YEREL HABERLER - 22 Şubat 2017 Çarşamba 15:54

“SPIIS - SPort, Inclusion and Interculturality in Society” Projesi kabul edildi

A
A
A
“SPIIS - SPort, Inclusion and Interculturality in Society” Projesi kabul edildi

’SPort, Inclusion and Interculturality in Society’ projesi kabul edildi.
İspanya UCAM Üniversitesi koordinatörlüğünde hazırlanan projeye Türkiye’den Sorgun Gençlik Derneği, İtalya’dan Associazione Alplurale kurumu ortaklık yaptığı projenin toplam süresi 12 ay olduğunu söyleyen Sorgun Gençlik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Halil Uğuz, 12 ay boyunca 3 ülkede farklı zamanlarda toplantılar, seminerler ve anket gibi çalışmalar yapılacağını kaydetti.
Son zamanlarda başta Avrupa Birliği olmak üzere dünya gündeminin en önemli başlıklarının başında göçmen krizi geldiğini söyleyen Uğuz, “ Özellikle Suriye’deki iç savaşın sınır tanımaz bir hal alarak buradaki insanların Avrupa’nın kapılarına dayanmaları ve her geçen gün yeni bir insanlık dramına sahne olması krizin ne kadar büyük olduğunu gözler önüne sermektedir. Ülkelerinden göç etmek zorunda kalan 4 milyonu aşkın Suriye`linin, 3 milyona yakını ise oldukça zor koşullar altında Türkiye’de yaşamaktadır. Bu proje ile mültecilerin, spor faaliyetleriyle sosyal hayata katılımını, uyumunu sağlamayı ve toplumsal hayata adapte olabilmeleri kolaylaştırmayı, 2. nesil genç göçmenlerin yerelde yaşayan gençlerle sosyal içerme ve kültürel entegrasyon ile ilgili iyi uygulamaları teşvik etmeyi ve değiştirmeyi amaçlamaktadır. Proje kapsamında her ülke kendi bölgesinde mültecilerin sorunlarına ve sosyal uyumların entegrasyonuna yönelik anket uygulayacak. Bu anketlerin sonuçları toplantılarda analiz edilecektir. Spor yoluyla 2. nesil göçmenlerin entegrasyon ve sosyal uyumlarına yönelik hazırlanan anketler ilgili paydaşlara okullar / üniversiteler, spor kulüpleri gibi kurumlara gönderilecektir. Proje sonunda hazırlanan tüm anket sonuçları ve analizleri kurumların yapacakları araştırma ve çalışmalarda mültecilerin güncel ve genel durumlarını analiz etmede ve onların durumlarını anlamalarına yardımcı bir kaynak olacaktır” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.