YEREL HABERLER - 23 Ocak 2017 Pazartesi 13:11

GMİS taban eğitim seminerlerine Armutçuk şube ile devam edildi

A
A
A
GMİS taban eğitim seminerlerine Armutçuk şube ile devam edildi

Genel Maden İşçileri Sendikası’na (GMİS) bağlı Karadon, Armutçuk, Kozlu, Üzülmez, Amasra, Merkez, MTA Şubelerinin taban eğitim seminerleri Ankara Kızılcahamam’da devam ediyor.
GMİS Armutçuk Şube Taban Eğitim Semineri 20-21-22 Ocak 2017 tarihlerinde Kızılcahamam Patalya Otel’de gerçekleştirildi. GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Mali Sekreteri Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Satılmış Uludağ, GMİS Armutçuk Şube Başkanı Ali Eşitmez ve Şube Yöneticileri ile TTK Armutçuk Müessesesinde çalışan maden işçileri katıldı.
‘TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay madencileri ziyaret etti’
GMİS Armutçuk Şubesi Taban Eğitim Seminerinin ilk gün öğleden sonraki bölümüne TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay da katıldı. Madenciler tarafından coşkuyla karşılanan Atalay, yaptığı konuşmada madencilere moral verdi. Seminerin açılış konuşmasını yapan GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, 2016 yılında yaptıkları çalışmalar ile 2017 yılı hedeflerini anlattı. Türkiye’nin zorlu bir süreçten geçtiğini belirten Demirci “Yeni yılın ilk günü toprağa verdiğimiz, genç yaşta aramızdan ayrılan; delege, temsilci, şube yöneticisi, şube başkanı ve Genel Sekreter olarak uzun yıllar madenci kardeşlerimize hizmet eden Hakkı Arslan kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tecrübeli bir sendikacı olan ve TÜRK-İŞ Bartın İl Temsilcisi olarak görev yapan, değerli kardeşimiz Hakkı Arslan’ı kaybetmek hepimizi derinden üzdü. Ailesine, dostlarına, Genel Maden-İş camiamıza, madenci kardeşlerimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Onu mücadelemizde yaşatacağız. Sendikamızı bugünlere taşıyan başta Rahmetli Genel Başkanımız Şemsi Denizer olmak üzere tüm yöneticilerimizi sevgi, saygı ve şükranla anıyorum. Karadon Gelik’te meydana gelen iş kazasında kaybettiğimiz Ayhan Badurlu kardeşimiz başta olmak üzere tüm maden şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. El-bab’da bombalı araçla yapılan saldırıda aralarında Zonguldaklı Uzman Çavuş Bahattin Bakır’ın da bulunduğu 5 askerimiz şehit oldu, 9 askerimiz yaralandı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Tüm terör şehitlerimizi rahmetle anıyor, terörü bir kez daha şiddetle lanetliyorum. İçerideki ve dışarıdaki karanlık odaklar asla bizi korkutamayacak, yıldıramayacak ve kardeşliğimizi bozamayacaktır” dedi.
‘Sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi anlatıyoruz’
Göreve geldiğimizden bu yana yoğun bir gündem içinde koşuşturmaya devam ettiklerini belirten Demirci, “Üst üste iki genel seçim gördük. Seçim atmosferinde tüm adaylara sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi anlattık. İkinci seçimden hemen önce yeraltında çalışan arkadaşlarımızın kanuni hakları olan ancak uygulanmayan iki asgari ücret ve iki gün tatil sorununu çözdük. Gruplu çalışan arkadaşlarımızı daimiye geçirdik ve kömür haklarını aldık. Bu kazanımlarımıza vesile olan başta Soma ve Ermenek şehitlerimiz olmak üzere tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Katkı veren tüm dostlarımıza ve arkadaşlarımıza şükranlarımızı sunuyorum. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun özelleştirilmesi tartışmaları üzerine, Zonguldak’ın Kurtuluş Günü nedeniyle düzenlenen yürüyüşte yer aldık ve topluca tepkimizi gösterdik. Karadon Müessesesi’ni özelleştirme çalışmalarının başlatıldığı haberleri üzerine, 14 Temmuz 2016 tarihinde sokağa çıktık ve tek yürek, tek ses olarak tavrımızı ortaya koyduk ve geri çekilmek durumunda kaldılar. Bu yürüyüşlerde vermiş olduğunuz katkı ve destek için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.
‘Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz’
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında olağanüstü bir dönemi yaşadıklarını ifade eden Başkan Demirci, “Biz her şart altında mücadelemizi sürdürüyoruz. CHP ve MHP Genel Başkanlarını ziyaret ederek dosyamızı sunduk, sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi anlattık. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ile görüşüp Cumhurbaşkanımıza iletilmek üzere dosyamızı sunduk. Kamuoyunu bilgilendirmek için panel ve konferans düzenledik. 9 Aralık 2016 tarihinde Zonguldak’a gelen Başbakanımız ve 5 Bakanımız, Sendikamızı ziyaret ettiler. Sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi yüz yüze kendilerine aktardık” dedi.
‘Zonguldak zorda, Zonguldak göç veriyor’
Türkiye, Zonguldak, Karabük, Bartın’da örgütlenme mücadelesi verilen iş yerlerinde ciddi sorunlar olduğunu belirten Başkan Demirci, şunları söyledi:
“Türkiye, Zonguldak, Karabük, Bartın, Türkiye Taşkömürü Kurumu, Maden Tetkik Arama Kurumu, özel sektör işyerlerimiz ve örgütlenme mücadelesi verdiğimiz işyerlerimiz dahil her birinin ciddi sorunları var. Komşularımızda savaş var ve biz de savaşın içindeyiz. Yıllardır ülke içinde mücadele ettiğimiz terör yeni yandaşlarla devam ediyor. Terör ve savaş derken bu kez ekonomik kriz de öncelikli sorun oldu. Zonguldak zorda; Zonguldak göç veriyor. Çünkü, TTK da küçülmeye devam ediyor. Hükümet her fırsatta yerli kaynaklarımızı kullanmaktan söz etse de TTK’ya ve MTA’ya işçi alınmıyor, emeklilikler devam ediyor. TTK’ya ve MTA’ya işçi alınması için tüm şartları zorluyoruz, zorlamaya da devam edeceğiz. Örgütlenme çalışmalarımız sürüyor. TTK, MTA ve HEMA işyerleri için Toplu İş sözleşmeleri hazırlıklarımızı tamamladık. En kısa sürede TİS görüşmelerine başlayacağız. Her sözleşme döneminde olduğu gibi yine savaş ve kriz bahaneleri var. Krizin faturasının işçilere ve emekçilere kesilmesine izin vermeyeceğiz. İşimize, aşımıza, işyerimize ve geleceğimize hep birlikte sahip çıkacağız. Kendi çözüm önerilerimizi her ortamda, her fırsatta anlatmaya devam edeceğiz. Genel Maden İşçileri Sendikası olarak şanlı bir tarihimiz var. Bölge insanı olarak tecrübelerimiz var. 1990 yılındaki o zor şartlarda nasıl anlattıysak, yine hep birlikte anlatmanın yollarını bulacağız. Bu seminer programımızın yolumuzu aydınlatmasını diliyorum. Çok değerli hocalarımız var. Dersleri dikkatle dinleyelim. Değerlendirme toplantısında hepimiz tecrübelerimizi ortaya koyarak mücadele gücümüze güç katacağız. Öğreneceğiz ve çevremize anlatacağız. Seminer programını hazırlayan maddi, manevi şartları oluşturan tüm yönetim kurulumuza ve personel arkadaşlarıma huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum.”
Seminerin sunuş konuşmasını yapan GMİS Genel Eğitim ve Teşkilatlandırma Sekreteri Satılmış Uludağ da Türkiye’nin içinde bulunduğu süreci özetledi ve “Biz bir aileyiz. Örgütlü olmak büyük bir şans. Genel Maden İşçileri Sendikası’nda olmak ise gerçekten bir ayrıcalıktır” dedi.
Uludağ şöyle konuştu; “Şube başkanlığım döneminde ve sendikamız genel merkez yöneticisi olarak birlikte çalıştığım sevgili arkadaşım, Genel Sekreterimiz Hakkı Arslan’ı sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum. Hakkı Başkan dolu dolu yaşadığı kısa ömründe, maden işçileri için büyük emek harcadı. Ailesine, akrabalarına, dostlarına ve camiamıza başsağlığı diliyorum. Sendikamızı bugünlere taşıyan yöneticilerimizi şükranla anıyor, hayatını kaybetmiş olanlara ve tüm maden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye, olağanüstü hal ile yönetiliyor. Komşularımızda savaş sürüyor. Terörün ne zaman, nerede ortaya çıkacağı belli olmuyor. Ekonomi iyi sinyaller vermiyor. TÜRK-İŞ, asgari ücret artışını yeterli bulmadığı için imza atmadı. Hal böyleyken Zorunlu Bireysel Emeklilik uygulaması devreye girdi. Özel bütçeli MTA’da ve özel sektörde Zorunlu Bireysel Emeklilik uygulaması başladı. Bir Kamu İktisadi Teşebbüsü olan Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda ise bu uygulama 2018 yılı başından itibaren başlatılacak. Her fırsatta kıdem tazminatını gündeme getiriyorlar. Sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. Böyle bir süreçte bizim toplu iş sözleşmesi görüşmelerimiz var. TTK’da, MTA’da, özel sektörde görüşmelere kısa süre içinde başlayacağız. Her dönem krizin faturasını işçilere, emekçilere kesmek isterler. Biz de demokratik haklarımızı kullanarak karşı çıkarız. Mecbur kaldığımızda üretimden gelen gücümüzü kullanırız” şeklinde konuştu.
Neler yapabileceğimizi herkes gördü
Sendika olarak 1990 Büyük Grevimizi ve 5 Nisan 1994 kararlarına karşı verdiğimiz mücadeleyi dost-düşman bildiğini ifade eden GMİS Genel Eğitim ve Teşkilatlandırma Sekreteri Satılmış Uludağ, “Biz, 12 Eylül yasalarına rağmen 1990 yılının o zorlu günlerinde haklı ve meşru mücadele vermiş bir sendikayız. 1990 Büyük Grevimizi ve 5 Nisan 1994 kararlarına karşı verdiğimiz mücadeleyi dost-düşman biliyor. Son olarak 14 Temmuz’da tek ses, tek yürek olarak, özelleştirme saldırısını püskürttük. Bugün de neler yapabileceğimizi herkes gördü. Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak, 1980, özellikle 1990 sonrası uygulanan ekonomik politikaları eleştirirken üretim ekonomisini bozarak Türkiye’ye tuzak kurulduğunu söyledik ancak dinletemedik. Sadece söylemekle kalmadık, eylemler yaptık, iktidarlar değişti ama anlayış değişmedi. Bugünkü iktidarı da her fırsatta uyarıyoruz. Bugün de bu zorlukları aşacak bilgi ve tecrübeye sahibiz. Çok değerli hocalarımız, işçi sınıfının ve madenci atalarımızın tarihini ve bugünkü sorunlarımızı ve çözüm yollarını bize anlatacaklar. Birliğimizi, beraberliğimizi ve dayanışmamızı geliştirmek, mücadele gücümüzü artırmak için buradayız” dedi.
‘Örgütlü olmak büyük bir şans’
GMİS’in büyükj bir ayrıcalık olduğunu sözlerine ekleyen GMİS Genel Eğitim ve Teşkilatlandırma Sekreteri Satılmış Uludağ, “Biz bir aileyiz. Örgütlü olmak büyük bir şans. Genel Maden İşçileri Sendikası’nda olmak ise gerçekten bir ayrıcalıktır. İşçi arkadaşlarımıza, ailemize ve dostlarımıza gerçekleri anlatıp; işimize, geleceğimize, ülkemize ve milletimize sahip çıkacağız” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Genel Maden İş Sendikası tarihini ve faaliyetlerini anlatan belgesel film gösterimi yapıldı.
Seminerlerde; Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Türk-Metal Sendikası Eğitim Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fikret Sazak, “Sendikacılık tarihi ve temel kavramlar” ile “Çalışma hayatının güncel sorunları”; Bülent Ecevit Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ferdi Kesikoğlu, “Dünyada ve Türkiye’de ekonomik gelişmeler ve emekçiler üzerindeki etkisi”; Sosyal Güvenlik Kurumu Uzmanı Eren Korkmaz, “Çalışanların sosyal güvenlik alanındaki güncel sorunları” konularında eğitim verdi.
Seminer sonunda değerlendirme toplantısı yapıldı. Seminerin değerlendirildiği toplantıda güncel sorunlar da ele alındı.
Değerlendirme toplantısının ardından sertifika töreni ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Savunma sanayiinde karşılaştığımız kısıtlamaları gündemimizden çıkaralım istiyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Almanya ile savunma sanayiinde karşılaştığımız kısıtlamaları artık gündemimizden tamamen çıkartalım istiyoruz. Engelleri değil bundan sonra ortak üretimi konuşacağımızı umuyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier ile ortak basın toplantısında konuştu. Türkiye’yi ve Türkleri yakından tanıyan Sayın Steinmeier’in İçişleri Bakanlığı döneminde Türkiye’yi birçok kez ziyaret ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ancak bugünkü ziyareti cumhurbaşkanı olarak ülkemize yaptığı ilk ziyaret olması ve Türkiye-Almanya arasındaki dostluk anlaşmasının 100. yılının tekabül etmesi bakımından ayrıca değerli bir ziyaret konumuzdur” dedi. Beşeri bağlarla bugüne kadar hep güçlenen Türk-Alman dostluğunun kuvvetlenerek gelişmeye devam edeceğine inandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Değerli dostum Steinmeier ile ilişkilerimizi ilerletme konusunda bizimle hem fikir olduğunu görmekten ayrıca memnuniyet duyuyorum. Bu vesileyle Almanya’ya ve Alman halkına 6 Şubat depremlerinde milletimizle sergiledikleri dayanışma için tekrar teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın Gaziantep’e giderek Almanya’nın katkısıyla inşa edilen ilkokulumuzu ve Nurdağı konteyner kentimizi ziyareti bizleri ayrıca mütehassıs etmiştir” diye konuştu. Bugün gerçekleştirdikleri görüşmelerde ülkeler arasındaki çok boyutlu ilişkileri ikili olarak ele alma fırsatını bulduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "NATO müttefikimiz Almanya’yla güvenlikten ekonomiye, kültürden bilime her alanda yoğun ilişkilere sahibiz. 50 milyar doları bulan ikili ticaret hacmimizi dengeli biçimde, 60 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz. Karşılıklı yatırımların arttırılmasına bu bakımdan özel önem veriyorum” değerlendirmesini yaptı. "Türkiye ve Almanya’nın bilhassa savunma alanında engelleri değil, bundan sonra ortak üretim projelerini konuşacağını ümit ediyoruz" Savunma sanayi alanındaki işbirliğini de ikili ilişkilere ve müttefiklik ruhuna uygun şekilde ilerletmek arzusunda olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savunma sanayinde karşılaştığımız kısıtlamaları artık gündemimizden tamamen çıkartalım istiyoruz. Türkiye ve Almanya’nın bilhassa savunma alanında engelleri değil, bundan sonra ortak üretim projelerini konuşacağını ümit ediyoruz. Turizm alanındaki işbirliğimiz de her geçen gün gelişmektedir. 2023’te Almanya’dan 6 milyonu aşkın turisti ülkemizde ağırladık. Bu rakamı daha da yukarılara taşıyacağımıza inanıyorum” dedi. Almanya’yla ikili ilişkilerin en müstesna ortak paydası ve taşıyıcı sütununun güçlü, beşeri bağlar olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan 63 yıl önce Sirkeci Garından uğurladığımız insanlarımızın sayısı 3,5 milyona ulaştı. 63 yıllık süre zarfında Türk toplumu gurbetçilikten çıkarak Almanya’nın sosyal, ekonomik, kültürel ve akademik hayatında kritik rolleri üstlenmeye başladı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın heyetinde yer alan değerli temsilciler bunun örneğidir. Vatandaşlarımızın kültürden sanata, siyasetten bilim ve ticarete kadar her alanda önemli başarılarına şahit oluyoruz” dedi. "İslam düşmanı, aşırı sağcı ve ırkçı örgütlere yönelik endişelerimiz giderek artıyor" Alışıla gelmiş kalıpları yıkan, ön yargıları kıran, önlerine çıkan engelleri tek tek aşarak Türkiye-Almanya arasında beşeri bir köprü vazifesi gören tüm Türk vatandaşlarla gurur duyduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Görüşmelerimizde Almanya-Türk toplumunu ilgilendiren konuları da ele aldık. Türk toplumunun eşit katılım temelli entegrasyonuna önem veriyor, teşvik ediyoruz. Çifte vatandaşlığı mümkün kılan yeni Alman vatandaşlık yasasını bu bağlamda atılmış kıymetli bir adım olarak görüyoruz. Ancak Avrupa ile birlikte Almanya’da yükselen yabancı karşıtı, İslam düşmanı, aşırı sağcı ve ırkçı örgütlere yönelik endişelerimiz giderek artıyor. Solingen faciasından 31 yıl sonra benzer bir saldırı da maalesef ikisi çocuk dört kardeşimizi kurban verdik. 25 Mart tarihinde yaşanan menfur hadisenin tamamen aydınlatılması ve sorumlularının cezalandırılması noktasında beklentilerimizi paylaştım. PKK/PYD-FETÖ başta olmak üzere insanlarımızın huzurunu kaçıran ve temsilciliklerimize saldıran terör örgütleriyle mücadeleye de değindik. Müttefiklik hukukumuza zarar veren bu örgütlerle mücadelede daha etkin iş birliğine ihtiyacımız bulunuyor. Terörle mücadele hususunda Alman makamlarından daha fazla destek ve dayanışma beklediğimizi ifade ettim” şeklinde konuştu. "Netanyahu sırf siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşları dahil tüm bölgemizin güvenliğini tehlikeye atıyor" Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin de gündemimizde yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gümrük birliği ve vize serbestisi başta olmak üzere atılması gereken adımları Steinmeier ile ele aldıklarını kaydetti. Erdoğan, "Sayın Cumhurbaşkanı ile bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde de bulunduk. Bu vesileyle Gazze’de 200 gündür yaşanan benzeri görülmemiş zulmün son bulması çağrımızı tekrarladık. Netanyahu sırf siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşları dahil tüm bölgemizin güvenliğini tehlikeye atıyor. İsrail yönetiminin Gazze’de işledikleri insanlık suçlarını ve katliamlarını gündemden düşürme çabalarına prim verilmemesi gerekiyor” dedi. İsrail’in saldırıları devam ettiği müddetçe hem bölgesel, hem de küresel barışa yönelik tehditlerin arttığının herkesin farkında olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İran ile İsrail arasında geçtiğimiz hafta tırmanan gerilim bunun en son ve en çarpıcı örneğidir. Masumların ölüm, açlık ve sefalete mahkum edilmesinin ızdırabının nesiller geçse bile unutulmayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye olarak bu konuda ilk günden itibaren kararlı, vicdanlı ve cesur bir duruş sergiledik. İnşallah bundan sonra da ateşkesin sağlanması, kesintisiz ve yeterli insani yardımın Filistin halkına ulaştırılmasına yönelik çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz” diye konuştu. 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın finallerinin haziran ayında Almanya’da düzenleneceğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Milli takımımız da bu turnuvada mücadele edecek. Turnuvada yer alacak tüm milli takımlara ve organizasyonda yer alacak ekiplere şimdiden başarılar ve kolaylıklar diliyorum” açıklamasını yaptı. "İsrail ile yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz, o iş bitti” Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail ile yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz, o iş bitti. Bunu da kısa zaman önce Dışişleri Bakanım açıkladı. Fakat şunu bilmenizi istiyorum, şu anda İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılardaki ölüm sayısı ne yazık ki 45 bini buldu. Bu rakamı bir kenara koymamız söz konusu olamaz. Yaralılar 75 bini buldu. Bu yaralılar içerisinde durumu ağır olanların bir kısmını biz ülkemize aldık burada tedavileri devam ediyor. Tabi çocuk, kadın, yaşlı bir burada maalesef ağır manzara var. Bu manzarayı Alman dostlarımızın görmesi lazım. Bu kadar Gazze, Filistin yerle yeksan olmuş, her taraf yıkılmış durumda. Kaldı ki, İsrail ile Gazze, silah, mühimmat, araç-gereç zaten bunlar mukayese edilmez. Bunları görerek değerlendirme yapmak lazım” dedi. “Rehinelerin takası noktasında bir gayretin içerisindeyiz” Batı’nın İsrail’e verdiği desteği eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bütün bunların yanında tüm Batı kimin yanında yer alıyor? İsrail’in yanında yer alıyor. İsrail’in acımasız bu saldırıları karşısında Gazze’nin bir imkanı var mı? Yok, imkansızlıklar içinde bütün bunlara rağmen biz şu anda rehinelerin takası noktasında bir gayretin içerisindeyiz, bir mücadelenin içerisindeyiz. Temenni ederiz ki bu takasta başarılı oluruz” diye konuştu.