YEREL HABERLER - 06 Nisan 2014 Pazar 13:00

Milletvekili Fındıklı Gündemi Değerlendirdi

A
A
A
Milletvekili Fındıklı Gündemi Değerlendirdi

AK Parti Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, Türkiye'nin büyük bir tecrübe yaşadığını kaydederek, "Türkiye'nin gerçekten millet iradesine dayanan bir tek patronu, bir tek Başbakanı var. Başka bir güç yok. Milletin üzerinde başka bir egemenlik yok" dedi.
DSİ sosyal tesislerinde gazetecilerle bir araya gelen Fındıklı, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de ciddi anlamda kayıt dışı siyaset ve kayıt dışı ekonominin büyük tehlike olduğunu ifade eden Fındıklı, "Bunların hepsinin görünür ve şeffaf olması lazım. Bir ülkede kayıt dışında ekonomi varsa, o ülkenin ekonomisini canlandırıp, büyütemezsiniz. Bir ülkede din merdiven altına inmişse, toplum açısından şeffaflığı kaybolmuş demektir. Bir bakarsınız ki, bunlar belirli alanlara sapmış ve operasyonların içerisinde kullanılabilir olurlar. Paralel yapıyla yaşadığımız hadise bir cemaat niteliğindeydi. Ticaret Odası ve daha önce de baro seçimlerinde bir iddiayla ortaya çıktılar. 'Malatya'nın Ticaret Odasını, Barosunu, siyasetini ve eğitimini biz yöneteceğiz' gibi bir yapı içerisine girdiler. Bunda hiçbir mahsur yok. Biz Başbakanımız'la birlikte yeni Türkiye'nin kurulması için çalışıyoruz. Yeni bir anayasa yapmak için çalışıyoruz. Barış ve kardeşlik projesini koyduk ve yürütüyoruz. Biz bunu gayet şeffaflık içerisinde yapıyoruz. Bizim bütün politikalarımız belli. Dolayısıyla bunda bir problem yok. Bir insanın, 'Türkiye'nin geleceği ile ilgili ideallerim var. Ve ben Türkiye'nin yönetimine talibim' demesi kadar tabi bir şey yok. Partinizi kurup, tüzüğünüzü hazırlarsınız, programlarınızı ortaya koyarsınız ve yürürsünüz. Siz şeffaflığınızı ortaya koyarsınız, insanlarımız da oyunu verir ya da vermez. Ama siz bir taraftan 'Benim bu işlerle hiçbir alakam yok' diyeceksiniz, bir taraftan da Türkiye'nin en önemli konularında operasyon birimlerinin içerisinde bulunacaksınız. Buna hiçbir devlet müsaade etmez, biz de müsaade etmeyiz" diye konuştu.
HZ. SÜLEYMAN İLE KANADI KIRIK KUŞUN İBRETLİK HİKAYESİNİ ÖRNEK VERDİ
Fındıklı, AK Parti'ye karşı, "AK Parti 10 senedir iktidarda, bunlara da bu fırsatı siz vermediniz mi?" diye yapılan eleştirilere karşı, Hz. Süleyman ile kanadı kırık kuşun ibretlik hikayesini anlattı.
"Biz bu hareketi bir gönül hareketi olarak biliyorduk" diyen Fındıklı, şunları söyledi: "Bu dibine ve çirkefliğine kadar ahlaksız bir siyasetin içerisine gömüldü ve battı. Artık üzerinde derviş gömleği yoktur. Bundan sonra ya çıkıp, doğru düzgün bir siyasetle muhalefetteki yerini alacak ya da kendisini yeni baştan gözden geçirecek. O halis hali toplumun gözünde bitmiştir. O merhamet ve tavizi asla bir daha bulamayacak. Dolayısıyla böyle bir hikaye yaşadık. Son yaşadığımız hadiseler aslında; tetik başkasının elinde, kurşun başka bir marka ama mavzer yerli bir mavzerdi. Dolayısıyla mavzer olarak kullanılmıştır. Onları kullanan ve onların işbirliği yaptığı herkes şuanda gördü ki, Türkiye'nin gerçekten millet iradesine dayanan bir tek patronu, bir tek Başbakanı var. Başka bir güç yok. Milletin üzerinde başka bir egemenlik yok. Ve onlarla işbirliği yapanların tamamı, onların da bütün şifreleriyle Başbakan'ın önüne gelip, hem onları şikayet edecekler hem de yeniden diyalog kurmanın yollarını arayacaklar. Bence Türkiye büyük bir tecrübe yaşadı."
"AHMET ÇAKIR BAŞKAN BEDELİNİ ÖDER"
Milletvekili Fındıklı, "Paralel yapı kapsamında Malatya Belediyesi içerisinde oluşan kadrolaşmada temizlik yapılacak mı?" sorusuna, "Siz milletten yetkiyi aldıysanız ve milletin gözünün önünde bu kavga yaşandıysa, yüce Türk milleti, 76 milyon insan sizin arkanızda 'Arkadaşlar bunlar yanlış' diyerek, milletimiz bu kavgada AK Parti ve Başbakan'ın yanında durmuştur. Biz bunun gereğini yapmazsak, milletimiz bizden hesap sorar. Kim suça iştirak etmişse, kim ne yapmışsa, adaletin önüne çıkacak, yaptığı kadarının karşılığını mutlaka görecek. Ahmet Çakır Başkan oy toplamaya çıkmışsa, AK Parti'nin tamamı oy toplamaya çıkmışsa, oradaki bazıları da 'Bunların hepsi hırsız, namussuz. Bunlara oy vermeyin' diyorsa, bunları da Ahmet Çakır Başkanımız tekrar sarıp, kucaklayacaksa, Ahmet Çakır Başkan bunun bedelini öder. Millet tarafından bedelini öder. Parti içerisinde zaten bir sorgulama olur da, ama millet bunun bedelini ödetir. Milletimiz 'Ufak tefek ferdi hatalar olabilir. Yanlışlıklar da olabilir. Ama ben oyunu sana veriyorum. Sen hiç merak etme ben bunlara inanmıyorum. Bunlar Türkiye'de yeniden vesayet sistemini getirmek istiyorlar. Türkiye'de bir takım darbeleri hazırlayacak zeminler hazırlıyorlar. Sana karşı bir darbe yapıyorlar. Milletin iradesinin üzerinde bir irade kurmaya çalışıyorlar. Sen hiç korkma ve dik dur. Sen Hz. Hüseyin ol ben senin yanındayım' diyor. Millet bunu söyledi. Dolayısıyla AK Parti'nin bütün kadrolarının Hz. Hüseyin gibi dimdik durması lazım" cevabını verdi.
"BUNLARIN HESABINI VERECEKLER"
Olaylara karışanların ve yalan yanlış tapeler düzenleyenlerin adalet karşısında hesap vereceğini kaydeden Fındıklı, "Hiçbir olaya karışmamış, bu ekibin, paralel yapının içerisinde yer almış ama bu süreç içerisinde kafası karışmış ve çok üzülen 'Bu çok yanlış oldu' deyip, gözyaşlarıyla bize derdini anlatan birçok insan var. İki araya sıkışmış insanlar da var. Samimi ve ihlas içerisinde 'Biz burayı hizmet diye biliyorduk. Ben zekatımı bunlara veriyordum. Eski verdiğim zekatları yeniden mi hesap edip, tekrar mı vermem lazım?' diye endişeye kapılanlar bile var. Dolayısıyla tabandaki o saf, olaylara karışmamış ve bu olaylarla birlikte masumiyetini koruyan arkadaşlarımıza söyleyecek sözümüz yok. Ama burada imam mı, müezzin mi, kimin olduğu belli olmayan böyle insanların hakkında yalan yanlış tapeler düzenleyen, Arapgir'de bir kaset çıkarma, biz gazeteye, 'Mücahit Fındıklı'nın ne ile beraber olduğunun' haberini buradan oraya gönderme ahlaksız işlerdir. Bunları yapanlar, hesabını verecek. Hem hukuk önünde verecek hem de siyaset yapıyorsa, siyaset önünde verecek. Ben konuşmalarımda çok açıkça söyledim; bu alçaklığı kim yaptıysa çıksın. Buradan birileri onu servis yaptı. 'Hangi alçak bunu yaptıysa, karşıma çıksın' dedim, kimseden ses çıkmıyor. Türkiye bu korkularla yaşayamaz. Birisi ağaca çıksa, evimizin yatak odasını gözetlese ne yaparsınız? Bunun ne farkı var? O ağaca çıkıp, birinin evini gözetleyen adam ne kadar sapıksa, bu işleri yapan adam da o kadar sapıktır. Olaya bir kere böyle bakmak gerekiyor. Yapanın suçlu, suçsuz olduğu ayrı bir mesele. Ama bu fiili işleyen sapığın kendisidir. Mesele sizin mahreminizin saldırı altında olmasıdır. Sizin bir şey yapıp yapmamanız önemli değil. Onun fiili önemli. Eskiden çocukları öcülerle korkuturduk, şimdi koca koca adamları paralelcilerle korkutmaya başladık. Yok böyle bir şey. Bu ahlaksızlık ve sapıklıktır" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta Filistin için yürüyüş düzenlendi Bitlis’in Ahlat ilçesinde sivil toplum kuruluşları öncülüğünde Gazze’deki saldırı ve ablukanın sonlanması, Filistin’in özgürlüğü için yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. Bitlis Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe yüzlerce kişi Filistin bayrakları ve çeşitli dövizlerle katıldı. İlçenin Akkoyunlu Camii önünde başlayan yürüyüşte sloganlar atılarak 15 Temmuz Çeşmesine geçildi. Burada ortak basın açıklamasını okuyan Bitlis Filistin Dayanışma Platformu Sözcüsü Emrullah Erkan, Gazze’yi unutmadıklarını ve hiçbir zaman unutmayacaklarını söyledi. Siyonist İsrail’in yaptığı soykırımı lanetlemek, Filistinlilerin yanlarında olduklarını göstermek için alanlarda olduklarını söyleyen Erkan, “Kendi yolunda cihat edenlere izzet, yolundan yüz çevirenlere zillet elbisesi giydiren Allah’a hamdolsun. Tarih boyunca haddini aşmış nice tağutları helak eden, yeryüzünün mustazaflarına özgürlük ve salih kullarına yeryüzünün verasetini vaat eden Eabbimize hamdolsun. Gazze’deki soykırım ve bütün yoksunluklara rağmen şanlı direniş 6. ayını da geride bıraktı. Altı Gün Savaşlarında bölgenin en güçlü ülkelerini dize getiren İsrail, neredeyse yirmi yıldır abluka altında tuttuğu Gazze direnişine karşı hiçbir askeri başarı elde edemedi. İnsanlık, tarih boyunca gördüğü en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. Apartheid rejimi işgalci İsrail; kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işliyor. Yaşanan bu işgal ve soykırım, vicdan sahibi yürekleri kanatıyor, başta bölgemiz ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kast ediyor. Gazze’de şu anda on binlerce insan, yeterli gıdaya ve suya ulaşamıyor. Evet, ne yazık ki on binlerce insan 2024 yılında dünyanın gözleri önünde açlık ve susuzluk sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. Gazze; direnişiyle, şehadetleriyle ders vermeye, uyandırmaya, diriltmeye devam ediyor. İslam dünyası ise anlamıyor. Nitekim, Filistinli imam Mahmut Hasanat, hutbeye çıkarak; ’30 bin şehidin, 70 bin yaralının, 100 bin sakatın, 2 milyon evsiz ve aç susuzun uyandırmadığı, bir şey anlatmadığı bir ümmete ben buradan konuşsam ne olur konuşmasam ne olur, kamet getirin de namazımızı kılalım’ dedi ve hutbeden indi. İnsanlık için feveran, ümmet için sitem olan bu haykırışı çok iyi anlıyoruz” dedi.
Gümüşhane Gümüşhane’de son 10 günde kene vakalarında artış yaşanıyor Gümüşhane’de ilkbaharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakalarında artış başladı. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde bulunduğu Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek son 10 günde vaka artışları yaşandığını söyledi. Türkiye’de ilkbahar mevsiminin etkisini göstermesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakaları görülmeye başladı. Yılın ilk vakasının görüldüğü Gümüşhane’de ise vakalar artmaya devam ediyor. Son olarak kentte A.S. ve H.S. isimli karı koca da KKKA hastalığı teşhisiyle tedavi altına alındı. Son günlerdeki vaka artışları ile ilgili açıklamalarda bulunan Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde yer aldığı Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek bu bölgede yaşayan insanların daha dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu. “Şu anda 3 hastaya kesin tanı koyduk” İlkbaharın gelmesiyle birlikte son 10 günde vakalarda büyük artış olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kurt, “Hastanemize çok fazla kene sonrası başvuru olmakta ama şu ana kadar tanısını koyduğumuz 3 tane vakamız oldu. 1 tane hastamız tedavisini olup taburcu edildi, 1 hastamız hala yatıyor, 1 hastamızı da Trabzon’a sevk ettik ve durumunun iyi olduğunu öğrendik. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı keneler yoluyla bulaşmakta ve bu keneler daha çok Kelkit vadisi yani Kelkit Çayı’nın aktığı 256 kilometrelik bir hat üzerinde yoğun. Bu hat üzerinde Tokat, Sivas, Erzincan, Giresun ve Gümüşhane bulunuyor. Kenelerin aktifleştiği dönemler ilkbahar ve yaz ayları olduğu için son 10 gündür vakalarda resmen patlama var. Çok fazla başvuru oluyor hastanemize ama şu an 3 tane hastaya kesin tanı koyduk. Hastalar genellikle ateş, baş, kas ve eklem ağrısı şikâyetleri yani sanki bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bulantı, kusma ve ishal şikâyetleriyle başvuruyorlar. Hastalar daha geç başvurursa bu şikâyetler kanamalarla seyredip, hastalar kaybedilebiliyor” dedi. “Gümüşhane en riskli noktalardan birisi, vatandaşlar daha çok dikkat etmeli” KKKA hastalığının kanıtlanmış bir tedavisi olmadığının altını çizen Dr. Kurt, “Bu hastalığın kanıtlanmış bir tedavisi yok. Biz destek tedavileri yapıyoruz. En önemli yol ise korunma yöntemleri. Bölgemiz de bu noktada yoğun olduğu için vatandaşların bilinçli olması gerekiyor. Riskli bölgelerde vatandaşlarımızın pantolon paçalarını çoraplarının içine koymalılar, açık renkli giyişiler giymeleri gerekiyor keneyi fark edebilmek için. Bu riskli yerlerden ayrılma durumunda hem kendilerini hem de çocuklarını kene var mı diye kontrol etmeleri gerekiyor. Kene ile karşılaşma durumunda ise eğer sağlık kuruluşuna başvurma zaman alacaksa bunun çıkarılması lazım. Çıplak elle dokunmamak kaydıyla, bir bez, bir eldiven, naylon bir poşetle kenenin vücuda tutunduğu en yakın yerden tutulup çıkarılması lazım. Kene çıkarıldıktan sonra da 10 gün boyunca hastalık belirtilerini takip ederek bunun gerçekleşmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Kenenin üzerinde sigara söndürmek, kolonya dökmek, deterjan dökmek, yakmak kenenin kusup taşıdığı mikrobu daha fazla boşaltmasını sağlayacağından yapılmaması gereken şeyler. Keneyi hafife almadan tedbirli olmamız gerekiyor. Gümüşhane bu hastalık için en riskli bölgelerden birisi olduğu için burada yaşayan vatandaşların ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çok dikkatli olması gerekiyor” diye konuştu.
Niğde ’Yılın Doktoru’ Mustafa Doğan Niğde’de Başhekim Oldu Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya’nın görevden ayrılması ile başhekimlik görevine Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Doğan getirildi. Niğde’de ’yılın hekimi’ olarak seçilen Dr. Mustafa Doğan, 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Osmaniye merkez, Kırıkhan, İskenderun ve Hatay merkezde fedakârca yürüttüğü çalışmalardan dolayı yılın doktoru seçilmişti. Doğan, yine deprem döneminde Hatay Adli Tıp Grup Başkanlığı ve önceki dönemde 5 yıl süre ile Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başhekim yardımcılığı görevlerini üstlenmişti. 3 yıldır Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği görevini yapan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya veda açıklaması yayınladı. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya yaptığı veda açıklamasında, "Yer ve görev fark etmeksizin, devletime ve milletime hizmetin en iyisini sunmak için aralıksız çalışmaya devam edeceğim" dedi. Çetinkaya; "Yaklaşık 3 yıldır büyük bir onur ve gurur ile sürdürmüş olduğum Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimlik görevimden görev süremin bitmesi nedeniyle ayrılmış bulunmaktayım. Bu süreçte herkes için en iyi hizmeti sunmak ve Niğde’mize on yıllarca hizmet edecek olan yeni hastanemizin inşasına katkı sunmak için tüm gücümüz ile çalıştık. Sağlık Bakanlığımız, birlikte çalışmaktan büyük onur ve gurur duyduğum Valilerimiz Cahit Çelik ve Mustafa Koç, milletvekillerimize, Belediye Başkanımız Emrah Özdemir, İl Sağlık Müdürümüz Dr. Koray Okur, mesai gözetmeksizin çalışan tüm hastane personelimize, başhekim yardımcılarıma, başarılı çalışma ekibime ve tüm Niğde halkına teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Bana hep destek olan büyüklerime, dostlarıma ve birlikte çalıştığım tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim. Yer ve görev fark etmeksizin, Devletime ve milletime hizmetin en iyisini sunmak için azim, heyecan ve gayretle aralıksız çalışmaya devam edeceğim. Dualarınızı beklerim" ifadelerini kullandı.