YEREL HABERLER - 22 Ocak 2014 Çarşamba 10:00

Des Başkanı Avcı “mağdurlar Adına Bakan Avcı’yı Destekliyoruz”

A
A
A
Des Başkanı Avcı “mağdurlar Adına Bakan Avcı’yı Destekliyoruz”

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı’nca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 71. ve 92. maddelerine ilişkin 28 Şubat döneminde işten atılan mağdur öğretmenlerin atamasını sağlayan kararnamenin onaylanmasını geç kalınmış olumlu bir adım olarak gördüklerini ve Bakan Nabi Avcı’yı desteklediklerini belirterek, “28 Şubat sürecinde işten atılan memurların mağduriyetleri büyük oranda giderildi. Fakat baskı ve sürgünler nedeniyle istifa etmek zorunda kalan binlerce öğretmen ve kamu görevlisi işine geri dönemediği gibi hiçbir hak da verilmedi. Müstafi sayılan memurların haklarının iadesini de istiyoruz” dedi.
DES Genel Başkanı Gürkan Avcı yaptığı yazılı açıklamada, 28 Şubat sürecinde ister istifa etsin isterse işten atılsın tüm memurların ayrım gözetilmeksizin haklarının verilmesi ve mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini kaydederek, “Adıyaman Milli Eğitim Müdürlüğü'ne resim, din kültürü, sınıf ve rehberlik branşlarında 4 öğretmenin açıktan ataması yapıldı. Bu öğretmenlerimiz 15 gün içerisinde görevlerine başlayacaklar. Darısı haksız ve hukuksuz bir şekilde görevlerine son verilen, binlerce müstafi öğretmenimizin ve memurlarımızın başına” ifadesini kullandı.
Hükümet tarafından geçen yıl çıkarılan ‘Torba Kanun’a matuf 28 Şubat döneminde memuriyetten atılanların geri dönebilmelerine dair düzenlemenin müstafi sayılan memur ve öğretmenlerin hiçbirine görevine geri dönme hakkı vermediğini ifade eden Avcı, şöyle devam etti:
“Kendisi yahut eşi başörtülü olduğu için veya namaz kıldığı için, dini vecibelerinden dolayı disiplinsizlik bahanesiyle psikolojik baskıya uğramış, soruşturma ve sürgünlerle istifaya zorlanmış on binlerce müstafi öğretmen, doktor, hemşire, mühendisten oluşan memurlar hükümete kızgın ve küskündür. 12 yıllık AK Parti hükümeti 28 Şubat kararlarının telafisi bağlamında sınıfta kalmıştır.”
Hükümetin 28 Şubat mağduriyetlerini çözmek için 2006, 2012 ve en son 2013 yılında yasal düzenlemeler gerçekleştirdiğini fakat her düzenlemenin eksik, kadük ve hatalı içerikler nedeniyle mağdurların kahir ekseriyetinin yarasına merhem olamadığını kaydeden Avcı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“2011 yılında YAŞ kararlarıyla meslekten ihraç edilen subay ve astsubayların maddî hakları atıldıkları tarihten itibaren ödendiği halde, müstafi sayılan on binlerce öğretmen, doktor, hemşire, mühendisten oluşan memurların hiçbir maddi ve manevi hakları tazmin edilmemiştir. Hükümet hakların iadesi ve mağduriyetlerin giderilmesi konusunda taksit taksit ve lütuf bahşedermişçesine hareket etmektedir.”
Hükümetin meslekten atılanlar dışında o zamanın psikolojik baskısı altında meslekten istifa edenlerle ilgili bir düzenleme yapması gerektiğini de kaydeden Avcı, şöyle devam etti:
“28 Şubat mağduru öğretmenler başta olmak üzere memurların haklarının iadesi konularında sendika olarak birçok çalışmaya imza attık. Başta iktidar partisi yöneticileri olmak üzere muhalefet partilerinin lider ve yöneticileriyle de görüşmeler ve bilgilendirme toplantıları düzenledik. Yoğun bir kulis, diplomasi ve müzakere süreci yürüttük. Dahası tüm mağdurları mutlu ve memnun edecek bir yasa taslağı hazırlayarak, AK Parti yöneticilerinin eline verdik. Fakat bugün görüyoruz ki yaptığımız tüm ikaz ve bilgilendirmelere karşın AK Parti ‘dediğim dedik, çaldığım düdük’ tavrıyla bizleri ve kamuoyunu yanıltmış, yine eksik, hatalı ve ucube bir yasal düzenleme gerçekleştirmiştir. Hakları iade edilen 28 Şubat mağduru çoğu memurunda 12 Eylül darbe döneminde yayınlanan yönetmelik durduğu için aynı sıkıntı ile karşılaşacaklarını bildikleri için ya geri dönmemişler ya da döndüklerinde sıkıntı çekmektedirler. Öte yandan sosyal güvenlik primlerini kendileri ödeyenlerin paralarının kendilerine iade edilmesi gerekirken, yeni düzenlemede bu hususta eksik bırakılmış. Oysaki YAŞ kararıyla atılanlara verilen hakların aynısının 16 yıldır mağduriyet yaşayan tüm memurlara da verilmesi gerekiyor. Hükümetin bu duyarsız ve çifte standartçı yaklaşımdan vazgeçmesini istiyoruz. Hükümetin şeffaf ve dürüst bir adım atarak memurları yöneticilerinin insafına bırakmaması gerekiyor.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Alevler arasından kurtarılan yavru oğlağına kavuşmuştu: “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı” Bolu’da dün çıkan yangında ahır, fırın evi ve 2 samanlıkta bulunan toplamda 2 bin adet saman balyası küle dönmüştü. Yeni doğan oğlağın öldüğünü sanan Hülya Deniz, alevlerin arasından kurtarılan oğlağı teslim alınca sevinç gözyaşları döktü. İHA’ya konuşan Hülya Deniz, “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı, oğlağı gördüm ya orda o bana yetti” dedi. Yangın, dün öğle saatlerinde Mudurnu ilçesine bağlı Yıldırım Beyazıt Mahallesi’nde Mustafa Denizli’ye ait samanlıkta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, henüz bilinmeyen bir nedenle samanlıkta yangın başladı. Samanlıkta çıkan yangın kısa süre içerisinde büyüdü. Yangının alevleri hemen bitişiğinde bulunan ahır, fırın evi ve diğer samanlığa sıçradı. Ahırda bulunan bir traktör, 16 büyükbaş, ve 7 küçükbaş hayvan vatandaşlar tarafından kurtarıldı. Gözü gibi baktığı oğlağa kavuşunca mutluluk gözyaşları döktü Yeni doğan oğlağa gözü gibi bakan Hülya Deniz, yavru oğlağın öldüğünü sandı. Vatandaşlar tarafından sakinleştirilmeye çalışılan Hülya Deniz, alevlerin arasından kurtarılan oğlağı teslim alınca sevinç gözyaşları döktü. Yangın sebebiyle, ahır, fırın evi ve 2 samanlıkta bulunan toplamda 2 bin adet saman balyası küle dönmüştü. Yangın nedeniyle mağdur olan Deniz ailesine çevre köylerden saman balya desteği geldi. Munduşlar Köyü Muhtarı Hakkı Yiğit, köyündeki vatandaşlardan topladığı 500 adet saman balyasını, aileye teslim etti. “‘Onu babaanneme götürmem lazım’ dedim” Oğlağı babaannesi Hülya Deniz’e götüren Cansu Deniz, “Birisi oğlağı getiriyordu, onu görür görmez dedim ki, ‘onu babaanneme götürmem lazım’ dedim. Aldım onu hemen kucağıma babaanneme götürdüm. Çok mutlu oldu. Baygınlık geçirirken oğlağı görünce kendine geldi. O an bende çok mutlu oldum duygulandım” diye konuştu. “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı” Kalbinde pil bulunan ona rağmen hayvancılığı son nefesine kadar devam ettireceğini belirten Hülya Deniz, yangın anında oğlağın kendine getiriliş anlarını İHA muhabirine anlattı. Oğlağın yaşadığını görünce çok duygulandığını belirten Hülya Deniz, “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı, oğlağı gördüm ya orda o bana yetti. Gerçekten torunum ağlayarak getirince duygulandım. Oğlağı görünce çok sevindim. Çocuğum gelmiş kadar sevindim. Bana, ‘hayvancılığı bırak, uğraşma’ diyorlar. Ben bunlara kıyamıyorum. Son nefesimi verene kadar hayvancılığı bırakamam” dedi. (EÖ-RFK
Çanakkale Eceabat’ta tarımının geliştirilmesi masaya yatırıldı Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde tarımın geliştirilmesi amacıyla toplantı düzenlendi. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Toplantı Salonunda gerçekleştirilen toplantıya, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 4. Bölge Müdürü Muhtesin Sevinç, Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürü Nazan Türkarslan, ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şeker ve öğretim üyeleri Prof. Dr. Yasemin Kavdır, Prof. Dr. Ramazan Çakmakçı, Ar. Gör. Dr. Mehmet Ali Gündoğdu ile oda başkanları, muhtarlar, kooperatif başkanlarının yanı sıra çok sayıda üretici katıldı. Eceabat tarımının geliştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen toplantıda, tarımsal üretimin arttırılması ve modernizasyonu, üretici refahının yükseltilmesi ve bölgenin tarımsal potansiyelinin iyileştirilmesi konularına ele alındı. Alanında uzman kamu ve özel sektör temsilcileri, yetkililer ve üreticileri bir araya getiren çalışma, iki oturum halinde gerçekleştirildi. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, bu çalışmanın Eceabat tarımının bileşenlerini bir araya getirmesi açısından önemli olduğunu belirterek, bölgede üretim yapan üretici ve kooperatifleri destekleyeceklerini söyledi. Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürü Nazan Türkarslan ise, Eceabat’ın tarımsal potansiyeli ve bu potansiyelin geliştirilmesine yönelik çalışmalar hakkında bilgi verdi. Eceabat’ın zeytin, bağcılık, sebze ve meyvecilik gibi alanlarda öne çıkan bir bölge olduğunu kaydeden Müdür Türkarslan, bu ürünlerin geliştirilmesi için çeşitli projelerin yürütüldüğünü ifade etti. Toplantının tarımsal üretimde karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında katılımcılar arasında fikir alışverişi yapılmasıyla son buldu.