YEREL HABERLER - 02 Mart 2014 Pazar 11:41

(özelhaher) Fotoğrafçılık Teknolojiye Yenik Düştü

A
A
A
(özelhaher) Fotoğrafçılık Teknolojiye Yenik Düştü

Cep telefonlarının yok ettiği teknolojiler arasına girmeye hazırlanan fotoğrafçılık sektörü telefon teknolojisine direnmeye çalışırken, teknolojinin titreşimle büyümeye devam ettiği belirtildi.
Cep telefonu teknolojisi her geçen gün büyürken, geçmişten bu güne cep telefonu ve şimdiki adı ile akıllı telefon titreşiminin hız kazandığı belirtildi. 1997 yılından bu yana cep telefonu sektöründe aktif faaliyet gösteren telefon satıcı ve tamircisi Rahmet Avcı, telefon sektörünün titreşim ile yükseldiğini ve hız kazandığı ifade etti. Avcı, “Telefonla 1997 yılında tanıştım. Liseyi bitirdikten hemen sonra bu sektöre girdim. Telefonların geçmişi o kadar fazla değil. 1985 yılında bir tane bilim teknik dersinde telefon görmüştüm. Gelecekte cep telefonu denilen bir alet icat edilecek ve herkes istediği yerden istediği kişi ile konuşabilecek diye bir teknolojiden bahsedilirdi. Günümüzde biz konuşmuyoruz artık. Görerek, dosya alışverişi yaparak, teknolojiyi kullanıyoruz. Yani o günden bu güne çok şey değişti diyebiliriz. Cep telefonundaki en büyük kullanılan teknoloji titreşim oldu. Titreşimden sonra artık halkın isteği doğrultusunda bir telefondan ne olabilir mesela, diye düşündüler. Titreşimi koydular, titreşimden sonra zaten teknoloji gelişmeye başladı. Bu tabi, kamera, gprs ve benzeri diğer birçok özelliği sayabiliriz. Titreşim ilk başlarda cihazlarda yoktu. Olmaması gereken yerde çalan telefonlar, artık ihtiyaç doğurdu. Titreşimden sonra teknoloji gelişmeye başladı. Tabi cep telefonları için söylüyorum. sosyal ağların cebimize girmesi her an her yerde konuşulabilmesi, sosyal ağlarda paylaşım yapabilmemiz bununda vesilesi oldu” dedi.
"TELEFONLAR GELİŞTİKÇE FOTOĞRAFÇILIK ÖLDÜ"
Fotoğrafçılar ise telefonlar ve dijital fotoğraf makineleri çıktığından beri fotoğrafçılık sektöründe dikey bir düşüş yaşandığını ifade ediyor. Fotoğrafçılığın eskiden film şeritlerini yıkayarak 36'lık poz yapıldığını belirten Veysi Külter, şimdiki zamanda ise hafıza kartlarında 2 bine yakın fotoğraftan sadece 3-5 tane çekilerek çıktı alınabildiğini belirtti. Telefonlar geliştikçe fotoğrafçılığın öldüğünü belirten Külter, “Eskiden zorlukları yoktu. Sadece film topluyorduk, resmi çektiğimiz zaman görmüyorduk. Filmi banyo yaptıktan sonra görebiliyorduk. Ama şimdi çektiğimizi hemen anında ekranda görebiliyoruz. Kolaylaştırdı derken, bir yandan da zorlaştı. Şimdi çektiğimiz resimleri insanlara bilgisayarda, elektronik ortamda ulaşıyor artık. Eskiden millet pozunu getiriyordu 36’lık resmin hepsini tamamen çıkartıyorduk, şimdi makine kartlarını getiriyorlar. İçinde bin tane, iki bin tane resim var. Bilgisayara takıyoruz, iki, üç tane beğenip çıkartıp gidiyorlar. Eskiden daha çok çıkartıyorlardı. Eskiden günde bazen 2 bin, 3 bin tane resim basıyorduk. Şimdi epey geriledi. Bazen 100 tane bile basmıyoruz. İşimiz sadece gelin damatlara bir de vesikalıklara kaldı. Teknoloji geliştikçe işimiz etkilendi. En çok da cep telefonları işlerimizi etkiledi" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Çocukların hazırlanan gösteride hünerlerini sergiledi Bilecik Belediyesi’ne bağlı çocuk sosyal tesislerinde eğitimlerini sürdüren çocukların hazırlanan gösteride hünerlerini sergiledi. Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen programa Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Belediye Başkan Yardımcıları Yaşar Külhan ve Sabri Çobanoğlu da katılarak, öğrenci ve ailelerin kutlama sevincini paylaştı.Şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal marşının okunmasıyla başlayan programda konuşan Belediye Başkanı Subaşı, tüm çocukların bayramını kutladı. Bilecik Belediyesi olarak yarınların mimarları çocukları en güzel şekilde yetiştirmek için çalıştıklarını kaydeden Başkan Subaşı, şunları söyledi: "Bugün elime birkaç veri aldım. Çocuk sosyal tesislerimizdeki sayılarla ilgili. Çok mutlu oldum. Doluluk oranlarımız çok iyi. Bu seviyeyi korumak için belki de bazı mahallelerimizde iki kreşi hizmete açma gereği duyacağız. Bazı kreşlerimizde değişiklik ve düzenlemeler yapacağız. İstiyoruz ki her çocuğumuz kreş bahçelerinde oynayabilsin, yeşille buluşabilsin. Bizim Bilecik Belediyesi kreşlerinin farkı bu olması lazım. Aynı zamanda Atatürk’ün izinde güzel evlatlar yetiştirmek istiyoruz. İlke ve inkılapları en güzel ve doğru şekilde öğreterek, psikolojilerini en iyi ve doğru şekilde anlayıp davranarak, çocuklarımızı yetiştirmek istiyoruz. Çünkü çocuklar bizlerin geleceği. Onları en iyi şekilde yetiştirmek amacındayız. Bu güzel programda da emeği olan tüm öğretmenlerimiz, çocuklarımız ve aile üyelerine de teşekkür ediyor, bayramlarını kutluyorum’’ ifadelerini kullandı. Sırasıyla sahneye çıkarak gösterilerini sunan öğrencilere, aileleri ayakta alkışladı.Gösterisi Başkan Subaşı, öğretmen ve öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-