YEREL HABERLER - 09 Nisan 2014 Çarşamba 16:48

Sosyal Fobi Ve Utangaçlık

A
A
A
Sosyal Fobi Ve Utangaçlık

Psikolog Güral açıklamasında, “Kişinin sosyal ortamlarda veya performans gerektiren durumlarda tanıdığınız ya da tanımadığınız insanlar önünde (bu kişiler erişkin ya da akranları olabilir) hissedilen korku, heyecan, endişe vb duygulara eşlik eden yüz kızarması, çarpıntı, ellerde titreme, bayılacak gibi olma gibi fiziksel belirtilerin de eşlik ettiği bir durum olarak tanımlayabiliriz. Kişi bu durumdan direkt ya da dolaylı olarak kaçınma eğilimi gösterir, bu benzer durumlarla karşılaşmak istemez, böyle ortamların getirdiği sorumlulukları almaktan özellikle uzak kalmaya çalışır. Bu durum da kişinin okul / iş hayatı üzerinde olumsuz etkileri olabileceği gibi kişinin yaşam kalitesini de olumsuz etkiler. Bu problemi yaşayanlar toplum içinde hiç de azımsanacak kadar az değildirler. Örneğin Türkiye'deki üniversitelerde yapılan bir araştırma sonucu bu şikayetlere yüzde 24 oranında rastlandığına işaret etmektedir” dedi.
Güral, utangaçlığın muhtemel sebeplerini şöyle sıraladı:
“Genetik faktörler: Utangaçlık geni olmasa da duygusallık geninin olduğunu biliyoruz. Utangaç kişiler de diğer insanlara nazaran daha duygusal kişilerdir.
Aile Özellikleri: Utangaç insanların ebeveynleri çocuklarını daha çok korumaya eğilimlidirler ve bu da çocuklarının kendi hatalarını yaparak öğrenmelerini engellemektedir.
Model Alma ve Öğrenme: Utangaç çocuklar kendileri gibi sosyal ilişkilerde yeterli donanımlar ve kaynakları geliştirememiş şu ya da bu nedenle utangaç olan ebeveynlerini izleyerek utangaç olmanın ve utangaç davranmanın yollarını öğreniyorlar. Bunun yanı sıra olumsuz sosyal deneyimler yoluyla da öğrenme gerçekleşebiliyor.”
Medical Park Samsun Hastanesi’nden Psikolog Mustafa Güral, sosyal fobinin çoğunlukla ‘efendi insan olma’ ve ‘uslu çocuk olma’ ile ya da ‘zaman zaman çekingen kişilik’ ile karıştırılabildiğine dikkat çekti. Güral, “Bunları ayırt etmek için Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği’nde sosyal fobiklerin kaçınma sergileyeceği ve kaygı duyacakları sosyal ortamlar tanımlanmıştır. Bunlar; toplum içinde telefonla görüşme, küçük bir grup etkinliğinde yer alma, toplum içinde yemek yeme, toplum içinde bir şeyler içme, yetkili biri ile konuşma, dinleyiciler önünde konuşma, rol yapma, partiye/ eğlenceye gitme, başkaları tarafından izlenirken çalışma, başkaları tarafından izlenirken yazma, çok iyi tanımadığı biriyle telefonda görüşme, çok iyi tanımadığı biriyle yüz yüze konuşma, yabancılarla karşılaşma, genel tuvaletleri kullanma, birilerinin oturduğu odaya girme, ilgi odağı olma, bir toplantıda hazırsızlık konuşma yapma, yetenek, yeti veya bilgi testine tabi tutulma, iyi tanımadığı birine onaylanmadığını veya aynı düşüncede olmadığını ifade etme, çok iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakma, önceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sözel olarak sunma, romantik veya cinsel ilişki amacıyla birini tavlamaya çalışma, alınan bir malı parasını geri almak üzere iade etme, parti / davet verme, Israrlı bir satıcıya karşı koyma. Sosyal fobikler yukarıdaki sosyal durumların karşısında belli başlı fiziksel belirtiler gösterirler; yüz kızarması, terleme, çarpıntı, nefes kesilmesi, nefes darlığı, ağız kuruluğu, sindirim sisteminde rahatsızlık, gerginlik, titreme gibi. Kişinin bu sırada aklından geçen düşünceler ise ‘yetersizim, çirkinim, cesaretsizim, güçsüzüm, beğenilmiyorum, sevilmeye layık değilim, hata yapmamalıyım, mükemmel olmalıyım, kaygılı olduğumu kimse anlamamalı, rahat davranmalıyım, kusursuz görünmeliyim, hemen herkesin beğenisini kazanmalıyım’ olabilir. Bu düşünceleri üreten kişi korkulan ortama girmemeye, o ortamı terk etmeye, göz temasından kaçınmaya, ilgisini kendi bedenini kontrol etmeye, çevresinde düşüncelerini destekleyecek gerçek dışı ipuçları araştırmaya yönelebilir” diye konuştu.
SOSYAL FOBİ İLE BAŞ EDEBİLME YOLLARI
Psikolog Mustafa Güral, sosyal fobi ile baş edebilme ve üstesinden gelebilme yollarını şöyle özetledi: “Düşüncelerinizi fark edin ve daha işlevsel olanları ile yer değiştirin. Fiziksel gerginliğinizi ve kaygınızı gevşeme egzersizleri, nefes egzersizleri, otohipnoz ve meditasyon ile gevşetin. Sosyal durumları basamaklandırarak(‘zorlanabilirim ama yapmayı deneyebilirim’den başlayarak en zor olana doğru) kendinize hedefler oluşturun. Dikkatinizi bedene çevredeki referans olabilecek değişkenlere yönlendirmektense ‘spontan’. Mükemmelliyetçi ve katı özelliklerinizi fark ederek esnemeye çalışın.”
Sosyal fobinin üstesinden gelinebilir bir durum olduğunu vurgulayan Mustafa Güral açıklamasını şöyle tamamladı: “Destek almayarak iyi bir iş imkanını, sağlam dostlukları, kendinize olan güveni kazanmayı da erteliyorsunuz. İnsan sosyal bir varlıktır ve sosyal ilişkileri ile kendi hayatını anlamlandırır. Üstesinden gelemediğiniz bu sorunlar için uzman yardımı almaktan kaçınmayın.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.