YEREL HABERLER - 05 Nisan 2014 Cumartesi 21:02

Huder Başkanı Zekeriya Birkan'dan 5 Nisan Açıklaması

A
A
A
Huder Başkanı Zekeriya Birkan'dan 5 Nisan Açıklaması

Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Bursa Şubesi Başkanı Avukat Zekeriya Birkan, 5 Nisan Avukatlar Günü sebebiyle yaptığı açıklamada, hala Türkiye'nin bir darbe anayasası ile yönetiliyor olmasının herkesin ayıbı olduğunu ifade ederek, "Özellikle Twitter ve Youtube gibi sosyal iletişim alanlarında koro halinde ülkenin Başbakanına, siyasetçilerine, entelektüellerine ve onların ailelerine veya bireysel hedef seçilen sade vatandaşlara hakaret etmek, asla ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez" dedi.
HUDER Bursa Şubesi Başkanı Avukat Zekeriya Birkan, 5 Nisan Avukatlar Günü sebebiyle yazılı açıklama yaptı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Birkan, "Avukatların meseleleri elbette ki ülkemizin sorunlarından ayrı tutulamaz. Ülkemizde ve dünyadaki her sorun bir şekilde doğrudan ya da dolaylı olarak meslektaşlarımızı da etkilemektedir. Öncelikle vurgulamak isteriz ki, ülkemizin demokratik standartlarının gelişmesi hepimizin ortak temennisidir. Geçen yıllarda demokratikleşme adına atılan bazı somut adımlara rağmen hala ülkemizin bir darbe anayasası ile yönetiliyor olması hepimizin bir ayıbıdır. Ülkemizi bu ayıptan kurtarmak için bir an önce yeni ve demokratik ve sivil bir anayasa hayata geçirilmelidir” ifadelerini kullandı.
Açıklamasında, 30 Mart mahalli seçimlerinin diğer yerel seçimlerden farklı geçtiğini belirten Zekeriya Birkan, “Gündemin en sıcak konusu kısa bir süre önce yapılan yerel seçimlerdir. Bu seçimlerde diğer seçim dönemlerine nazaran bazı meslek odalarının ve baroların ilk kez 'Seçim İzleme Merkezi' adı altında sanki seçimlerde hile yapılacakmış gibi izlenim vermek üzere bir platform veya bir başka isimle gözetleme merkezleri oluşturdukları görülmüştür. Milletin iradesine gölge düşürecek bu tür çağrışımları doğuracak oluşumlar insanımıza ve siyasi partilerimize zarar vermekte, rencide etmektedir. Unutmayalım ki, seçimler bu milletin nefes borusudur. Ne zaman ülkemizin tıkanmışsa aziz milletimiz seçimler yoluyla iradesini ortaya koymuş ve bu tıkanmışlığı demokrasi yoluyla aşmıştır” dedi.
"SEÇİMLE GELMEYENLER SEÇİMLERİ TARTIŞMAYA AÇMAK İSTİYOR"
Başkan Birkan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi.
"Ülkemizin siyasi partileri ve partilerin seçmenleri sandıktan çıkana rıza göstermiş ve kabullenmiştir. Bu gelenek yerleşmiş olmasına rağmen hala bazı sivil toplum kuruluşlarının ve meslek odalarının seçimlerde şaibe varmış zannı uyandıracak açıklama ve çalışmaları, hep beraber içinde bulunduğumuz geminin dibini delmekten başka bir şey değildir. Üzülerek söylemeliyiz ki, bu yaklaşımlar iyi niyetli olmayıp, sandıktan çıkana karşı bir direniş ve kaos oluşturma amacına yöneliktir. Aziz milletimizi ve değerli meslektaşlarımızı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz”.
"BUGÜN SOSYAL MEDYADA HAKARETE MARUZ KALANLAR HİÇ BİR KORUMA ALTINDA DEĞİLDİR"
HUDER Başkanı Birkan, sosyal paylaşım sitelerine erişimlerin engellenmesine yönelik ise, “Özellikle Twitter ve Youtube gibi sosyal iletişim alanlarında koro halinde ülkenin Başbakanına, siyasetçilerine, entelektüellerine ve onların ailelerine veya bireysel hedef seçilen sade vatandaşlara hakaret etmek, asla ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Görüyoruz ki, bugün sosyal medyada bu tür hakaretlere maruz kalanlar hiçbir koruma altında değildir. Yasal mevzuata göre mahkemelerin bu tür iftira ve hakaretlerde eli kolu bağlı durumdadır. Gündemde olması münasebetiyle ilgili şirketlerin ülkemize 2. sınıf muamele etmeyi bırakarak yasal anlamda düzenleme yapılmalı ve bu hakaretlerin ortadan kaldırılması için gerekli girişimler başlatılmalıdır” açıklamasında bulundu.
"SOSYAL MEDYANIN EVRENSEL STANDARTLARDA DÜZENLEMELER YAPMASI GEREKİR"
Sosyal paylaşım sitelerine girişlerin kısıtlanmasıyla birlikte özgürlüklerin kısıtlandığını dile getiren kişilerin, önce kendilerine bakması gerektiğini kaydeden Birkan, “Sırf birileri tarafından hükümete, bakanlara veya siyasilere koro halinde hakaret edilmesine 'Özgürlükler kısıtlanıyor' diye göz yumanlar da önce aynaya bakmalıdırlar. Bu yönde dava açanlar ve beyanda bulunanların özgürlükler konusunda sicilleri kabarıktır. Buna Anayasa Mahkemesi de dahildir. Toplumun etnik, mezhepsel bir kesiminin temel hakları söz konusu olduğunda sesi çıkmayanlar, başörtüsü zulmüne sessiz kalanlar, darbelere ses çıkarmayanlar ve de katsayı zulmü devam etsin diye dava açanların bugün ses çıkarmaları manidardır. Doğru olan, sosyal medya şirketlerinin işbirliği yaparak, kimsenin özel hayatına müdahale etmeden, kişilik hakları zedelenmeden evrensel standartlarda düzenlemeler yapılmasıdır. Biz bireyin haklarının önemsendiği ve korunduğu işbirliklerinin yapılması ve düzenlemenin hayata geçirilmesi gerektiği kanaatindeyiz” diye konuştu.
(CG-OSM
Bunlar Da İlginizi Çekebilir