YEREL HABERLER - 05 Nisan 2014 Cumartesi 16:54

Biber Gazı Kısa Sürede Olduğu Gibi Uzun Dönemde De Zararlı

A
A
A
Biber Gazı Kısa Sürede Olduğu Gibi Uzun Dönemde De Zararlı

Türkiye’nin en büyük göğüs hastalıkları uzmanlık derneği olan Türk Toraks Derneği(TTD), 17’inci Yıllık Kongresi’ni Antalya’da sürdürüyor. Türk TORAKS Derneği Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, biber gazının kısa sürede etkili olmasının yanında uzun dönemde de etkili olduğunu söyledi.
22 yıllık geçmişine karşın dinamik ve üretken bir organizasyonla, 81 ili ve bağlı bulunduğu her coğrafi bölgede kurulan 15 şubesi ile başarılı çalışmalarını sürdüren Türk TORAKS Derneğ’i 3000’i aşan üye sayısı ile Türkiye ve bölge ülkeleri içinde, solunum hastalıkları alanında çalışan en büyük uzmanlık örgütüdür.
Bu yılki temasını ‘Doğayı Korumak’ olarak belirleyen kongre aktivitelerinde “Sağlıklı Bir Nefes İçin” korumanın önemi vurgulanmaktadır.
Antalya’nın Serik İlçesi’ne bağlı Belek Belde’sinde gerçekleştirilen 17’nci Türk Toraks Derneği Kongresi’nin basın toplantısına Türk TORAKS Derneği 17’nci Yıllık Kongre Başkanı Kıvılcım Oğuzülgen, Türk TORAKS Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Sedat Altın, Türk Toraks Derneği 2. Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, Türk TORAKS Derneği Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, Türk TORAKS Derneği 17. Yıllık Kongre Basın İlişkiler Sorumlusu Prof. Dr. Ayşın Şakar Coşkun, Türk TORAKS Derneği 1. Başkanı Yardımcısı Prof. Dr. Feyza Erkan, Türk TORAKS Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Hikmet Fırat, Türk TORAKS Derneği Hukuk Danışmanı Av. Turgut Kazan katıldı.
1500’E YAKIN KATILIMCI VAR
Kongre hakkında bilgiler veren Türk TORAKS Derneği 17’nci Yıllık Kongre Başkanı Kıvılcım Oğuzülgen, Amerika, Avrupa ve Hindistan solunum dernek başkanlarının kongreye katıldığını belirtti. Oğuzülgen, “Derneğimizin 17’nci yılını kutluyoruz. 1 bin 500’e yakın katılımcımız var. Türkiye genelinden ve uluslar arası 400 konuşmacımızın olduğu, 163 toplamda bilimsel oturum yaptığımız bir kongre oldu. Bu yıl kongremizin teması ‘Doğayı Korumak’ ve doğayı sağlıklı bir nefes için korumalıyız. Uluslar arası derneklerle ilişkilerimizi arttırdık. Amerikan, Avrupa ve Hindistan solunum derneği başkanları kongremize konuk olarak katıldılar ve bizimle bilgilerini paylaştılar. Kongremizde üç ana oturum gerçekleşti. Bunların birincisi sağlık ve hukuk açısından göz yaşartıcı gazların kullanımı, ikincisi küresel iklim değişikliğinin sağlık üzerine etkisi ve son olarak güncel sağlık politikalarının hekimler üzerine etkileriydi” dedi.
3000’DEN FAZLA ÜYEYLE HİZMET VERİYORUZ
3 bini aşkın üyeleriyle hizmet verdiklerini ifade eden Türk TORAKS Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Sedat Altın, farkındalığı arttırarak vatandaşları bilinçlendirme amacında olduklarını dile getirdi. Dr. Altın, “22 yılımızı tamamlamış uzman bir derneğiz. Aynı zamanda bir sivil toplum kuruluşuyuz. Bizler göğüs hastalıkları uzmanlık alanında akciğer hastalıklarını geliştirmeye yönelik eğitim, araştırma ve hasta üzerinde çalışan bir derneğiz. Bilimsel çalışmalar yapıyoruz. TOREKS olarak 3000’i aşkın üyemiz ile hizmet veriyoruz. Özelikle ülkemizde akciğer sağlığını geliştirmek için çalışmalar yapıyoruz. Ülkemizdeki verileri paylaşarak, farkındalığı arttırarak vatandaşlarımızı bilinçlendirmek istiyoruz” diye konuştu.
KOAH TÜM HASTALIKLAR İÇİNDE 4. ÖLDÜRME SIRASINDA
KOAH hastalığının tüm hastalıklar içinde 4’üncü öldüren hastalık olduğunu belirten Türk Toraks Derneği 2. Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, Türkiye’de ise 3’üncü sırada olduğunu dile getirdi. Yorgancıoğlu, “Bizim uğraştığımız organlar atmosfere açık. Direkt havada ne oluyorsa etkileniyoruz. Çok hassas iki organla uğraşıyoruz. O nedenledir ki hava yolu hastalıkları dünya gündemine gelmektedir. Bu alanda Dünya Sağlık Örgütü bunu fark ederek 2005 yılında kronik solunum yolu hastalıklarına karşı seferberlik ilan etti. Ülkemizde astım ve KOAH alanımda kontrol programı uyguluyoruz. Bu hastalıklar çok önemli. KOAH dünya da tüm hastalıklar içinde 4’üncü öldüren hastalık konumundadır. Bizim ülkemizde 2000 yılı verilerine baktığımızda 3’üncü öldüren hastalıktır KOAH. Bugün daha da ön sıralara geldiğini düşünüyoruz bu hastalığın. Ve ne yazık ki tanı alma olasılığı çok düşük bu hastalıkta. Solunum ölçüm testi dediğimiz spirometri’yi uygulayarak tanı koyuyoruz. Bunun uygulanmasını yaygınlaştırmak istiyoruz. Çok tanı atlandığı yüzde 25-30 civarında atlandığı tüm dünya da. Bizim ülkemizde de her 10 KOAH’lıdan sadece 1’i KOAH’lı olduğun biliyor. Çok büyük bir teşhis açığımız var” ifadelerini kullandı.
BİBER GAZI KISA SÜREDE OLDUĞU GİBİ UZUN DÖNEMDE DE ZARARLI
Biber gazının kısa sürede etkili olmasının yanında uzun dönemde de etkili olduğunu söyleyen Türk TORAKS Derneği Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, “Türk TORAKS Derneği’nin amacı akciğer sağlığını korumaktır. Bu kapsamda göz yaşartıcı gazlar solunabilen gazlar olduğu için akciğerde olası zararları olabileceği göz önünde bulunarak Ankara ve İstanbul’da Gezi Olayları ve sonrasında yaşananlar sonucunda 546 kişi üzerinde anket uygulaması ve solunum fonksiyon testleri yapıldı. Bulmuş olduğumuz sonuçlardan katılımcıların 5’te 1’inin kapalı alanda ya da bir metre mesafeden biber gazına maruz kaldığını gördük. Kimyasal silah sözleşmesinde tarif edilenin dışında kullanılmış olduğunu görmekteyiz. Bizim iki bulgumuz oldu. Bunlarda birisi biber gazı kısa süreli etkisi olduğu için kullanılabilir bir gazdır. Ancak bizim çalışmalarımızda 3 haftaya kadar solunum sıkıntısı, öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı gibi belirtiler olduğu görüldü. Dolayısıyla biber gazının etkileri kısa süreli değildir. İkinci bulduğumuz önemli nokta ise, gaza maruz kalmak üzere protestonun içinde bulunmayan, ama iş yerleri ve ya evlerinin protesto alanlarına yakın olması nedeniyle bir aya yakın sürekli olarak gaza maruz kalmış insanlarda aynı belirtilerin ortaya çıktığı gözlendi. İnsanların 5’te 1’inde akciğerlerin içerisindeki küçük hava yollarında tıkanıklık olduğu saptandı. Dolayısıyla bu gaz çok fazla ve yoğun olarak uygulandığı zaman sadece hedeflenmiş grup dışında kişileri de etkilediği saptanmıştır. Bunun için bu gazın kimyasal silah sözleşmesindeki serbest bırakılmış gaz olmaktan çıkarılması için bilimsel çalışmaları sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
DÜNYA ÜZERİNDE 8.7 MİLYON VEREMLİ HASTA VAR. BUNLARDAN 3 MİLYONU KAYIT DIŞI
Öte yandan Türk TORAKS Derneği Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, dünya da 8.7 milyon veremli hasta olduğunu ve bu hastalardan 3 milyona yakının kayıt dışı olduğunu belirterek konuşmasını şöyle tamamladı.
“Bugün dünya da 8.7 milyon veremli hasta yaşamakta. Hala tespit edilmemiş aşağı yukarı 3 milyon hasta olduğunu ve kayıtlara geçilmediğini biliyoruz. Dolayısıyla yüz yılı geçmiş zamandır bilinen bir hastalığa hala teslim olmuş bir dünya nüfusuyla birlikteyiz. Dünyada her sene 1.3 milyon kişi veremden ölüyor. Bu günde 3 bin 600 kişinin veremden ölmesi demektir. Türkiye son zamanlar da özellikle uyguladığı tedavi başarısıyla yüzde 90’a varan tedavi olanağına ulaştı. Türkiye’de bugün 15 bine yakın hasta bulunmaktadır. Bu hastaların yüzde 60’ı akciğer veremine ait hastalardır. Bu hastaların yüzde 60’ı da erkektir. Aramızda 2012 yılı itibariyle 2 bin 200 veremli hasta yaşamaktadır. Bilinen hasta sayısından çok kayıp hastanın varlığıdır. Bugünkü hasta sayısının 7’de 1’i kadarı nüfusumuzun içinde vardır ve tespit edilememiştir. En büyük sıkıntı bilinen hasta dışında saptanamamış ve toplum içinde yaşayan hastalardır.”
KÜRESEL ISINMA, SOLUNUM VE KALP KAYNAKLI HASTALIKLARDA ARTIŞA NEDEN OLMAKTADIR
Küresel iklim değişiklikleri, küresel ısınma, özellikle solunum ve kalp kaynaklı hastalıklarda artışa neden olduğunu belirten Türk TORAKS Derneği 17. Yıllık Kongre Basın İlişkiler Sorumlusu Prof. Dr. Ayşın Şakar Coşkun, “Bütün dünyanın sorunu küresel iklim değişiklikleridir. Küresel ısınma, hava kirliliğinde giderek artan kötüleşmedir. Küresel iklim değişiklikleri, küresel ısınma, özellikle solunum ve kalp kaynaklı hastalıklarda artışa neden olmaktadır. Bu hastalıklara sahip kişilerin durumunu kötüleştirmektedir. Özellikle Kalp ve solunum hastalıkları olanları öldürmektedir. Bu durum çok önemli bir konu vurgulamak istedim. Bu durum yaşlı popülasyonda daha dikkat çekici ve ülkeler arası dağılıma bakıldığında gelişmemiş ülkelerde çok dikkat çekici bir durum olarak görülüyor. Bunun yanında alerjik hastalıkları, polen haritasını değiştirmek suretiyle arttırmaktadır iklim değişiklikleri. Çok önemli bir diğer konu ise hava kirliliği. Ülkemizde de birçok şehrin ana sorunu hava kirliliği. 2013 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından hava kirliliği kanser yapan önemli nedenlerden biri olarak saptanmıştır. Akciğer kanserinin de çok sık olduğu ülkemizde özellikle de hava kirliliğine de dikkat çekmek istiyoruz. Bunların önlenmesini önemsiyoruz” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.