YEREL HABERLER - 11 Şubat 2014 Salı 13:57

Diyarbakır Barosu'ndan Özel Yetkili Mahkemelerin Kaldırılması Değerlendirmesi

A
A
A
Diyarbakır Barosu'ndan Özel Yetkili Mahkemelerin Kaldırılması Değerlendirmesi

AK Parti hükümeti tarafından Özel Yetkili Mahkemeleri'nin kaldırılmasına dair teklif maddesi bugün TBMM Adalet Komisyonu'nda tatışılmaya başlanılacak. Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Kanunu'ndaki değişikliklerle ilgili Diyarbakır Barosu tarafından Adalet Komisyonu'nda sunulmak üzere 4 maddelik talep hazırlandı. Diyarbakır Baro Başkanı Av. Tahir Elçi, 4 maddelik önerilerini düzenlediği basın toplantısıyla dile getirdi. Öneriler arasında özelilkle TMK'nın kaldırılması konusuna vurgu yaptıklarını anlatan Elçi, uzun tutukluluk süresi ve hasta tutukluların durumlarının da talepler arasında yer aldığını ifade etti. Elçi, "Terörle Mücadele Kanunun 10'uncu Maddesi Uyarınca Kurulan Ağır Ceza Mahkemeleri'nin Kaldırılmasına ve Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi TBMM Başkanlığına sunulmuş, teklif bu gün itibariyle TBMM Adalet Komisyonu'nda ele alınmaya başlanacaktır. Daha önce Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin, bir süredir Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nin başta kişi özgürlüğü ve adil yargılama hakkı olmak üzere birçok temel hak ve özgürlüğü ihlal eden uygulamalarının temel dayanağı Terörle Mücadele Kanunu'dur. Bu mahkemelere olağanüstü nitelik kazandıran ve bu mahkemelere olağanüstü yetkiler veren temel hukuksal enstrüman olan Terörle Mücadele Kanunu ve bu kanunun hükümleridir. Bu nedenle adından 'özel yetkili' kavramını çıkarsanız da aynı amaçları gerçekleştirmek üzere ve aynı araçları başka mahkemelere verdiğinizde o mahkemeyi gerçekte kaldırmış olmazsınız" dedi.
"TMK'NIN KALDIRILMASI KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ GÜÇLENDİRECEK"
Elçi, TMK'nın yürürlükte olmasının Kürt sorunun önünde bir engel taşıdığını kaydederek, çözüm sürecininde oluşan çatışmasızlık ortamı dikkate alınarak kanunun değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Elçi, "TMK 10 maddesi uyarınca kurulan Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldıktan sonra, TMK’nın tümüyle yürürlükten kaldırmak ceza hukuku tekniği ve ceza kanunun bütünselliği bakımından gerekli olduğu gibi, böyle bir düzenleme Kürt sorununun demokratik çözümü bakımından da süreci geliştirici ve güçlendirici bir unsur olacaktır. Tam bir yıl önce başlatılan barış ve çözüm süreci çerçevesinde bu güne kadar bir tek silahlı çatışmanın yaşanmamış olmasını da dikkate alan parlamento, bu teklifle birlikte TMK’yı tümüyle yürürlükten kaldırma fırsatını değerlendirmelidir. Diyarbakır Barosu, DGM’lerden başlamak üzere olağanüstü yargılamalar sonunda verilmiş ve infaz edilmemiş tüm mahkumiyet hükümleriyle ilgili yeniden yargılama yapılmasını, haklarındaki mahkumiyet hükmü infaz edilmiş kişilere ise sembolik de olsa bir tazminat verilmesini öngören bir düzenleme de önermektedir" diye konuştu.
Diyarbakır Barosu tarafından hazırlanan 4 maddelik öneriyi açıklayan Elçi, öneriler arasında hasta tutukluların sağlık sorununa vurgu yaptıklarını belirterek açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Halihazırdaki kanun teklifi ile ve yerel seçimler öncesi böyle bir düzenleme olanaklı olmazsa da, 4 madde halinde sunulan öncelikli ve acil önerilerimiz mutlaka meclis gündemindeki kanun teklifiyle birlikte düzenlenmelidir. Önerilerimiz, TMK’nın terörün tanımı başlıklı 1. maddesi değiştirilmeli, suçlar arasında eşitsizlik ve adaletsizliğe yol açarak cezaları artıran bu yasanın 5. maddesi mutlaka yürüklükten kaldırılmalıdır. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri'nin Uygulanmasına Dair Kanun'da suçlar arasında infaz eşitsizliğini öngören 'Koşullu Salıverilme' başlıklı 107. maddesinde eşitsizliği giderici bir düzenlemeye gidilmelidir. Türk Ceza Kanunu' 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenler örgüt üyesi gibi cezalandırılır' biçimindeki 220/6 maddesi yürürlükten kaldırılmalı, TCK’nın 314/2 maddesinde düzenlenen 'silahlı örgüt üyeliği' tanımına açıklık getirilmelidir. Silahlı örgüt üyeliğinin tanımı belirli, öngörülebilir ve yargıca ceza hukukunun ilkelerine de aykırı şekilde geniş takdir yetkisi tanımayacak bir şekilde yeniden düzenlenmelidir. Yaşam hakkının mutlak ve sınırlamaz niteliği ile bu hakkın her türlü kamusal yarardan üstün ve önceliği gözetilerek, gerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi ve gerekse 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri'nin Uygulanması Hakkındaki Kanunun 16. maddesinde değişiklik yoluna gidilmelidir. Buna göre; CMK’nın 100. maddesinin son fıkrasında tutuklama kararı verilemeyecek nedenler arasına, 'tutukluluğun infazı koşulları sanığın hayatı için tehlike oluşturuyorsa' ibaresi de eklenmelidir. İnfaz Kanunu'nun 16. maddesinin 2. fıkrasında mevcut 'Ancak bu durumda bile hapis cezasının infazı, mahkumun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır' düzenlemedeki 'kesin' ibaresi kaldırılmalıdır. Keza aynı maddenin 6. paragrafındaki mevcut 'Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkumun cezasının infazı üçüncü fıkrada belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabilir' biçimindeki düzenlemeden "toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen” ibaresi kaldırılmalıdır. Kanun teklifi ile birlikte yapılmasını önerdiğimiz düzenleme ve değişiklikleri kamuoyunun ve yetkililerin dikkatine sunuyoruz".
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya Doğal Yaşam Parkı, yeni yavrularla coşkulu bir bahar yaşıyor Antalya Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, baharın gelmesiyle birlikte sevince boğuldu. Parkta, lemur, keçi, geyik, koyun gibi çeşitli türlerden yeni yavrular dünyaya geldi. Yeni yavrularla coşkulu bir bahar yaşayan Doğal Yaşam Parkı’na 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda girişler ücretsiz olacak. Antalya Doğal Yaşam Parkı, doğanın ve hayvanların korunması adına önemli bir merkez olmaya devam ediyor. Doğal yaşam alanlarında özgürce dolaşan 1400’den fazla hayvanı barındıran park, 127 farklı türe ev sahipliği yapıyor. Her yıl yüz binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Doğal Yaşam Parkı’nda bahar mevsiminin de habercisi olan doğumlar başladı. Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Dr. Aygül Arsun, yeni doğumlarla parkın neşesinin ve coşkusunun arttığını belirtti. “Yavru bereketi” Özellikle çocukların ilgisini çeken kuyruklu lemurlardan üç yeni yavrunun doğduğunu belirten Arsun, "Yavrular bir aylık oldular ve anne sırtında zamanlarını geçiriyorlar. Bazıları ağaçlara tırmanarak kendilerini deniyorlar, bir çocuk gibi oynuyorlar" dedi. Ayrıca, parkta diğer türlerden de yavruların olduğunu belirten Arsun, "Ceylanlarımız da yavrulama başladı. Dağ keçileri, geyikler, koyunlar ve kuzular hepsi yavruladı. Rakunlarımızın da yeni yavruları var. İlkbaharın sonlarına doğru doğacak yavrularımız var. Baharla birlikte üreme patlaması yaşıyoruz" diye konuştu. Tüm çocuklar davetli Arsun, özellikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesine denk gelen bu güzel haberle ziyaretçilere bir de müjde verdi. Girişlerin 23 Nisan’da ücretsiz olacağını belirten Arsun, tüm çocukları ve ailelerini parkı ziyaret etmeye davet etti.
Bursa 15 yıl kesinleşmiş hapis cezası vardı: Deldiği duvardan kaçmaya çalıştı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı İnfaz Büro Amirliği koordinesinde şafak vakti 130 ayrı adrese Özel Harekat polislerinin de destek verdiği operasyon düzenlendi. Yapılan operasyon ve şok uygulamalarda toplamda 113 aranan şahıs kıskıvrak yakalandı. Kasten öldürme suçundan hakkından 15 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan zanlı ise daha önceden deldiği duvardan kaçmak istediği sırada polis tarafından kıskıvrak yakalandı. Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı İnfaz Büro Amirliği koordinesinde haklarında kasten öldürme, hırsızlık, dolandırıcılık, yağma, kasten yaralama, dolandırıcılık, kaçakçılık, siber, cinsel saldırı, uyuşturucu madde ticareti gibi çeşitli suçlardan kesinleşmiş hapis cezası ve yakalama kararları bulunan aranan şahıslara yönelik şafak vakti operasyon düzenlendi. Özel Hareket polislerinin de destek verdiği operasyonda toplamda 220 ekip katılırken 130 ayrı adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Önceden deldiği duvardan kaçmaya çalıştı Kasten öldürme suçundan hakkında 15 yıl 6 ay hapis cezası bulunan İ.K. daha önceden yine ailesine ait ama kullanılmayan ev ile kendi evi arasında bulunan duvarı deldi. Önüne dolap koyarak bunu kamufle eden İ.K. operasyon sırasında deldiği duvardan kaçmaya çalıştığı sırada polisin dikkati sayesinde kıskıvrak yakalandı. Bursa il merkezinde yapılan şok uygulamalar ve eş zamanlı düzenlenen 130 ayrı adreste yapılan operasyonda toplam da 113 aranan şahıs yakalandı. Çeşitli suçlardan hakkında 5 yıl ve 10 yıl arasında kesinleşmiş hapis cezası bulunan 8 şahıs, 5 yıl ve altı hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunan toplamda 43 şahıs kıskıvrak yakalandı. Şüpheliler Bursa Emniyeti’nde Şafak vakti düzenlenen operasyon sonrasında teker teker gözaltına alınan şahıslar, Asayiş Şube Müdürlüğü’ne getirildi. Şahısların emniyetteki işlemleri sürüyor.
Aydın Başkan Tetik ilk müjdesini Bahar Konseri’nde verdi Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, Türk Sanat Müziği Korosu’nun Bahar Konseri’nde kente bin kişilik konferans ve tiyatro salonu kazandıracaklarının müjdesini verdi. Nazilli Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu geleneksel Bahar Konseri ile sanatseverlerin kulaklarının pasını sildi. Sanata ve sanatçıya verdiği değeri her fırsatta dile getiren ve sık sık ‘sanat ve kültür şehri kent’ vurgusu yapan Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, meclis üyeleri ile birlikte konsere eşlik etti. Mehmet Yüzügüler Kültür Merkezi Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen konser yaklaşık 3 saat sürdü. Sunuculuğunu Yücel Bildiren’in yaptığı ve Şef Murat Sezar’ın yönettiği konserde Türk Sanat Müziği’nin birbirinden eşsiz parçaları seslendirildi. Program sonunda koro üyelerine tek tek teşekkür ederek çiçek takdiminde bulunan Başkan Tetik, “Gittiğim her programda Nazillimiz için dersler çıkarmaya çalışıyorum. Bugün de gördüm ki böyle korolarımız oldukça kentimiz gittikçe güzelleşecek, gittikçe iyileşecek. Korolarımıza daha çok destek olmak istiyoruz. Güçlü bir seyirci kitlemiz var ve bu alan Nazillimize yeterli gelmiyor. Halkım bana ‘biz buraya sığmıyoruz, bize bin kişilik bir salon yap’ diyor. Ben söz veriyorum, Nazillimize bin kişilik bir salon kazandıracağım. Bir şey daha çok hoşuma gitti, ekseriyatını kadınlarımız oluşturuyor. Daha önce de söylemiştim; kadınlarımız bir şeye el attığında her şey harika oluyor. Burada önce koromuzun önünde sonra kıymetli seyircilerimizin önünde saygıyla eğiliyorum. Sanat bir memleketin can damarlarından biri. Bugün hepimiz zaman zaman göz yaşımızı sildik, zaman zaman güldük. İşte bunu sağlayan tek şey var; sanat. Seçim dönemi dedim ki, ‘kadınlarımız benimle birlikte o belediyeyi yönetecek’. Bundan sonra da hep böyle olacak. Var olun, sağ olun. Son olarak beni çok uzun yıllardır kendine hayran bırakan sunucumuz sayın Yücel Bildiren’e, Koro Şefimiz Murat Sezar’a ve koro üyelerine çok teşekkür ediyorum” dedi.
İstanbul Kağıt yırtmak Down sendromlu genç kızın terapisi oldu Maltepe’de yaşayan down sendromlu genç kızın terapisi kağıt yırtmak oldu. Kağıt yırtarak stresini atan Zeynep’in el becerileri de bu sayede gelişiyor. Maltepe’de yaşayan down sendromlu 17 yaşındaki Zeynep Ilgın, 3 çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi ve babasıyla birlikte yaşayan genç kız, okul değişikliği sürecinde stres altına girdi. Ailesi ilk başta kitapların kenarlarını yırtan Zeynep’in stresinin azaldığını fark etti. Zeynep’e çevredekiler müsvedde kağıtlar getirerek yardımcı oldu. Kağıt yırtma sesinden hoşlanan Zeynep, küçük kağıtlarla oyunlar oymaya başladı. Yaklaşık 4 yıldır kağıtları yırtan down sendromlu Zeynep’in bu sayede el becerilerinin geliştiği öğrenildi. “Canı sıkıldığında, stresini atmak istediğinde oturup kağıt yırtıyor” Down sendromlu Zeynep Ilgın’ın annesi Seda Ilgın Gürbey, “Zeynep’in bir dönem okul değiştirme süreci oldu. Bu süreçte okul ve arkadaşlarından ayrıldığı için stres altına girerek kağıt yırtmaya başladığını fark ettik. İlk başta kitapları yırtmaya başladı. Biz de durumu fark edince ona kağıtlar almaya başladık. Canı sıkıldığında stresini atmak istediğinde oturup kağıt yırtıyor. Zeynep tırnaklarıyla çok oynardı. Kağıt yırtmaya başlamasıyla o alışkanlığını da bıraktı. Diğer yandan el becerileri gelişti. Parmak kasları geliştiği için önceden yapamadığı birçok aktiviteyi yapabiliyor. Piyano çalabiliyor, kaşık tutabiliyor, bir şeyler yoğurabiliyor” diye konuştu.