SAĞLIK - 06 Temmuz 2018 Cuma 15:22

Gebelere “Annelik Hüznü” eğitimi

A
A
A
Gebelere “Annelik Hüznü” eğitimi

Kamu-Özel iş birliği modelini uluslararası standartlara uygun bir şekilde Türkiye sağlık sektörüne taşıyan yönetim anlayışı ile işletilen Yozgat Şehir Hastanesi bünyesindeki Gebe Okulunda bu kez ders konusu “Annelik Hüznü” oldu.

Kamu-Özel iş birliği modelini uluslararası standartlara uygun bir şekilde Türkiye sağlık sektörüne taşıyan yönetim anlayışı ile işletilen Yozgat Şehir Hastanesi bünyesindeki Gebe Okulunda bu kez ders konusu “Annelik Hüznü” oldu.


Uzmanlara göre; her kadının özlemi olan ve bunu tadanlar için “dünyanın en güzel duygusu” diye tanımlanan annelik; “hüzne” dönüşebilirken, doğumdan sonraki 42 günlük süreyi ifade eden lohusalık dönemi ise çeşitli psikolojik sorunlara yol açabiliyor.


Türkiye’nin ilk şehir hastanesi olarak sağlık hizmetleri tarihine adını yazdıran hastanenin otel konforundaki Gebe Okulu’nda, doktor, psikolog, ergoterapist (iş ve uğraş terapisti), fizyoterapist (fizik tedavi uzmanı), ebe ve hemşirelerden oluşan ekiple verilen eğitimlerin bu haftaki bölümü yoğun katılımla gerçekleşti. Ebe Habibe Başaran ve hemşire Medine Apaydın, huzursuzluk, sinirlilik, duygusal değişimler ve ağlamaklı olma şeklinde görülen annelik hüznü ile başa çıkmanın yollarını katılımcılara örnekleriyle anlattı.


Habibe Başaran, mutsuzluk, uykusuzluk, beslenme sorunları, kızgınlık, endişe ve kaygının eşlik ettiği bu durumun önlem alınmadığı takdirde ilerde telafisi güç sonuçlar doğurabileceğini ancak, bu dönemin kişinin çabası ve aile desteği ile atlatmasının mümkün olduğunu vurguladı.



42 günlük kritik süreç


Anne olmanın kadınların yaşadığı en güzel duygu olmakla birlikte zorlu bir süreci ifade ettiğinin altını çizen Habibe Başaran, çoğunluğu ilk doğumunu yapan kadınlar olmak üzere annelerin yüzde 50- 80’inde “Annelik Hüznü” diye adlandırılan sorunun yaşandığını bildirdi. Annelik hüznünün doğumla birlikte başlayıp, “lohusalık” diye tabir edilen 42 gün boyunca devam ettiğini anlatan Habibe Başaran, bazı annelerin bu dönemde bebeğini emzirmeyi bile reddettiğini vurgulayıp, "Doğumdan hemen sonra başlaması gereken emzirme, anne ve bebek arasındaki bağı kuran ve güçlendiren en önemli dönemdir. Eğer anne emzirmeyi uzun süre ısrarla geri çevirirse bu kez bebek bir daha anneyi istemez. Bu durumdaki bir anneye eşinin ya da diğer yakınlarının ‘emzireceksin, bu senin görevin’ gibi azarlar tarzdaki ifadeleri sorunu daha da güçleştirmektedir. Bu nedenle lohusalık döneminde anneye sabırla, anlayışla ve şefkatle yaklaşılması sıkıntılı dönemin atlatılmasında önemli rol oynuyor" dedi.



Annelik hüznünün nedenleri


Birçok kocanın eşinin doğum yaptıktan sonra huyunun değişmesinden, hırçınlaşmasından ve duygusal çöküntü yaşamasından yakındığını ifade eden Medine Apaydın ise, annelik hüznünün nedenlerine dikkati çekerek, şunları söyledi:


"Annelik hüznünün birden fazla nedeni olabiliyor. Anne adayı çalışıyorsa kariyer yolunun sekteye uğrayacağından, çocuğunu kime teslim edeceğinden, sorumluluğunu üstlenip üstlenemeyeceğinden endişe yaşayabiliyor. Kimi anneler de yaşadığı biyolojik ve fizyolojik değişimlerden rahatsızlık duyabiliyor. Anne, eşinin yanında artık sevdiği kadından çok sadece çocuğunun ya da çocuklarının annesi olarak değer göreceğini düşünüp kaygıya kapılabiliyor. Bu endişeler ileri yaş hamileliklerinde daha sık yaşanıyor."



Stresten uzak durun


Anne adaylarına, doğum sonrasındaki sıkıntılı dönemin mutlaka atlatıldığı anlatan Medine Apaydın, bu nedenle paniğe kapılmamaları önerisinde bulunarak, "Gebelikte olduğu gibi lohusalık döneminde de doğum ve çocuk doktorunuzla irtibatı koparmayın. Sakin bir ortamda, mümkün olduğunca stresten uzak dinlenmeye özen gösterin. Tıpkı gebelikte olduğu gibi demir ve kalsiyum yönünden zengin gıdalarla beslenmeyi tercih edin" dedi.



"Mutlu anne mutlu toplum demektir"


Yozgat Şehir Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Aziz Ahmet Surel, "Mutlu gebelik, mutlu anne, mutlu aile, mutlu toplum demektir" anlayışından hareketle hizmet veren Gebe Okuluna gösterilen ilginin kendilerini memnun ettiğini bildirdi.



Neden gebe okulu?


Eşlerin anne-baba olmaya karar verdiği zaman birbirlerine olan güven duygusunu çocuklarına da aktardıklarını ifade eden Başhekim Surel, "Aile, çocuğun ilk sosyal deneyimini edindiği yerdir. Yani anne-baba rol model olur ve onlar arasındaki iletişim çocukların sosyal kimliğini ortaya çıkarır. Aile içerisinde güven ortamında, sağlıklı bir iletişimle, sevgi ve saygı ortamında büyüyen çocuklar, ilk deneyimlerini bilinçaltında canlı tutarak ileriki yaşlarına taşırlar. Bu da sağlıklı bir toplumun oluşmasını sağlar. Gebe okulumuzun çıkış amacı budur" diye konuştu.


Başhekim Surel, "Hastanemizde hafta içi her gün danışmanlık ve eğitim verilmekle birlikte kapalı grup eğitimi haftanın her çarşamba günü öğleden sonra 3 saattir. 4 ya da 5 hafta süren eğitimlerimizden anne adaylarımızın mutlu ayrılması hizmetimizin amacına ulaştığını gösterdiğinden bizleri de mutlu ediyor" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de 90 eserlik ’Geleneksel Türk İslam Sanatı Eserleri Sergisi’ sanatseverlerin beğenisine sunuldu Mersin’de hat sanatçısı Salih Alzamo, tezhip sanatçısı Rabia Turgut ve naht sanatçısı Ramazan Özkan’ın Geleneksel Türk İslam sanatından çizgiler ve özel desenler yansıtan el emeği eserleri, Akdeniz Sanat Galerisi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediyesinin tamamen yenileyerek kentin kültür ve sanat hayatına kazandırdığı Akdeniz Sanat Galerisi, ’Geleneksel Türk İslam Sanatı Eserleri Sergisi’ne ev sahipliği yaptı. Akdeniz Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü organizesinde gerçekleşen sergide, hat sanatçısı Salih Alzamo, tezhip sanatçısı Rabia Turgut ile naht sanatçısı Ramazan Özkan’ın birbirinden özel eserleri, Mersinli sanatseverlerin ilgi ve beğenisine sunuldu. 90 eserin beğeniye sunulduğu ve 15 Nisan 2024 tarihine dek sanatseverlerin ziyaretine açık olacak olan serginin açılış törenine; Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Mersin Milletvekili Ali Kıratlı ile çok sayıda davetli katıldı. “Mersin’de 3 tarihi yapıyı yenileyip geleceğe taşıdık” Sergiyi büyük bir beğeni ve hayranlıkla gezdiğini belirten Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, konuşmasında sanat galerisine dönüştürdükleri binanın tarihinden de bahsederek, kentteki tarihi binalara yönelik çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Başkan Gültak, “Şu ana kadar Mersin’de 3 tarihi binayı yenileyip kentimizin geleceğine kazandırdık. İnşallah 4’üncüsü de benim de mezunları arasında olduğum Çankaya İlköğretim Okulu olacak. Bu okulumuzun tadilatı için ihalesini yaptık. Yaklaşık 7 içinde de bu okulumuzda tam 17 yıl sonra hayata dönecek. Ya bir anaokulu ya bir kreş ya da olgunlaşma enstitüsü olarak hizmet verecek” dedi. “Mersin’de müze açan ilk belediye başkanıyım” Bir ilçe belediyesinin 5 yıl içerisindeki süreçte 4 tarihi binayı yenileyerek hayata geçirdiğini daha önce duymadığını belirten Başkan Gültak, “Bu tarihi Mersin evlerinden birisi İz Bırakanlar Müzesi. Gezmenizi mutlaka tavsiye ederim. İki katlı ve 7 odalı çok güzel bir Mersin evi. Aslında yine tarihe geçmiş olduk. Mersin’de ilk kez bir belediye başkanı müze açmış oldu” ifadelerini kullandı. “Sanat, kültür ve spor toplumsal barışı sağlar” Sanat, spor, eğitim ve kültürel etkinliklerin, bir şehrin toplumsal barışı ve huzurunun sağlanmasındaki önemine de dikkat çeken Gültak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanatın, sporun, kültürel faaliyetlerin olmadığı yerde huzur da olmaz. Biz de farklı uygulamalar, sosyal faaliyetler de yaparak Akdeniz’e huzur getirdik. Ramazan ayı içindeyiz, bu ay vesilesiyle böyle özel bir sergi açtık. Geçen ay da burada lise öğrencilerinin geri dönüşümle ilgili ortaya çıkardıkları birbirinden farklı ve ilginç eserleri sergilemiştik. Bu mekanda periyodik olarak mutlaka bir sanatsal etkinlik düzenlemeye çalışıyoruz. Böylelikle mekanın ruhuna uygun işler yapmış oluyoruz.” Konuşmaların ardından Başkan Mustafa Gültak, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam ve Mersin Milletvekili Ali Kıratlı, sergilenen eserlerin sahibi sanatçılara teşekkür plaketi takdim etti.
Kocaeli Seymenli çocuklara park müjdesi Yeşil alan sayısının artırıldığı Başiskele’de, Seymen Mahallesi Başarı Sokak’taki 2 bin metrekarelik alana park inşa ediliyor. Basketbol, voleybol ve tenis sahalarının bulunacağı park, çocuklar ve gençlerin tüm ihtiyacını karşılayacak. Başiskele Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri bir yanda park ve bahçelerin, millet bahçelerinin, mesire alanları gibi yeşil alanların bakım onarım, çim biçme, yabani ot temizleme ve mıntıka temizliğini gerçekleştirirken; diğer anda ilçeye yeni parklar kazandırıyor. Bu kapsamda, Seymen Mahallesi Başarı Sokak üzerindeki 2 bin metrekarelik alana yeni park yapılıyor. Parkta basketbol, voleybol ve tenis oynanabilecek saha, 2 kameriye, çocuk oyun grupları, fitness aletleri ve otopark alanları yer alacak. Tamamlandığında yalnızca çocuklar ve gençlerin değil, yeşil alanıyla büyüklerin de nefes alacağı park, bölge sakinlerinin büyük ihtiyacını karşılayacak. Seymen Mahallesinde yapımı devam eden park çalışmalarını yerinde inceleyen Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü, "Başiskele’mizde güzel işler yapmaya devam ediyoruz. Bu sosyal alanımızı en kısa zamanda tamamlayıp genç kardeşlerimizin hizmetine sunacağız. Geleceğimizin hazinesi olarak gördüğümüz çocuklarımız ve gençlerimiz için nice güzel işleri ve eserleri kentimize kazandırmayı sürdüreceğiz" dedi Öte yandan, belediye ekipleri Döngel Mahallesi’nde Kadife Çiçeği ve Elmas Hanım Sokak arasında kalan çocuk oyun parkını, oyun grupları ve zeminiyle birlikte baştan sona yeniledi. Daha güvenli, konforlu ve eğlenceli hale getirilen park rengarenk görüntüsüyle çocukları şimdiden cezbetmeye başladı.