SAĞLIK - 16 Mayıs 2019 Perşembe 10:17

Kalbi duran kadın hayata döndürüldü

A
A
A
Kalbi duran kadın hayata döndürüldü

Almanya’dan ailesini ziyaret etmek için Türkiye’ye gelen Yeter Kırıcı, kalp krizi geçirdi.

Almanya’dan ailesini ziyaret etmek için Türkiye’ye gelen Yeter Kırıcı, kalp krizi geçirdi. Kalbi durmuş olarak hastaneye kaldırılan Kırıcı, 35 dakika süren müdahaleyle hayata döndürüldü.


Almanya’dan Kahramanmaraş’a gelen 44 yaşındaki Yeter Kırıcı, otobüse binerek Adana’ya doğru yola çıktı. Adana’ya ulaştığında mide ağrısı şikayetiyle özel bir hastaneye götürüldü. Burada bilincini kaybeden Kırıcı’ya yapılan tetkiklerin ardından kalp krizi geçirdiği ve ileri seviyede ritm bozukluğu (Ventriküler Fibrilasyon) olduğu saptandı. Kırıcı daha sonra ambulansla Medline Adana Hastanesi’ne sevk edildi.


Kritik dakikaların başladığı bu anlarda Kırıcı’nın kalbi durdu. Bunun üzerine şok uygulamasıyla hastanede kalbi yeniden çalıştırılan Kırıcı’nın kalp ritmi kontrol altına alınarak acil şekilde anjiyografi işlemine alındı. Medline Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Şükrü Karaca tarafından tıkalı olduğu tespit edilen 2 damarına müdahale edildi. İki gün yoğun bakım ünitesinde bilinci kapalı bir şekilde kalan Kırıcı, hızla iyileşerek sağlığına kavuştu.


Tatil için geldiği Kahramanmaraş’tan Adana’ya gitmek üzere otobüse bindikten sonra hiçbir şey hatırlamadığını ifade eden Kırıcı, “Karın ağrısı olunca beni hastaneye kaldırdılar. Orada kalp krizi geçirmişim. Daha sonra Medline Adana Hastenesi’ne sevk etmişler. Yaklaşık 10 gün oldu bu olayları yaşayalı. Şu an oldukça iyiyim. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum” diye konuştu.


Hastanın çok genç olduğunu ve uygulanan işlemleri anlatan Dr. Şükrü Karaca, “Hasta bize geldiğinde ölümcül derecede bir ritm bozukluğu vardı ve kalbi durmuş durumdaydı. Biz de hemen şok uyguladık ve hastanın kalp ritmini kontrol altına aldık. Sonrasında anjiyo işlemi uygulayarak tıkandığını gördüğümüz iki damara müdahale ettik. Hastamız koroner yoğun bakım ünitesinde ve kardiyoloji servisinde bir süre gözetim altında kaldıktan sonra sağlığına kavuştu. Şimdi kendisini Almanya’ya uğurlayacağız” dedi.


Kalp krizi sırasında hızlı tanı ve müdahalenin çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Karaca, “Bu durumda kaybedilen her dakika, hastanın ömrünü kısaltabiliyor. Dünyada hızlı müdahaleyi 115 ila 120 dakikada yapabiliyorsanız, iyi bir merkezsinizdir. Biz bu müdahaleyi 35-40 dakikada yaptık. Bu konuda oldukça deneyim sahibiyiz” ifadelerini kullandı.


Kırıcı’nın ailesinde de kalp hastalığı olduğunu ve ciddi bir sigara kullanıcısı olmasından dolayı kalp krizi riskinin arttığını kaydeden Dr. Karaca, “Bu durumu bilerek yaşamak çok zor. Böyle bir durum olduğunda hızlı tanı ve müdahale, ciddi anlamda hayat kurtarıcı oluyor. Onun için belli bir yaştan sonra insanlar, bir kalp uzmanına başvurmalılar. Gerekli tetkikleri ve kontrolleri en kısa zamanda yaptırmalılar” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ayhan Bora Kaplan davası sanığı: “Sözde tetikçiliğimi yapan adamlarla bir alakam yoktur” Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edilirken savunma yapan sanık Fethi Koyuncu, “Ne Bora Kaplan’ın benimle, ne de sözde tetikçiliğimi yapan adamlarla bir alakam yoktur” dedi. Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları yer aldı. Mahkeme başkanı 1 günlük verilen aranın ardından yargılamanın sanık ifadeleriyle devam edeceğini belirtti. Bora Kaplan’ı tanımadığını ancak ismen bildiğini söyleyen tutuksuz sanık A.E., 2019 yılında “Loop” adlı mekanda çalıştığını söyledi. A.E. mekanda çok fazla ekip değişikliği olduğundan dolayı “Ayhan” adlı kişiyi tanımadığını iddia etti. “Eğlence mekanlarına çöktüğüme dair delil yok” 2018 yılından itibaren “Albüm” ve “Tren” isimli mekanlarda ek gelir için valelik yaptığını söyleyen tutuklu sanık Fethi Koyuncu, “1 yılı aşkın çalıştım sonra pandemi dönemi başladı. 2020 yılında eğlence sektörünü bıraktım. Kızılay’da bir bijuteri dükkanım vardı. Sadece orayla ilgileniyordum. Ardından eğlence mekanları olan Cemil Kumaşçıoğlu ve Emre Topel ile ortak oldum. Kızılay’daki dükkanımı kapattım. Bana operasyon yapıldı. Polis memuru suçlandığım maddeleri okuduğunda şok oldum. Taksi duraklarına çökmüşüm, eğlence mekanlarının hepsi benimmiş. Benim bu suçları işlediğime dair bir delil yoktu” iddialarına yer verdi. Koyuncu, örgüt lideri olduğu öne sürülen sanık Kaplan’la bir samimiyeti olmadığını iddia ederken, Kaplan’ın tanınan birisi olduğu için fotoğraf çektirdiğini söyledi. “Sözde tetikçiliğimi yapan adamlarla bir alakam yoktur” Güvenlik ekiplerince yapılan operasyonlara rağmen telefon numarasını değiştirmediğini söyleyen Koyuncu, “Beni her aldıklarında benim telefonum incelemeye gitti. Ama bir şey bulamadılar. Daha ne olabilir ki diye düşünürken yine bir dosyayla geldiler ve cinayetten de yargılandığımı söylediler. Ne Bora Kaplan’ın benimle, ne de sözde tetikçiliğimi yapan adamlarla bir alakam yoktur. Bana ait olan İletişim Tespit Tutanağında suç unsuru olan bir şey olduğunu düşünmüyorum” ifadelerini kullanarak beraatini talep etti. Diğer tutuklu sanık İsa Aktaş ise örgüt üyeliği suçlamalarını kabul etmeyerek, mahkemeden beraatini talep etti. Olayın yaşandığı 22 Temmuz 2016 günü Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde Komiser olarak görev yapan tutuksuz sanık Umut Ö., dosyanın mağdurlarından Erkan Doğan’ın polis merkezine geldiği sırada odasında oturduğunu, şahsın karakola gelerek kaçırıldığını ve işkence gördüğünü söylediğini anlattı. Doğan’ın sorulan sorulara cevap vermediğini söyleyen sanık Umut Ö., Organize Suçlarla Mücadele ekiplerine teslim edildiğini söyledi. Aradan geçen 7 yılın ardından evinde gözaltına alındığını ifade eden Umut Ö., “Konunun ne olduğunu söylemediler. Organize şubeye götürdüler. Üstümü aradılar, nezarete attılar. Daha ortada HTS yok. Hiçbir şey yok. Şahsın teslim edilmesi talimatı, Gasp Büronun talimatıdır dedim. Müştekiye benim 2008 yılındaki fotoğrafımı gösteriyorlar ve teşhis ediyor. Daha sonra ben gözaltındayım canlı teşhis yaptırılmıyor. Olay gün ki şahıs katıldığı televizyon programında diyor ki bana Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğünde ki polis Ayhan Bora’nın yanında halay çeken şahıstır diyor” dedi. Sanık Umut Ö., alıkonularak işkenceye maruz kaldığı iddia edilen Doğan’la konuşmadığını söyleyerek, mahkeme heyetinden beraatini talep etti. Örgütle bir alakası olmadığını iddia eden tutuklu sanık Mahmut Gökhan Çanga, Bora Kaplan’ı avukat olarak girdiği bir duruşma esnasında gördüğünü anlattı. Çanga, Maktul Semih Arslan’ın hayatını kaybettiği dairenin kendisine ait olduğunu ve tek suçunun da Arslan’ı evine aldığını söyledi. Maktul Arslan’ın hayatını kaybettiği günü anlatan Çanga şunları iddia etti: “Olay günü Muhammed ve Semih geldi. Semih, ‘Bir kavgaya karıştım birini bacağından vurdum kalacak yere ihtiyacım var’ dedi. Zaten evimde geniş değil iki üç koltuk var, bir de esrar yetiştirdiğim bir odam var. içeri aldım. Sonra bunlar markete gitti geldi. Geldiklerinde hiç ‘nereye gidiyorsunuz’ diye sormadım yedek anahtar bile verdim. Sercan ve Semih geldi. ‘Muhammed nerde?’ dedim. ‘Teslim oldu, ben de teslim olacağım’ dedi. Ardından duş aldı, oturduk bana ‘ceza evi nasıl bir yer’ diye sordu. Ben de ‘Oğlum ben firariyim hiç bilmiyorum’ dedim. Kız arkadaşının olduğunu söyledi, ’Seni seviyorsa bekler rahat ol’ dedim. Sonra dışarda oturuyorduk bunları konuşurken, uyuya kalmışım kalktım tuvalete girdim Semihe baktım yoktu. Balkona çıktım, dışarı doğru baktım sonra karartı gördüm dikkatli baktığımda Semih’i gördüm aşağıda hemen Sercan’ı uyandırdım ’Semih intihar etmiş’ dedim. Olaya ait görgüm bu kadardır. Beraatimi talep ediyorum.” Sanık beyanlarının ardından duruşmaya 15 dakika ara verildi. Verilen arada Organize Şube ekiplerince Bora Kaplan’a ait telefon kendisine verilerek şifresinin açılması istendi. Kaplan, hatalı şifre girerek telefonun süreli olarak kitlenmesine neden oldu. Tutuksuz sanıklar Muammer Ç., Gürkan Ü., Metehan O. ve tutuklu sanıklar Muhammet Kaplan ile Murat Sağlam’ın beyanlarının ardından mahkeme başkanı duruşmanın yarım devam etmek üzere ertelendiğini bildirdi.