YEREL HABERLER - 02 Mart 2014 Pazar 15:11

Erdinç “17 Aralık Türkiye’nin Hukuk Tarihine Kara Bir Leke Olarak Düşmüştür"

A
A
A
Erdinç “17 Aralık Türkiye’nin Hukuk Tarihine Kara Bir Leke Olarak Düşmüştür"

AK Parti Adana Milletvekili, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Mehmet Şükrü Erdinç, 28 Şubat darbesinde mazlumlara karşı zalimlerin yanında yer alanların, 17 Aralık gününden bu yana millete ve devlete karşı bir hareket içerisine girdiklerini söyledi.
Erdinç, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmada 28 Şubat postmodern darbesi ve 17 Aralık operasyonları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Erdinç yaptığı konuşmada, 28 Şubat’ın Türkiye tarihinin karanlık ve utanç günlerinden biri olduğunu, o günlerde esen fırtınanın sadece insanların değil bitkilerin bile canını acıttığını ifade etti.
28 Şubat darbesinde mazlumlara karşı zalimlerin yanında yer alanların, 17 Aralık gününden bu yana millete ve devlete karşı bir hareket içerisine girdiklerini belirten Milletvekili Erdinç, “17 Aralık Türkiye’nin hukuk tarihine kara bir leke olarak düşmüştür. 17 Aralık Komplosu, hazırlık aşaması, uygulama şekli, içeriden ve dışarıdan aldığı destek ve talimatlar boyutuyla, diğer tüm darbe girişimlerini geride bırakmış millete ve devlete yönelik ihanet hareketi olarak kayıtlara geçmiştir” dedi.
Adana’da büyük bir siyaset mühendisliğine imza atmaya çalışan paralel yapının, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Büyükelçiler Toplantısı için Adana’da bulunduğu 18 ve 19 Ocak tarihlerinde kurguladıkları oyunu oynama gayretine girdiklerini, operasyondan bir gün önce aynı bölgede il jandarma komutanlığındaki erlere tatbikat yaptırılarak, ‘19 Ocak’ta El Kaide örgütüne yönelik operasyon’ düzenleneceğinin söylediğini ifade eden Erdinç, “Tır ihbarı yapılmadan önce jandarma yüzbaşısı operasyon savcısının evine giderek 20 dakika görüşmüştür. 19 Ocak Pazar günü sabah 7.30 civarında jandarmaya Ankara’dan sabit bir numaradan ihbar yapılıyor. İhbar üzerine İl Jandarma Komutanı bütün jandarma teşkilatını harekete geçirerek ihbarda sözü edilen ‘Adana istikametine gelen patlayıcı yüklü 3 Tırı’ yakalamak üzere özel yetkili savcı ile müşterek bir adli operasyon planlaması içine giriyor. İhbarda sadece patlayıcı yüklü TIR’lardan bahsedilmesi ve daha önce terör örgütleri adına metropollerde bombalı eylem yapılmak istenildiğine dair pek çok istihbarat bulunmasına rağmen Adana Jandarma Komutanlığı bu ihbarı İl Valisi, İl Emniyet Müdürlüğü ve güzergahtaki diğer illerin güvenlik makamları ile paylaşmamış olması, mülki amirlere bilgi verilmeden 12.01’de başlayan operasyon adeta canlı izlenmişçesine Doğan Haber Ajansı tarafından saat 12.28’de haber olarak servis edilmesine rağmen konunun, o gün Adana’da olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na refakat eden İl Valisine saat 12.40'ta haber verilmesi dikkat çekici bir ayrıntıdır” diye konuştu.
Tırlara refakat eden MİT mensuplarına kimlik göstermek ve amirlerine bilgi telefonu açmak istemelerine rağmen tartaklama girişiminde bulunulmasının ve seyyar nezarethaneye atılmalarının bir skandal olduğunu söyleyen Erdinç, asıl vahametin hiçbir emniyet tedbiri alınmadan tırların açılmasının, açılan tırların adeta basın görüntü alsın diye teşhir edilmesinin olduğunu kaydederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Suriye’de 150 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, Birleşmiş Milletlerin ölümleri saymayı bıraktığı ülkeye giden yardım tırlarını durdurmak yalnızca AK Parti’ye yapılmış bir operasyon değil insanlığa karşı yapılmış bir operasyondur.
Ne yazık ki devlet içinde tehlikeli bir yapı işi gücü bırakmış MİT tırlarının peşine düşmüşlerdir. Kaçakçılara bile yapılmayan muameleler bugün MİT teşkilatı için hassasiyetle uygulanmaktadır.
Bu olay, ülkenin gizli biriminin yabancı birimler karşısında görev yapamaz hale düşürülmesi anlamına gelmektedir. Türkiye’nin bütünlüğüne, bağımsızlığına ve güvenliğine karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel girişimlere karşı faaliyetlerde bulunmak, MİT’in görevidir. MİT; Devletin, iç ve dış tehditler ile karşı istihbarat ve oluşumlara yönelik hazırlıklı olması için çalışmalar yürütürken, bunu Cumhurbaşkanına, Başbakana karşı sorumlu olarak gerçekleştirir.
Diyorlar ki, “biz yasaları yerine getiriyoruz.” Cumhurbaşkanının, Başbakanın, gözetimi ve himayesinde olmasıyla birlikte ulvi bir görev içerisinde bulunan “Gizli Servisi”, kalkıp da; “Bu gizli servis kendi kendine iş çeviriyor, ne yaptığı ettiği belli değil” tavrıyla ifşa etmek ve “Dur bu MİT’in ne yaptığını herkes bilsin, bizimle birlikte yedi düvel de duysun” demek kanunsuzluğun ta kendisi değil midir?
Bu yapılanlar; bir Tırın, kamyonun ne taşıdığını değil de, “Ülkenin çıkarını koruyan esas ve yüce gayeye” hizmet eden, adı üstünde “gizli faaliyetleri” ortaya dökmek olmuyor mu? Kendi bindiğimiz dalı kesmek değil midir? Cumhurbaşkanının, Başbakanın ülkenin varlığı ve savunması noktasındaki çok gizli stratejilerini ve dolayısıyla “Büyük Resmin” gizliliğini ortadan kaldırıp tüm dünyaya ilan etmek olmuyor mu?
Bir ülke düşünün ki devleti, ordusu ve sınırları olsun ancak gizli hiç bir varoluş politikası olmasın, hemen her şeyi ortada tüm dünyaca bilinsin. Böyle bir oluşuma ülke denilebilir mi?
Dini ve yurdu için canını feda ederken gözünü bile kırpmayacak olan bu millet, Türkiye’nin böyle bir duruma düşmesine yol açacak bu oyuna, hiç gelir mi?
Bu şebekelere arka çıkanlar, yapılanlara karşı sessiz kalanlar ve bunların yaptıklarını savunanlar da vatanın ve milletin yanında değillerdir. Artık kafalarınızı gömdüğünüz ayakkabı kutularından çıkarıp vatan hainlerine karşı sesinizi yükseltin.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Öldürüp yol kenarına atılmıştı, failleri yakalandı Düzce’de 27 Aralık 2023 tarihinde öldürülüp yol kenarına atılan Resul Kaplan’ın cinayet zanlıları polis ekiplerinin 5 bin saatlik kamera incelemesinin ardından yakalandı. 6 şahıs tutuklama talebi ile adliyeye sevk edildi. Düzce’de 27 Aralık 2023 tarihinde Hamidiye Mahallesi’nde bulunan bir alışveriş merkezinin önünde arabadan yola atıldığı tespit edilen Resul Kaplan ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Polis ekipleri olayı gerçekleştirdiği düşünülen kişileri o zamanlar gözaltına almış fakat şahısların Resul Kaplan ile yan yana gelmedikleri tespit edilmişti. Asayiş Şube ekipleri ve Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekiplerince olayın gerçekleştiği yer ile Resul Kaplan’ın son görüldüğü yer arasında bulunan yüzlerce kamera kaydı emniyete götürüldü. 5 bin saat kamera kaydı izlendi Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen 5 bin saatlik kamera kayıtları, Asayiş Şube ekiplerince günlerce izlendi. Olaya karışan şahıslar tek tek tespit edildi. Resul Kaplan’ı önce darp eden, ardından da arabaya koyup yol kenarına attığı tespit edilen şahıslar kamera kayıtlarından tespit edilmesinin ardından fiziki takip başlatıldı. Yapılan fiziki takiplerin ardından 18 Nisan 2024 Perşembe günü eş zamanlı baskınlarla gözaltına aldı. Resul Kaplan’ı öldürdüğü tespit edilen Ö.Y., Resul Kaplan’ı darp edip ölümüne sebebiyet verdiği tespit edilen Ş.T., S.Y., ve B.Ş. ve bu şahısların kaçıp saklanmasına yardım ettiği belirlenen I.A. ve A.S. operasyonla gözaltına alındı. Suçlarını kabul eden zanlılar hakim karşısına çıkarıldı.
Antalya ATB Başkanı Çandır, şubat ayı Tarım-GFE’yi değerlendirdi Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılı Şubat ayı Tarım Girdi Fiyat Endeksi’ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE’nin Şubat ayında aylık yüzde 3,59 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Şubat ayları ortalamasının (1,77) yüzde 103 üzerinde olmuştur” dedi. Tarım-GFE’nin Şubat’ta yıllık yüzde 49,92 ilan edildiğini kaydeden Çandır, “Bu yıllık rakam, son 9 yılın Şubat ayları ortalamasının (31,12) yüzde 60 üzerinde gerçekleşti. Açıklanan tarımsal girdi fiyatları enflasyonu, aylık ve yıllık olarak ortalamaların üzerinde oldu” dedi “Veterinerlik hizmetleri aylıkta düştü, yıllıkta arttı” Şubat ayı Tarım-GFE’nin alt kalemlerine bakıldığında, tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylıkta yüzde 3,63 ve yıllıkta ise yüzde 46,51’lik artış ilan edildiğini belirten Çandır, “Şubat ayları itibariyle aylıkta 2022 yılından ve yıllıkta ise 2022 ve 2023 yıllarından sonraki en yüksek değerler olmuştur” dedi. Çandır, Şubat’ta aylık tohumda yüzde 5,55, enerjide yüzde 5,76, gübrede yüzde 3,58, ilaçta yüzde 2,73, veteriner hizmetlerinde yüzde -0,41, yemde yüzde 2,41 ve diğer kalemlerde ise yüzde 5,85’lik değişime dikkat çekerken, yıllıkta tohumda yüzde 53,37, enerjide yüzde 61,36, gübrede yüzde 24,25, ilaçta yüzde 21,33, veteriner hizmetlerinde yüzde 164,78, yemde yüzde 36,81 ve diğer kalemlerde ise yüzde 90,16’lık artış olduğunu kaydetti. Çandır, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerin fiyatlarında ise aylık yüzde 3,34 ve yıllık yüzde 75,27’lik artış ilan edildiğini bildirdi. Başkan Çandır, “Veterinerlik hizmetleri son 6 aydır ciddi bir artış göstermekteydi. Şubat ayında bu artış eğilimi, yüzde -0,41 ile ilk kez düşüş göstermiştir. Şubat ayındaki bu düşüşe rağmen yıllık veterinerlik hizmetleri artışı yüzde 164,78 ile rekor düzeyde yüksek seyretmeye devam etmiştir. Diğer bir dikkat çekici durum, diğer kalemindeki aylık yüzde 5,85’lik artışa karşılık yıllık olarak yüzde 90,16 gibi nispi yüksek düzeyini devam ettirmesi olmuştur” değerlendirmesinde bulundu. “Üretici fiyatlarının altında” TÜİK tarafından Şubat ayı tarımsal üretici fiyat endeksi Tarım-ÜFE’nin aylık yüzde 7,18, yıllık yüzde 58,29 ilan edildiğini belirten Çandır, “Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim, üretici aleyhine seyretmişken Şubat ayındaki aylık ve yıllık girdi maliyetleri artışı, üretici fiyatlarının altında seyretmiştir. Üretici lehindeki bu aylık ve yıllık seyrin önümüzdeki aylarda devam etmesi, üreticiler için önem arz etmektedir. Böylece üretici kesimin birikmiş zararlarının azalmasına katkı sağlayacaktır” dedi. Tarım sektörünü dolaylı olarak etkileyen yurt içi ve yurt dışı üretici enflasyonlarını da değerlendiren Çandır, yurt dışı üretici enflasyonu YD-ÜFE’nin Şubat’ta aylık yüzde 2,38, yıllıkta yüzde 62,38 arttığını, yurt içi üretici enflasyonu Yİ-ÜFE’nin de aylık yüzde 3,74, yıllık yüzde 47,29 gibi yüksek oranda arttığını kaydetti. Çandır, “Üretici düzeyindeki gıda kalemi ise aylık yüzde 6 ve yıllık ise yüzde 62,79 artmıştı. Bu durum, Şubat ayında da tarıma dayalı imalat sanayiindeki enflasyonun, tarımdan daha yüksek seyrettiğini göstermektedir” dedi. Şubat ayında üretici kesimdeki bu enflasyonlara karşılık tüketici enflasyonu TÜFE’nin aylık yüzde 4,53, yıllık yüzde 67,07 arttığına işaret eden Başkan Ali Çandır, tüketici gıda enflasyonunun Şubat ayında aylık yüzde 8,25 ve yıllık yüzde 71,12 olarak ilan edildiğini belirtti. Çandır, “İşlenmemiş gıda enflasyonu ise Şubat’ta aylık yüzde 9,30 ve yıllık yüzde 84,41 düzeyinde ilan edilmişti. Yaş meyve sebze enflasyonu ise aylık yüzde 13,74 ve yıllık 76,75 artış olarak ilan edilmişti. Tüketici taraftaki bu rakamlar, üreticinin maruz kaldığı enflasyonun üzerinde bir tüketici enflasyonu olduğunu göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Denizli Futbolcunun ailesi maç çıkışında saldırıya uğradı Denizlispor’da futbolcular maaş alamadıklarını, takıma sahip çıkılması konusunda çağrıda bulunarak sosyal medyada paylaşımlarda bulunup antrenmanlara çıkmama kararı aldı. Ayrıca futbolculardan Mehmet Ali Ulaman ise geçtiğimiz hafta ailesinin taraftarlar tarafından saldırıya uğradığını, konu hakkında mücadele edeceğini bildirdi. Denizlispor’da, geçtiğimiz hafta TFF 2. Lig’in 35. haftasında sahasında karşılaştığı 68 Aksaray Belediyespor maçının ardından futbolcular takım otobüse bineceği sırada futbolcu Mehmet Ali Ulaman’ın ailesi ve kız arkadaşı taraftar grubu tarafından saldırıya uğradı. Denizlispor futbolcuları, antrenmanlara çıkmama kararı aldığını sosyal medyalarında paylaştı. Paylaşımda dikkat çeken oyuncular, maaş, maç başları ve primlerini alamadıklarını ayrıca Somaspor maçı galibiyet primi çekinin karşılıksız çıktığını belirttiler. Denizlispor’un sahipsiz kaldığını anlatan futbolcular, “Bu takım Denizli şehrinin takımı olsun ve genç değerlerine sahip çıksın” şeklinde çağrıda bulundular. “Bu alçakça saldırının arkasından mücadele edeceğimi biliniz” Sosyal medyada paylaşımda bulunan Denizlispor oyuncusu Mehmet Ali Ulaman, “Geçtiğimiz Pazar oynadığımız Aksaray maçının akabinde, anneme babama ve kız arkadaşıma kendi taraftarımız demekten utandığım Karaordu denilen grubun çirkince ve insanlık dışı saldırısından sonra, bir açıklama yapma gereğinde hissediyorum. İki kadının üstüne yürüyüp hakaretler sarf edecek kadar insanlıktan nasibini almamış, bir futbolcunun annesini yerde sürüklemekle yetinmeyip, 57 yaşındaki babamın kafasında davul parçalayıp darp etmekten çekinmeyen, kendini bilmez şahısların, taraftarlık adı altında bizlerin yanında olma gibi bir niyetinin olmadığını tekrardan anlamış oldum. Benim ve ailemin durumu gayet iyi. Yanımızda olan herkese çok teşekkür ederim. Bu alçakça saldırının arkasında olanların en kısa sürede cezalarına kavuşması için elimden geleni yapıp mücadele edeceğimi biliniz” şeklinde açıklamada bulundu. “Konuyla alakalı kimseyle muhatap bulamadık” Futbolcular ise aldığı ortak kararlarını sosyal medyadan paylaşmaya devam ediyor. Denizlispor, İskenderunspor maçına kadar antrenmanlara çıkmama kararı alan ekip, Denizli’ye seslendi. Denizlispor futbolcularının yaptığı açıklamada, “Bu açıklamaları yapmak için son ana kadar büyük bir sabırla ve hiçbir mücadeleden kaçmadan bekledik ama artık başka bir çaremiz kalmadı. Herkesin Denizlispor’un ne kadar sahipsiz ve tek başına bırakıldığını bilmesini istedik. Hak edişimiz olan 4 maaş, maç başları, 4 primi alamadığımız gibi, içerde kazandığımız bizim için çok anlam ifade eden Somaspor maçı galibiyet primi için verilen çek karşılıksız çıktı. Bu konuyla alakalı kimseyle muhatap bulamadık. Manevi olarak yanımızda hiçbir şekilde bir itici güç hissedemedik. Seçim var dediler bekledik, seçilen, belediye başkanımızın mitinglerini izlediğimizde, ‘Denizlispor benim çocukluğumun takımı, ben bu takımın maçlarını izleyerek büyüdüm! Avrupa’da oynamasından her zaman gurur duydum’ cümlelerini duyduğumuzda bize maddi ve manevi destek olacağına inandık ama bugüne kadar o desteği de ne aldık ne de hissedebildik. Ramazan bayramı ve öncesinde de hiçbir şekilde bir ödeme alamadık. Her yıl gerçekleşen kulübümüzdeki bayramlaşma dahi yapılmadı. Çaresizlikten federasyona verip hakkımız olanı istediğimizde en kötü biz olduk. Her şeyi bir kenara bırakıp mücadelemizle ve takım arkadaşlarımızla ligde kalma umutlarımızı her ne kadar kimse bize inanmasa da bugüne kadar sürdürdük. Maçlara giderken hiç kimse elimizi sıkıp, sırtımızı sıvazlamadı. Maçlardan önce ya da devre aralarında kimse soyunma odamıza gelmedi” denildi. “Denizli şehrine ve bu şehrin ileri gelen insanlarına seslenmek istiyoruz” Takım arkadaşlarına destek veren futbolcular, Ulaman’ın yaşadığı sıkıntıyı da dile getirdi. Antrenmana çıkmama kararı alan Denizlispor oyuncuları, “Tesisimize gelip kayıtsız şartsız her zaman bize destek olacağını söyleyen Grup kara ordu taraftar grubu maç sonunda takım arkadaşımızın annesi, babası ve kız arkadaşına çok çirkin bir saldırıda bulunup yaralanmalarına sebep oldu. Bu kadar sıkıntı yaşamamıza rağmen futbolcular, teknik ekip ve personel bir yumruk olup, var olma mücadelemize devam ettik. Bundan sonrada devam edeceğiz. Her ne kadar bir şeylerin değişmeyeceğini bilsek de İskenderunspor maçına kadar antrenmanlara çıkmama kararı aldık. Biz Denizli şehrine ve bu şehrin ileri gelen insanlarına seslenmek istiyoruz. Bu kulüp çok yalnız ve sahipsiz, bu oyuncular daha iyi şartlarda çalışmayı hak ediyor. Sırtımızı yaslayabileceğimiz insanlar istiyoruz. Bizler bundan sonra burada olmayabiliriz. Bu takım Denizli şehrinin takımı olsun ve genç değerlerine sahip çıksın” dediler.