YEREL HABERLER - 01 Nisan 2014 Salı 09:52

Tarsus'ta Mhp'nin Zafer Yürüyüşü

A
A
A
Tarsus'ta Mhp'nin Zafer Yürüyüşü

Mersin’in Tarsus ilçe Belediyesi'nin kazanan MHP'li Belediye Başkanı Şevket Can, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan Burhanettin Kocamaz ile birlikte düzenlediği zafer yürüyüşüne 10 binlerce kişi katıldı.
Özünlü Yurdu önlerinde toplanan 10 binlerce kişi ellerine Türk Bayrağı alıp, Başkan Kocamaz ve Başkan Can’a eşlik etti. Atatürk Bulvarı üzerinde de binlerce vatandaş, ikiliyi konfeti yağmuruna tuttuğu Zafer Yürüyüşü Cumhuriyet Alanında son buldu.
Güzergah üzerinde çiçeklerle ve kurban kesilerek karşılanan Başkan Kocamaz ve Başkan Can’a eşleri de eşlik etti.
Tarsuslu sanatçı Kadir Somer ile coşan Tarsuslular, zafer sevincini doyasıya yaşadılar.
İlk olarak söz alan Ülkü Ocakları Genel Sekreteri Tolga Arslan, Tarsus ve Mersin halkının MHP’li kadrolara sahip çıktığını belirterek, “Allah hepinizden razı olsun. Halkın önünde hiç kimse duramaz. Hiç kimse fitne, fesat ile bizi durduramaz. Sizler yüreklerinizi meydanlara döktünüz, sandıkları üç hilale doldurdunuz” dedi.
Miting alanında daha sonra konuşan Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can, Tarsus halkına gösterdikleri teveccühten dolayı teşekkür etti.
Tarsusluların hizmete oy verdiğini belirten Başkan Can, belediyeciliğin bir gönül işi olduğunu kendisine destek veren tüm Tarsuslulara teşekkür ederek hizmetlere kaldıkları yerden devam edeceklerini söyledi. Can, “Cenab-ı Allah’a şükürler olsun, 31 Mart sabahı bizleri burada Zafer konuşmasını yapmayı Cenab-ı Allah nasip ettiği için, Cenab-ı Allah’a binlerce şükürler ediyorum. Ama biz biliyorduk, çünkü Tarsus’ta 5‘inci dönem destanımızı yazacağımızı yaklaşık bir yıldır söylüyorduk. Çok şükür kaldığımız yerden devam etmeyi, birliğimizi, beraberliğimizi bozdurmadan hizmetlerimizi devam ettirmek için Cenab-ı Allah bizlere bugünleri gösterdiği için, Cenab-ı Allah’a binlerce şükürler olsun. Sizlere Tarsuslu hemşehrilerim olarak çok teşekkür ediyorum. Teşekkürler Tarsus, teşekkürler hanımefendiler, teşekkürler beyefendiler, geleceğimizin güvencesi genç bozkurtlar hepinize sonsuz teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun. Bizler seçim sürecinde meydanlardaydık, sizler bizleri bir gün dahi olsun yalnız bırakmadınız. Bizler mesleğimiz olarak belediyeciyiz dedik, bizler bizim farkımız var dedik. Bizim farkımız şehrimizde yaşayan, köylerimizde yaşayan beldelerimizde yaşayan bütün insanlarımızı sevmemizdir. Bizim farkımız gülen yüzümüzdür. Bizim farkımız tecrübemizdir. Bizim farkımız şeffaf belediyecilik anlayışıdır. Bizim farkımız ayrım yapmayışımızdır. Bu bizim farklılığımız 1994’den bu yana Allah’a çok şükür Tarsuslu hemşehrilerimiz tarafından takdir edildi. Bugün 25. seneye doğru yani çeyrek asıra doğru zaferi kazandık ve emin adımlarla Allah’ın izni ile ilerleyeceğiz” şeklinde konuştu.
MHP Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin’de yepyeni bir dönem başladığını, kendilerine gösterilen ilgiye teşekkür etti. Kocamaz, “Sizlere ne kadar teşekkür etsem az, çünkü siz bu davayı 20 yıl önce kucakladınız ve bir kere yükselttiğiniz bayrağı Allah’ın izniyle bir daha indirmediniz, indirmeyeceksiniz. 20 yıl dile kolay, 20 yıl önce doğan çocuklar şimdi askerde yada bu sene üniversiteyi bitiriyor. Allah’a binlerce şükürler olsun ki artık Tarsus Türkiye’ye meydan okuyor. Tarsus MHP’nin Türkiye’deki medar-ı iftiharıdır. Sizler bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadınız, sizler bizim başımızı yere eğdirmediniz ve bizde 20 yıldır siz değerli hemşehrilerimize sahip çıktık, hiçbir baskıya boyun eğmedik. Tarsus’un menfaatlerini her zaman her yerde Allah’a çok şükür sonuna kadar koruduk. Bugün geldiğimiz noktada yıllardır verilen il mücadelesi büyükşehir yasasıyla birlikte noktalandı. Bizde hem Tarsus’un hem de Anamur’a kadar tüm ilçelerimizin hakkını savunmak, bütün ilçelerimize sahip çıkmak hakkı, hukuku, adaleti belediyecilikte tesis etmek için Büyükşehir’de yola çıktık. Size ne kadar teşekkür etsek azdır. Orada da bizi yalnız bırakmadınız orada da sonuna kadar destek verdiniz. Allah bunu içinde hepinizden razı olsun” dedi.
Mersin geneline hizmet edeceklerini belirten Başkan Kocamaz, “Sadece Tarsus için değil, Mersin’in tamamında daha yapacak çok işimiz var. Sadece Tarsus’a mühür vurmak yetmez Mersin’in tamamına Allah’ın izniyle MHP’nin hizmet mührünü vuracağız. Mersinli 16 ay önce başlattığımız çalışmaların ilk gününden bu yana bize ümit verdi, bize heyecan verdi, bize adeta enerji verdi, bizi inandırdı, bize güvendi ve en sonunda 30 Mart’ı Mersin’de yeni bir milat ilan etti Allah’a çok şükür.
Daha yapacak çok işimiz var. Biz kendimizi bu millete, bu halka adamışız. Gece gündüz demeden bu halkın sıkıntılarını gidermek, onların beklentilerine cevap verebilmek için yaz demiyoruz, kış demiyoruz çalışıyoruz, çalışıyoruz, çalışıyoruz. Bundan sonra da çalışacağız. Çünkü gerçekten bu halk her şeyin en iyisine layıktır. Allah’a çok şükür ki dedikodudan başka hiçbir sermayesi olmayanlara 5. Defa bir kere daha ders verdiniz ve onlara adeta siyasetin nasıl yapılacağını öğrettiniz. Siyaseti adam gibi yapamayanlara sandığı dar ettiniz.
Herkes haddini bilecek, herkes kendisine yakışanı yapacak. Allah’a çok şükür ki edepten mahrum olanlar bu milletten her defasında yeni bir ders, yeni bir sopa yediler. Ve bugün geldiğimiz noktada Allah’a çok şükür edebi olanlar, haktan, hukuktan yana olanlar, barıştan, kardeşlikten, sevgiden yana olanlar, huzurdan yana olanlar ve hepsinden önemlisi istikrardan yana olanlar işte bu Cumhuriyet Meydanı’nı bir kez daha doldurdu Allah’a çok şükür. Biz onları Allah’a havale ettik. Gerçekten siyaseti seviyesizleştirdiler, ayağa düşürdüler, kilolarının kaç kuruş olduğunu maalesef sokaklarda çöp kutularında aradılar ve bugün geldiğimiz noktada işte biz buradayız onlar burada değiller.
Her şeye rağmen biz onlar gibi kindar değiliz. Biz, bize yapılanları hep unuttuk, bundan sonra da unutacağız. Çünkü bizim tabandaki vatandaşlarımızla hiçbir problemimiz yoktur. Tabandaki vatandaşımız hangi siyasi görüşten olursa olsun, hangi kökenden, hangi mezhepten, hangi inançtan olursa olsun hepsi Türkiye Cumhuriyeti’nin al bayrağı altında yaşamaktan gurur duyduğu sürece bizlerde onlarla gurur duyacağız, başımıza taç edeceğiz. Çünkü bu ülkenin birliğe, dirliğe, bütünlüğe ihtiyacı var. Bu ülkenin sevgiye, saygıya, barışa, kardeşliğe ihtiyacı var. Bu ülkenin hizmete ihtiyacı var. Bu ülkenin insanlarının insanca yaşamaya ihtiyacı var. Bu ülkede yaşayan bütün insanların adam yerine konulmaya ihtiyacı var. Dolayısıyla bizi bilen bilir bilmeyene de hizmetlerimizle tanıtırız. Bizi bilen bilir bilmeyenlere davranışlarımızla kendimizi tanıtırız. Bizim hiç kimseye husumetimiz olmaz, varsın birileri bize husumet duymaya devam etsin. Ama Allah’a çok şükür ki bugün geldiğimiz noktada milletin çoğunluğu birlikten yana, milletin çoğunluğu edepsizliklere kapalı. Milletin çoğunluğu yalana, talana, dolana karşı duruyor. Bizim mücadelemizde zaten nedir? Yalanla mücadeledir, talanla mücadeledir, çalanla mücadeledir” şeklinde konuştu.
Program sonunda Atilla Yılmaz konser verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Uraloğlu: “Turistik Diyarbakır Ekspresi, kültürel değerler ile doğa harikası manzaralarıyla kültürel iletişimi de güçlendirecek" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, seferlerine yeni başlayan Turistik Diyarbakır Ekspresi’ne ilişkin, “Güzergah boyunca buralardaki tarihi ve kültürel değerler ile doğa harikası manzaraları görme imkanı sunarak kültürel iletişimi de güçlendirecek” dedi. Bin 51 kilometre hat uzunluğunda Ankara-Diyarbakır güzergahında işletilecek olan 180 kişi kapasiteli Ankara-Diyarbakır-Ankara Turistik Treni, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun da katıldığı trenle seferine başladı. Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirilen uğurlama töreninde konuşan Uraloğlu, trenin Ankara-Diyarbakır seferinde Malatya’da 3 saat, Diyarbakır-Ankara seferinde ise Elazığ’da 4 saat, Kayseri’de ise 3 saat turizm amaçlı duracağını belirterek, “Hiç şüphesiz Turistik Diyarbakır Ekspresi, uzun süre durarak gezme imkanı sağlayacağı Malatya ve Yolçatı destinasyonları başta olmak üzere bölge ekonomisine de katkıda bulunacak. Güzergah boyunca buralardaki tarihi ve kültürel değerler ile doğa harikası manzaraları görme imkanı sunarak kültürel iletişimi de güçlendirecek. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı. “Yurt içinde yeni rotalarda işletilebilecek turizm amaçlı trenlerin sefere konulması ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor” Seyahat severler için sadece yurt içinde değil, yurt dışında da tren rotaları olduğunu kaydeden Uraloğlu, “İstanbul-Sofya Treniyle Avrupa’ya ulaşmak da hem ekonomik hem de çok konforlu. Aslında turistik trenler hem vatandaşlarımıza hem de yurt dışından ülkemize gelen konuklarımıza, demiryollarımızın yeni yüzü ve vizyonuyla, dahası Türkiye’nin yeni yüzü ve vizyonuyla örtüşen bir etkinlik sunmaktadır. Ayrıca yurt içinde yeni rotalarda işletilebilecek turizm amaçlı trenlerin sefere konulması ile ilgili başta Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarla çalışmalarımız da devam ediyor” diye konuştu. “22 yıl içinde demiryollarına 57 milyar dolar yatırım gerçekleştirdik” Uraloğlu, 22 yıl içinde demiryollarına 57 milyar dolar yatırım gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti: “Tarihi İpek Yolunun canlandırılmasını amaçlayan ‘Tek Yol Tek Kuşak’ girişiminin en önemli halkasını oluşturan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nı inşa ettik. Bu projeyle birlikte Asya ile Avrupa kıtaları arasında kesintisiz demiryolu ulaşımı mümkün hale getiren Marmaray ile Londra’dan Pekin’e kadar en güvenli, kısa ve ekonomik uluslararası demiryolu koridorunu oluşturduk. 2002’de devraldığımız 10 bin 948 kilometre olan demiryolu uzunluğumuza; 2023 yılı itibarıyla, 2 bin 251 kilometresi YHT ve Hızlı tren hattı olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre demiryolu ekledik. Demiryolu ağımızı 13 bin 919 kilometreye yükselttik. Ülkemizi, Yüksek Hızlı Tren işletmeciliği ile tanıştırdık ve Avrupa’da 6. dünyada 8. hızlı tren işletmecisi yaptık.” Yüksek Hızlı trenler ile bugüne kadar 85 milyon yolcu taşıdıklarını dile getiren Uraloğlu, bu yükselen trendi daha da yukarıya taşıyacaklarını sözlerine ekledi.
İstanbul Esenler’de amatör radyocular mikrofon başına geçti Esenler Belediyesi, Dünya Amatör Radyocular Günü’nde radyoculuğa ilgi duyan vatandaşlara unutulmaz bir deneyim yaşattı. Vatandaşların mikrofon başına geçtiği programa ilgi yoğun oldu. Esenler Belediyesi, 18 Nisan Dünya Amatör Radyocular Günü’nde keyifli bir programa ev sahipliği yaptı. Esenler Dörtyol Meydanı’na kurulan sahneyle radyoculuğa ilgi duyan vatandaşların mikrofon başına davet edildiği programa ilgi yüksek oldu. Radyo Esenler programcılarından Umut Kuzkaya ve Musa Ada’nın sunumuyla gerçekleşen programda vatandaşlar, canlı yayın heyecanını deneyimlemenin mutluluğunu yaşadı. “Radyo programlarını sadece radyoculuk olarak görmememiz lazım” Heyecanlarının her sene tazelendiğini aktaran Umut Kuzkaya, “Dünya Amatör Radyocular Günü’nde mesleğe başladığımız ilk günler aklımıza geliyor. Genç kardeşlerimizle radyoya olan ilgi, alaka ve bağlarını konuşup tavsiyelerde bulunduk. Güzel bir sohbet gerçekleştirme imkanı yakaladık. Esenler Belediyesine ve Kültür Müdürlüğüne özellikle teşekkürlerimi iletiyorum. Radyo programlarını sadece radyoculuk olarak görmememiz lazım. Çünkü bu eğitimler iş hayatındaki ilişki ve diyaloglarda özgüven olarak kişiye önemli kazanımlar sağlıyor. Mesleğe sağlam adımlarla başlamanıza yardımcı oluyor. O yüzden radyoculuk büyük önem taşır” ifadelerini kullandı. “Çok coşkulu bir yayındı” Oluşturulan bu gençlik ruhuyla heyecanlandığını belirten Musa Ada ise, “Esenler Dörtyol Meydanı’nda bir ilk gerçekleştirildi. Meydanın ortasında dev bir radyo koymak ve onun üzerinde bir yayın gerçekleştirmek inanılmaz coşkulandırdı. Burada bulunan öğrencilerin gelecekte çok büyük işler başaracağına inanıyorum” dedi. "Eğitimlerle heyecanımı yendim" Esenler Belediyesi tarafından verilen eğitimler sonucu iki yıldır radyoculuk yaptığını aktaran lise öğrencisi Rumeysa İmam ise, ”İlk yayınımda heyecan yaptım ama sonrasında eğitimlerde aldığımız kayıtlar sayesinde alıştım. Şu an eğitimlerini aldığımız için gelecekte radyoculuk konusunda hedeflerim var. Bu etkinlik hem arkadaşlarımız için hem de bizler için ilk adım niteliği taşıyor” dedi.
Sivas Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 2024 yılını ‘Kalite Yılı’ ilan etti Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesin ’de kalite eğitim programı düzenlendi. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ), 2024 yılını "Kalite Yılı" olarak ilan etti ve bu kapsamda Ocak ayından itibaren çalışmalarına başladı. Üniversite, bu alandaki tecrübelerinden yararlanmak için Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile de iş birliği yaptı. TSE’den gelen eğiticiler, üniversitenin akademik ve idari kadrosuna Kalite Yönetim Sistemi ile ilgili alanlarda eğitim verdi. “Biz bütün işlerimizi fayda sağlayacağını düşündüğümüz şekilde yapıyoruz” “Kalite eğitiminde ki amaç sadece belge almak değil bunu özümsemek, süreçleri tanımlamak ve yaygınlaştırmak ve kurum geneline yaygınlaştırıp kurumsallaştırmaktır” diyen Sivas Bilim ve Teknoloji üniversitesi Mehmet Kul, “Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak 2024 yılını kalite yılı olarak ilan etmiştik. Bu kapsamda Ocak ayından itibaren çalışmalarımıza başlamıştık. Bu konuda tecrübeli bize yol gösterebilecek kuruluşlarla da temasa geçtik. Ülkemizde de bu anlamda en yetkili kuruluşlardan bir tanesi Türk Standartları Enstitüsü. Onlarla temaslarımız gerçekleşti. TSE başkanı, genel sekreteri ve diğer uzman personellerle görüştük niyetimizi belirttik. Özellikle bunu kalite belgesini almak değil özümseyerek bütün süreçlerimize adapte etmek istiyoruz. Bütün süreçlerimiz de hem eğitim hem araştırma hem toplumsal katkı ve bilişim sistemleri olsun, bu süreçlerinin Kalite Yönetim Sistemi Standardına uygun olarak oluşturulması koordine edilmesi ve geliştirilmesini amaçlıyoruz. Bununla birlikte fırsatları ve tehditleri tespit etmek ve bu süreç içerisinde bizim stratejik planımıza uygun kalite süreçlerini oluşturmak anlamında faydalı olacağını düşündüğümüz için Türk Standartları Enstitüsü ile görüşmelerimizi yaptık ve tamamladık. Bu eğitim kapsamında Türk Standartları Enstitüsünden uzman arkadaşımız geldi ve eğitime başladık. Hem akademik personelimiz hem idari personelimiz bu eğitimleri alıyorlar. İlerleyen süreçlerde ISO 9001 belgesini alıp, bu kalite süreçlerini denetleyici kuruluş tarafından denetimlerin gerçekleştirilmesini yapacağız. Bu eğitim o sürece hazırlık amacıyla gerçekleştiriliyor. Biz bütün işlerimizi mensuplarımıza, mezunlarımıza, kuruma ve topluma fayda sağlayacağını düşündüğümüz şekilde yapıyoruz. Amacımız bu kalite süreçlerini bütün akademik ve idari personelimizin özümsemesini sağlamak. Bu süreçlere uygun iş ve işleyişi gerçekleştirmek” dedi.
Gaziantep HKÜ’de ’Adölesan İdiopatik Skolyoz’ kongresi Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü tarafından, “Adölesan İdiopatik Skolyoz: Gaziantep” Kongresi, alanında uzman bilim insanlarının katılımıyla HKÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde doğa dostu bir yaklaşımla gerçekleştirildi. Adölesan İdiopatik Skolyoz konusunda geniş bir perspektifi kapsayarak, uzman konuşmacılar ile katılımcılara zengin bir bilgi paylaşım platformu sunmayı amaçlayan kongreye; Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Serkan Usgu, hekim ve fizyoterapist kadrosundan oluşan 18 alanında uzman konuşmacı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Açılış konuşmasını yapan, Kongre Başkanı ve Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut, “Öncelikle, bu yıl düzenlediğimiz kongreyle ilgili bir geleneği başlatmak istediğimizi belirtmek isterim. Adölesan İdiopatik Skolyoz konusuna gönül ve emek vermiş, yıllarca bu alanda bilimsel katkıları olan hocalarımızla bir araya gelmek, bu alandaki gelişmeleri tartışmak ve paylaşmak amacıyla düzenli olarak gezici bir kongre oluşturma hedefimiz var. Bu yılki kongremizin konusu dar kapsamlı olabilir, ancak 300’ün üzerinde kayıtlı katılımcının bulunması bizleri son derece mutlu etti. Bu, alanımıza olan ilginin ve katkıların arttığının bir göstergesidir. Bu kongre, bilgi ve deneyimlerimizi paylaşarak birbirimizi daha da ileriye taşıyacağımız bir platform sunuyor. Bilimsel açıdan verimli bir etkileşim ve iş birliği için kongrenin düzenlenmesinde başta HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi. Doğa dostu yaklaşım ile gerçekleşen kongrenin ilkini düzenlemenin heyecanını yaşadığını belirten Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, “Skolyoz konusunda 2017 yılında Prof. Dr. Yavuz Yakut hocamızın koordinatörlüğünde Gaziantep ve çevre ilçelerini içine alan kapsamlı bir çalışma gerçekleştirmiştik. Aynı şekilde bu önemli kongrenin; üniversitemiz, fakültemiz ve bölümümüzde güzel bir farkındalık oluşturacağına ve bilimsel içeriğinin yüksek olacağına inanıyorum. Bu sebeple Kongre Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut hocama, HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli’ye ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. İlki düzenlenen Adölesan İdiopatik Skolyoz: Gaziantep Kongresi’nde kayıt ve bilimsel program detayları dijital ortamda katılımcılarla paylaşılırken, Adölesan İdiopatik Skolyoz konusunda cerrahi, kalp damar problemleri, ortopedik cerrahi, erken ortez tedavisi, farklı fizyoterapi uygulamaları, proprioseptif eğitim, vestibüler sistem, ağrı ve yaşam kalitesi, tedavinin nitel başarısı konularının yanı sıra okul taramaları, aile eğitimi, spor konuları ve 20 farklı sözel bildiri geniş bir kapsamda ele alındı.
Diyarbakır 77 kişinin hayatını kaybettiği Serin-2 Apartmanı’nın sanıkları hakim karşısına çıktı Diyarbakır’da geçen yıl 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Serin-2 Apartmanı’nda 77 kişinin hayatını kaybetmesi, 29 kişinin de yaralanmasına ilişkin biri müteahhit 4 tutuksuz sanığın yargılanmasına başlandı. İddianamede, sanıklar hakkında 22 yıl 6’şar aya kadar hapis isteniyor. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuksuz yargılanan binanın müteahhidi Hüseyin B, statik betonarme projeye onay veren Nasir Ç. hazır bulundu, binanın statik proje müellifi Cihan U. da bulunduğu ilden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı. Diğer tutuksuz sanık olan bina fenni mesulü Ekrem B. ise duruşmaya katılmadı. Duruşma salonunda bazı mağdurlar ve avukatları da hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından savunma yapan sanık Hüseyin B, binanın müteahhitti olmadığını ve söz konusu proje hakkında bilgisinin bulunmadığını ileri sürdü. Mağdur olduğunu savunan Hüseyin B, "Söz konusu apartmanda herhangi bir mülküm yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı. Sanık Nasır Ç. ise, dava konusu binanın proje tarihinde İnşaat Odası Diyarbakır Şubesi’nde yönetim kurulu üyesi olduğunu bildirdi. Üyeleri tarafında uygulanmak üzere hazırlanan projelerin vize işlemleri ile yükümlü olduklarını öne süren Nasır Ç, şöyle devam etti: "Burada projeyi inceleme, onaylama, uygulamaya sevk etmek gibi bir görev ve sorumluluğum yoktur. Projeyi değerlendirmem söz konusu değildir. Tek yaptığımız işlem projeyi hazırlayan kişinin projeyi hazırlamaya ehliyeti olup olmadığına yöneliktir. Projenin kapağına imza atıyoruz. Ancak inceleme yetkimiz ve görevimiz bulunmamaktadır. Bu inşaatın yapımındaki eksiklikler ve deprem nedeniyle yıkılmasında kusurum bulunmamaktadır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum." Sanık Cihan U. da, binanın sadece statik projesini hazırladığını ve inşaatın statik projesine uygun imal edilip edilmediğini denetleme görevinin belediyeye ait olduğunu savundu. İnşaat yapım aşamasında yıkılan binaya hiç gitmediğini ileri süren Cihan U, şunları kaydetti: "1999 yılında İzmir’e taşındım ve o zamandan beridir proje hakkında bilgim yoktur. Projemizin 1975 yönetmeliğine göre denetlenmesi gerekmektedir. Ancak biz kendimizi sağlama almak adına değerleri hep yüksek girerdik. Bu nedenle üzerime isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum." Mağdur olan müştekiler ise depremde binanın enkazında yakınlarını kaybettiklerini, binanın yakınında köprülü kavşak yapılmasının sarsıntıya sebep olduğunu savundu. Binanın altında bulunan bankada ise kolon kesme iddialarının bulunduğunu aktaran müştekiler, bu konuların araştırılarak, kusuru bulunanların cezalandırılmalarını istedi. Cumhuriyet savcısı, mütalaasında dosyadaki eksikliklerin giderilmesi yönünde görüş bildirdi. Mahkeme heyeti de savunmaların alınmasının ardından ilgili kuruma köprülü kavşak inşaatının bölgedeki yapılara zarar verip vermediğine yönelik araştırma yapılıp yapılmadığının sorulması, Bağlar Belediyesine bölgedeki zeminin bataklık olup olmadığının tespiti ve binanın altında bulunan bankanın da tüm tadilat projeleri hakkında bilgi verilmesi için müzekkere yazılmasını kararlaştırarak, duruşmayı 14 Ekim’e erteledi. Davanın iddianamesinde, tutuksuz sanıklardan binanın müteahhidi Hüseyin B, binanın statik proje müellifi Cihan U, statik betonarme projeye onay veren Nasir Ç. ve bina fenni mesulü Ekrem B. hakkında, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis isteniyor.