YEREL HABERLER - 09 Şubat 2014 Pazar 15:32

Pehlivanoğlu “dünyadaki En Büyük Eğitim Çöplüğü Türkiye'dir”

A
A
A
Pehlivanoğlu “dünyadaki En Büyük Eğitim Çöplüğü Türkiye'dir”

Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Türkiye'deki eğitim sisteminin sürekli değiştirildiğine dikkat çekerek, “Dünyadaki en büyük eğitim proje çöplüğü Türkiye'dir" dedi.
TED Adana Koleji'nin tanıtım toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Pehlivanoğlu, Türkiye'deki eğitim sistemini sert sözlerle eleştirdi. Türkiye'yi “Dünyanın en büyük proje çöplüğü” olarak nitelendiren Pehlivanoğlu, bu sorunun sebebini eğitim sisteminin sürekli olarak değiştirilmesine bağladı. TED olarak “Ulusal Eğitim Programı” yazmaya başladıklarını ifade eden Pehlivanoğlu “Bakandan bakana, YÖK başkanından başkanına değişmeyecek bir ulusal program yazma gayreti içerisindeyiz. Bununla ilgili 28 farklı segmentin birleşmesiyle bir program belirledik. 1-2 yılda tamamlamayı planlıyoruz” dedi.
Dünyanın neredeyse hiçbir yerinde eğitim sistemindeki ana arter ve hedeflerin belli olduğuna dikkat çeken Pehlivanoğlu, “Her gün sistem değişmez, her gelen kendine göre bir uygulamaya geçemez. Dünyayla rekabet edecek nitelikli gençlerin yetiştirilme sistemi bellidir. Bu ülkede kalabalıkla oluşmuş bir yığına değil, belli bir eğitim seviyesine erişmiş kitleye ihtiyacımız var ki ülkenin geleceği aydınlık olsun. Bu da eğitimin okulda olmasından geçer” ifadelerini kullandı.
Mevcut üniversiteye giriş sınavındaki sıralama sistemini de eleştiren Pehlivanoğlu, sınavların “ölçüm” temelinde yapılması gerektiğini ifade etti. Sıralama sınavını öğrencilerin birbiri omzuna basarak üst kademeye geçmesi olarak nitelendiren Pehlivanoğlu, “Burada gerekçe ararsanız birçok şeyi görürsünüz. Öğretmenin notu şişirmesi dersiniz, şöyle dersiniz böyle dersiniz. Sorun öğrenci ve öğretmende değil, sistemde. Şüphesiz ki öğretmen niteliğiyle ilgili ciddi sorunlarımız var. Türkiye'de eğitim fakülteleri öğretmen yetiştirmemekte, mühürlü kağıtlı sınıflara girecek yetişkinler piyasaya sürmektedir. Bunları ortadan kaldırmak için çok büyük kaynaklara da ihtiyaç yoktur. Anneler kollarındaki bilezikleri satıyor, dedeler amcalar emekli maaşlarından imece yapıyorlarsa demek ki gelecekleri için, evlatları için bu toplum para harcamaktan korkmuyor. Ama maalesef bilinçsiz bir genç nüfusa sahip ülkelerde, bu nufusun sadece kendileri gibi düşünen bireyler yetiştirme gayreti içerisinde olunması ülkenin geleceği için ciddi riskler oluşturuyor” diye konuştu.
Eğitim döngüsünde önemli bir role sahip özel okul ve dershanelere de dikkat çeken Pehlivanoğlu, dershanelerin varlığının sosyal adaletsizlikle alakalı olduğunu ifade etti. Türkiye'de en lüks ve pahalı okullarda bile, 20-30 bin TL'lik dershanelere giden öğrenciler olduğunu dile getiren Pehlivanoğlu, Türkiye'de eğitimin yamalarla düzeltilme gayreti içinde olunduğunu ileri sürdü.
Pehlivanoğlu, parası olanla olmayanın arasındaki en büyük farkın yaratıldığı sektörün eğitim sektörü olduğunu vurguladı. Yoksulların eğitimden mahrum bırakılması halinde o ülkenin zenginlerinin çocuklarının da dahil olmak üzere hiçbir bireyinin gelecek hakkı ve umudu olamayacağının altını çizen Pehlivanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Maalesef eğitim, dünyada kapitalist düzenin kazanç kapısı haline dönüştü. Onun içindir ki Türkiye'de eğitimi para kazanmanın bir yolu haline soktular. Liselerin tek vasfı yüksek öğretime girmek için mecburen gitmek durumunda olunan kuruluşlardır. Ülkemizin önce eğitimdeki temel noksanlıklarını ortadan kaldırılıp, akıllı tahta yerine akıllı öğretmenin daha geçerli olduğu bir sisteme inanıyoruz. Teknolojinin bir amaç değil, araç olduğunu onun için de eğitimin önce temel ihtiyaçlarımızı karşılayarak kademe kademe gitmek mecburiyetinde olduğunu biliyoruz.”
21. yüzyılda ülkelerin gücünün artık ne kadar petrol kaynağına sahip olduğuyla ya da kaç bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduklarıyla alakalı değil tamamen yetişmiş beyin gücüyle alakalı olduğuna vurgu yapan Pehlivanoğlu, şunları kaydetti:
“Kimilerine göre Türkiye'nin genç nufusu bir fırsat fakt eğer böyle giderse bizim için büyük bir tehdittir. Çünkü yığınla kitle arasındaki farkı anlayamamış bir 21'inci yüzyıl toplumu başkalarının sömürgesi olmaya mahkum olur. Tabii ki eğitimden kastımız herkesin üniversite mezunu olması değil. Herkesin yaşamını idame edebileceği, kendi segmentinde başarılı olacağı bir yapıdan bahsediyoruz. Ama maalesef tekrar söylemeliyim ki Türkiye'deki en büyük sosyal adaletsizlik eğitimdedir.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Görenler şaşırdı: Tavuk mu horoz mu Bursa’nın İnegöl ilçesinde mobilya fabrikası sahibinin hobi olarak beslediği yarı tavuk-yarı horoz görenleri şoke ediyor. Sağ tarafı tavuk, sol tarafı horoz özelliklerini taşıyan kanatlı hayvanın Türkiye’de örneği yok. İngiliz bilim adamları, ender rastlanan, erkek ve dişi özelliklerini birlikte taşıyan (jinandromorf/karmaeşeyli) Sam adı verilen yarı tavuk, yarı horoz örneği İnegöl’de yaşandı. Bursa’nın İnegöl İlçesinde hobi olarak kanatlı hayvan yetiştiren mobilya fabrikası sahibi İsmail Şentürk, geçtiğimiz yıl tavuklarının kuluçkaya yattığı yumurtalardan dünyaya gelen yarı tavuk yarı horoz özelliklerini taşıyan hayvanı görünce şoke oldu. Olayı anlatan İsmail Şentürk, "Geçen sene tavukların altından yumurtadan çıkan bir hayvanımız. Gün geçtikçe, büyüdükçe hayvanın cinsiyetiyle alakalı karar verme aşamasında sıkıntılar yaşadık. Bazen horoz dedik bazen tavuk dedik. Tam olarak büyüdüğünde yarı horoz yarı tavuk olduğunu anladık. Bunun araştırmasını yaptık. Dünyada çok az rastlanılan bir vaka. Bizde olması sürpriz oldu. Bunu da paylaşmak istedik. Üreme anlamında bir şey söz konusu değil. Horoz veya tavuklarla eşleşmiyor. Yumurta da yapmıyor. Bunun sonucunda çift cinsiyetli olduğu için yönelme yok. Bundan dolayı yavru alma söz konusu olamaz. İlginç bir durum. Daha önce İngiliz bilim adamlarının önlerine böyle bir durum gelmiş. Bunu üniversitelerde araştırmaya almışlar. Bizim ilgimizi çekti" dedi. Özelliklerinden bahseden Şentürk, "Sağ tarafı tavuk, ibiği tamamen kısa, ince ve tamamen yeşil. Sol tarafında ibiği uzun, tamamen horoz. Sol bacağı sarı, horozların sarı olur genelde. Tavukların yeşilimsi. Aynı özellikleri taşıyor. Vücudunun yarısı da daha az gelişmiş tavuk gibi. Sol tarafı daha iri horozlar gibi. Budunda bile sağ budu daha zayıf, sol budu daha etli. Şu an salıyoruz araya ama eşleşme söz konusu değil. Hem horozlarla hem tavuklarla kavga ediyor. Tamamen farklı bir cinsiyet. İlgi alaka varsa üniversite araştırmak isterse oralara teslim edebiliriz" diye konuştu.
Konya Konya Fide’de satışlar başladı Konya’nın ilk ve tek fide üretim tesisi Konya Fide’de satışlar başladı. Konya’nın ilk ve tek sebze fidesi üretim tesisi olan Konya Fide’de yeni sezon satışları başladı. 2019 yılında Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi öncülüğünde Karatay Ziraat Odası ve Konya Sebze Üreticileri Birliği işbirliğinde ve KOP desteğiyle kurulan Konya Fide, kaliteli ürünleri ve fiyat politikasıyla bu yıl da satışlar başlar başlamaz üreticilerin gözdesi oldu. Üreticiler fideleri dört noktadan alabilecek Konya Fide’de 2024 satışları dört ayrı noktada gerçekleştirilecek. Karahüyük Mahallesi Damlakaya Sokak’ta bulunan ‘Sebze Fidesi Üretim Tesisi’ merkezli gerçekleştirilecek satışlar, çiftçilerin ve hobi amaçlı ekim yapanların daha kolay ulaşımını sağlayabilmek amacıyla Harmancık, Saraçoğlu ve Karatay Ziraat Odası Satış Noktalarında da gerçekleştirilecek. “Çiftçilerimizin yeni sezonu hayırlı ve bereketli olsun” Yeni sezonun üreticiye ve Konya tarımına hayırlı ve bereketli olması temennisinde bulunan Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, Meram Belediyesi öncülüğünde kurulan sebze fidesi üretim tesisinin, Meram ve Konya çiftçisine kaliteden verime, uygun fiyattan kapasitesine ve sunduğu kaliteli hizmete kadar her yönden büyük yarar sağladığına vurgu yaptı. Konya Fide’nin şehir için bu alanda bir ilk ve tek olduğunu hatırlatan Başkan Kavuş, “Sebze Fidesi Üretim Tesisi sayesinde ekilecek fideler, Konya’nın iklimine uygun, hastalıktan uzak, ari ve hibrit tohum yöntemiyle üretiliyor. Üreticinin nakliye maliyetini düşürüyor, nakliyeden kaynaklanan sıkıntıları önlüyor. Kalitesi ve uygun fiyat politikasıyla da Konya çiftçisinin en çok tercih ettiği merkez oldu. Konya Fide işte bu avantajlarla yeni sezon satışlarına başladı. Tüm üreticilerimizi bu kaliteyi yaşamaya davet ediyorum” dedi. Vatandaşlar tesisin hizmetlerinden ve fidelerin kalitesinden çok memnun Sezonun açılmasıyla birlikte Konya Fide Üretim Tesisinden fidelerini alan vatandaşlar da tesisin hizmet politikasından ve ürünlerin kalitesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Üç yıldır burayı tercih ettiklerini belirten vatandaşlar, “Konya Fide’nin ürünlerinden ve hizmetlerinden çok memnunuz. Ürünlerin kalitesi ve verimi çok güzel. Böyle bir tesisi kazandırdığı için Meram Belediyesine ve Başkan Mustafa Kavuş’a teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. İlk defa tesisten fide aldıklarını belirten vatandaşlar ise “Bu yıl burayı tercih etmemizin sebebi tavsiye üzerine oldu. Buradan fide alanlar çok memnun kaldıklarını söylediler. Biz de bu tavsiye üzerine bu yıl fideleri buradan alıyoruz. Ürünler gibi hasadımız da güzel olur inşallah” şeklinde konuştu.