GENEL - 16 Mart 2018 Cuma 17:04

TSK’dan madenciye teşekkür

A
A
A
TSK’dan madenciye teşekkür

Zonguldak’tan arazi aracı ve malzeme desteğinde bulunan maden işçilerine Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) teşekkür belgesi gönderildi.

Zonguldak’tan arazi aracı ve malzeme desteğinde bulunan maden işçilerine Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) teşekkür belgesi gönderildi.


Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) çalışan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) üyesi işçiler ile GMİS Yöneticileri ve Personeli’nin Zeytin Dalı Harekatı’nda mücadele eden Güvenlik Güçlerimize destek amacıyla düzenlediği kampanya ile TSK’nın talebi doğrultusunda alınan arazi aracı ile destek malzemeleri, 7 Mart 2018 tarihinde Zonguldak Valilik Alanı’nda düzenlenen törenle operasyon bölgesine gönderilmiş, 9 Mart 2018 tarihinde Hatay’da GMİS Yönetim Kurulu tarafından 39’uncu Mekanize Piyade Tugayı 4’üncü Hudut Bölük Komutanlığı’na teslim edilmişti.


Maden işçilerine bu destekleri nedeniyle, İskenderun’da bulunan Kara Kuvvetleri Komutanlığı 39’uncu Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı tarafından teşekkür belgesi gönderildi. “Atatürk’ün “Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir” sözünün yer aldığı ve Tugay Komutanı Tuğgeneral T. Erkan Olgay imzasıyla gönderilen Teşekkür Belgesi’nde “Ülkemizin Suriye sınırında beliren terör odaklı yapılanmaları engellemek ve yurt güvenliğini uzun süreli sağlamak maksadıyla; yüce milletimizin iradesiyle 20 Ocak 2018 tarihinde Zeytin Dalı Harekatı başlatılmıştır. Bu kapsamda harekatın başarılı olması için canlarını esirgemeden mücadele eden kahraman Mehmetçiğimizin moral ve motivasyonunun arttırılması amacıyla yaptığınız destekler, Türk Milleti ile onun emrinde olan Türk ordusunun birlik ve beraberlik ruhuna katkıda bulunmuştur. Ordu-Millet dayanışmasının güzel bir tezahürü olan ve harekata katılan personele destek verme düşünceniz son derece ulvi ve üstün bir amaca hizmet etmektedir. Yapmış olduğunuz katkılardan dolayı teşekkür ederiz” ifadelerine yer verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Başkentli minikler trafik denetimine katıldı Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi 28. dönem üyeleri, Ankara Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şubesi Müdürlüğü ekiplerinin iş birliği ile gerçekleştirilen "Çocuk Polisler Trafiği Denetliyor" uygulamasına katıldı. Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi 28. dönem üyeleri, 15 Temmuz Kızılay Milli İrade Meydanı’nda "Çocuk Polisler Trafiği Denetliyor" uygulamasına katıldı. Denetimler, Ankara Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekiplerinin eşliğinde gerçekleşti. Her yıl trafik kurallarına dikkat çekmek için gerçekleştirilen denetimde trafik polisleriyle buluşan çocuk polisler, görev paylaşımı sonrası gruplara ayrılarak trafik denetimine çıktı. Üniforma ve şapkalarıyla Kızılay’da uygulamalı denetim yapan küçük polisler, "Trafik kültürü, kanunlarla değil saygıyla gelişir", "Emniyet kemeri hayatla olan bağımızdır", "Hırsız malımızı, hız canımızı alır" ve "Yaşama hakkımı lastiklerinle çiğneyemezsin" gibi sloganlarla vatandaşlara önemli mesajlar verdiler. "Trafik kurallarına herkesin uyması gerekiyor" Trafik denetimi yapan Miray Eroğlu adlı çocuk, trafik kurallarının insanlar için çok önemli olduğuna dikkati çekerek, "Trafik kuralları olmasaydı kazalar olabilirdi. O yüzden trafik kurallarına herkesin uyması gerekiyor" dedi. Denetime çıkan çocuklardan Can Saykal ise, yayaların trafik kurallarına uyması ile ilgili bir çalışma gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "Şu anda da araç sürücüleriyle ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bu sayede biz trafik işaretlerini ve kurallarını daha iyi öğrenirken, büyüklerimize de bunu hatırlatıyoruz" diye konuştu.
Samsun Enfeksiyon hastalıkları uzmanı uyardı: "Sepsis tedavisindeki gecikmenin ölümcül sonuçları olabilir" Kana mikrop karışmasına tıp dilinde sepsis denildiğini söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Pek çok değişik tür mikrop çeşitli yollarla kana karışabilir ve hastalığa neden olur. Kanda enfeksiyon oluşması çok ciddi ve hayati bir sorundur. Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır. Bu tedavinin mutlaka hastanede ve damar yolu ile yapılması gerekir. Tedavide gecikme olan veya bağışıklığı baskılanmış hastalarda maalesef ölüm oranı yüksektir” dedi. Liv Hospital Samsun Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, kanda görülen enfeksiyon hastalıkları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Kandaki enfeksiyonun ne olduğundan bahseden Prof. Dr. Sünbül, “Kan sağlıklı insanlarda mikropsuzdur. Kana mikrop karışmasına tıp dilinde ‘sepsis’ denir. Pek çok değişik tür mikrop çeşitli yollarla kana karışabilir ve hastalığa neden olur. Enfeksiyon hastalıkları pratiğinin en acil tedavi gerektiren hastalıklarından biridir. Zamanında ve etkin tedavi yapılamaz ise organlarda hasar yaparak ölümle sonlanır. Sepsis dediğimiz bu hastalıkla dünyada sıkça karşılaşılmaktadır. Birçok ülkede hastalığın oranı bilinmemektedir. Yapılan araştırmalara göre ABD’de yılda yaklaşık bir milyona yakın kişi bu hastalığa yakalanmaktadır. Hastalık hastane dışında çeşitli nedenlerle oluşabileceği gibi hastanede yatan kişilerde de gelişebilmektedir. Özellikle yoğun bakım hastalarında kanda enfeksiyon oluşma riski çok daha yüksektir” diye konuştu. "Kana mikrop karışması" Kana mikrobun nasıl karıştığını anlatan Prof. Dr. Sünbül, "Kana mikrop, kısa süreli ve miktar olarak az sayıda veya uzun süreli daha fazla miktarda karışabilir. Diş fırçalama veya sakız çiğneme gibi basit işlemler sırasında bile kana geçici süre ve az sayıda mikrop karışabilir ancak bağışıklık sistemi bu mikropları yok eder ve hastalık oluşmaz. Ancak uzun süreli ve fazla miktarda mikrop kana karışırsa kanda enfeksiyon gelişir. İdrar yolları iltihabı, kalp kapaklarında veya kalp duvarında gelişen iltihap, kemik iltihabı, bağırsak iltihabı, cilt iltihabı, iç organlarda olan apseler başta olmak üzere birçok organ veya sistemimizde gelişen iltihap sepsis gelişimine neden olabilir. Ayrıca şeker hastaları, kanser tedavisi verilen kişiler, organ nakli yapılanlar ve yaşlılarda bağışıklık sistemi baskılanmış olduğundan veya yenidoğan dönemindeki bebeklerde ise bağışıklık sistemleri henüz gelişmediğinden bu tür hastalıklara karşı eğilim fazladır" şeklinde konuştu. "Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır" Kanda enfeksiyon oluşumunun göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulayan Prof. Dr. Sünbül, “Günümüzde tıbbi teknolojideki gelişmeler sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırırken diğer yandan tanı ve tedavi amaçlı hastaya uygulanan bir takım işlemler kanda enfeksiyon riski oluşturmaktadır. Uzun süreli idrar sondası kullanımı, diyaliz katateri, kanser tedavisi yapmak için konulan kalıcı kataterler bunlara örnektir. Kanda enfeksiyon oluşması çok ciddi ve hayati bir sorundur. Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır. Bu tedavinin mutlaka hastanede ve damar yolu ile yapılması gerekir. Tedavide gecikme olan veya bağışıklığı baskılanmış hastalarda maalesef ölüm oranı yüksektir” ifadelerini kullandı. "Tanı ayrıntılı fizik muayene ve laboratuvar tetkikleriyle konur" Kanda enfeksiyon tespit edilmesi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Sünbül, “Vücutta iltihap olduğunda başta ateş yüksekliği, halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı, bulantı, kusma gibi pek çok klinik bulgunun dışında kanda bazı değerler de yükselir. Kana mikrop karıştığından şüphelenilirse, hasta derhal hastaneye yatırılır ve incelenir. Klinik şüphe ile birlikte ayrıntılı fizik muayene ve laboratuvar tetkikleri ile tanı konur. Hastadan alınan kanın kültürü yapılır ve kan kültüründe mikrop üretildiğinde tanı kesindir. Bu işlem birkaç gün alabilir, kanda enfeksiyon düşünülen hastalarda derhal tedaviye başlanır” açıklamasında bulundu. "CRP değerinin yüksek olması, kanda enfeksiyon tanısı için yeterli değildir" Kanda mikrop olduğunda pek çok laboratuvar değerlerinin de artabileceğini ve bu durumun tanı koymaya da yardımcı olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Sünbül şunları söyledi: "Bunlardan birisi de C reaktif protein (CRP) olup kanda mikrop olduğunda artabildiği gibi başka birçok iltihap seyrinde de yükselir. Ancak herhangi klinik bir bulgu olmadan bazen tek başına CRP yüksekliğinde hastalara ‘kanınızda mikrop var’ diye ifade edilmektedir. Bu yorum hastalarda paniğe ve endişeye neden olmaktadır. Tek başına kanda CRP değerinin yüksek olması, kanda enfeksiyon tanısı için yeterli değildir. Hatta bazen yakın zamanda geçirilen pek çok enfeksiyondan sonra CRP yüksek bulunabilir. Bir diğer neden ise mikropsuz iltihap diye tanımlanabilecek romatizmal hastalıklar (otoimmun hastalıklar) seyrinde de bu değerin yüksek olmasıdır. Bunun ayrımı için detaylı bir muayene ve laboratuvar testlerinin doğru yorumlanması önemlidir."