YEREL HABERLER - 20 Kasım 2015 Cuma 17:13

Yozgat'ın Yöresel Ürünleri Yol Boyunda Satılacak

A
A
A
Yozgat'ın Yöresel Ürünleri Yol Boyunda Satılacak

Yozgat Belediyesi tarafından yapılan, Yozgat’a özgü yöresel gıda ürünleri ile birlikte hediyelik eşyaların tanıtılıp, satışının yapılacağı “Yöresel Ürünler ve Kahvaltı Evi” düzenlenen törenle hizmete açıldı.
Yozgat’ta doğu illeri ile batı illerin birbirine bağlayan Uluslararası E-88 Karayolu’nun Sarıhacılı Mahallesi mevkiinde tarihi konak mimarisinden esinlenerek inşa ettirilen ve içerisinde Yozgat’a özgü gıdaların ve hediyelik eşyaların satışının yapılacağı iki katlı bina düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılış törenine Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı, Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, Belediye Başkanı Kazım Arslan, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Salih Karacabey, daire müdürleri ve vatandaşlar katıldı.
Tesisin açılışında konuşan Yozgat Belediye Başkanı Kazım Arslan, karayolundan geçen insanların yanında şehir merkeziden de vatandaşların ihtiyacına cevap verecek olan Yöresel Ürünler ve Kahvaltı Evi’nde, sadece Yozgat’a özgü ürünlerin ve eşyaların tanıtılıp, satışlarının yapılacağını söyledi. Yozgat adına tescili yapılan ’Parmak Çörek’ fırının da bina içerisinde yer aldığını kaydeden Belediye Başkanı Arslan, fırında yöresel unlu mamullerin üretiminin yapılıp, satılacağını, piknik yapmak isteyenlerin de alandan yararlanacağını kaydetti. Yozgat’a özgü tarım ürünleri, yumurta, bal, kaymak, erişte, pekmez sucuğu, ekşi, yoğurt, turşu gibi gıda ürünlerinin yanında ilçelerde de üretimi yapılan el sanatı ürünlerinin de buradan temin edilebileceğini ifade eden Arslan, “Amacımız Yozgat’ın yöresel ürünlerini tanıtmaktır. İl dışında yaşayan çok sayıda hemşehrimiz var. Bunlar Yozgat’a geldiklerinde, doğduğu topraklarda yetişen ürünleri alabilecekler. Şehirlerarası yol kenarında olduğu için yolcularda burada durup ilimizin ürünlerini tadabilecek, dinlenip yorgunluklarını atabilecekler. Binanın yanında piknik alanı bulunuyor. Bunun dışında karşı tepe üzerinde de ağaçlandırma yaparak, piknik alanı oluşturacağız. Ayrıca Kınalı Hasan Anıtı ve her ilçemizi temsilen bir Türk Bayrağı’nı burada dalgalandıracağız. Çok amaçlı bir alan burada hayat bulacaktır” dedi.
Konuşmaların ardından açılış gerçekleştiren tesis gezildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.