SPOR - 24 Mart 2018 Cumartesi 16:36

Aziz Yıldırım, başkanlığa yeniden aday oluyor

A
A
A
Aziz Yıldırım, başkanlığa yeniden aday oluyor

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, yakın zamanda başkanlık adaylığını açıklayacağını söyledi.

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, yakın zamanda başkanlık adaylığını açıklayacağını söyledi.


Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde taraftarlarla buluştu. Yıldırım burada yaptığı konuşmada 3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe’nin ele geçirilmeye çalışıldığını belirterek, FETÖ olayının henüz bitmediğini ve mücadelenin kararlılıkla devam etmesi gerektiğini söyledi.


Fenerbahçe Kulübü Başkanı Azizi Yıldırım Zonguldak’ın Ereğli ilçesine gelerek Fenerbahçeli taraftarlarla kahvaltıda buluştu.


Başkan olduğu dönemden bu döneme kadar Fenerbahçe’de çok şeyin değiştiğini söyleyen Yıldırım, şunları söyledi:


“1998 yılında başkan oldum. Başkan olduğum zaman, aslında ondan önce 1990 yılında Fenerbahçe yönetiminde yer aldım. O dönemde arkadaşlar bana voleybolda görev verdiler. Voleybol sorumlusu oldum. 6 ay sonra da gel futbola bak dediler ve futbol şube sorumlusu oldum. Fenerbahçe serüvenimiz o şekilde başlamış oldu. O yıllarda Fenerbahçe’nin tesis anlamında bir kulüp binası vardı. Kalamış’ta iki katlı küçük bir binası, denizden 3-4 metre yükseklikte bir havuzu ve yanında Faruk Ilgaz Tesisleri. Tesisin içerisi o günkü şartlara göre belki iyiydi ama kötüydü. Geçmişe dönüp 20 yıllık serüvenime baktığımız zaman, Fenerbahçe’ye stat yapıldı. Stadın eski halini bilirsiniz veya görmüşsünüzdür. Hollanda’ya gittik, PSV maçına ve orada bütün stadın içi soğuk havada ısıtmalıydı. Biz ‘bizim stat da niye yok’ dedik. Stadın yapımı ile beraber ısıtmaları yaptık. Yani Avrupa’da ne gördüysek hepsini statta yaptık. Kapalı salon yaptık, 13 bin 500 kişilik, bugün Avrupa’da bile önemli salonlardan biri. Bu tesislerin sayesinde bizim spor branşı ile mücadele eden takımlarımız hep başarılı oldular. 1998 yılından sonra büyüyerek bu hale geldik. Şimdi diyorlar ki ‘özlenen Fenerbahçe.’ 20 sene öncesinde hiçbir şeyi olmayan, yalnızca futbol takımı olan ve ezeli rakipleriyle yaptığı maçlarda bazen yenen, bazen yenilen bir takımken, 19 senedir Galatasaray’a içeride hiçbir maçta yenilmedik. 6-0 yenerek tarih yazdık. Bunların hepsini bir tarafa bırakacağız. Özlenen Fenerbahçe yok. Geleceği olan Fenerbahçe var. Geleceği hayal etmemiz lazım. Ve o hayal içerisinde Fenerbahçe’yi tutmak lazım. Tabi Türkiye’de spor kulüplerinin bir şanssızlığı var. Bu son günlerde Türkiye’deki ekonomik sıkıntıların hepsi futbol takımlarına da yansımıştır. Bunları göz ardı etmemek lazım ve bunlara göre de geleceği yapılandırmak lazım. Bundan sonra yapılacak olan şey, Fenerbahçe Spor Kulübü ve diğer kulüpler, alt yapılarına önem verecekler, her altyapı kulüpleri için 8’er-10’ar sahalar yapacaklar. Maalesef şu anda Fenerbahçe’nin altyapısı için 2 sahası, A takımı için 2 sahası mevcuttur. Bunlarda yan yana olmadığı için bütün sistemdeki futbolcular kullanamamaktadır. Önümüzdeki Nisan ayında ilk defa Gebze’de planını açıkladığım 15 sahalık arazi üzerinde kurulacak spor tesislerini önümüzdeki ay inşallah temelini atacağız.”



“FETÖ ile mücadelenin 3 Temmuz’daki gibi devam etmesi gerekir”


Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım kahvaltı da yaptığı konuşmada 3 Temmuz sürecine de değinerek, her zaman birlik içinde olmaları gerektiğini vurguladı. Yıldırım, “Fenerbahçe çok büyüktür. Fenerbahçe’nin büyüklüğü 3 Temmuz’da görülmüştür. Fenerbahçe birlik, beraberlik içerisinde olduğu zaman çözemeyeceği, yapamayacağı konu yoktur. Yalnız Fenerbahçe şuna dikkat etmelidir. FETÖ Örgütü sürecini Türkiye’de devam ettirmektedir ve bu bitmez. Bitmeleri uzun yıllar alacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşaması, Fenerbahçe’nin yaşaması için bu örgüte karşı mücadelenin 3 Temmuz’daki gibi devam etmesi gerekir. Bunun dışında eğer bir sapmaya uğrarsak yani artık bu olay bitmiştir tezine bakarsak, o zaman yanılgıya düşeriz. Şu anda olduğu gibi alttan alta Fenerbahçe’yi bölme operasyonu başlamıştır ve bu devam edecektir. Kendi ağızlarıyla 3 Temmuz’dan sonra şunu söylüyorlar; Aziz Yıldırım ve yönetimleri arasına taraftarla nifak topları atarak, kaldı ki bunu tribünlerde yapmaya başlamışlardı. Ama başaramadılar. Bu bizi birbirimizden kopararak kendi emellerine alet etmektir. Biz birbirimize düşmemeliyiz. Bu bir tuzaktır. Bu tuzağa düşmemeliyiz ve bu konuda her zaman hassas olmalıyız” dedi.



“Lafla söylemek kolay, para vermek zordur”


Büyüğünden küçüğüne zenginleri gezdiklerini dile getiren Yıldırım, para vermenin zor olduğunu, lafa gelince kolay söylendiğini belirtti. Yıldırım konuşmasında, “Fenerbahçe’nin en önemli projesi 1 milyon üye projesidir. Bu proje 1 milyon üye sayısına ulaşana kadar devam etmelidir ve yapılmalıdır. Şu anda 33 bin civarında üye sayımız var. 20 binlere yaklaşan temsilci üyemiz var. Bu çoğaldıkça halkla Fenerbahçe iç içe geçmiş olacak. Bu durum hiçbir yerde örneği olmayan demokrasi örneğidir. Bunu hepimizin hazmetmesi lazım. Bir anlaşma imzaladık. Bu anlaşmaya göre bir iki sene 30 milyon Euro artı eksi denge farkı olabilir. Bu sene UEFA eksi 10 milyon Euro’ya kadar bunu kabul ediyor, şeklinde anlaşmalar yaptık. En sonunda Mehmet Ali Aydınlar bizim üniversite ile ilgili Vefa Küçük Bey ile ve Mahmut Uslu Bey ile görüşürken sağlık sponsoru olmak istediğini ifade etmişti. Ve yılda 1 milyon Dolar bunun için ücret ödeyebileceğini söylemişti. Biz Medical Park’a 3 yılda 1 milyon Dolar karşılığında hakkımızı verdik. Bir yer yılda 3 milyon Dolar, bir yer 1 milyon Dolar, toplam 32 milyon Dolar, artı 3 milyon Fenerbahçe Üniversitesi’ne yardım. Artı kadın voleybol takımına forma reklamı verirse 1 milyon Dolar, eğer isim anlaşması yapılırsa 3 milyon Dolar, artı Fenerbahçe’ye Üniversitesi’ne kampüs yaparsak ki yapılacak, Samandıra’nın karşısında yapmayı düşünüyoruz bunu. Orada da 5 fakülte yapılacak, her biri 10 bin metrekare, bu fakültelerden birini yapıp kulübe hediye edilecek. En büyüğünden en küçüğüne kadar zenginlere gittiğimizde bir tanesi bile destek olmamıştır bunu bilin. Lafla söylemek kolaydır, para vermek zordur. Ben 1998-1999 yılında bu kulübe o zaman ki parayla 30 milyon Dolar, bu zaman ki parayla 100 milyon dolardan fazla parayı verdim. Para vermek kolay değildir. Fenerbahçe başkanlığına adaylığımı açıklayacağım kısa sürede ve daha net konuşmalar yapacağım" diyerek sözlerini tamamladı.


Kahvaltıda yaptığı konuşmanın ardından masaları tek tek dolaşarak taraflarla tokalaşan Yıldırım, kahvaltının ardından 150 öğrencinin bulunduğu Kdz. Ereğli Fenerbahçe Futbol Okulu’nu ziyaret ederek, çocuklarla sohbet etti ve gösteri maçını izledi. Yıldırım daha sonra Kdz. Ereğli Fenerbahçeliler Derneği’nin açılışını gerçekleştirdi. Yıldırım buradan da Zonguldak’a geçti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.