güvenli bir ortamda ve şekilde gerçekleşecek. O nedenle kapılarımızı modernize ediyoruz, yeniliyoruz. Kars ve Ardahan’ın da hayvansal ürün değerleri var" diye konuştu.
Türkiye'nin meyve sebze ihracatının parasal değerinin 6.5 milyar dolar düzeyinde olduğunu kaydeden Bakan Yazıcı, "Bu noktada meyve sebzenin oranı yüzde 10 civarındadır. Yani 600 milyon dolarlık ihracat var. Antalya'ya bu sene 11 milyon 700 bin turist gelmiş. Bunlar geldiği zaman konakladığı yerde kendi ülkesinin damak tadını sofralarında görmek isterler. Çok az sayıda meyve sebze ithalatımız var. Hükümet hem esnaf sanatkarlar hem de çiftçiyi koruma noktasında önemli destekleri hizmete sunmuş durumdadır" şeklinde konuştu.
"KUMLUCA SERACILIĞIN BAŞKENTİ"
Kumluca’nın Türkiye’de yaş sebze meyvede kaptan, seracılığın başkenti olarak ün yapan ve öncü bir üretim merkezi olduğunu kaydeden Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya ise, yeni yatırımlar ve modernizasyon çalışmaları ile gelecekte de örtüaltı yetiştiriciliğinin merkezi olmaya devam edeceğini vurguladı. Çetinkaya, "Kumluca ülke genelinde domates üretimi en çok, yurt içi ve yurt dışına en çok domates ihraç eden bir merkezdir. Ürünlerin yüzde 90’ı ihraç edilmektedir. Fuarın yapıldığı alan Ankara, İstanbul hallerinden farklıdır. Burası bir üretim merkezidir. Kumluca üretimin yanı sıra pazarlama piyasasının oluşmasında da önemli bir merkezdir. Dünyada en çok üretilen ve tüketilen tarım ürünü domatestir. Dünyanın dördüncü en büyük domates üreticisi Türkiye’de Kumluca en önemli merkezlerinden biridir. Antalya seracılığının üçte ikisi bu havzadadır" diye konuştu.
Fuarın düzenlendiği hal kompleksinin işlem hacmi ve fiziki yapısı bakımından Türkiye’de bulunan haller içerisinde öncü olduğuna işaret eden Başkan Çetinkaya, belediyenin üreticilerin gereksinimlerini karşılamak üzere 7 bin metrekare üzerinde çelik konstrüksiyon hal pazarlama alanını hizmete sunduklarını söyledi. Domatexpo’nun domates sektörünün önündeki son engelleri aşmak ve tarafları bir araya getirmek amacıyla düzenlendiğini aktaran Başkan Çetinkaya, fuar kapsamındaki çalıştay ve diğer toplantılarla domates ihracatı ile ilgili sorunların tartışılacağını ve çözüm yollarının aranacağını kaydetti. Başkan Çetinkaya, Bakan Yazıcı’dan da şu isteklerde bulundu:
"Yaş sebze ve meyvede üreticinin çek yasası ile sıkıntıları var. Bunun çözümünü istiyoruz. En büyük girdi kalemi gübre, yüzde 18 olan KDV oranı yüzde 3'e çekilebilirse üreticinin yüzü gülecektir. Bu konunun da Bakanlar Kurulu'na taşınmasını talep ediyoruz. Yurt dışına gidecek TIR’ların mühürleme işlemi için Finike’ye 40 kilometre gidip geliniyor. Bu sorunun Kumluca’ya bir ofis açılması ile destek olunmasını istiyoruz:"
"MARKALAŞMA ÖNEMLİ"
Türkiye Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Federasyonu Yüksel Tavşan da, 250 bin tonun üzerinde ciddi ve kaliteli bir üretimin Kumluca'da olduğunu söyledi. Standartlaşma ve markalaşmanın önemli olduğunun altını çizen Tavşan, bu durumun fiyat istikrarının alınmasını sağlayacağını kaydetti. Tavşan, domateste markalaşmaya gidilerek Kumluca domatesinin markasını almasını istedi. Bir ay önce domatesin fiyatının 2.5 liraya kadar yükseldiğini hatırlatan Tavşan, "Ama bugün 1 liraya satılmıyor. Üretici maliyetini bile alamaz duruma geldi. Üretici için bir durum çok önemlidir. Çek yasası ile alıcıların üreticileri vurup gitmesidir. Üreticinin başı çok ağrıyor. Namuslu alıcılar da zarar görüyor. Alıcılar, Gümrük ve Ticaret İl Müdürlüğü’ne mutlaka teminat vermelidirler. Bu çeklerin de önüne geçilmiş olur. Kayıt dışılık çok önemlidir. Ürünün takip sistemi ve bildirim siteminin layıkıyla çalışmasını istiyoruz. Bu sistemin çalışmasını bekliyoruz. Öte yandan 70 milyonluk piyasaya ise halci ve toptancıların Türkiye Halciler Birliği olarak temsil edilmesini istiyoruz" diye konuştu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Menderes Türel, Türkiye'de bir ilk olan fuarın geçen yıl başarıyla gerçekleştirildiğini hatırlatarak, üreticiyi destekleme adına bugün kredi faizlerinin düştüğünü belirtti. Teknoloji ile tarımın buluşması gerektiğini ifade eden Türel, fuarı sektörün meselelerinin de ele alındığı organizasyon olarak değerlendirdiğini kaydetti.
Antalya Valisi Sebahattin Öztürk ise, kentteki toprak alanının yüzde 18’inde işlemeli tarım yapıldığını kaydetti. 4 milyon ton üretimle Antalya’nın ülke genelinde yüze 14’lük bir paya sahip olduğunu ifade eden Vali Öztürk, "Örtü altı üretimin yüzde 39’u Antalya’da bulunmaktadır. Bu noktada domates yüzde 68 payla ilk sıradadır. Domatesi hıyar ve biber izlemektedir" dedi.
BAKAN YAZICI, İLK TIR’I UĞURLADI
Bakan Yazıcı, sezonun ilk ihracat TIR’ına son paleti yerleştirip mühürleyerek, TIR’ı uğurladı. Ardından fuarın açılışını gerçekleştiren Bakan Yazıcı ve protokol üyeleri fuardaki stantları ziyaret etti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Menderes Türel ve AK Parti İl Başkanı Mustafa Köse’ye Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya tarafından plaket takdim edildi. Bakan Yazıcı, 30 ihracatçıya da plaketlerini takdim etti. Bakan Yazıcı, daha sonra stantları gezerek, biber tatlısı, domates tatlısı ve domatesin tadına baktı. Yazıcı, biber tatlısını çok beğendiğini söyledi.
Bu yılki teması 'Domates ve İhracat' olan fuara 65 domates üreticisi firma katılıyor. Fuar kapsamında düzenlenecek bilimsel toplantılarda tüccarlar, ihracatçılar, komisyoncular, pazarcılar ve girdi sağlayan firmalar ile akademisyenler domates, ihracatı ve sorunları üzerine konuşmalar yapacak. 9 ülkenin ticaret ataşesi de iki gün süreyle fuar kapsamında misafir edilecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir merkezli “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İzmir merkezli 3 ilde gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından paylaşım yaparak operasyonlar hakkında bilgi verdi. Bakan Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, İzmir merkezli olarak Mersin ve Van’da gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında elebaşılığını Tahsim Aktaş ve Murat Hanaylıoğlu’nun yaptığı 2 ayrı suç örgütü çökertildi. Operasyonlarda toplam 25 şüpheli yakalanırken 16 adet tabanca, 2 adet tam otomatik uzun namlulu silah, 10 adet tüfek, çok sayıda fişek, tüfek kartuşu ve muhtelif miktarda uyuşturucuya ise el konuldu. Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İzmir merkezli Mersin ve Van’da düzenlenen operasyonlarda, organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, eğlence mekanlarını cebir ve tehdit kullanarak ele geçirmeye çalıştıkları, esnaflara ait işyerlerini kurşunladıkları, silahlı tehdit ile mağdur şahıslara zorla senet imzalattırdıkları, 3’üncü şahıslar adına para tahsilatı yaptıkları, silah ticareti yaptıkları, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarını işledikleri tespit edildi.
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."