- 14 Kasım 2018 Çarşamba 10:51

(Özel) Gözü yaşlı Özbek anne Türk vatandaşı olmak istiyor

A
A
A
(Özel) Gözü yaşlı Özbek anne Türk vatandaşı olmak istiyor

1997 yılında Özbekistan’ın Taşkent Kentinde tanıştığı, dini nikahlı Ahmet Coşkun’dan üç çocuk sahibi olan ancak vize ihlali nedeniyle sınır dışı edilecek olan Özbek vatandaşı Zulfiye Nahalbayva çocuklarının yanında kalabilmek için Türk vatandaşı olmak istiyor.

1997 yılında Özbekistan’ın Taşkent Kentinde tanıştığı, dini nikahlı Ahmet Coşkun’dan üç çocuk sahibi olan ancak vize ihlali nedeniyle sınır dışı edilecek olan Özbek vatandaşı Zulfiye Nahalbayva çocuklarının yanında kalabilmek için Türk vatandaşı olmak istiyor.


Zonguldak Alaplı ilçesine bağlı Çatak Köyünde ikamet eden Ahmet Coşkun, çalışmak için gittiği Özbekistan’da Zulfiye Nahalbavya ile tanıştı. 2003 yılında Türkiye’ye gelen Ahmet Coşkun ve Zulfiye Nahalbayva Türkiye’de yaşamaya karar verdiler. Bu süre zarfında Ahmet Coşkundan Yağmur Coşkun (13) ,Medine Coşkun (12) ve Yusuf isimli (19), 3 çocuk dünyaya geldi. Ancak Anne Zulfiye Nahalbayva, evlilikle ilgili resmi işlemlerin yapabilmek için Özbekistan’a gitti. Vizenin dolduğu tespit edilmesinden dolayı 5 senedir Türkiye’ye dönemedi. Anne Zulfiye Nahalbayva her gün çocuklarıyla telefonla görüşme yapabildi. Baba Ahmet Coşkun ise resmi nikah yapabilmek çocukların annesinin Türkiye’ye dönmelerini beklerken şeker hastalığı dolayısıyla geçen Ocak ayında vefat etti. Bu zaman zarfında çocuklarla ise babaanneleri ilgilendi.


Anne Zulfiye Nahalbavya, üç çocuğun babası vefat ettiği ve resmi nikah olmadığı için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınamadığını ifade etti. 1997 yılında Özbekistan Taşkent Kentinde Ahmet Coşkun’la (46) tanıştığı söyleyen Nahalbayva, "2003 yılında beraber Türkiye’ye giriş yaparak Alaplı İlçesi Çatak Köyüne geldik. Beraberliğimizden üç çocuğum oldu. Resmi nikahımız olmadığı için 2013 yılında nikah evrakları hazırlamak için Özbekistan’a dönüş yaptım. Türkiye’ye tekrar gelmek istediğimde gelemedim. Beş sene Özbekistan’da kaldığım süre içinde Ahmet Coşkunla resmi nikah yapacağımızı konuşuyorduk. Bu 5 yıl boyunca çocuklarımla sadece telefonla görüşme yapabildik. Babaları kalp ve şeker hastasıydı. Benim Türkiye’ye 5 ay geleceğim zaman Ocak ayında vefat etti. Bu nedenle ben çocuklarımın başında durmak istiyorum. Benden başkası kimseleri yok. Şu an evlatlarımın yanındayım. Çocuklarımın başında durmak için Türk vatandaşı olmak istiyorum.bu zaman kadar Babaannesi baktığı için onlara çok teşekkür ediyorum. Ben şu anda Çocuklarımın yanında 3 ay ancak kalabiliyorum. Yine sınır dışı olmak istemiyorum. Çocuklarımın başında durmak, bir an önce Türk vatandaşı olmak istiyorum" diye konuştu.


Annesini çok özlediğini söyleyen 12 yaşındaki Medine gözyaşlarına boğulurken, küçük kızı ise ablası teselli etti. Annelerinin otuma izni 3 ay sonra biteceğini anlatan Yağmur, "Annemizden 5 sene ayrı kaldık. Onu çok özledik. Cumhurbaşkanımız bize yardım etsin, annemizi yanımızda istiyoruz" diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yardım istedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur" Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, "Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir" dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, "Hemen yanıbaşımızda bölgede hem ülkeler arasındaki gerilim ve çatışma, hem de bu bölgede faaliyet gösteren terör grupları üzerinden ortaya çıkarılan bazı çatışmalar ve gerilimler bu bölgeye fevkalade hassas hale getirmiştir. Her şeyden evvel 6 ayı aşkın bir süredir İsrail’de hükümetin saldırgan tutumları Gazze halkına karşı yapılan insanlık suçları hepimizi derinden etkiliyor ve hepimizin kalbini buruk bir hale getiriyor. İşte biz Türkiye olarak başından itibaren başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızla birlikte Gazze’nin masum ve mazlum halkının yanında yer aldık. Acilen ateşkesin sağlanması ve Gazze’ye insani yardımların götürülmesi için üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Yine bu bölgede sorunun devam etmesi bölgede yeni sorunların da başlangıcı olabileceği ilk günden itibaren uluslararası bütün platformlarda bir uyarı olarak ortaya koyduk. Dünya barışın kapısı Ortadoğu‘dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir. Türkiye olarak diyoruz ki ateş daha fazla büyütmeden bu bölgedeki ateşi söndürmek ve Filistinlerin haklı davasında iki devlet bir çözüm esasıyla özgür ve bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşunun yolunu açmaktır" dedi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Gücünden çekinilen bir Türkiye olmak mecburiyetindeyiz yoksa diğer bazı başka ülkelerin karşılaştığı gibi oradan oraya savrulma ihtimali çeşit çeşit yeni tehditlerle muhatap olma ihtimali mevcuttur. Bunun için diyoruz ki hep beraber Türkiye’de 85 milyon olarak ortak hedeflerimize yönelik Türkiye’yi her alanda güçlü ve büyük Türkiye yapabilmek için el ele verelim. Aramızdaki farklılıklarımızı ülkemizin güçlülüğü olarak kabul edip Türkiye’yi dünyada layık olduğu yere süratle ulaştıralım. Bunun için başta bölgede var olan halkın ve bölge halklarının düşmanları olan terör örgütlerine, milletimize birbirimize esenliğimize kasteden yerli ve yabancı kimseye fırsat vermeyelim. Bunun yolu birlikten ve beraberlikten kardeşlikten geçiyor. İşte Mardin bunun en güzel örneğidir. Ekonomisi güçlü, toplumsal yapısı güçlü, barışı ve kardeşliği güçlü, üniversitesi, sanayisi, yatırımcısı gençlerin eğitim alanındaki varlığı ve kabiliyetleri güçlü velhasıl hangi alana el atarsanız atın Türkiye’nin bütün diğer devletlerle yarışabilecek bir ülkedir. Mardin’in de bütün diğer şehirlerle yarışabileceği bir güce ulaşması temel hedefimiz olmalıdır. Bunun yolu tek tek 81 ilimizin kendi öncelikleri adımları atmasıdır. Mardin’in büyük potansiyelleri olan bir il olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz. Mardin’in heba edeceği vakti yoktur, ihmal edeceği bir tek günü yoktur. Bunun için hepsini bir araya getirerek bu anlamda bu güzel şehri yeniden Türkiye’nin gözbebeği bir şehri haline getirmemiz gerekiyor. Üniversitesinden havaalanına ve bu anlamda yatırım yapan arkadaşlar buradalar. Mardin’i bir başkası gelip ayağa kaldıracak değil. Devlet olarak bizim size yapacağımız ve sizin yapmak istediğiniz alanların önünü açıp size omuz vermek, güç vermek ve hep beraber hedeflerimize yürümektir" dedi.