GENEL - 05 Şubat 2016 Cuma 09:34

(Özel Haber) Türkiye'nin İlk Beşizleri Büyüdü Ekmek Beşe Çıktı Süte Su Karıştı

A
A
A
(Özel Haber) Türkiye'nin İlk Beşizleri Büyüdü Ekmek Beşe Çıktı Süte Su Karıştı

Türkiye’nin yaşayan ilk beşizlerinin anne ve babası İbrahim-Özlem Bulut çifti, en son ne zaman aynaya baktıklarını, uykusuz geçen gecelerini ve gün doğmadan başlayan maratonlarını yorgun bedenleriyle anlattılar. Çabuk bitmesin diye sulandırılan sütler ve kilolarca alınan gıdalarla da masrafların beşe katlandığını belirten aile, çoğul çocuk düzenlemesi istedi.
Muhammet Emin, Ömer Faruk, Yunus Kerem, Zeynep Muhteber ve Davut Ege. Onlar 2012 yılında prematüre olarak dünyaya gelen ve “beşi bir yerde” diye anılan Türkiye’nin ilk beşizleri. Ancak şu günlerde madde manevi zorluklar yaşadıklarını söyleyen aileleri, kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor. 13 yıllık evli olan Bulut çifti, beşizleri ile birlikte geride bıraktıkları 3,5 yıl içerisinde kendilerini iyi hissettiren en önemli anahtarın sabır olduğunu ancak eksiklikler baş gösterdikçe kara kara düşündüklerini belirttiler.
EKMEK BEŞE ÇIKTI, SÜTE SU KARIŞTI
Önceleri sadece mama ve süt ile beslenen beşizler artık yetişkin bir insan gibi gıda tüketimine başladı. Pazar tezgahlarından artık kilolarca alışverişlerin yapıldığını anlatan anne Özlem Bulut, “ Eve daha önce iki ekmek alıyordum ama şimdi beş ekmek alıyoruz. Bir kutu süt normalde bir çocuğa bir iki gün yetiyordur. Ama bizim için bir kutu süt bir öğün de bile zor yetiyor ki üstünü su ile dolduruyorum biberonlarını. Diğer paketi açmayayım bitmesin diye” dedi.
“HASTANEYE GİDEMİYOR SOKAĞA ÇIKAMIYORUZ”
Çocukları ile birlikte yalnız dışarı çıkmanın mümkün olmadığını hatta acil olmadığı sürece kendirinin hastaneye bile gidemediklerini aktaran anne Özlem Bulut, özellikle beşizlerden Zeynep Muhteber için endişeli. Kızının doğum sırasında beyin kanaması geçirdiğini ve buna bağlı olarak kas iskelet sisteminde kasılmalar meydana geldiğini ifade eden anne şunları söyledi: “Bağ-kur borçlarımız var. 10 bin TL’yi buldu. Çok acil bir durum olmadığı sürece doktora gitmiyoruz. Ev, dükkan kirası elektrik su faturaları ve çocukların masrafları gelirden fazla gidere yol açıyor. Zeynep’in doğum sırasında beyin kanaması geçirmişti. Ankara’da fizik - rehabilitasyon merkezine gidiyoruz ama gidemediğimiz zamanlar da oluyor. Evdeyken şikâyetçi olanlarda var. Aniden kapının önüne koyulsak nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Çocukları yalnız başıma dışarı çıkaramıyorum. Çünkü yolun ortasına kaçıyorlar. İki üç günde bir eve gelenler artık iki üç ayda bir eve geliyorlar. Zorumuza gidiyor tabi. Mutfak dolaplarının içine giriyorlar. Çekmecelerin kulplarını çıkarttım mutfak tezgahının üzerine çıkılıyorlar. Kapıların çoğu kilitli. Bir nevi hapis hayatı yaşıyoruz.”
“AYNANIN YERİNİ UNUTTUM”
Zaman zaman kendini maratona katılan bir yarışçı gibi hissettiğini ama yarışın hiç bitmediğini aksine gittikçe zorlaştığını söyleyen anne Özlem Bulut, yaşadığı zorlukları şu sözler ile anlattı: “ Kendime vakit ayıramıyorum. Bazen nefes almayı bile unuttuğum oluyor. Aynanın yerini unutuyorum çocuklarını peşinden koştuğum için. Sabah 06.30’da başlayıp akşam saat 21.00’e kadar ve sonrasında da ortalık toparlama süreci olduğu için yatağa nasıl yattığımı bilmiyorum. Sürekli, “ ağlayan, anne dövdü, anne vurdu, anne döküldü” diye geçen bir gün. Bir gün sabah kalkıp da şişedeki yağın halının üstüne döküldüğünü, bardakların tamamının kırılmış halde mutfakta olduğunu bulduk.”
“PSİKOLOJİK DESTEK VE ÇOĞUL ÇOCUK DÜZENLEMESİ ŞART”
Zaman zaman yakın çevresinin kendilerine beş çocuğunun ileride refah bir hayat oluşturacağını söylediklerini belirten Baba İbrahim Bulut, “Bazen tanıdıklarımız bize ”bir çocukla zor baş ediyoruz” diyorlar. Gerçekten de insan son haddine geliyor sabretmenin. Bu konuda da devletimizin psikolojik desek sağlaması yapmasını bekliyoruz. Yakın dostlarımız bazen, “ senin beş oğlun var sırtın yere gelmez” diyorlar ben de, “şimdi sırtım yerden kalkmıyor. İnşallah ileride de sırtımız yere gelmez” sözleri ile karşılık veriyorum.” Marangozluk yaparak geçimini sağlamaya çalıştığını söyleyen 35 yaşındaki baba İbrahim Bulut kazancından çok giderinin olduğunu ifade ederek, “ Şuanda 3,5 yaşındalar ve bazen bana telefon ederek, “baba bana gelirken bir şeyler al” diyorlar. Bunu bir çocuğun demesi farklı. Beş çocuğun demesi başka. Bir çikolata da alsam beş tane almak durumundayım. Elimizden geldiği kadar yetinmeye çalışıyoruz ama tabii ki eksiklerimiz var. Şuanda kazancımla harcamalarım arasında başa baş gidiyorum. Devletimizin böyle ikiz üçüz çoğul çocuklu aileler için planlama yapmasını istiyoruz. Biz bir şeyleri aştık gidiyoruz ama bizden sonra da olacak böyle aileler. Bizden sonrakilerin daha rahat yaşaması için bu düzenlemenin getirilmesini bekliyoruz” dedi.
“ANNELERİ ANLIYORUM”
Baba İbrahim Bulut geride bıraktıkları zaman içerisinde yaşadıkları sıkıntılı süreci ise şu sözler ile özetledi: “İki kişiyiz beş çocuk var bunlara biberonla mama yedirmek zorundayız. İki elimde iki biberon ve iki çocuğa mamasını yediriyordum ama bu arada da uyukluyordum. Ben anneleri çok rahat anlamaya başladım ama babalar da beni anlar inşallah.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki deprem anı güvenlik kamerasında Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin ardından, Tokat Sulusaray ilçesi Belediye Başkanı Davut Kılıç, ilçede herhangi bir olumsuz durumun bulunmadığını söyledi. Öte yandan deprem anı güvenlik kameralarına yansıdı. AFAD tarafından açıklanan bilgilere göre, saat 01.06’da merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 9,97 kilometre derinlikte kaydedildi. Sarsıntı Sivas ve Yozgat illerinden de hissedildi. Depremi hisseden vatandaşlar büyük bir panik yaşayarak kendilerini dışarı attı. Deprem anı iş yerlerinin güvenlik kameralarına yansırken Tokat Sulusaray Belediye Başkanı Davut Kılıç, açıklamalarda bulundu. Başkan Kılıç, şu ana kadar herhangi bir olumsuz durumun olmadığını fakat dikkatli olunması gerektiğini söyledi. “Yıkılan, hasarlı bir bina yok” Kılıç, ilçede yıkılan ve hasarlı bir binanın olmadığını ifade ederek, “Saat 01.06’da Sulusaray ilçe merkezli 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yok. Yıkılan, hasarlı bir bina yok. Herhangi bir can kaybı ve yaralanma da yok. Köylerimizde de sorun yok. Özellikle vatandaşlarımız bu gece, dikkatli, uyanık olmasını ve mümkünse bu geceyi dışarda geçirmeleri önemli. Vatandaşlarımızı dikkatli olmaları konusunda anons yaparak uyarıyoruz. Deprem ülkemizin gerçeği. İlçemiz de Kuzey Anadolu fay hattına yakın bölgede bulunuyor. Hepimize geçmiş olsun” dedi. Vatandaşlar ise depremi hisseder hissetmez kendilerini evden dışarı attıklarını belirtti.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için toplandı İstanbul’da yüzlerce taksici Sarıyer’de gasp edilip öldürülen meslektaşları Yaşar Yanikyürek için bir araya geldi. İstanbul’un çeşitli noktalarında bir araya gelen taksicilerin katılımıyla, yol kenarında ölüme terk edilen Yaşar Yanıkyürek’in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine getirildi. İstanbul’da taksisine aldığı yabancı uyruklu iki şahıs tarafından öldürülüp Sarıyer’de yol kenarına atılan Yaşar Yanıkyürek için yüzlerce meslektaşı bir araya geldi. İstanbul’un farklı noktalarında toplanan taksiciler bir araya gelerek Yaşar Yanıkyürek’in cenazesinin Zincirlikuyu Mezarlığı’na getirilmesine eşlik etti. Farklı noktalarda toplanan taksiciler Beyoğlu’nda bir araya gelerek konvoy halinde Zincirlikuyu Mezarlığı’na hareket etti. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemleri aldı. Zincirlikuyu Mezarlığı önünde toplanan taksiciler burada basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Taksi Şoförleri Derneği Başkanı Deniz Dündar, “Bugün 14.30 sularında Anadolu Yakası’ndan aldığı yolcu ile Avrupa Yakası Sarıyer Tarabya, bizim Madenler dediğimiz bölgede yabancı yolcusu tarafından katledilen Yaşar Yanıkyürek abi için bütün meslektaşları olarak, arkadaşları olarak buradayız. Cenazemizi yalnız bırakmadık. Bu bizim ilk cenazemiz değil, görünene göre son cenazemiz de olmayacak. İki üç ay önce İzmir’de Oğuz Erge kardeşimiz, yaklaşık 9-10 ay önce Yıldıztabya, Gaziosmanpaşa’da Samet Kubiloğlu kardeşimiz, ondan 1 sene öncesine kadar Aydın Altun abimiz, bu ne ilk ne de son. Biz bir an önce yetkililerden taksicilerin can ve mal güvenliği için ivedi bir şekilde çalışma yapmalarını arzu ediyoruz. Bugün Yaşar abi için buradayız, cenazemizi gasilhaneye teslim ettik. Yarın Feriköy Mezarlığında öğle namazına müteakip defnedip son görevimizi yerine getireceğiz ama bunun son olup olmadığını bilmiyoruz. Ne yazık ki evden helalleşerek çıkıyoruz. Bir an önce yetkililerden, kabinli araç ya da başka bir çözüm bekliyoruz. Buna yetkililer, İstanbul’da taksiyi yönlendiren UKOME kurulu karar verecek. Bizler dernekler olarak, daha önce büyükşehir belediyesine bunun müracaatını yaptık. Bu ilk değil son değil. Biz helalleşerek çalışmak istemiyoruz. Bizler huzur, güven içinde çalışmak istiyoruz. Bizler STK’lar olarak sizler için her şeyi yapıyoruz. Bu işin hızlanması için sizlerin de bir an önce müracaatta bulunmanız gerekmektedir. Lütfen bizim sesimizi artık duyun. Lütfen bizi ciddiye alın" ifadelerini kullandı. "Azrailimizi yanımızda taşıyoruz" Ölümlerin artık son bulması için yetkililerin önlem almasını isteyen ve evden helalleşerek çıkıyoruz diye belirten Deniz Dündar, "Bugün bu, yarın bir başkası, kimi taşıdığımızı bilmiyoruz. Azrailini yanında taşıyan bir meslek grubu haline geldik. Bütün yetkililere, özellikle taksici dostu cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bu çığlığımızı, bu haykırışımızı duyun” şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için eylem yaptılar İstanbul’da bir grup taksici bir araya gelerek, öldürülen taksici Yaşar Yanıkyürek için ve son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetleri, kötü şartları protesto etmek için eylem yaptı. İstanbul Sarıyer’de 34 TFY 89 plakalı taksinin şoförü Yaşar Yanıkyürek, otomobilinde önce gasp edildikten sonra bıçaklanarak yol kenarına atılmıştı. Bu duruma tepki gösteren bir grup taksici bir araya gelerek, son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetler, kötü şartları protesto etti. Göztepe Köprüsü önünde toplanan taksiciler, Beşiktaş Meydanı önüne kadar konvoy yaptı. Göztepe Köprüsü önünde basın açıklaması yapan taksiciler, ardından Beşiktaş Meydanı’na doğru yolu çıktı, oradan tekrar Göztepe Köprüsü’ne gelen taksiciler protestoyu sonlandırdı. Durumla ilgili konuşan taksici Osman Balıkçı, "Burada bugün toplandık, iyi bir şey için toplanmak isterdik ama maalesef ki kötü bir olay için toplandık. Sevdiğimiz bir taksici ağabeyimiz Yaşar ağabeyimiz bugün hakkın rahmetine kavuştu. Bir vatandaş Ataşehir’den binip Sarıyer tarafına gidiyor ve ağabeyimizi katlediyor. Bu üzücü haberi aldıktan sonra bütün taksi camiası olarak toplandık. Şimdi de güzergahımız olarak buradan çıkacağız, artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Biz senelerdir gece çalışıyoruz, burada arkamda duran bütün abilerim, arkadaşlarımız hepsi evlerine ekmek parası götürmek için gece sabaha kadar çalışıyorlar ve hiçbir güvencemiz yok, bugün de gördük ki bu kadar basit bir şekilde, üstelik gündüz vakti bir abimizi kaybettik. Yaşar abimiz hakkın rahmetine kavuştu ancak bu ne ilk ne de son olacak gibi duruyor, burada toplanmamızın amacı sadece insanlara zarar vermek ya da bir şeyleri engellemek değil, sadece sesimizi duyurmak için buradayız. Buradaki bütün arkadaşlar da bu saatten sonra sadece can güvenliklerini ve Yaşar abimiz gibi bir son olmaması için ellerinden geldiğince birbirlerini kolladıkça da bir şeylerin olmasını istiyorlar ama maalesef olmuyor. Buradan yetkililere sesleniyoruz, bugün bir abimizi daha kaybettik, Yaşar Yanıkyürek ağabeyimiz bıçaklanarak katledildi. Bunların yaşanmaması için yetkilileri de artık göreve bekliyoruz. Şu anda Göztepe köprüsü altından çıkacağız, Beşiktaş güzergahında kimseyi rahatsızlık vermeden sessiz bir protesto yapacağız, bu sessiz çığlığımızı lütfen duyun. Toplamda yaklaşık 600-700 araçlık bir grup olacak" ifadelerini kullandı.