YEREL HABERLER - 09 Aralık 2016 Cuma 12:09

Pusula Gazetesi’nden "Başbakan’a Zonguldak çağrısı

A
A
A
Pusula Gazetesi’nden "Başbakan’a Zonguldak çağrısı

Zonguldak, geçen Nisan ayında “Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı” olarak ağırladığı ve dertlerini anlattığı Binali Yıldırım’ı, bugün “Başbakan” olarak ağırlıyor.
Zonguldak’ta günlük yayın yapan Pusula Gazetesi, Zonguldak’a gelecek olan Başbakan’a çağrıda bulundu. Başbakan Yıldırım’ın Zonguldak’ın, özellikle ulaşımla ilgili sorunlarını iyi bildiği ve sorunların kendisinin yakın ilgisini beklediğinin altı çizildi.
"Bakan istiyoruz"
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak geçtiğimiz Nisan ayında “Irmak-Karabük-Zonguldak Demiryolu Hattının Rehabilitasyonu ve Sinyalizasyonu Projesi Zonguldak-Karabük Kısmı Hizmete Alımı Töreni” için Zonguldak’a geldikten iki hafta sonra Başbakan olan Binali Yıldırım’a çağrıda bulunan Pusula Gazetesi, "Zonguldak’ın, özellikle ulaşım konusundaki sorunlarını bilen bir isimsiniz. AK Parti döneminde Zonguldak, bir tane bile Bakan çıkaramadı. Bakansızlığın ne demek olduğunu fazlasıyla gördük. Sizlerin Başbakan olmasıyla Zonguldak’ın sorunlarının daha hızlı ele alınacağını ümit ettik. O ümidimizi hala koruyoruz. Ancak kurulacak ilk kabinede veya yapılacak ilk revizyonda Zonguldak’tan bir ismin -ki bölgenin sorunları konusunda duyarlı bir ismin- kabinede yer almasını istiyoruz" ifadelerine yer verdi.
Ufak seferlerinin de hatırlatıldığı çağrıda; şu ifadelere yer verildi:
"Sayın Başbakan; Geçtiğimiz Nisan ayında Zonguldak Tren Garı’ndaki konuşmanızda müjde vererek, “Bu havaalanından; İstanbul’a, İzmir’e, Antalya’ya, Erzurum’a da uçuşlar olmalı. Bunun için sizden de gayret bekliyorum. İç hat seferlerini sizlerin desteğiyle başlatacağız. Ama bu seferlerin dolu olması görevi sizin... Unutmayın, marifet iltifata tabidir, alıcısı olmayan mal metadır. Biz marifetimizi göstereceğiz, siz de gerekli katkıyı yapacaksınız. Söz mü?” diye konuşmuştunuz. Siz, henüz o sözünüzü yerine getiremediniz. Bugün söz değil, icraat bekliyoruz. Pek çok ile denizin üzerine devasa yatırımlarla havaalanları yapılıyor. O zaman bizler de yeni ve çok amaçlı bir havaalanı istiyoruz. Yine aynı konuşmanızda, “Zonguldak’ın bir havaalanı var. Yazın Almanya’dan gurbetçilerimiz, hemşehrilerimiz geliyor. Geçen sene 27 bin kişi doğrudan Zonguldak’a geldi. Ama bu yetmez” dediniz. Gurbetçilerimizin temsilcileriyle, milletvekillerimizin de olduğu bir toplantıda konuştunuz. Yaz dönemi Almanya’dan Zonguldak’a sefer sayısı altıya kadar çıktığı halde neden gurbetçilerimizi fahiş fiyatlarla uçmak zorunda? Türk Hava Yolları (THY), Zonguldak’tan Almanya’ya direk neden uçmasın? Sayın Başbakan; Türkiye, son dönemde sizi, imza attığınız yollar ve tünellerle tanıdı. Öyle sevdi, öyle bağrına bastı ve inandı. Ama hem Bakanlığınız, hem de Başbakanlığınız döneminde Zonguldak’ın yollarında beklenen hızlı çalışma olmadı. Kimi zaman “müteahhit faciası” denildi, kimi zaman “coğrafi şartlar” ileri sürüldü. Zonguldak milletvekillerimiz ise, verdikleri sözler tutulmadıkça, yeni bahaneler üretmeye başladılar. Kısa sürede üçüncü köprüyü yapan sizlerin 16 senedir Zonguldak’ın yollarını bitirememenizi anlamakta zorluk çekiyoruz. Yapılanlara da bakmak lazım... Başka kentlerin yolları sıcak sıcak asfaltlanırken, bizim yollarımız neden soğuk asfalt? Siz mi soğuk bakıyorsunuz, Karayolları mı sizi kandırıyor? Yollardaki özensizlik, mıcır ve çukurlar nedeniyle çok sayıda ölümlü ve yaralamalı kaza oldu. Sonuncusu dün yaşandı. Daha kaç kişi ölecek? Sayın Başbakan. “TTK” denilince, akan sular durur Zonguldak’ta. Yine AK Parti iktidarındaki kötü yönetimler nedeniyle zararı katlanan TTK’nın özelleştirilmesi tartışılıyor. Zonguldak’ta hayatımızı zehir eden dayatma termik santraller dışında istihdam alanı açılmadığı, kent sürekli küçüldüğü ve göçün arttığı bir dönemde TTK’nın zararının sorumlusu maden işçisi, Zonguldaklı olabilir mi? Kamuda kalacak şekilde üretimi arttıracak ve istihdama devam edecek bir yapılanma istenirken, bu özelleştirme çabası nedir? Lütfen bu konuda net olarak bir şeyler söyleyin ve partili yöneticileri veya size şirin gözükmek için takla atanları değil, Zonguldak’ı, Zonguldaklıyı bir dinleyin. Bu kentin en önemli moral değerlerinden biri, Zonguldak Kömürspor… Bunu ancak bir maçına geldiğinizde anlayabilirsiniz. Pek çok alanda sorunlar yaşayan kentin belki de birkaç umudundan biri. AK Parti iktidarı döneminde harika stadyumlar yapıldı. Sportif yatırımlar yapıldı. Sorsanız, hem milletvekillerimiz, hem teşkilat mensupları, hem de bürokratlar, “Zonguldak’a spor salonları ve stadyum yapıyoruz” diyecekler. Yalan söylüyorlar, Sayın Başbakan… Zonguldak; derme-çatma, bölük-pörçük bir kapalı tribün, eski usul bir yapı istemiyor. Zonguldak; arena istiyor, arena… Filyos konusunda attığınız adım için teşekkür ediyoruz. Bugün uzaktan da olsa temelini atacaksınız. Teşekkür ederiz. Yılan hikayesi sona eriyor. Yapılana hem seviniyor, hem de bölgenin toprak ve coğrafi özelliği, zenginliği nedeniyle üzülüyoruz. Hiç kuşkumuz yok ki, Filyos önemli bir merkez olacak, ancak orada gelecekte doğa adına hiç bir şey kalmayacak. Diğer yandan Ereğli-Amasra arasındaki 78 kilometrelik kıyı şeridinde faaliyette olanlarla birlikte 13-14 termik santral olacak. Mevcutlarla yeterince zehirleniyoruz. Artık istemiyoruz. “Zonguldaklılar uysal” diye bunlara ne gerek var? Bunları abartılı buluyorsanız, lütfen 24 saatinizi Zonguldak’ta geçirin. Sayın Başbakan… Başta da söylediğimiz gibi duyarlılık göstereceğinize inandığımız için bu satırları sizlere kamuoyu adına yazdık. Daha pek çok sorun var. Kapanan tersaneler, özel maden işletmelerinin beklentileri, teşvikler, olmayan turizm yatırımları, Zonguldak’ın önünü hem Zonguldak’ta, hem Ankara’da tıkayan bürokratlar, OSB’ler, tam 10 yıldır gündemde olan, inşaatına başlanan, ancak yine bir müteahhit faciası nedeniyle yarım kalan, yeniden yer arayışına girilen hastane, olmayan kentsel dönüşüm ve daha pek çok şey çözüm bekliyor. Sizlerin samimi yaklaşımını bekliyor. Zonguldaklı milletvekillerimizin kentin bu dertlerini sizlere iyi anlatamadığına inanıyor, hatta Zonguldak’ta başka, Ankara’da başka konuştuklarına inanıyoruz. Hem onların çok daha önemli işleri var. Yazılabilecekler saymakla bitmez. Üç gün kalsanız keşke… Bizlerin kamuoyu adına dile getirmeye çalıştığı bu çağrı ve talepleri dikkate alacağınıza inanıyor, kentimiz adına yeni bir başlangıç olması dileğiyle teşekkür ediyoruz."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ile MGÜ arasında iş birliği protokolü imzalandı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) ile Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi (MGÜ) arasında akademik iş birliği protokolü imzalandı. MSKÜ’de gerçekleşen törende protokol, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden ile MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar tarafından imzalandı. Protokol kapsamında müzik uygulamaları başta olmak üzere akademik personeller ve öğrenciler arasında deneyim arttırıcı iş birliği ve ilgili alanlarda eğitim faaliyetlerinde ortak çalışmalar yapılacak. Türk müziği odaklı ortak projeler yürütülecek olan protokol kapsamında, müzik alanında yapılan bilimsel çalışma ve araştırmalarda; bilgi, sanat ve teknoloji üretiminde; bilimsel verileri yaymada, evrensel ve çağdaş gelişmeye katkıda bulunan her türlü kültürel faaliyetlerde taraflar birbirine destek verecek. Protokolün Muğla ve Ankara için hayırlı olmasını dileyen Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden, “Üniversitemizdeki hocalarımızın ve öğrencilerimizin selamını getirdim. İnşallah önümüzdeki dönem bu iş birliği fiiliyatla kendini gösterir. Güzel projeler yapacağımıza inanıyorum. Her iki üniversite için hayırlı olsun” dedi. MGÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden’e teşekkür eden MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar ise, “Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ile kuracağımız akademik iş birliği protokolünün her iki üniversite için de hayırlara vesile olmasını dilerim. Bu protokolün Muğla ve Ankara arasında bir köprü olacağına ve deneyim arttırıcı projeler yapacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
Aydın Miniklerin yetenekleri bu fuarda tespit ediliyor Aydın’da bu yıl 11’ncisi düzenlenen ve 550 markanın katıldığı Uluslararası Tarım, Gıda Ve Hayvancılık Fuarı’nın en ilgi çeken stantlarından biri Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Belgesem Mesleki Belgelendirme ve İş Makineleri Operatörlük Eğitim Kursu’nun standı oldu. Tanıtımın yanı sıra miniklerin yeteneklerinin de tespit edildiği fuarda geleceğin iş makinesi operatörlerinin yetenekleri keşfedildi. Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden biri olan Aydın, Uluslararası Tarım, Gıda ve Hayvancılık Fuarı’na 11’inci kez ev sahipliği yapıyor. Aydın Ticaret Borsası öncülüğünde 18-21 Nisan 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan fuar, düzenlenen açılış töreni ile kapılarını ziyaretçilerine açtı. Tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerindeki ulusal ve uluslararası firmaları ve ziyaretçileri bir araya getiren fuara, yetişkinlerin yanı sıra miniklerin de ilgisi yoğun oldu. Aydın-Muğla yolu üzerinde bulunan Efeler Pamuk Tarım Satış Kooperatifi depolarında düzenlenen fuarın açılışını Aydın Valisi Yakup Canbolat ve beraberindeki protokol üyeleri yaptı. 550 firmanın yer aldığı fuarda iş makinelerine ilgi duyan yetişkin ve çocuklar Aydın’da faaliyetlerini sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Belgesem Mesleki Belgelendirme ve İş Makineleri Operatörlük Eğitim Kursu’nun standına akın etti. Yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da gerçek kepçelere uzman eğiticiler eşliğinde iş makinesi kullanmanın keyfini yaşadı. Pek çok oyun oynarcasına kullandığı iş makinelerinin koltuğundan kalkmak istemezken özellikle çocukların küçük bir eğitimden sonra koskoca iş makinelerini kullanmadaki yetenekleri görenleri şaşırttı. “Dönem makineleşme dönemi” Bugün tarımdan hayvancılığa, inşaattan sanayiye kadar her alanda hızlı ve kolay işlemin iş makineleri sayesinde gerçekleştirildiğini belirten Belgesem’in kurucu ve eğitmenlerinden Okan Sezgin, “Dönem artık makine ve teknoloji dönemi. Makineleşmeyi başardık, ancak iş makinelerini hakkıyla kullanabilecek kişilerin sayısı ihtiyacı karşılayamaz oldu. Bu nedenle açtığımız kurslarda iş makinesi operatörü yetiştiriyoruz. Fuar dolayısıyla biz de stant açıp bir yandan iş makinelerinin tanıtımını yapıp diğer yandan da geleceğimizin teminatı çocuklarımızın yeteneklerini tespit etmek istedik. Çocuklarımız çok yetenekli çıktı. Fuar boyunca iş makinelerine ilgi duyan herkesin yeteneğini tespit emesi için de hizmet vereceğiz” dedi.
Denizli Başkan Erdoğan: “Artık seçim değil geçim zamanıdır” Denizli Ticaret Odası (DTO) Meclisi, aylık olağan toplantısını yaptı. DTO Başkanı Uğur Erdoğan, meclis üyelerini, sektörlerdeki son gelişmeler, odadaki projeleri ile faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgilendirdi. Oda ve Denizli olarak her geçen gün daha da büyüyüp güçlendiklerini ifade etti ve geçen ay DTO’ya 121 üye daha kaydettiklerini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre şehirde kurulan şirket sayısının da arttığını açıkladı. DTO hizmet binası meclis salonundaki toplantıda, gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, kürsüye gelerek meclis üyelerine seslendi. Bir önceki meclis toplantısından bu yana olan süreç ile gelişmeleri değerlendirdi. Meclis üyelerine, son ekonomik veriler ve beklentileri aktardı. Başkan Erdoğan hem ülkenin hem de Denizli’nin yerel seçimlerin ardından yeni bir sürece girdiğine dikkat çekti; “Artık seçimler sona erdi; millet kararını verdi. Yerel seçimlerimizin geride kalmasıyla, 4 yıldan daha uzun seçimsiz bir dönem başladı. Bu ülkemiz için önemli bir fırsattır. Şimdi seçim değil geçim zamanıdır! Kaybedecek vakit yok; herkes, bir an önce asli görevlerine geri dönmelidir. Hepimiz işimize gücümüze geri dönelim; dört elle sarılalım. Çalışalım, üretelim ve ihraç edelim; ticaret yapalım, kazanalım kazandıralım. Ancak böylelikle daha büyük ve daha güçlü bir Denizli’ye ulaşabiliriz. Ülke olarak, ekonomide yapacak çok iş var Tüm gücümüzle, enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar ile öngörülebilirlik güçlendirilmelidir. Şimdi artık, iş dünyası olarak Türkiye yüzyılına imza atabilmek, daha huzurlu, daha mutlu ve daha müreffeh bir ülkede yaşayabilmek için daha fazla çalışmalıyız, daha fazla üretmeliyiz. Daha fazla yatırım, istihdam ve ihracat için var gücümüzle durmadan yol almalıyız” dedi. DTO geçen ay 121 üye daha kazandı DTO Başkanı Erdoğan, oda ve Denizli olarak her geçen gün daha da büyüyüp güçlendiklerini söyledi. Geçen ay DTO’ya 121 üye daha kaydettiklerini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre şehirde kurulan şirket sayısının da arttığını belirtti. Başkan Erdoğan, “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimizin verilerine göre kurulan şirket sayısı, şubatta bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 17 arttı. Denizli Ticaret Odamıza geçen ay 121 üye kaydettik. Mart sonu itibarıyla 21 bin 709 üyeye ulaştık. Faal üye sayımızı, son 1 yılda yaklaşık yüzde 9 artırdık. Aynı dönemde toplam üye sayımız da yaklaşık yüzde 4 arttı. Oda olarak yılın ilk üç ayında 200 k belgesi ile 227 sayısal takograf verdik. Ayrıca 96 iş makinasının tescili ile 81 kapasite raporunu onayladık. Bunların yanında 9 ekspertiz raporu, 5 yerli malı belgesi ile 5 de levhaya kayıtlı sigorta acentesi belgesi düzenledik. Levhaya kayıtlı sigorta acentesi belgesi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 400, yerli malı belgesi ile sayısal takograf da yüzde 25 arttı. Odamıza gelen 1.887 evrak karşılığında 6.245 evrak düzenledik verdik” diye konuştu.
Sivas Uzmanı uyardı: “Tokat’ta 6 ve üzeri deprem olabilir” Tokat’ta meydana gelen 4.7 büyüklükteki depremi değerlendiren Deprem Uzmanı Serkan İçelli, 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş fayın üzerinde ufak bir atılımın olduğunu ifade ederek, Kuzey Anadolu fayının ise 6 ve 6.5 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini söyledi. Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, dün Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yaşanan 4.7 ve 4.1 büyüklüğündeki depremlerin ardından değerlendirmelerde bulundu. İçelli, bölge için korkulacak bir durumun olmadığını fakat 23 kilometrelik bir fayda yaklaşık 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş bir fayın üzerinde ufak bir atım olduğunu söyledi. “Bu depremler sürekli devam edecek” İçelli, bu tür depremlerin sürekli devam edeceğine değinerek, “Korkulacak bir durum yok. 23 kilometrelik bire fayda yaklaşık 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş bir fayın üzerinde ufak bir atım oldu. Bu atımlar normaldir çünkü orası çok kaotik bir bölge. Alp Himalaya deprem kuşağında olan ülkemiz Kuzey Anadolu fayı, Doğu Anadolu fayı ve Ege Graben sisteminde bu depremler sürekli devam edecek. Çünkü kıtasal kırıkların yitim zonların da gerçekleşiyor büyük faylar” dedi. “Bu fayların üzerinde bu tip atımlar çok normal” Bölgedeki fayların üzerindeki atılımların normal olduğunu söyleyen İçelli, “Kuzey Anadolu fayı üzerinde 1939’dan başlarsak eğer İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nu baz aldığımızda 3 tane büyük depremimiz var. 7.1, 7.2 ve 7.9’luk Erzincan depremimiz var. Dün yaşadığımız bölge aktif tektonik bir bölge. Burada Kuzey Anadolu fayının çok fazla saçılma kırıkları mevcut. 20-30-40 kilometre orta ve küçük büyüklükte faylarımız var. Bu fayların üzerinde bu tip atımlar çok normal. Bölgeye baktığımız da her yıl 4’lük depremi en az iki kere yaşıyoruz. 5’lik depremi de 5 yılda bir yazıyoruz” diye konuştu. “Biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor” Tokat ve çevresinde biraz daha dikkatli olunmasını gerektiğini ifade eden İçelli, “Bölgede aktif tektonik hatların durumlarına baktığımız da genelde bir birleriyle aynı özellikleri taşımış olsa da bazıları farklı özellikler taşıyabiliyor. Çevrede biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor. Yapılarımızı göz önünde bulundurmamız lazım. Zemin ivme değerleri çok yüksek. Daha yamaçlarının aşağısına alüvyon zeminlere doğru bina yaptığımız da 5, 5.5’lu depremleri dahi 6, 6.5 büyüklüğünde hissedebiliriz” şeklinde konuştu. “Kuzey Anadolu fay zonu şuan da 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebilir” İçelli, Kuzey Anadolu fay zonunun 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebileceğine değinerek, “Faylara özel olarak yaklaşıp o şekilde incelememiz gerekiyor. Bölgeye bütüncül olarak baktığımızda biz yanılıyoruz. Bütüncül bakmayacağız. Tokat’ta deprem olmaz veya Tokat’ta deprem olur dediğinizde gerçekçi olmuyorsunuz. Rasyonel bakmamız lazım. Tokat’ta deprem olmaz nasıl olmaz? Şu fayın üzerinde olmaz dememiz lazım ama maalesef biz onu diyemiyoruz. Bilimde onu söyleyemiyor. Kuzey Anadolu fay zonu şuan da 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebilir. Bu deprem diğer fayları tetikler mi? Tarzında sorular soruluyor. O bölgede 5’li depremin olmaması mümkün değil. Her 4 yılda bir 5’lik depremimiz var. Bunun asıl sebebi 6 Şubat’taki iki büyük deprem. Özellikle Çardak fayındaki depremimiz. Biraz daha Kuzey’e doğru ortalama 3 metre bir baskı uyguladı. Bu 3 metrelik atım Deliler fayı Tecer segmentinden tutunda Kuzey Anadolu fayının Suşehri ilçesinden Amasya makaslama zonuna kadar Niksar makaslama zonuna kadar etki etti. Bu depremler muhtemeldir. 7’lik deprem üretmeseler de 6’lık depremlere hazırlıklı olmamız gerekiyor” diye aktardı.