GENEL - 16 Ocak 2021 Cumartesi 09:30

Adıyaman Mor Petrus Mor Pavlus Kilisesi, 2010 yılında restore edildi

A
A
A
Adıyaman Mor Petrus Mor Pavlus Kilisesi, 2010 yılında restore edildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoan’ın son yıllarda artan İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılığa karşı Türkiye’de devlet tarafından restore edildiğini söylediği kilise, manastır ve sinagoglardan biri de Adıyaman’da bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoan’ın son yıllarda artan İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılığa karşı Türkiye’de devlet tarafından restore edildiğini söylediği kilise, manastır ve sinagoglardan biri de Adıyaman’da bulunuyor. Adıyaman Mor Petrus Mor Pavlus Kilisesi, aslına uygun şekilde restore edilerek, modern ve estetik hale dönüştürüldü


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ülkelerinin büyükelçileri ile bir araya geldiği Çankaya Köşkü’nde yaptığı konuşmada, son yıllarda artan İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılığa dikkat çekerek, "Biz kilise, manastır, sinagog, bunları hazinemizden, kendi cebimizden restorasyonlarını yapmak suretiyle ibadete açıyoruz. Bütün bunlar açık net ortadayken acaba şu anda Fransa’da, Almanya’da Avrupa’nın birçok yerinde Müslümanların ibadet hanelerine yapılan bu tür bombalama yaklaşımlarını neyle izah edeceğiz” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan’ın devlet tarafından restore edildiğini açıkladığı kiliseler arasında Adıyaman’daki Mor Petrus Mor Pavluv Kilisesi de yer alıyor. Şanlıurfa Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 2010 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları kapsamında Adıyaman Mor Petrus Mor Pavlus Kilisesi restore edilerek, hemen yanındaki atıl haldeki eski idari binası kaldırıldı. Bu binanın yerine ise çağa uygun modern bir metropolit binası inşa edildi. Kilise ve çevresindeki düzenlemeler kapsamında ise avlular kesme taşlarla döşenerek yeşil alanlar ve çocuk oyun parkı oluşturulmuştu. Metropolitlik avlusunun doğu ve batı duvarları güçlendirilerek kesme taşlarla, mimari kapılarla bütünleştirildi. Çalışmaların ardından son derece modern ve estetik hale dönüştüren kilise, çalışmaların tamamlanmasının ardından yeniden hizmete açıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.