YEREL HABERLER - 09 Nisan 2014 Çarşamba 19:22

Tezcan Ysk’nın Ret Kararını Değerlendirdi

A
A
A
Tezcan Ysk’nın Ret Kararını Değerlendirdi

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI BÜLENT TEZCAN:
“SİYASİ ETKİ ALTINDA KARAR VERDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
“BUNDAN BİREBİR HAKİMLERİN SİYASİ KİMLİĞİ OLDUĞUNU İFADE ETMİYORUZ AMA TÜRKİYE’DE SON YEREL SEÇİMLERDEN SONRA OLUŞAN TABLOYA BAKARAK ANKARA SEÇİMLERİNİ İPTAL EDİLMİŞ OLMASININ YARATACAĞI SİYASİ SARSINTININ TEREDDÜDÜ VE ETKİSİ ALTINDA HAREKET ETTİKLERİ KANAATİNDEYİZ”
“ANAYASANIN 79.MADDESİ BU HÜKÜM AYM’YE BİREYSEL BAŞVURU HAKKINI ORTADAN KALDIRIR BİR HÜKÜM DEĞİL. ÇÜNKÜ BİZ SEÇİM GÜVENLİĞİNİN ORTADAN KALKTIĞINI, SEÇME VE SEÇİLE HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİNİ İDDİA EDİYORUZ. BU ÇERÇEVE DE AYM’NİN BİREYSEL BAŞVURUYU DEĞERLENDİREBİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
PELİN ÜZEK
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, YSK’nın ret kararına ilişkin, “Siyasi etki altında karar verdiğini düşünüyorum. Bundan birebir hakimlerin siyasi kimliği olduğunu ifade etmiyoruz ama Türkiye’de son yerel seçimlerden sonra oluşan tabloya bakarak Ankara seçimlerini iptal edilmiş olmasının yaratacağı siyasi sarsıntının tereddüdü ve etkisi altında hareket ettikleri kanaatindeyiz” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, YSK’nın ret kararını değerlendirdi. Tezcan, “YSK talebimizi reddetti. 3 talebimiz vardı. 1 grup, 25 ilçe ilgili birleştirme tutanaklarına itiraz etmiştik. Onları reddetti. İkinci ret, sayımın yeniden yapılmasına ilişkin, onu da reddetti. Üçüncüsü de olağanüstü itiraz yoluyla tam kanunsuzluğa dayalı seçimin iptaline ilişkin talebimiz vardı. O talebi de reddetti” diye konuştu.
Çok fazla gerekçeleri olduğunu kaydeden Tezcan, “Ası olan 2 bin 908 sandıkta sandık sonuç tutanaklarında mühür yoktu. Mühür sandık sonuç tutanağının sıhhat şartıdır. Mühür olmadığını kabul etti YSK ama bunun iptal sebebi olmayacağını söyledi çok ilginçtir. Halbuki 3 gün önce Ardahan Çıldır ilçesinde oy pusulasının arkasında mührün olmamasını geçersizlik sebebi saymıştı. 124 bin geçersiz oy var. Bu geçersiz oy kamusal ihmalden kaynaklıdır dedik. Kaldı ki kadarının geçerli sayıldığı belli değildir. Bazılarını geçerli saymışlardır bazı sandıklarda. Bu talebimizi de ilginç ve anlaşılmaz şekilde reddetti. 930 oy da geçersiz olduğu tespit edilmiş ama geçersizlik sebebi yazmıyor tutanaklarda. Bu oyları yeniden saymadılar. Peki oyların geçersiz olma sebebi nedir? Tutanaklarda bunlarda yazmıyor. Tek tek çıkardık sandık sonuç tutanaklarından 35 bin 930 oy delillerini verdik. 30 bin aradaki fark bunların iptal edilmesi lazım ya da yeniden sayılası lazım. Bunu da gerekçesiz olarak reddetti. Üstünde oynama tutanaklar var. ‘Bunlar seçimin sıhhatine etkili değildir’ dedi çok ilginç” ifadelerini kullandı.
Tezcan, YSK’nın kararına ilişkin ise konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizi düşüncemiz burada, YSK hukukla bağdaşmayan, adalete bağdaşmayan. Yargı gözetim ve denetiminde seçimlerin yapılacağına ilişkin, anayasanın 79. Maddesindeki sorumluluk ve yükümlülükleriyle bağdaşmayan bir karar verdi. Siyasi etki altında karar verdiğini düşünüyorum. Bundan birebir hakimlerin siyasi kimliği olduğunu ifade etmiyoruz ama Türkiye’de son yerel seçimlerden sonra oluşan tabloya bakarak Ankara seçimlerini iptal edilmiş olmasının yaratacağı siyasi sarsıntının tereddüdü ve etkisi altında hareket ettikleri kanaatindeyiz. Hukuka uygun bir karar değil. AYM’ye bireysel başvuru dahil olmak üzere, AİHM dahil olmak üzere bundan sonraki yolları kullanacağız. Anayasanın 79. maddesine göre, “YSK’nın kararlarına karşı hiçbir merciye başvurulamaz” hükmünden yola çıkarak, AYM’ye bireysel başvuru yapılamayacağını iddia edenler var. Adalet Bakanı da böyle bir beyanda bulunmuş. Belli ki bunun hukuk ekseninde sonuna kadar tartışılmasından rahatsız. Biz böyle düşünmüyoruz. Anayasanın 79.maddesi bu hüküm AYM’ye bireysel başvuru hakkını ortadan kaldırır bir hüküm değil. Çünkü biz seçim güvenliğinin ortadan kalktığını, seçme ve seçile hakkının ihlal edildiğini iddia ediyoruz. Bu çerçeve de AYM’nin bireysel başvuruyu değerlendirebileceğini düşünüyoruz."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ayhan Bora Kaplan davası sanığı: “Sözde tetikçiliğimi yapan adamlarla bir alakam yoktur” Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edilirken savunma yapan sanık Fethi Koyuncu, “Ne Bora Kaplan’ın benimle, ne de sözde tetikçiliğimi yapan adamlarla bir alakam yoktur” dedi. Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları yer aldı. Mahkeme başkanı 1 günlük verilen aranın ardından yargılamanın sanık ifadeleriyle devam edeceğini belirtti. Bora Kaplan’ı tanımadığını ancak ismen bildiğini söyleyen tutuksuz sanık A.E., 2019 yılında “Loop” adlı mekanda çalıştığını söyledi. A.E. mekanda çok fazla ekip değişikliği olduğundan dolayı “Ayhan” adlı kişiyi tanımadığını iddia etti. “Eğlence mekanlarına çöktüğüme dair delil yok” 2018 yılından itibaren “Albüm” ve “Tren” isimli mekanlarda ek gelir için valelik yaptığını söyleyen tutuklu sanık Fethi Koyuncu, “1 yılı aşkın çalıştım sonra pandemi dönemi başladı. 2020 yılında eğlence sektörünü bıraktım. Kızılay’da bir bijuteri dükkanım vardı. Sadece orayla ilgileniyordum. Ardından eğlence mekanları olan Cemil Kumaşçıoğlu ve Emre Topel ile ortak oldum. Kızılay’daki dükkanımı kapattım. Bana operasyon yapıldı. Polis memuru suçlandığım maddeleri okuduğunda şok oldum. Taksi duraklarına çökmüşüm, eğlence mekanlarının hepsi benimmiş. Benim bu suçları işlediğime dair bir delil yoktu” iddialarına yer verdi. Koyuncu, örgüt lideri olduğu öne sürülen sanık Kaplan’la bir samimiyeti olmadığını iddia ederken, Kaplan’ın tanınan birisi olduğu için fotoğraf çektirdiğini söyledi. “Sözde tetikçiliğimi yapan adamlarla bir alakam yoktur” Güvenlik ekiplerince yapılan operasyonlara rağmen telefon numarasını değiştirmediğini söyleyen Koyuncu, “Beni her aldıklarında benim telefonum incelemeye gitti. Ama bir şey bulamadılar. Daha ne olabilir ki diye düşünürken yine bir dosyayla geldiler ve cinayetten de yargılandığımı söylediler. Ne Bora Kaplan’ın benimle, ne de sözde tetikçiliğimi yapan adamlarla bir alakam yoktur. Bana ait olan İletişim Tespit Tutanağında suç unsuru olan bir şey olduğunu düşünmüyorum” ifadelerini kullanarak beraatini talep etti. Diğer tutuklu sanık İsa Aktaş ise örgüt üyeliği suçlamalarını kabul etmeyerek, mahkemeden beraatini talep etti. Olayın yaşandığı 22 Temmuz 2016 günü Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde Komiser olarak görev yapan tutuksuz sanık Umut Ö., dosyanın mağdurlarından Erkan Doğan’ın polis merkezine geldiği sırada odasında oturduğunu, şahsın karakola gelerek kaçırıldığını ve işkence gördüğünü söylediğini anlattı. Doğan’ın sorulan sorulara cevap vermediğini söyleyen sanık Umut Ö., Organize Suçlarla Mücadele ekiplerine teslim edildiğini söyledi. Aradan geçen 7 yılın ardından evinde gözaltına alındığını ifade eden Umut Ö., “Konunun ne olduğunu söylemediler. Organize şubeye götürdüler. Üstümü aradılar, nezarete attılar. Daha ortada HTS yok. Hiçbir şey yok. Şahsın teslim edilmesi talimatı, Gasp Büronun talimatıdır dedim. Müştekiye benim 2008 yılındaki fotoğrafımı gösteriyorlar ve teşhis ediyor. Daha sonra ben gözaltındayım canlı teşhis yaptırılmıyor. Olay gün ki şahıs katıldığı televizyon programında diyor ki bana Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğünde ki polis Ayhan Bora’nın yanında halay çeken şahıstır diyor” dedi. Sanık Umut Ö., alıkonularak işkenceye maruz kaldığı iddia edilen Doğan’la konuşmadığını söyleyerek, mahkeme heyetinden beraatini talep etti. Örgütle bir alakası olmadığını iddia eden tutuklu sanık Mahmut Gökhan Çanga, Bora Kaplan’ı avukat olarak girdiği bir duruşma esnasında gördüğünü anlattı. Çanga, Maktul Semih Arslan’ın hayatını kaybettiği dairenin kendisine ait olduğunu ve tek suçunun da Arslan’ı evine aldığını söyledi. Maktul Arslan’ın hayatını kaybettiği günü anlatan Çanga şunları iddia etti: “Olay günü Muhammed ve Semih geldi. Semih, ‘Bir kavgaya karıştım birini bacağından vurdum kalacak yere ihtiyacım var’ dedi. Zaten evimde geniş değil iki üç koltuk var, bir de esrar yetiştirdiğim bir odam var. içeri aldım. Sonra bunlar markete gitti geldi. Geldiklerinde hiç ‘nereye gidiyorsunuz’ diye sormadım yedek anahtar bile verdim. Sercan ve Semih geldi. ‘Muhammed nerde?’ dedim. ‘Teslim oldu, ben de teslim olacağım’ dedi. Ardından duş aldı, oturduk bana ‘ceza evi nasıl bir yer’ diye sordu. Ben de ‘Oğlum ben firariyim hiç bilmiyorum’ dedim. Kız arkadaşının olduğunu söyledi, ’Seni seviyorsa bekler rahat ol’ dedim. Sonra dışarda oturuyorduk bunları konuşurken, uyuya kalmışım kalktım tuvalete girdim Semihe baktım yoktu. Balkona çıktım, dışarı doğru baktım sonra karartı gördüm dikkatli baktığımda Semih’i gördüm aşağıda hemen Sercan’ı uyandırdım ’Semih intihar etmiş’ dedim. Olaya ait görgüm bu kadardır. Beraatimi talep ediyorum.” Sanık beyanlarının ardından duruşmaya 15 dakika ara verildi. Verilen arada Organize Şube ekiplerince Bora Kaplan’a ait telefon kendisine verilerek şifresinin açılması istendi. Kaplan, hatalı şifre girerek telefonun süreli olarak kitlenmesine neden oldu. Tutuksuz sanıklar Muammer Ç., Gürkan Ü., Metehan O. ve tutuklu sanıklar Muhammet Kaplan ile Murat Sağlam’ın beyanlarının ardından mahkeme başkanı duruşmanın yarım devam etmek üzere ertelendiğini bildirdi.
İzmir 13. Alaçatı Ot Festivali coşkuyla başladı Bu yıl 13.’sü düzenlenen Alaçatı Ot Festivali “Öz’e Dönüş” konseptiyle kapılarını açtı. Festivale katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli stantları gezerek, vatandaşlarla selamlaştı. Çeşme Belediyesi tarafından bu yıl 13. kez düzenlenen, Ege’nin enfes otları ve onlarla yapılan birbirinden güzel yemeklerin yer aldığı Alaçatı Ot Festivali büyük bir coşkuyla başladı. Birbirinden leziz etkinlikleri, sokaklara yayılan mis gibi kokuları ile önemli dünya festivalleri arasında yer alan Alaçatı Ot Festivali bu yıl da ‘Öz’e Dönüş” konseptiyle konserler, stantlar, sergiler, söyleşiler, yarışmalar ve yemek yapım atölyeleri ile milyonları ağırlayacak. Festivale İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Ot stantlarını ve festivale bu yıl eklenen sanat sokağını gezen Tugay, bu yıl festivalin diğer yıllara oranla daha kalabalık olduğuna dikkat çekti. Ot ve hediyelik eşya stantlarını gezerek bu yıl “Öz’e Dönüş” yaptıklarını ifade eden Denizli, “Bugün festivalimizin ilk günü ve bayram sonrasına rağmen otellerimiz dolu. Bu sene ilk defa diğer senelerde yapılmayan etkinlik alanları kurduk. Sokak sanatçılarımız, sanat sokağımız, edebiyat ve söyleşiler gibi pek çok alanda yeniliklerimiz var. Heyecanlıyız. Bütün misafirlerimize 4 gün boyunca keyifli dakikalar geçirmesini diliyorum. Çocuklara, gençlere, kadınlara özel etkinliklerimiz var” diyerek yurttaşları 4 gün sürecek festivale davet etti. Sergiler, söyleşiler yoğun ilgi gördü “Şevketi Bostan” temasıyla gerçekleştirilen Alaçatı Ot Festivali stantların açılışı ile başladı. Ege’nin enfes otlarının bulunduğu standlar ilk günden yoğun ilgi gördü. Festivalin ilk gününde Ziraat Yüksek Mühendisi Ahmet Keçeci eşliğinde Sakız Ağacı dikimi yapıldı. Şefler Meydanı’nda ‘Şevketi Bostanlı Lezzetler’ kapsamında Şef Ayşenur Mıhçı, Emrah Köksal Sezgin, Hüseyin Pancar yemek yapım atölyeleri gerçekleştirdi. Köstem Otel’de İbrahim Topal “Alaçatı’da Tarımın Dünü, Bugünü ve Yarını”, Hülya-Engin Önen, “Mübadele Köyü Alaçatı ve Bilinmeyen Lezzetleri”, Hasan Tütüncüoğlu, “Sakız Bitkisinin Kozmetik ve Şifa İçin Kullanımı” Sibel Önbaş da “Bitkilerin Şifasını Şerbet Kültürümüzle Günümüz Mutfağına Taşımak” adlı söyleşileri düzenlendi. Edebiyat Buluşmaları kapsamında ise Çamlıkuyu Meydanı’nda Özlem Gürses, ve Sinan Meydan okuyucularla bir araya gelerek keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Festivalin ilk akşamında ise Alaçatı Ot Festivali Konser Alanı’nda Latin Müziğin sevilen ismi Ayhan Sicimoğlu& Latin All Stars sahne alarak izleyenlere unutulmaz anlar yaşatacak.