EKONOMİ - 15 Ocak 2020 Çarşamba 16:39

Temsa fabrikasında işçiler, üretimin yeniden başlaması talebiyle eylem yaptı

A
A
A
Temsa fabrikasında işçiler, üretimin yeniden başlaması talebiyle eylem yaptı

Adana’da Temsa işçileri üretimin yeniden başlaması talebiyle eylem yaptı.

Adana’da Temsa işçileri üretimin yeniden başlaması talebiyle eylem yaptı. Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, “Otobüsümüzün tekerine çomak sokanları yaptıkları yanlıştan döndürmeye geldik” dedi.


Yılda 10 binin üzerinde otobüs, midibüs ve hafif kamyon üreten, ABD ve Avrupa Birliği dahil yaklaşık 70 ülkede faaliyet gösteren otomotiv devi Temsa’nın önce True Value Capital Partner’s fonuna satılması, ardından da üretime ara vermesi tartışmalara neden oldu. Bugün de Özçelik-İş Sendikası, işçilerle birlikte üretime yeniden başlanması talebiyle eylem yaptı.


Fabrika önünde düzenlenen eylemde konuşan Özçelik-İş Sendikası Adana Şube Başkanı Sedat Aydın, maaşların gününde ödendiğini ancak işçilerin çalışmak istediklerini söyleyerek, “Bizler meydanda olmak değil işimizin başında olmak istiyoruz. 6 haftadır üretim durdu. Tekrardan işimize dönmek istiyoruz. Bütün yetkilileri Temsa için harekete geçmeye davet ediyoruz” diye konuştu.


Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci de yerli otomobil için sevinç çığlıkları atıldığı bir dönemde, Türkiye’nin adını onlarca ülkede duyuran Temsa’nın yok olup gitmesine seyirci kalınmaması gerektiğini kaydederek, “Biz Temsa’yla doğduk, Temsa’yla büyüdük. Kazandık ve kazandırdık. Bugün hak etmediğimiz bir tabloyla karşı karşıyayız. İşte bu yüzden gün birlik, beraberlik, Adana’nın ve Türkiye’nin günüdür. Ekmek kapımıza vurulan kilitleri kırmaya, yeni umutlara yelken açmaya geldik. Buraya Temsa için yazılmış ölüm fermanını yıkmaya geldik. Evimize yeniden ekmek götürmek için sesimizi Türkiye’ye duyurmaya, otobüsümüzün tekerine çomak sokanları yaptıkları yanlıştan döndürmeye geldik” dedi.


Temsa işçisinin dün olduğu gibi bugün de üretmeye hazır olduğunu ifade eden Yunus Değirmenci, “Temsa işçisi bedeniyle, ruhuyla burada. Yetkililerin elini taşın altını koyup, gerekeni yapmasını istiyoruz. Temsa işçisini kapının önüne koymanın vebali ağır olur. Onun için çağrımıza olumlu cevap verilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Konuşmaların ardından eylemciler alandan ayrıldı. Eylemcilerin dağılmasıyla polis karayolunda trafiğin durmaması için önlem aldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.