YEREL HABERLER - 19 Ocak 2014 Pazar 10:57

2014 Yılında Her Melikgaziliye 451 Lira 50 Kuruş Hizmet Ve Yatırım Borcu

A
A
A
2014 Yılında Her Melikgaziliye 451 Lira 50 Kuruş Hizmet Ve Yatırım Borcu

Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, 2014 yılı bütçesinin Melikgazi Belediyesi Meclisince 230 milyon lira olarak kabul edildiğini hatırlatarak, 2014 yılı bütçesi ile Ağırnas ve Sarımsaklı bölge halkına da hizmet sunulacağını söyledi.
2014 yılı bütçesinin 230 milyon lira olduğunu ve bunun 197 milyon 800 bin liralık bölümün yatırıma ve hizmete yönelik olduğunu belirten Başkan Memduh Büyükkılıç “Melikgazi Belediyesinin bütçeleri, bütçelerin gerçekleşme oranları; yatırım ve hizmetleri hakkında fikir vermektedir. Çünkü bütçelerin genellikle % 85’den fazlası yatırım ve hizmetlerde kullanılmaktadır. Bütçe gerçekleşme oranları ise çok yüksek olmaktadır. Son 15 yıldır yapılan yatırımlar, ilçemizin fiziki haritasını değişmiştir. Gecekondusuz bir yerleşim, cadde ve kaldırımlarında el arabası bulunmayan, sokaklarında at arabası olmayan bir şehir olarak merkez ile ilçenin en uçra yerinde aynı hizmet kalitesi yatarımlar yapılmaktadır. Aynı şekilde 2014 yılı bütçemiz ile gerçekleştirilecek yatırım ve hizmetler ile semtlerin değil ilçenin fiziki yapısı değişecektir. Katılımcı bir demokrasi ile bir yönetim sergilenecek olup, melikgazi hizmeti her yerde olacaktır. “ dedi.
Melikgazi ilçesinin 509.309 kişi olduğunu 2014 yılı bütçesinin 230 milyon lira olarak kabul edildiğini buna göre her Melikgaziliye 451 lira 50 kuruşluk bir yatırım gerçekleştirileceğini kaydeden Memduh Büyükkılıç, bütçenin tutarının dahi bir anlam ifade ettiğini sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Oğlunun telefonundan mesaj atıp kapıyı açtırdıktan sonra eşini öldürmüş Ankara’da boşanma aşamasındaki eşi tarafından 15 Nisan’da bıçaklanarak öldürülen kadının, kocası tarafından tuzağa düşürüldüğü ortaya çıktı. Oğlundan gelen mesajın kocası tarafından gönderildiğinden habersiz dışarı çıkan talihsiz kadın, gözü dönmüş eşi tarafından defalarca bıçaklandı. Olayın başladığı anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. Ankara’da 11 yıl önce evlendiği K.C.’den (36) şiddet gördüğünü iddia eden Yonca Kazan Coşkun (32), boşanma davası açtıktan sonra aile evine döndü. Çiftin 10 ve 7 yaşındaki çocukları ise babalarında kaldı. 6 aylık uzaklaştırma karanın sona ermesinin ardından K.C., eşinin yaşadığı apartmanın önüne gitti. K.C., ele geçirdiği oğlunun telefonundan Coşkun’a “’Anne çok hastayım, okulun bahçesinde seni bekliyorum” yazılı mesaj gönderdi. Her şeyden habersiz endişeli bir şekilde dışarıya çıkan Coşkun, elinde bıçakla bekleyen K.C. ile karşılaştı. Kaçmaya çalışan Coşkun, evinin banyosuna saklandı. Banyo kapısını kıran K.C., saldırdığı eşini bıçakladı. Coşkun, olay yerinde hayatını kaybederken, Kerim Coşkun, gelen polis ekiplerine teslim oldu. İfadesi ortaya çıktı Yakalanan K.C., savcılıktaki ifadesinde, eşiyle cinsel konularda sorunlar yaşadıklarını, eşinin olay günü kendisine hayatında başka birisi olduğunu söylediğini ve ‘Sen erkek misin, erkeklik görevini yapıyor musun?’ dediğini iddia etti. Saldırgan şahıs, sevk edildiği mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bursa Kayıp mürettebatın ailelerinin feryadı: "İhmallerin araştırılmasını istiyoruz" Marmara Denizi açıklarında, İmralı Adası’nın ise güneybatısında batan bin 250 ton mermer tozu yüklü olan Batuhan A gemisindeki 6 mürettebattan 4’ünün cansın bedenine ulaşılırken 2 kişiden ise haber alınamadı. Çalışmalara devam edilmesini isteyen acılı aileler, sorumluların da bir an önce adalete hesap vermelerini istedi. 15 Şubat tarihinde Marmara denizinde batan Batuhan A. isimli kargo gemisinin kayıp mürettebatı arasında bulunan makine stajyeri Ahmet Atav’ın babası Şenol Atav, geminin ihmal sonucu battığını ileri sürerek açıklamada bulundu. Şenol Atav, “Ben 25 yıldır gemiciyim. O gemi o günkü hava şartlarından dolayı ya da geminin yaşından dolayı batmadı. O geminin batış sebebi tamamen ihmaldi. Bu ihmalle birlikte geminin denetimlerinin doğru yapılmadığını delilleriyle savcılığa sunduk ve sunmaya da devam edeceğiz. Bu ihmallerde en büyük kabahatli Marmara Liman Başkanı, Bandırma Liman Başkanı, Bandırma Kara Sörveyi, Gemlik Liman Başkanı ve Gemlik Liman Sörveyi’dir. Geminin rutinlerine uygun yapılması gereken kontrol ve denetimlerin doğru olarak yapılmamıştır. Bundan ihmallerden dolayı oğlumun cenazesine ulaşamıyorum. İlgili kurumların bu konuda ellerinden geleni yapmasını rica ediyorum. “ dedi. Batan geminin kaptanı Hasan Mehmet Uyanık’ın oğlu Abdullah Uyanık ise “Kazadan yaklaşık 45 gün sonra babamın cesedine ulaşıldı. Bulunamayan iki mürettebat üyesinin bulunmasını istiyorum. Aramalara 15 gün sonra son verildi. Aramalara yeniden başlanmasını istiyorum. İhmallerin araştırılması ve adaletin sağlanmasını istiyoruz“ ifadelerini kullandı. Ailelerin avukatı Muhammed Emin Çelik, “15 Şubat tarihinde Batuhan A. adlı gemi Bursa Karacabey açıklarında ne yazık ki ağır ihmaller sonucu batmıştır. Devletimiz Kızılay, AFAD, Türk Silahlı Kuvvetleri, Bursa Valiliği, Karacabey Kaymakamlığı başta olmak üzere bütün organlarıyla arama çalışmalarını sürdürmüştür. Ancak, ne yazık ki Batuhan A gemisindeki 6 mürettebattan yalnızca 4 kişinin cesedine ulaşılmış, kalan 2 mürettebat hala bulunamamıştır. Bizler mavi vatanın bütünlüğüne inanıyoruz. Deniz emekçileri de mavi vatanın bir parçasıdır. Denizcilerimiz asla ihmal edilemez ve göz ardı edilemez. Bu doğrultuda Batuhan A. Gemisinin batmasına sebep olduğu düşünülen bütün ilgili kurum, kuruluş ve şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu açıklamaktayız. Batuhan A. Gemisi 53 yaşında bir gemidir. Bu kadar yaşlı ve artık tamir görmekten paslanmış bir geminin özellikle bu hava şartlarında seyrine izin verilmesi nasıl mümkün olabilir. Geminin azami alabileceği yükün üzerinde yük almasına kim neden müsaade etmiştir. Bilindiği üzere geminin denize ve yüke elverişli olması gerekmektedir. Brandasının dahi sertifikası olmayan bir gemiye denize elverişlilik belgesi kim tarafından verilmiştir. Bu bahsettiklerimize ek olarak gerekli hususlar Karacabey Başsavcılığına sunulmuştur. Ancak bu sebeplerden daha fazlası bulunmaktadır ve bu sebepler göstermektedir ki Batuhan A. Gemisi hava şartları nedeniyle değil, ağır ihmaller sonucunda batmış olmakla birlikte 6 mürettebatımız elzem bir şekilde hayatını kaybetmiştir. Bizler gemilerimiz batmasın, denizcilerimiz yaşasın istiyoruz” dedi.
Zonguldak Zonguldak’ta 4. Bahar Sempozyumu başladı Zonguldak’ta 4. Bahar Sempozyumu açılış konuşmaları ile başladı. ZBEÜ Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda 4. Bahar Sempozyumu “Ortopedik Cerrahilerde Anestezi ve Hasta Güvenliği” konusuyla başladı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu programın açılış konuşmasını ZBEÜ Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Hilal Ayoğlu yaptı. Ardından Türkiye Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği İç Anadolu Şube Başkanı Atilla Erol konuşma gerçekleştirdi. Türkiye Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı Ali Fuat Erdem, “Biz dernek olarak özellikle Anadolu’da farklı illerde sempozyum, kurs ve kongrelere büyük önem veriyoruz. Özellikle hasta güvenliği konusuna temas etmek istiyorum. Hilal Ayoğlu hocam konuda Türkiye’de önemli bir isim. Böyle bir konuyu seçmesinden dolayı da son derece mutlu olduk. Kendisi Dünya Anestezi Dernekleri Federasyonu’nda Hasta Güvenliği Komitesi’nin bir üyesi. Bu konuda sadece Türkiye değil dünyada çalışmalar yapıyor. Ayrıca kendisi Dünya Anestezi Federasyonu’nun Avrupa temsilcisi. Böyle bir değerli hocamızın burada emekleri çok fazla. Avrupa Anestezi Derneği ile hasta güvenliğiyle ilgili bir protokol yaptık. Bu protokol ile sertifikasyonları artık Türkiye’de yapacağımız kurslardan sonra vermeye devam edeceğiz. Çünkü bütün dünya hasta güvenliğini çok önemsiyor” dedi. ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer ise “Sağlık alanındaki modern yenilikler ve çığır açıcı buluşlarla geçmişten günümüze insanlığın karşı karşıya kaldığı, nice hastalığın tedavisinde gerek tıp camiasındaki çalışmalara ışık olup gerek hastaların yaşam kalitesini artırarak umut olduğu aşikardır. İşte bu hususta tıbbın ve teknolojin birlikteliğinde; yakın zamanda tüm insanlığın maruz kaldığı Covid-19 pandemisinde dahil cerrahi tedavilerin titizlikle uygulandığı ve hasta güvenliğin sağlandığı konusunda hemfikiriz. Nitekim bulaşıcı hastalıkların ortadan kaldırılması, tüm tıbbi tedavi yöntemlerinin ve hasta güvenliğinin sağlanmasında ülkemizin bütün sağlık kuruluşlarında yapılan çalışmaların değerinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Ortopedi tedavilerindeki anestezi uygulamalarında da büyük başarılar elde edilmektedir. Bunun yanında anestezi ve sağlık hizmetlerinin temel taşlarından olan hasta güvenliğinin de her yönüyle ele alınarak geliştirilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verdi. Sempozyum, açılış konuşmalarının ardından “Ortopedik cerrahilerin intraoperatif yönetiminde hasta güvenliği” oturumuyla başladı.