POLİTİKA - 04 Nisan 2019 Perşembe 00:59

Ağrı Belediye Başkanı Sayan: "İstanbul ve Ankara seçimlerinde yüzde yüz hile var"

A
A
A
Ağrı Belediye Başkanı Sayan: "İstanbul ve Ankara seçimlerinde yüzde yüz hile var"

Yerel seçimlerde Ağrı’da AK Parti Belediye Başkanı seçilen Savcı Sayan, "İstanbul ve Ankara seçimlerinde yüzde yüz hile var"dedi.

Yerel seçimlerde Ağrı’da AK Parti Belediye Başkanı seçilen Savcı Sayan, "İstanbul ve Ankara seçimlerinde yüzde yüz hile var"dedi.


İHA muhabirine verdiği röportajda ülke genelinde yaşanan seçim sonuçlarına yapılan itirazlarıyla ilgili sorulan soruya, "Ben ülke genelini çok yakından takip ediyorum. Daha önce de ben bu işlerde uzman bir kardeşinizim. Ben şunu söylüyorum. İstanbul ve Ankara seçimlerinde yüzde yüz hile var. Bakın yüzde yüz diyorum, hiç ihtimalsiz" ifadelerini kullanan Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, 31 Mart yerel seçimlerinin basit olarak görülmemesinin altını çizdi.


"15 Temmuz’da Ankara da Mansur Yavaş, İstanbul’da İmamoğlu Belediye Başkanı olsaydı, biz bu darbeyi önleyemezdik"


Gezi olaylarına işaret eden Sayan, "Gezi de nasıl ki mesele dört ağaç meselesi değilse, bugün Ankara ve İstanbul seçimleri de sadece İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın seçimi değildir. Çok daha büyük bir fotoğraf vardır. Maalesef bunu görmüyoruz ya da görmek istemiyoruz. Olay şudur. Bakın, eğer 15 Temmuz’da Ankara da Mansur Yavaş, İstanbul’da İmamoğlu Belediye Başkanı olsaydı, biz bu darbeyi önleyemezdik ve bunu bizi dizayn etmek isteyen, yok etmek isteyen dış güçler anlamış. Dolayısıyla iki kritik mevziiyi, Cumhurbaşkanı’nın iki ikametgâhını, İstanbul ve Ankara’yı ele geçirmeden Türkiye’yi bölemeyeceklerini, darbeler yapamayacaklarını anladılar. Dolayısıyla bu seçim de bu tezgâhı kurdular. Bu kumpas i kurdular. Bizim içimize de hainler yerleştirdiler’’diye konuştu.


Yapılan seçimin kesinlikle hile ile İstanbul ve Ankara’yı ele geçirme operasyonu olarak gördüğünü dile getiren Sayan, "Nasıl ki, cumhurbaşkanının arkasındaki yaveri çözememişsek içimizdeki hainleri de görmedik. Onlar sandıkların birçok yerinde görevlerini yapmadılar ya da bilerek manipülasyon yaptılar. Güvenlik görevlileri içerisinde hâkim savcıların içerisinde hala temizleyemediğimiz kriptolar vardır. Bunlar Ankara ve İstanbul seçimlerini dizayn ettiler, hile karıştırdılar. Bakınız 25 tane ilçeyi kazanıyoruz. Adamlar 13 ilçe ile büyük şehir belediyesini bizden alıyorlar. Sebep nedir, bunu hiç düşündünüz mü? Burada büyük bir hile var. Yeni bir darbe girişimi için İstanbul ve Ankara mevzilerinin mutlaka ele geçirilmesi gerektiğine dair kanaatleri düşünceleri var. Dolayısıyla o iki mevzi onların elinde olmadığı müddetçe hiç bir darbeyi başaramayacaklarını anladılar. Olay budur, böyle bakmak lazım. Diğer yerler de lokal itirazlar olabilir. Peki, CHP eğer hile yoksa sayımdan niye rahatsız oluyor? Niye gidip müracaat ediyor, Durdurun diyor. Şimdi HDP gelsin 50 defa saysın, yüz defa saysın, iki yüz defa saysın. Hiç rahatsız olmayız. Abdestimizden şüphemiz yok, çok şükür. Dolayısıyla böyle bir şey olmaz. Böyle bir şey yanlıştır. Böyle bir şeyi kabul etmememiz lazım. Ben bu seçimin kesinlikle hile ile İstanbul ve Ankara’yı ele geçirme operasyonu olarak görüyorum Allah’ın izniyle bu işe sahip çıkacaklar arkadaşlarımız ve bu işi bu problemi ortadan kaldıracaklar" ifadelerini kullandı.


Ağrı’da geçirdiği üç aylık seçim sürecini anlatan Ağrı Belediye Başkanı Sayan, "Biz hep anlattık, söylüyoruz. Sahaya hızlı bir şekilde indik. 96 gün boyunca sahadan hiç çıkmadık, dokunduk, her kesin evine gittik, barkına gittik. Çocukla çocuk olduk, büyükle büyük olduk. Kadınlarımıza dertleri anlattık, gençlere gidip dertleri anlattık. Tabi ki dokunduk tan sonra bizim onlardan biri olduğumuzu gördüler. Birlikte Ağrı’yı kurtaracağımıza dair beyanlar da bulunduk. Onlarda bizlere inandılar, güvendiler. Sonuçta büyük bir zafer kazandık. Biz ahırlara kadar girdik. Çobanlarla birlikte hayvanların yanı başına oturarak ağrının sorunlarını konuştuk. Bugüne kadar da pek konuşan olmadığı için bizi çok şaşkınlık içinde karşıladılar. Bize güvendiler. Bence ağrı tarih yazdı. Bundan sonra da yazmaya devam edecek. Umarım bölge için de bir moral olmuştur. Bölge için de yeni bir sayfa olmuştur" şeklinde konuştu.


Ağrı’nın üç ilçesinde seçim sonuçlarında yaşanan aksaklıkları anlatan Sayan aksaklıkları gidermek için İl Teşkilatı olarak itirazda bulunulduğunu ve bunun en doğal hakları olduğunu belirtti. Ağrı Belediye Başkanı Sayan, sandığa güvendiklerini söyleyerek, "Biz oyların tekrar sayılmasını istiyoruz. Bundan niye rahatsız oluyorlar ben anlamadım. Bize verin demiyoruz ki. Diyoruz ki, muşaitlerin huzurunda, oradaki arkadaşların huzurunda, bizim dört ilçeye itirazımız var, bu itirazlarımızı bir değerlendirin. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi? bunu yapmıyorlarsa demek ki bize yanlış bir hareket var. İnşallah Ağrı’da da sayımlar yapılır. Haksızlık var ise ortadan kalkacaktır. Biz sandığa güveniyoruz ve inanıyoruz. Ama yeter ki hile karışmasın. Hile karıştı mı, kumpas varsa birileri bizim ülkemizi dizayn etmek için daha önce sandık sandık dediğimiz için bu seferde sandıkla kumpasa başladıysalar, bunlara dur demenin farz olduğunu biz dile getiriyoruz" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Yolda yatan köpeğin üzerinden otomobili ile geçti Sakarya’nın Karasu ilçesinde bir otomobilin yolda yatan köpeğin üzerinden geçip yoluna devam ettiği anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Ezilen köpeğin sahibi ve mahalle sakinleri, yaşanan acı olaya tepki gösterdi. Olay, Karasu Yalı Mahallesi Barbaros Caddesi üzerinde meydana geldi. Mahalle sakinlerinden Güler Yaşar’ın sahibi olduğu köpek, yol kenarında yattığı sırada bir arabanın üzerinden geçmesi sebebiyle yaralandı. Ayakları kırılan köpek, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne ait Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi altına alındı. Otomobil sürücüsünün, köpeğin üzerinden geçerek hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ettiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, üzerinden otomobil geçen köpeğin acı içerisinde yerde kıvrandığı anlar yer aldı. "Hızlı gelse, fren yapamasa kaza deriz ama öyle bir şey olmadı" Yaşanan olaya mahalle sakinleri ve köpeğin sahibi Güler Yaşar tepki gösterdi. Yaşar, “Köpek yol kenarında yatıyordu, araba 14.58’de köpeğin üzerinden geçmiş. Tümseğin üzerinden geçtikten sonra hiç fren yapmadan geçti, hiç durmadı. Köpeğin sesini duyunca aşağıya indik, tedaviye gönderdik. Hızla gelip çarpmıyor. Yavaş yavaş geliyor, üzerinden geçiyor. Mahalle içinde çocuklar var, yaşlılar var. Bir hayvanın üzerinden geçiyor ve durmuyor. Tepkimiz bu yüzden. Telefonuna mı bakıyordu, önündeki hayvanı görmüyor. Nereye bakıyordu? Hızlı gelse, fren yapamasa kaza deriz. Öyle bir şey de olmadı” diye konuştu.
İstanbul Dilan Polat mahkemede gözyaşlarına boğuldu Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında Dilan ve Engin Polat çifti savunma yaptı. Dilan Polat’ın savunması sırasında sık sık ağladığı görüldü. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde başlandı. Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanıklar Dilan, Engin ve Sezgin Polat ile müşteki Banu Parlak hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. Duruşmada kimlik tespiti esnasında Engin Polat “aylık ortalama gelirim 200 bin” dedi. Dilan Polat da aylık gelirinin 200 bin TL olduğunu söyledi. Engin Polat duruşma salonunda küçük oğlu ile telefonda konuşup konuşamayacağını sorarak “6 aydır konuşmuyoruz” dedi. Hakim bu talebin üzerine “her türlü temas yasak” dedi. Dilan Polat ise ağlayarak duruşma salonuna girdi ve eşinin elini tuttu. Polat, duruşma salonunun izleyici kısmında oturan kızının da elini tutmak istedi ancak jandarma izin vermedi. Dilan Polat kızına sık sık “Kızım seni çok seviyorum, hepsi geçecek, yapmadık biz yapmadık” dedi. Sanık Polat duruşma salonunda göz yaşlarına hakim olamadı. Dilan Polat savunmasında “Ben Banu Parlak’ı tanırım kendisi 6 yıllık arkadaşım. Küsüp barıştığımız dönemler oluyordu. İş yeri kurşunlanmadan önce işleri konusunda benden yardım destek istemişti. Ben de kendisine seve seve yardım edeceğimi söyledim. Daha sonra sosyal medyada haberleri görünce haberim oldu. Can güvenliğinin olmadığını ve bizi sorumlu tuttuğuna dair paylaşımlar gördüm. O ana kadar aramızda problem yoktu. İş yerinin kurşunlandığını da basın ve sosyal medyadan öğrendim. Bu sırada yargılandığımız kişilerle de hiçbir bağlantımız yoktur. Daltonlar çetesi eşimi ve beni de tehdit etmiştir. Bununla alakalı mesajlar da mevcut” dedi. Polat savunması sırasında da zaman zaman duygulanarak ağladı. Dilan Polat savunmasının devamında “Can Dalton bana senin namusunu elinden alacağım diye mesajlar da iletmişti. Bizi tehdit eden kişilerle aynı dosyada neden yargılanıyoruz bilmiyorum. Gürcistan’a 2018-2019 yıllarında hamilelik dönemimde gittim. Yemek yedim ziyaret ettim döndüm. Sosyal medyada ön planda bir hayat yaşıyorum. Maddi durumumuzun iyi olmasından dolayı farklı yollarla Halil İbrahim Kalkan’ın haraç kesmek istediğini düşünüyorum. Pendik şubemize giderek tabelaları indirin demişti. Çalışanların elinde ses kayıtları da mevcut. Benim Banu Parlak ile husumetim yoktu. Neden böyle bir konuda beni ve ailemi hedef gösterdi anlamıyorum. Dosyada bahsi geçen kimseyi aile üyelerim dışında yani tanımıyorum. Video için de ben sosyal medyada o dönemde aleyhime paylaşımlar yapılıyordu. Çocuklarım ve ailem için. Kafam çok karışıktı herkes saldırı halindeydi. Suçlamayı kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı. Dilan Polat müşteki avukatının “tedbir kararının anasını danasını göreceksin sözlerini kime söylediniz sorusu üzerine “ Benim orada direkt muhatabım yoktu. Kara para aklandığımıza, illegal işler yaptığımıza dair paylaşımlar yapılıyordu. Genel söyledim” dedi. Engin Polat ise savunmasında “Banu Parlak’ı tanımam. Görüşmüşlüğüm yoktur. Bir gün sosyal medyada ‘benim başıma bir şey gelirse Dilan ve Engin Polat sorumludur’ diye açıklamalar yapıyor. Ben de eşime ‘bu kadın senin arkadaşın değil mi neden böyle yapıyor ara kendisi ile görüş’ dedim. Eşim ‘ben aramam dedi’ ben de üzerine düşmedim. Ama karım iyi niyetli olarak aramış benim sonradan haberim oldu. O ara çok mesele vardı. Kara para aklama. Onun da gerçek olmadığını yakında göreceğiz. Bu arkadaşın dükkanı kurşunlanmış. Akabinde bizden şikayetçi olmuş. İfadeye çağırdılar gittik. Olay bundan ibaret bizim hiç kimse ile bir alakamız yok. Ben diğer sanıkların olduğunu bu mahkemede öğrendim şu an. Yalancı tanık Halil İbrahim Kalkan, bizi tehdit edip şubelerimizi arayıp Sezgin ve Engin Polat ile görüşeceğim diyerek tehdit ediyordu. Bu daha önceden de başımıza geldi. ‘Onları şöyle yapacağım böyle yapacağım, bu tabelaları indirin bundan sonra burada Dilan Polat yazmayacak Halil İbrahim Kalkan yazacak’ diyormuş. 2-3 ay devam etti. Biz telefon sapığı diye dikkate almadık. Lakin bir gün Pendik şubemize gidip tehditte bulunmuş. Babama ‘bu böyle olmaz gidelim şikayetçi olalım fiziken de üzerimize gelmeye başladı’ dedim. Gayrettepe’ye gidip şikayetçi olduk. Açılan davalar sonucu bu şahıs ceza aldı öyle biliyorum. Bu şahıs ‘ben Sezgin Polat’a 500 bin TL borç verdim bunu almak için arıyorum’ diye kılıf uydurmuş. Bu kılıfına daha sonra Banu Parlak’ı ekledi. Güya Banu Parlak’ın vurulmasını istemişiz karşılığında para teklif etmişiz. Yalancı bir tanıktır" şeklinde konuştu. Gürcistan ile hiçbir bağlantısının olmadığını söyleyen Engin Polat, "Bağlantımı bırakın orada olan birini 1 kere bile telefon ile aramadım. Gürcistan’a 4-5 sene evvel 6 aile çift olarak tatile gittik” dedi. Engin Polat devamında “Ben Daltonlar çetesini de tanımam. 2 ay önce gazete okurken öğrendim. Can Dalton daha önce eşimi tehdit etmişti. 2 dükkanım 3 ayrı zaman diliminde kurşunlandı. Ben de bunun üzerine şerefsizler diyerek video paylaştım. Bu adam daha sonra bana yanıt verdi. ‘Bundan sonraki mermi sana’ diye cevap verdi. Bu dosyada iftiraya uğradık. Ticari itibarımız zedelendi. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum. Yalanın ve iftiranın delili olmaz. Ben ve ailemde en ufacık bir delil bulunursa her türlü cezaya razıyım” şeklinde konuştu. Müşteki avukatının sorusu üzerine Engin Polat “Emirhan Döner diye birini tanımıyorum böyle biri ile görüşmedim. Fatih Gezer benim çocukluk arkadaşımdır. Cezaevinden beni aradı. Medyada dükkanımızın kurşunlandığını görmüş. Bana kendi çabasıyla yardımcı olmaya çalıştı şunu tanıyorum bunu tanıyorum diye ama konuşmada Daltonlar çetesi adı geçmedi” dedi. Duruşma Engin Polat’ın babası Sezgin Polat’ın savunması ile devam ediyor.