POLİTİKA - 11 Temmuz 2017 Salı 15:12

Bakan Bozdağ: “Avrupa ülkeleri Türk Bakanların Türk toplumu ile bir araya gelmesinden korkuyor”

A
A
A
Bakan Bozdağ: “Avrupa ülkeleri Türk Bakanların Türk toplumu ile bir araya gelmesinden korkuyor”

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, memleketi Yozgat’ta 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programına katıldı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, memleketi Yozgat’ta 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programına katıldı. Burada konuşan Bozdağ, “Avrupa ülkeleri, Türk Bakanların Türk toplumu ile bir araya gelmesinden korkuyor" dedi.


Şehitlik ziyaretinin ardından Meydan Yeri Caddesi’nde açılan "Milli İradenin Yükselişi" sergisini ziyaret eden Bozdağ, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İlk olarak 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz’un darbenin de darbecilerin de defterinin dürüldüğü bir tarih olduğunu söyledi. 15 Temmuzların bir daha Türkiye’de yaşanmamasını dileyen Bakan Bozdağ, “15 Temmuz’da şehadete ulaşan bütün şehitlerimizi dua ile yad ediyorum. Ayrıca bu vatanı bize emanet eden bütün şehitlerimizi de rahmet ve minnetle yad ediyorum. Gazilerimize sıhhatli uzun ömür diliyorum. 15 Temmuz 2016’da FETÖ kurucusu, yöneticisi, terörist ele başı Fetullah Gülen’in onayladığı, plan ve program dahilinde onun talimatıyla Türk Silahlı Kuvvetler içerisindeki FETÖ’cü teröristler ve onlara eklemlenen bazı unsurlarca başlatılan ve icraya konulan darbe teşebbüsü, aziz milletimizin ölümüne demokrasiye, insan haklarına, cumhuriyete ve anayasal düzene, seçilmiş cumhurbaşkanına ve hükümetine, meclisine sahip çıkması sonucu başarısız kılınmıştır. Türkiye’de milletimiz Kurtuluş Savası yıllarında Atatürk’ün arkasında birlik olarak nasıl Anadolu’nun 4 bir yanını işgal etmiş olan İngilizlere Fransızlara, Yunanlılara, Ruslara bu toprakları dar edip düşmanı Anadolu’dan çıkarıp yeni bir devlet kurmuşlarsa büyük Türkiye’yi oluşturmuşlarsa millet o gün Atatürk’ün arkasında bütün imkansızlıklara rağmen ölümü göze alarak bir olmuş, beraber olmuş ve düşmanı yenmeyi başarmışsa aradan geçen 100 yıl sonra bu kez de Türkiye’nin lideri cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ben milleti üzerine güç tanımıyorum. Halkımı meydanlara çağırıyorum, gelin oraya onlara da tanklarıyla toplarıyla meydanlara gelsinler. Ne yapacaklarsa orada yapsınlar çağrısına uymuş liderinin arkasında bütün görüş farklılıklarını bir tarafa bırakarak yekvücut olmuş. Ölmeyi şehadet mertebesine ulaşmayı göze almış ve bu nedenle de o gün birlikte olan Türk halkı darbecileri yendiği gibi o darbecileri yemleyen, onlara görev veren ve Türk milletinin üzerine salan onların arkasındaki uluslararası karanlık güçleri onların tasmasını tutanları yenmiştir” dedi.


15 Temmuz akşamı halkın darbecileri yendiğini söyleyen Bakan Bozdağ, “O gün halk kazanmıştır, darbeciler kaybetmiştir. Türk milleti kazanmıştır. Türk milletinin bağımsızlığı, iradesini yok etmek isteyen güçler kaybetmiştir. 15 Temmuz milletin demokrasiye, milli iradeye, hukuk devletine ve seçilmişlere ölümüne sahip çıkma iradesinin somut bir göstergesidir. Türkiye’de ilk defa bir darbe teşebbüsü halkın iradesiyle yenilmiştir. Halkın gücü tankın, topun, silahın ve dış güçlerin ve bunları kullanan hepsinin gücünün üzerine çıkmıştır. Halk darbeyi alt etmiştir. Artık bir şey kesindir. Türkiye’de bundan sonra kim ne maksatla olursa olsun millete rağmen bir icraat yapabilme imkanı yoktur. Türkiye’de 15 temmuz bir milat olmuştur. Neyin miladı. Cumhuriyet ve demokrasinin, milli iradenin hukuk devletinin ortak değerleri arasında yer aldığının miladı olmuştur. Zaman zaman kendilerini cumhuriyetin, demokrasinin hamisi muhafızı gören çevreler var. Başkalarını da cumhuriyet düşmanı olmakla itham edenler var. 15 Temmuz göstermiştir ki artık cumhuriyette, demokrasi de, hukuk devletinin de herhangi bir azınlığın malı değildir. Herhangi bir gurubun muhafızlığına veya bir kişinin ihtiyacı yoktur. Çünkü demokrasinin cumhuriyetin ve hukuk devletinin sahibi 80 milyon aziz Türk milletidir. Muhafızda bekçisi de aziz Türk milletidir. O nedenle bundan sonra Türkiye’de demokrasiye, cumhuriyete, milli iradeye kastedenler bir yeri TRT’yi, genel kurmayı, meclisi ele geçirerek veya bir şehirde güç sahibi olarak Türkiye’de bunları yok etme imkanı bulamayacaktır. 80 milyon insanı tek tek ele geçirmeden Türkiye’nin ne organları kurumları ne de anayasal düzeni ne de milletin sahip olduğu ortak değerleri kimse yok edemeyecektir. 15 Temmuz bu anlamda darbenin de darbecilerin de defterinin dürüldüğü tarih olmuştur” şeklinde konuştu.


Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz Darbe Kalkışması’nın yıl dönümü dolayısıyla gurbetçi Türklerle bir araya gelmek isteyen Bakanlara izin vermeyen Avrupa ülkelerine de tepki göstererek, "Avrupa Birliği üyesi ülkeler; demokrasi, ifade hürriyeti, insan hakları gibi konularda her zaman kendilerini daha yukarıda gösteriyorlar ve Türkiye’yi ve Türkiye gibi ülkeleri sürekli itham ediyorlar. Türkiye’de şuanda olağanüstü hal doğru mu? Ana muhalefet lideri Ankara’dan İstanbul’a adaleti istismar yürüyüşü yaptı bir hakkı kötüye kullandı. Ama Türk hükümeti, Türkiye’nin güvenlik güçleri olağan üstü hal olmasına rağmen ne yaptı, bütün bu sürecin demokrasinin içerisine işlemesi için ve güvenlik içinde yürümesi için her türlü güvenlik tedbirini aldı. Ben şimdi onlara sesleniyorum; Türkiye’de OHAL var ve Türkiye’deki uygulama bu. Siz Türkiye’yi gazeteciler, falanlar, filanlar işledikleri suçlar nedeni ile yargılanıyor diye suçluyorsunuz. Demokrasimizi, hukuk devletimizi, yargımızı itham ediyorsunuz. Ama Almanya’da Türkiye’nin cumhurbaşkanını, sayın cumhurbaşkanımızın Türk toplumu ile bir araya gelmesine izin vermediniz" açıklamasında bulundu. Türk bakanların son dönemde Avusturya, Hollanda gibi ülkelerde de Türk toplumu ile bir araya gelmesine izin verilmediğini hatırlatan Bozdağ, "Şimdi bunlar güya demokrat, bunlar güya insan haklarının zirvede olduğu ülkeler, bunlar güya ifade özgürlüğünün Türkiye’den daha ileride olduğunu iddia edilen ülkeler. Ben soruyorum işlenmiş bir suç var mı, yok, işlenen bir suç var mı yok. Peki ne olacak gittiğinde bir bakan kendi topluluğu ile bir araya gelip onlarla konuşup hasbihal edecek, onlara mesajlarını iletecek" ifadelerini kullandı.


"Almanya’sı, Avusturya’sı, Hollanda’sı, Türk bakanların oradaki Türk toplumundan bir araya gelmesinden niye korkuyorlar" diyen Bozdağ, korkunun nedenini şöyle açıkladı:


"Benim kanaatim şu; esasında korkmalarının ana nedeni Türk toplumunun Türkiye’ye olan muhabbetlerinin güçlenmesidir. Yani Türk liderler, bakanlar, siyasetçiler Avusturya, Hollanda, Almanya gibi yerlerde Türk toplumu ile bir araya gelirse biz buradaki Türkleri asimile edemeyiz, Türkiye’ye olan muhabbetlerini yok edemeyiz diye endişe ediyorlar. Onun için Avrupa Parlamentosunun kararına dayanak teşkil eden raporda da orada hiç çekinmeden Türkiye’nin Avrupa’daki Türk diasporasından ilgilenmesinden rahatsız olduğunu beyefendiler raporlara geçiriyorlar. Yani Türkiye’nin yurt dışında yaşayan soydaşları ile akrabaları ile vatandaşları ile ilgilenmesi bütün uluslararası hukuk tarafından teminat altına alınmış Türkiye’ye bir ödevdir. Başka ülkelerde kendi soydaşları ile akraba toplulukları ile ilgileniyorlar. Önemli olan bu ilginin uluslararası hukukun çizdiği çerçeve içerisinde yürümesi ve sağlıklı bir şekilde işlemesidir. Bu güne kadar Almanya’ya veya Avusturya, Hollanda gibi Türk toplumuna karşı düşmanlığı körükleyen ve Türk toplumunu temsilcilerinin orada kendilerini ifade etmesine izin vermeyen yönetimler hangi olumsuzluğu görmüşlerdir."


"Hamburg’da düzenlenen G-20 zirvesinde çıkan olaylara dikkat çeken Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Yakanlar, yıkanlar Türkler mi? Yakanlar yıkanlar kimler, onlar kendileri daha iyi biliyor. Terör örgütlerine, teröristlere her türlü kucağı açıyorlar, meşru hükümete ve meşru hükümetin temsilcilerine uluslararası hukuka rağmen kapıları kapatıyorlar. Onların hükümranlık hakları olabilir ama herkesin riayet etmesi gerekin de bir diplomatik nezaket var, diplomatik teamül var, kurallar bunlara uymaları gerekiyor. Maalesef Avrupa’da yükselen Türk düşmanlığı, İslam düşmanlığı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılık gibi hastalıklar o ülkelerin yönetimlerini de etkilemiş görünüyor. Benim tavsiyem Türk düşmanlığına, İslam düşmanlığına, yabancı düşmanlığına, ırkçılığa ve bu hastalığa yakalanmış olan herkese karşı ortak mücadele şarttır. Ve bu mücadeleyi yapmazlarsa onlar kaybeder, biz kaybetmeyiz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.