YEREL HABERLER - 30 Ocak 2014 Perşembe 12:00

Kalp Krizi Riskini Tespit Etmek Artık Çok Kolay

A
A
A
Kalp Krizi Riskini Tespit Etmek Artık Çok Kolay

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı, kronik kalp damar hastalıklarının erken tanı ve tedavisine yönelik uluslararası bir projeye ev sahipliği yapıyor. ÇÜ mensuplarının kalp ve damar hastalık risklerinin analiz edileceği araştırmada, Macaristan’dan getirilen bir cihaz kullanılıyor. Çalışma kapsamında, 30-74 yaş arası katılımcıların kalp ve damar hastalıkları riskleri saptanacak. Bilimsel çalışmanın en büyük özelliği ise, Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı’nda ilk kez uygulanıyor olması.
Günümüzde giderek yaygınlaşan kalp ve damar hastalıkları, birçok farklı rahatsızlığa da yol açıyor. Geçmiş dönemlerde ‘yaşlılık’ hastalığı olarak bilinen kalp - damar hastalıklarının son yıllarda gençler arasında da artış göstermeye başlaması, bilim insanlarını harekete geçirdi. ÇÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı tarafından, kalp sağlığının korunmasına yönelik bilimsel bir çalışma başlatıldı. Çalışma kapsamında Macaristan’dan getirtilen ‘Arteriograf’ isimli cihazla, 150 gönüllü ÇÜ mensubunun kalp damar riski haritası çıkarılacak.
Araştırmada, katılımcıların koluna takılan bir manşon ile bilgisayar aracılığıyla, risk analizleri saptanıyor. Yaklaşık 10 dakika süren bu işlemin ardından, kan şekeri ile kolesterol değerlerinin tespiti için, kan testi ve damar yapısının ultrasonografik incelenmesi yapılıyor.
İLK UYGULAMA ÜNİVERSİTEDE
Projeyle ilgili açıklama yapan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nafiz Bozdemir, amaçlarının kalp damar hastalıklarına dikkat çekmek ve yaygınlaşan kalp krizi riskine karşı kişilerin gerekli önlemleri almasını sağlamak olduğunu söyledi.
Kalp ve damar analiz riski çalışmasının Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı’nda ilk kez Çukurova Üniversitesi tarafından yapıldığını belirten Prof. Dr. Bozdemir, "Kişilerdeki kardiyovasküler sorunları noninvaziv (kansız) yöntemle tespit edip, klinik bulgularla birleştirmek ve varsa sorunun çözümü noktasında destek sağlamak için ÇÜ mensuplarına yönelik başlattığımız bilimsel çalışma niteliğindeki projenin sorumlusu ÇÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Akpınar. Çalışmamızda Macaristan’dan getirttiğimiz Arteriograf isimli cihazı kullanıyoruz. Arteriograf’ın birinci basamak ortamında kullanılabilir olduğunu doğru bir şekilde bilimsel yöntemlerle anlatabilmeyi hedefliyoruz. Eğer birinci basamakta biz bu cihazı kullanabilir durumda olacaksak, bunun özellikle aile hekimleri tarafından kullanıldıklarında, çok önemli bir halk sağlığı sorunu olan kardiyovasküler hastalıklarının erken tanı ve tedavisinde önemli bir aşama kaydedebiliriz" şeklinde konuştu.
GİRİŞİMSEL İŞLEM YAPILMIYOR
Proje sorumlusu Prof. Dr. Ersin Akpınar ise, ilk etapta ÇÜ personeli üzerinde gerçekleştirdikleri çalışmayla, 30 yaş ve üzerindeki kişilerin kalp damar hastalıkları riskinin analizini yaptıklarını vurguladı. Bilimsel çalışma olan proje kapsamında 150 personele kalp sağlığı taraması yapıldığını belirten Akpınar, “Girişimsel olarak herhangi bir işlem yok. Hastanın vücuduna herhangi bir zarar verilmeden, koluna bağladığımız manşon yardımıyla ‘hemodinamik’ parametreler dediğimiz, fizikteki sıvı yapılarının bir hesaplaması ile bilgisayara veriler gönderilerek risk analizi yapılıyor. Çalışma sonucunda, kişilerin kalp ve damar yapılarıyla ilgili çok değerli veriler oluşacak” dedi.
Kalp damar hastalıklarının toplumda çok sık görüldüğünü ve günümüzde erken yaşlarda da ortaya çıkmaya başladığını hatırlatan Prof. Dr. Akpınar, uluslararası düzeyde yürüttükleri projeye 150 ÇÜ mensubunun destek verdiğini belirterek, diğer üniversitelerle birlikte toplam 500 hastadan elde edilen verileri Macaristan’daki verilerle birleştirerek, sonuçları makale şeklinde bilim dünyasının görüşlerine sunacaklarını bildirdi.
Toplumumuzda kalp damar hastalığı ile ilgili bilgilerin genellikle hastalık ortaya çıktıktan ya da kişilerin kalp krizi geçirdikten sonra farkına varıldığını vurgulayan Akpınar, bu cihaz ve bu çalışma ile kalp hastalıklarının daha erken dönemde görülebileceğini kaydetti. Tüm dünyada kalp damar hastalıklarındaki artışın son yıllarda önlenemez bir yükseliş sergilediğine de dikkat çeken Prof. Dr. Ersin Akpınar, bu artışın en büyük nedeninin, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam olduğunu söyledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."