YEREL HABERLER - 06 Şubat 2014 Perşembe 13:32

Ünlü Şifa Uzmanından Uyarı "artık Hiçbir Şey Doğal Değil"

A
A
A
Ünlü Şifa Uzmanından Uyarı "artık Hiçbir Şey Doğal Değil"

Şifalı bitkiler uzmanı Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, genetiğiyle oynanmış sebze ve meyvelerle dolu bir dönemde hastalıkların daha da arttığını belirterek, "Geleneksel tohumlar yok denecek kadar az. Kanser yüzde 500 artmış durumda. MS adı sanı duyulmayan bir hastalıktı, ne kadar çoğaldı" dedi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesine Bağlı BUSMEK tarafından organize edilen seminere, Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu konuk oldu. Büyükşehir Belediyesi İncirli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta “Sağlıklı Yaşam ve Şifalı Bitkiler” konusunu anlatan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, Türkiye’de modernleşme adına beslenme kültürünün değiştiğini, hastalıkların da çığ gibi büyümeye başladığını dile getirdi. Hiçbir şeyin doğal kalmadığını aktaran Prof. Dr. Saraçoğlu, genetiğiyle oynanmış GDO’lu sebze ve meyvelerle dolu bir dönemde yaşadığımızdan dolayı hastalıkların arttığından bahsederek, “Kısır tohumlar çıktığından beri hastalıklar ne kadar arttı farkında değil misiniz? Tohum artık geleneksel tohum değil ki. 'Organik veya ekolojik tarım' dediklerinde de kullanılan kısır tohumlardır. Kur'an'da, 'Onlar, ekini ve tohumu değiştirirler, bozarlar, zürriyetleri de yok ederler. Gazabım onların üzerine olacaktır' (Bakara Suresi 205) diyor. Bakın, bugün hastalıklar ne kadar çoğaldı değil mi? Kanser yüzde 500 artmış durumda. MS adı sanı duyulmayan bir hastalıktı, ne kadar çoğaldı” dedi.
"GELENEKSEL TOHUMLAR AZALDI"
Geleneksel tohumların yok denecek kadar az olduğunu hatırlatan Saraçoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Anadolu’da ninelerde, teyzelerde, dedelerin ambarlarında var ve bunun tarımını yapanlar da var ama bunun Türkiye geneline yayılması lazım. Geleneksel tohumdan elde ettiğiniz ürünler çok uzun dayanmaz ama diğerlerini, yani kısır tohumların mahsullerini daha uzun müddet dayandırabiliyorsunuz. Mesela domates, kalp büyümesine karşı önleyicidir, göz tansiyonuna karşı yardımcı bir özelliği var. Bunun dışında 50 yaşın üzerindeki erkeklerde görülen iyi huylu prostat büyümesine karşı domates suyu bulunmaz bir nimettir ancak hangi domateste göreceksiniz bu özelliği? Geleneksel tohumda. Diğerinde bunu göremezsiniz.”
"SÜT İÇEREK BÜYÜYEMEYİZ"
Bitkiler ve sağlıklı yaşam konulu seminerde doğru bilinen yanlışlara da değinildi. Sütün protein ve şeker miktarıyla olan ilişkisinden bahseden Saraçoğlu, hayvanlardaki protein miktarıyla kıyaslayarak anne sütünün büyümeye olan etkisinden şu sözlerle bahsetti:
"Hayvanlar arasında en çok protein bakımından zengin olan fare sütü. En hızlı büyüyen de o. Yani protein miktarı arttıkça daha hızlı büyüme gerçekleşiyor. Demek ki biz proteini esas alacak olursak en sağlıklı süt fare sütü diye düşünmemiz lazım. Protein canlılarda kaslara güç verir. Bizim bebeğimizin anneden alacağı sütteki protein düşüktür. Anne sütünün protein düşük fakat şeker oranı, yani karbonhidrat yüksektir. Beynin de buna ihtiyacı vardır. Bebeklerin kas gücüne değil, beyin gelişimine ihtiyacı vardır” dedi.
Saraçoğlu, menopozdaki kadınların bol süt içmesi gerektiğine dair yaygın olan inancın yanlış olduğunu, fazla alınan sütün vücuttan demir attırdığını, yoğurt yenilerek ve brokoli tüketilerek kalsiyumun daha fazla alınacağını sözlerine ekledi.
Seminer sonunda Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Muhsin Özlükurt tarafından Prof Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu’na plaket verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.