EĞİTİM - 06 Ağustos 2018 Pazartesi 15:42

Bozok Üniversitesi yeni öğrencilerini bekliyor

A
A
A
Bozok Üniversitesi yeni öğrencilerini bekliyor

Genç ve dinamik yapısıyla her geçen yıl daha da büyüyen ve gelişen Bozok Üniversitesi 2018-2019 eğitim öğretim yılında 5 bin 800 öğrenciye kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Genç ve dinamik yapısıyla her geçen yıl daha da büyüyen ve gelişen Bozok Üniversitesi 2018-2019 eğitim öğretim yılında 5 bin 800 öğrenciye kapılarını açmaya hazırlanıyor.


Tercih döneminde bu yıl; çocuk gelişimi, maliye, sağlık yönetimi, uluslararası ilişkiler, mülkiyeti koruma ve özel güvenlik bölümü, mimari restorasyon gibi birçok bölümü açacak olan Bozok Üniversitesi, bu bölümlere 948 öğrenci alacak. Bu bölümler ile birlikte 5 bin 800 öğrenciyi bünyesine katmaya hazırlanan Bozok Üniversitesi’nin toplam öğrenci sayısı ise 20 bini geçecek.



"Büyüyen bir üniversite yolundayız"


Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Salih Karacabey,"Bozok Üniversitesi 2006 yılında kurulan ülkemizdeki genç üniversitelerden biridir. Şu anda 12 fakülte, 5 yüksekokul, 9 meslek yüksekokulu, 3 enstitü ve birçok araştırma merkezi ile üniversitemiz Türk eğitim öğretimine hizmet vermektedir. Şu an 18 bin öğrencisi, 858 akademik kadrosu, 850 civarı idari kadrosuyla büyüyen bir üniversite yolundayız. Öğretim üyelerimiz alanında başarılı ve büyük çoğunluğu genç arkadaşlardır. Türkiye genelinde devlet üniversiteleri içerisinde yayın sayısı bakımında ilk 30’un içerisinde olan üniversiteyiz. Bu da öğretim üyelerimizin alanlarında başarılı kişiler olduğunun kanıtlarından biridir. Bu yönüyle öğrencilerimize bilimsel hizmet vermek ve kendi alanlarında iyi yetiştirmelerini sağlamak bakımından Bozok Üniversitesi iyi bir noktadadır" dedi.



"Yozgat öğrenci için en güvenilir şehir"


Yozgat’ın öğrenci için Türkiye’nin en güvenli şehirlerinden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Rektör Karacabey, "Şehir olarak Yozgat öğrencilerin huzurlu olabileceği, asayiş olaylarının sıfır olduğu bir şehirdir. Dolayısıyla Yozgat öğrenci için Türkiye’nin en güvenli şehirlerinden biridir. Bu açıdan hem öğrencilerin hem de öğrenci velilerimizin huzurla tercih edebilecekleri bir ildir. Ayrıca barınma imkanları bakımından özellikle KYK yurtları öğrencilerimizin büyük bir kısmını istihdam edebilmektedir. Yeni yapılan yurtlarla öğrencilerimizin büyük çoğunluğu KYK yurtlarında kendilerine yer bulabilmektedirler. Dolayısıyla üniversitemizi tercih edecek öğrencilerimizin KYK yurtları vesilesiyle barınma imkanları noktasında hiçbir sıkıntı yaşamayacaklardır. Öğrencilerimizin kaldığı KYK yurtlarımızın büyük çoğunluğu özellikle kız öğrencilerimizin kaldığı yurtlar kampus alanımızın içinde olması sebebiyle derslerine yürüyerek gidip gelme imkanlarına sahipler. Bu yönüyle de öğrencilerimizin barınma ve güvenlik sorunu yok denecek kadar azdır Yozgat’ta" şeklinde konuştu.



"Kampus alanımız gelişmekte ve güzelleşmekte"


Bozok Üniversitesi kampüsünün gün geçtikte gelişmekte ve güzelleşmekte olduğunu belirten Rektör Karacabey,"Kampüsümüz öğrencilerimize sosyal imkanlar sunma noktasında ciddi bir ilerleme kaydetmektedir. Kampüs alanında gerek fakülte içinde ya da dışında kütüphane çevresinde kantin ve kafeteryalar mevcuttur. Bunun sayısını daha da artırılmaya çalışılmaktadır. Bu yönüyle de öğrencilerimizin rahat edebileceği birlikte güzel zaman geçirebilecekleri kampüs alanına sahibiz. Laboratuvarlarımız ve kütüphanemiz, öğrencilerimize sürekli hizmet vermek üzere açık tutulmaktadır. Ve çok geniş hizmet sunabilmekte. Çoğu zaman hafta sonralı dahil gece saat 11’e kadar kütüphanemiz açık tutulmaktadır. Öğrencilerimiz hem ders çalışma hem de bilimsel araştırma yapma açısından kendilerine bilimsel destek sunulmaktadır. Bu yönüyle de öğrencilerimizin tercih edebileceğini düşündüğümüz bir üniversitedir Bozok Üniversitesi" ifadelerine yer verdi.



"Yeni bölümlere 948 öğrenci gelecek"


Üniversite hocalarının öğrencilerine hayata daha kolay atılmaları noktasında akademik danışmanlık yaptığını da söyleyen Prof. Dr. Rektör Karacabey bu yıl açılacak ve ilk kez öğrenci alacakları bölümler hakkında da bilgiler verdi. Prof. Dr. Rektör Karacabey, bu eğitim öğretim yılında üniversite kapılarını 5 bin 800 yeni öğrenciye açacaklarını da hatırlatarak,"Geçen yıl olmayan bu yıl yeni açtığımız ve öğrenci alacağımız bölümler Sağlık Bilimleri Fakültesinde çocuk gelişimi bölümü, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde maliye, sağlık yönetimi, uluslararası ilişkiler bölümü yeni açtığımız lisans bölümleridir. Meslek yüksek okullarında yeni açtığımız bölümler ise mülkiyeti koruma ve özel güvenlik bölümü, mimari restorasyon bölümü yeni açtığımız bölümlerdir. Sağlık bilimleri meslek yüksekokulunda tıbbi görüntüleme bölümü, laboratuvar gibi bölümleri de yeni açtık. Yeni açtığımız bölüm ve programlara 948 öğrencinin gelmesini bekliyoruz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Psikososyal gelişimin eğitimdeki önemi Bursa’da düzenlenen ’Türkiye yüzyılda öğretmen olmak’ konulu panelde konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe, “Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişim için programların yeniden düzenlenmesi ve daha fazla yer verilmesi önem arz ediyor” dedi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Orhangazi Salonunda gerçekleştirilen panelin sunuculuğunu Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe yaparken, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Tan ve Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, salonu dolduran akademisyen ve öğretmenlere bilgi birikimlerini aktardı. "Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişime önem verilmeli" Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe, “Dünyanın çok hızlı bir biçimde değiştiğini hepimiz biliyoruz. Bu hızlı gelişen dünyadaki bilgileri, becerileri, davranış kalıpları farklılaşıyor. Bu duruma etkili olarak hızlı cevap vermek için çocuklarımızı bu dünyaya hazır hale getirmemiz gerekiyor. Yeni dünyanın dijital dünya olduğunu iyi biliyoruz. Bir yandan çocuklarımıza dijital becerileri kazandırırken, öbür taraftan da onların psikososyal gelişimlerini de sağlayacak bir biçimde bir eğitim yapılanmasına ihtiyaç var. Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişim için programların yeniden düzenlenmesi ve fazla yer verilmesi önem arz ediyor. Eğitimde ve toplumsal refahı üst düzeyde olan milletlere bakıldığında onların eğitim sistemlerinde bu gelişime, akademik gelişimin dışında çok önem verildiğin görüyoruz. Japonya ve Güney Doğu Asya ülkelerinde de bunu görüyoruz. Bunun içinde üniversitelerden ve akademik dünyadan yardım alınması önem kazanıyor. Bugün burada üniversite ve il milli eğitim müdürlüğü işbirliğiyle Türkiye’de öğretmen olmak adı altında yaptığımız panelin faydalı olduğunu düşünüyorum” dedi. "Bursa Uludağ Üniversitesi olarak Türkiye’ye örnek iş birliği yapıyoruz" Panelde konuşma yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, “Uludağ Üniversitesi olarak gerçekten Türkiye’ye örnek olabileceğimiz iş birlikleri yapıyoruz. Sizlerin eğitim öğretim sürecinde problem olarak gördüğünüz her şeyi biz eğitim fakültesinde bir proje olarak kabul edip sizlerle birlikte projeleri yürütüyoruz. Bugün burada Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğünün kurmuş olduğu öğretmen akademisi ile güzel bir çalışma içindeyiz. Fakültemize yeni bir program geldiğinde o programdaki tüm becerileri, tüm kavramları bizler akademik olarak çalışıyoruz. Öğretmen akademisi çerçevesinde yürütülen çalışmaları da çok gecikmeden, geciktirmeden Bursa’daki öğretmenlere bu konuda kısa sürede farkındalık kazandırmış olacağız” diye konuştu. "Bu panellerin devamında da katkımız olacak" Arena Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Celal Arslan, “Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz panelle eğitime katkımız olsun istiyoruz. Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa İl Milli Eğitim müdürlüğünün birlikte yürüttüğü çalışmaya bizde destek olmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin, Bursa’nın kazanmasını istiyoruz. Öğretmen ve öğretmen adaylarımızın mesleki gelişimlerine destek olmak için bu panellerin devamını getirmeyi planlıyoruz. Ne kadar gelişirsek, öğrencilerimize o kadar katkı sunarız diye düşünüyorum. Korana virüs salgınında yaşadığımız sorunları ileride yaşamamak için çalışmalar yürütüyoruz. Öğrenmek için sınır yok. Öğrenmeye devam ediyoruz. Ben 20 yılı geride bıraktım. Biz öğrencilerimize ve velilerimize dokunmak istiyoruz. Şu anda da belli bir yol aldık. Ülkemize yani memleketimize olan borcumuzu ödüyoruz. Biz eğitim kurumumuzda Finlandiya ve Japonya ile işbirliği halindeyiz. Onların uyguladığı eğitim modelerlerinden faydalanıyoruz. Teknolojinin nereye varacağını bilemiyoruz. Ancak öğrenciye ne kadar dokuna bilirsek o kadar faydalı olacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Mersin Mersin Üniversitesi’nde SEECO projesi tanıtıldı Mersin Üniversitesi’nde (MEÜ) Sosyal Girişimcilik, Güçlendirme ve Uyum Projesi (SEECO) projesi tanıtıldı. Çukurova Kalkınma Ajansı SEECO proje ekibinden Murat Ertanıroğlu, Mersin Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) koordinatörlüğünde çevrim içi gerçekleştirilen toplantıda, projenin amacı, ana bileşenleri ve temel çıktıları hakkında katılımcılara bilgi verdi. Projenin temelinin toplumsal uyuma dayandığını belirten Ertanıroğlu, "Projenin amacı sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunmak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturmaktır" dedi. Projenin ana hedeflerini sosyal girişimcilik, geçim kaynağı tesisleri ve ekosistem olarak sıralayan Ertanıroğlu, projenin temel çıktılarının ise sosyal ve ekonomik yönden güçlü kadınlar ve gençler, topluluklar arasında toplumsal uyum ve gelişmiş sosyal girişimcilik ekosistemi olduğunu kaydetti. Ertanıroğlu, "Proje kapsamında kadın ve genç girişimcilere yönelik 2 bin 266 eğitim ile bin 905 küçük, orta ve büyük ölçekli hibe verildi. Ayrıca 25 kapasite geliştirme faaliyeti gerçekleştirilirken, 70 sosyal girişimcilik tesisi kuruldu" diye konuştu. Ertanıroğlu, katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı. MEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Hakan Öztürk de üniversitede projenin duyurusunun geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacaklarını, kadın ve genç girişimcilere yönelik yapılabilecekler konusunda çalışmalar yürüteceklerini kaydetti. Toplantıya, Mersin TTO Koordinatörü Abdi Kurt, TTO Yürütme Kurulu Üyeleri ve TTO çalışanları katıldı. SEECO Projesi hakkında SEECO Projesi, Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı (FRIT) kapsamında, Dünya Bankası ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla ’Girişim Hayalin Gerçek Olsun’ sloganıyla yürütülüyor. Yerelde ise kurumsal uygulama kapasitesi yüksek kalkınma ajansları ile iş birliği yapılıyor. Proje, 5 kalkınma ajansının görev bölgesinde bulunan 11 ili kapsıyor. Projede yer alan kalkınma ajansları ve uygulama ortakları arasında Çukurova Kalkınma Ajansı da bulunuyor.